Ak Parti Manisa Milletvekili Özdağ: Hukukdışı Fişleme Hitler Dönemine Ait

AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, Tuğgeneral Naim Babüroğlu‘nun Manisa 1.

AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, Tuğgeneral Naim Babüroğlu‘nun Manisa 1. Piyade Er Eğitim Tugay Komutanlığı yaparken hazırlattığı EMASYA planı kapsamında yüzlerce kişiyi fişletmesinin kanundışı olduğunu söyledi. Fişlemenin Hitler zihniyetiyle aynı olduğunu belirten Özdağ, "Halkı ideolojik olarak rejim yanlısı ve karşıtı diye tasnif edip yaşam biçimleriyle ilgili raporlar düzenleyerek kendisini vatandaşların üzerinde gören bir zihniyetle karşı karşıyayız. Bu zihniyet, Hitler dönemine aitti. Bu kişiler, hâlâ kendini tek parti döneminde zannediyor, Türkiye‘de komünizm olduğunu zannediyor. Hukuk dışı faaliyetlerine son vermelidirler. Kimse kendisini halkın üzerinde görmesin. 1960 ihtilâlini yapanlar cezalandırılmadığı için 1971, 1980 ve 28 Şubat süreci yaşandı. Bunlar 1940‘lardaki CHP zihniyetedir. İnsanlar özgürdür; etnik kimlikleriyle, fikirleriyle serbestçe kendini ifade etmelidir." açıklamasında bulundu

Celal Bayar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Pekdemirli de insanları fişlemenin anayasal suç olduğunu söyledi. İşlemin hukuka aykırı olduğunu vurgulayan Rektör Pakdemirli, "Üniversitemizde görevli hiçbir öğretim üyesi arasında böyle bir ayrım yapılamaz. Yapılanı hiçbir şekilde tasvip etmiyoruz." dedi. Manisa Demokrasi Platformu Başkanı Abdullah Polat, her türlü fişlemeye karşı olduklarını belirterek, "Özellikle güzide devlet kurumlarının başında gelen ordumuzda, bu tür yasal olmayan yollara başvurularak birtakım işler yapılmasını tasvip etmiyoruz." şeklinde konuştu.

Fişlemede adı geçen Manisa İlim ve Kültür Vakfı Başkan Yardımcısı Hüseyin Sel ise o dönemde kendileri hakkında birilerinin rapor hazırladığı bilgisini edindiklerini kaydetti. Hukukdışı bir faaliyetleri bulunmadığını belirten Sel, "Keşke gelip bizim anlattıklarımızı dinleselerdi. 28 Şubat gibi felaketli günlerin bir musibet dönemi olduğunu bildiğimiz için duanın vaktidir diyerek dua ettik." dedi. Yaptıkları işlerden dolayı vicdanen rahat olduklarını ifade eden Hüseyin Sel, şunları söyledi: "Bizim yaptıklarımız, insanların kurtuluşu içindi. Onların da kurtuluşu içindi. Halkın nasıl bir faaliyet içinde olduğunu bilmek, kolluk kuvvetlerinin işidir; o görev de emniyet güçlerine verilmiştir. Bu görev askeriyenin değil ki. Bizim ne yaptığımızı, ne hakla araştırdılar? Yapılanlar yanlıştı, bir yere toslayacaktı ve tosladı. Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde böyle bir uygulama yok."

Sancak Çevre Ahlâk ve Kültür Derneği Başkanı Haydar Tekbaş da yapılanın, Türkiye‘de kendisini her şeyin üstünde gören bir darbeci zihniyetin ürünü olduğunu söyledi. Kınadıklarını belirten Tekbaş, "Bizim gibi dernekler, özel fedakârlıklarla toplumun değerlerine katkı yapmaya çalışıyor. Bu kurumları tanımadan, amaçlarını bilmeden haklarında antidemokratik ve önyargılı işlerde bulunmak bize değil, Türkiye‘nin değerlerine zarar verir. Türk toplumu, dejenere olmuş toplumlar karşısında kendini koruyabiliyorsa bizim gibi dernek ve vakıfların yaptığı faaliyetler sayesindedir. Kınıyorum. İnsanları şucu bucu diye ayırmak askeriyenin görevi değildir. Ordunun içinde bir kesim, son yıllarda kendisine siyasi bir rol biçmiştir. Görevi olmayan işlere karışmaya başlayanları, güzide kurumumuz içinde barındırmayacaktır. Son yıllarda halkımız, herkesin rolünün ne olduğunu ve ne olması gerektiğini sandıkta belirliyor. Askerin görevi de bellidir. Türkiye‘de gelişen bir darbeci zihniyet, kendisini her şeyin üstünde görmüştür. Halkımız bugün hepsini yerli yerine oturtuyor." açıklamasında bulundu.