'En büyük ödülüm bu ülkede doğmak'
18. İstanbul Caz Festivali kapsamında Yaşam Boyu Başarı Ödülü alan müzisyen Okay Temiz, "Benim için en güzel ödül bu topraklarda doğmak. Çünkü burası kültür açısından çok zengin" dedi.
İKSV tarafından Garanti'nin desteğiyle düzenlenen ve SABAH'ın basın sponsorlarından olduğu 18. İstanbul Caz Festivali'nde ünlü caz müzisyeni Okay Temiz Yaşam Boyu Başarı Ödülü'nü aldı. Dün akşam The Marmara Esma Sultan'da gerçekleştirilen törende ödülünü İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı'dan alan Temiz, bu akşam gerçekleşecek festival kapsamında Tünel Şenliği'nde de Galata Meydanı'nda 45 kişilik bir müzisyen kadrosuyla konser verecek. Türkiye'den de pek çok müzisyeni keşfedip uluslararası sahneye taşıyan Okay Temiz, ödül töreni öncesi 50 yıllık müzik serüvenini SABAH'a anlattı.
CAZCILAR ÖDÜL SEVMEZ: "Yaşam boyu başarı ödülü tabii ki çok değerli bir ödül. İKSV cazı sevdirdi cazı tanıttı bizim cazcılarımızı tanıttı. Oradan alınan ödül de bu açıdan önemli. Ama ödül sevmiyorum o da ayrı bir şey. Kürsüye çıkmak falan bana zor geliyor. Mütevazilik dersin belki, artık ne dersen de. Caz müzisyenlerinde bu vardır zaten biz pek ödül sevmeyiz. Yaptığımız şeyi beğenmişsek en güzel ödül odur bizim için. En güzel ödül benim için bu topraklarda doğmak. Burası kültür açısından çok zengin bir ülke... Ben bu ülkenin müziğini kullandım. Müzikte ilk eğitimim anne karnında. Annem bana hamileyken ud çalardı ondan duydum ben bu müziği."
SENFONİ VE MEHTERLE CAZ: "Şimdiye kadar pek çok farklı müzikle cazı buluşturdum. Kültür ve Turizm Bakanlığı Mehteri'nden yola çıkarak Barış Orkestrası'nı yaptım. Aslında mehter, Osmanlı tarafından düşmanlara karşı yapılmış bir savaş orkestrası. Oysa biz müziği Ruslarla, Yunanlarla birlikte çaldık. İzmir, Ankara, Samsun, İstanbul, Adana Devlet Senfoni Orkestraları, Hacettepe, Bilkent ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestraları'yla birlikte senfonik müziğe cazı kattık.
ROMAN MÜZİĞİ KONSERDE: "Roman müziği düğünlerde çalınır gibi bilinirdi. Onları konser salonlarına festivallere taşıdım. Saffet Gündeğer en iyi klarnetçiydi rahmetli oldu, Ergun Şenlendirici en iyi trompetçidir. Hüsnü Şenlendirici'nin babası, Binali Selman zurnacıdır. Salih Baysal dünyanın dördüncü kemancısı seçildi ama düğünlerde çalıyordu... Bunlar keşfedildi, dünya sahnelerine taşındı. Bu saydığım kişiler hep çalıyordu keşke benden önce başkaları keşfetseydi."
CAZ İÇİN GİTTİM TÜRK MÜZİĞİ ÇALDIM
"Ankara Devlet Konservatuarı'nda klasik müzik eğitimi aldıktan sonra 1960'lı yıllarda İsveç'e gittim uzun süre burada kaldım. İsveç'te kaldığım süre içinde Afrika'dan gelen iyi müzisyenlerle çalma imkanım oldu. Onlar da Afrika formunu alıp caza uygulama hevesi taşıyordu. Onlarla çaldım. 1967-68'lerde bu çok yeniydi. Cazın yelpazesini genişlettik. İsveç'e caz çalmaya gittim ama bana 'Hoş geldin' Bize Türk ezgileri çal' dediler. Ben ana karnında dinlediğim müziğe geri döndüm. Kariyerimde bunun etkisi çok büyüktür."
CAZCILAR ÖDÜL SEVMEZ: "Yaşam boyu başarı ödülü tabii ki çok değerli bir ödül. İKSV cazı sevdirdi cazı tanıttı bizim cazcılarımızı tanıttı. Oradan alınan ödül de bu açıdan önemli. Ama ödül sevmiyorum o da ayrı bir şey. Kürsüye çıkmak falan bana zor geliyor. Mütevazilik dersin belki, artık ne dersen de. Caz müzisyenlerinde bu vardır zaten biz pek ödül sevmeyiz. Yaptığımız şeyi beğenmişsek en güzel ödül odur bizim için. En güzel ödül benim için bu topraklarda doğmak. Burası kültür açısından çok zengin bir ülke... Ben bu ülkenin müziğini kullandım. Müzikte ilk eğitimim anne karnında. Annem bana hamileyken ud çalardı ondan duydum ben bu müziği."
SENFONİ VE MEHTERLE CAZ: "Şimdiye kadar pek çok farklı müzikle cazı buluşturdum. Kültür ve Turizm Bakanlığı Mehteri'nden yola çıkarak Barış Orkestrası'nı yaptım. Aslında mehter, Osmanlı tarafından düşmanlara karşı yapılmış bir savaş orkestrası. Oysa biz müziği Ruslarla, Yunanlarla birlikte çaldık. İzmir, Ankara, Samsun, İstanbul, Adana Devlet Senfoni Orkestraları, Hacettepe, Bilkent ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestraları'yla birlikte senfonik müziğe cazı kattık.
ROMAN MÜZİĞİ KONSERDE: "Roman müziği düğünlerde çalınır gibi bilinirdi. Onları konser salonlarına festivallere taşıdım. Saffet Gündeğer en iyi klarnetçiydi rahmetli oldu, Ergun Şenlendirici en iyi trompetçidir. Hüsnü Şenlendirici'nin babası, Binali Selman zurnacıdır. Salih Baysal dünyanın dördüncü kemancısı seçildi ama düğünlerde çalıyordu... Bunlar keşfedildi, dünya sahnelerine taşındı. Bu saydığım kişiler hep çalıyordu keşke benden önce başkaları keşfetseydi."
CAZ İÇİN GİTTİM TÜRK MÜZİĞİ ÇALDIM
"Ankara Devlet Konservatuarı'nda klasik müzik eğitimi aldıktan sonra 1960'lı yıllarda İsveç'e gittim uzun süre burada kaldım. İsveç'te kaldığım süre içinde Afrika'dan gelen iyi müzisyenlerle çalma imkanım oldu. Onlar da Afrika formunu alıp caza uygulama hevesi taşıyordu. Onlarla çaldım. 1967-68'lerde bu çok yeniydi. Cazın yelpazesini genişlettik. İsveç'e caz çalmaya gittim ama bana 'Hoş geldin' Bize Türk ezgileri çal' dediler. Ben ana karnında dinlediğim müziğe geri döndüm. Kariyerimde bunun etkisi çok büyüktür."