Avrupa Konseyi Türkiyeden endişeli

Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri'nden Türkiye'ye sert bir uyarı geldi. Yayımlanan raporda, "Türkiye... İşte haberin detayları.

onseyi İnsan Hakları Komiseri'nden Türkiye'ye sert bir uyarı geldi. Yayımlanan raporda, "Türkiye ifade ve basın özgürlüğü konusunda endişe verici durumda. Acil önlem alınmalı" denildi. Nedim Şener ve Ahmet Şık'a açılan davalara, Hrant Dink cinayetine özel olarak değinildi. Doğan Medya Grubu'na verilen vergi cezası da rapordaydı.
"İfade ve basın özgürlüğü konusundaki durum özellikle endişe verici. Bu özgürlüklerin korunması ve eleştiriye tahammül ortamının yaratılması için acil önlem alınmalı... "

Bu ifadeler, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri'nin Türkiye raporundan...

Thomas Hammarberg, raporunu Avrupa Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle'nin, yeni dönemde Türkiye'ye ilk ziyaretinin başladığı gün, Strasburg'da açıkladı.

Endişelerin dile getirildiği o rapor, Hammarberg'in nisan ayı sonunda Türkiye'ye yaptığı ziyaret ile o ziyaret öncesi ve sonrasındaki temaslarının ışığında yazıldı.

Raporda Ahmet Şık ve Nedim Şener'in tutuklanmasından, Pınar Selek'in yıllar boyu süren yargılanma sürecinden bahsediliyor.

Ahmet Şık'ın, "İmamın Ordusu" kitabı hakkındaki bir yorum özellikle dikkat çekiyor:

"Komiser, savcı ve mahkemelerin, ifade özgürlüğü üzerinde önemli bir caydırıcı etki oluşturan henüz basılmamış bir kitaba el koyma kararından derin endişe duymaktadır. Komiser, aynı zamanda Şener ve Şık'ın avukatlarının verdiği bilgiye göre, soruşturmanın münhasıran Şener ve Şık'ın gazetecilik faaliyetleri ve haber kaynaklarıyla ilgili olmasından da büyük endişe duymaktadır."

Raporda AİHM'de Türkiye'yi ifade özgürlüğü konusunda bekleyen kararlara dikkat çekildi ve Avrupa'dan son dönemde sıklıkla verilen mesaj tekrarlandı:

"Anayasa değişiklikleri olumlu. Ancak Türkiye, toplumun bütün kesimleri ve bütün siyasi partilerin diyaloğuyla, bir an önce anayasa reformunu tamamlamalı."

Raporda, dava öncesi uzun gözaltı sürelerine, davaların uzayıp gitmesine dikkat çekildi; "Bu ortam, Türk basınını otosansüre itiyor" denildi.

Raporda Hrant Dink suikastına da yer verildi. Devlete, gazetecileri tehditler ve şiddetten koruma görevi olduğu hatırlatıldı.

Hammarberg, raporunda RTÜK kanununa da değindi; "Acilen yeniden değerlendirme gerekli. İnternette sistematik sansür ve sayfa kapatma cezaları, demokratik bir toplumda ihtiyaç duyulanın çok ötesinde" dedi.

Raporda, "Türk medyasında editöryal bağımsızlık sık sık sorgulanmakta, bu konuda büyük bir kuşku var" deniliyor. Doğan Medya Grubu'na verilen vergi cezası da bu açıdan ele alınıyor. Büyük bir kesim, 2009 yılında Doğan Medya Grubu'na verilen vergi cezasının hükümeti eleştirmesine karşı misilleme olarak algılandığını düşünüyor" ifadesine yer veriliyor.

Hammarberg'in raporunda, siyasetçiler başta olmak üzere kanaat önderlerine de bir çağrı da var.

Avrupa Birliği yetkilisine göre, basın özgürlüğünün önündeki engellerden biri hakaret davaları. Kanaat önderleri, basın özgürlüğünü kısıtlayan bu davaları açmaktan kaçınmalı.