Tümsiad’Tan Sivil Toplum Kuruluşlarına Birlik Çağrısı

Türkiye’de çoğu zaman siyasi tartışmaların odağında yer alan “Avrupa Birliği Yerel Yönetim Şartları”nın yerinde yönetimin verimli ve etkili olmasını sağlayabildiğine işaret eden Özcan Petekkaya, “Bugün itibarı ile il, ilçe ve beldelerimizi içine alan yerinde yönetimin dayandığı yasal çerçeve; Belediyeler ile İl Genel Meclisleri ve bunun içinde yer alan İl Özel İdaresi uygulamalarıdır. Türkiye’de yaygın olarak kullanılan yanlış bir kanaat, var olan bir uygulamanın aksayan yönlerini bulmadan, uygulamadaki küçük aksamaları iyileştirmeden, var olan sistemin bütünsel olarak sorgulanması kimi zaman ise bütünüyle ortadan kaldırılarak yerine başka organizasyonlar kurulmasıdır. Bir anlamda yap-boz yaklaşımı gibi gündeme getirilen yerinde yönetim uygulamasının asıl temeli, nitelikli ve donanımlı insanları var olan organizasyonlar içine yeterince alabilmektir. Değilse, katılımcı demokrasi geleneğini istediğimiz kadar gözden geçirelim, yerel yönetimlerde vatandaşların doğrudan temsil olunmasındaki mekanizmaları artıralım, elde edilen sonuçlar büyük oranda bugünkülerden farklı olmayacaktır. Çünkü Dünyanın en iyi kurgulanmış ve sorunsuz çalışan organizasyonlarında da işleri başaran sorumluluk sahibi, nitelikli insanların varlığıdır” diye konuştu.

Türkiye’deki yerel yönetimlerin başarılarını sorgularken öncelikle nitelikli iş gücünün, liyakate ve başarıya dayanan yönetim kademelendirmelerinin en önce sorgulanması gerektiğine değinen Petekkaya, “İşte bu tanımlama çerçevesinde Aydın’ın sürdürülebilir kalkınmasında öncelikli sorumluluk kamu idaresinden önce yerinde yönetimin asıl lokomotifi olması gerekenler; Belediyeler, Ticaret ve Sanayi Odaları, Borsalar, Meslek Odaları ile Sivil Toplum Kuruluşları olmak durumundadır. Kent Vizyonu geliştirmenin temel koşullarından biri kent için önceliklerin ve beklentilerin saptanmasıdır. Öncelikle bir kentin gelişme ve kalkınma kimliğinin belirlenmesi önemlidir. Kentin kanaat önderliğini yapmaya muktedir kurum ve kuruluşlardaki yetkili insanlar bunun cevabını geniş bir katılımla ve bilimsel temellere dayandırarak vermek zorundadır. Hangi konulara öncelik veriliyorsa kentin gelişimi ve değişimi de o yönde olacaktır” şeklinde konuştu.