Sanayici Siyasette Kısır Çekişme İstemiyor
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Celal Sönmez, ekonominin önüne geçen ve ülkenin enerjisini boşu boşuna tüketen kısır siyasi çekişmeleri istemediklerini belirterek, "Kim olursa olsun, daha oyun başlamadan mızıkçılığa başlayan oyuncu görmek istemiyoruz.
BTSO Haziran ayı Meclis Toplantısı Mehmet Erhan başkanlığında yapıldı. Gündem maddelerinin oylanmasının ardından söz alan eski OSBÜK Başkanı Mahmut Yılmaz, 18 Haziran‘da yapılan OSBÜK seçimlerinde başkan vekilliğine gelen İlhan Parseker‘i tebrik etti. BTSO OSB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Uğur, yönetimin kurumsallaşması için çalışmaların sürdüğünü söyledi. Sanayicilerle birlikte OSB‘yi geleceğe taşıyacak akiviteler içerisinde olduğunu belirten Uğur, 1 Temmuz 2011 tarihi itibariyle BTSO OSB Bölge
Müdürlüğüne Feridun Fer‘in getirildiğini söyledi.
Türker Ertürk‘ün yerine getirilen Fer, yaptığı konuşmasında BTSO OSB için elinden gelen en iyi hizmeti sergileyeceğini dile getirdi.
Ardından söz alan BTSO Yönetim Kurulu Başkanı Celal Sönmez, 12 Haziran seçimlerinin demokratik bir şekilde geçtiğini dile getirdi. Seçimden sonra verilen uzlaşma mesajlarınının geleceğe dönük umutlarını yeşerttiğini kaydeden Sönmez, ancak son dönemlerde yaşanan milletvekilliği yemini tartışmalarına vurgu yaptı. Henüz açılmadan meclisin kilitlenmesi ihtimalinden söz edildiğini ifade eden Sönmez, "Milletimiz, bu seçimlerde bütün sıkıntılarının çözüm adresi olarak TBMM‘yi gösterdi. Bu ülkeyi gerçekten seven
herkes, bu sorumluluğun gereğini yerine getirmekle mesuldür. Biz, bu ülkenin iş ve aş oluşturan girişimcileri olarak ekonominin önüne geçen ve enerjimizi boşa tüketen kısır siyasi çekişmeleri istemiyoruz. Kim olursa olsun, daha oyun başlamadan mızıkçılığa başlayan oyuncu görmek istemiyoruz. Biz çalışmak, üretmek, milletimizle birlikte zenginleşmek İstiyoruz. Hiç kimsenin bize bunu çok görmeye hakkı yok" diye konuştu.
"REKABET GÜCÜ ARTIRILMALI"
Gelişmiş ülkelere örnek teşkil edecek yeni bir anayasayı uzlaşmayla yapılmasını isteyen Sönmez, "Cumhurbaşkanından yargıya kadar sistemin tüm yetki ve sorumluluklarını, kuvvetler ayrılığı prensibini sağlamlaştıracak şekilde yeniden tanımlamalıyız. AB perspektifini yeniden ve karşılıklı olarak gündeme oturtan, istikrarlı bir süreç başlatmalıyız. Türkiye‘nin ihtiyaç duyduğu sürdürülebilir yüksek büyüme gücüne ulaşabilmek için gerekli makro ve mikro reformları hayata geçirmeliyiz. Bu reformların temel
hedefi, sanayileşmenin derinleştirilerek devam ettirilmesi, rekabet gücümüzün artırılması, işsizlik oranının makul bir seviyeye çekilmesi, kayıt dışı ekonomi ile mücadele, bölgesel gelişmişlik farkının azaltılması, kadınların iş gücüne katılımının artırılması ve temiz üretim çabalarının hızlandırılması olmalıdır" şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE BÜYÜMEDE DOMİNE KONUMDA"
Ekonomide bugüne kadar yakalanan hedeflerin önemine değinen Sönmez, küresel krizin etkilerinin hala tam anlamıyla silinmediğini söyledi. Sönmez, "Enflasyondan faizlere, kamunun borçlanma ihtiyacından doğrudan dış yatırımlara kadar pek çok alanda ilerleme kaydettik. Ancak küresel krizin etkileri henüz tam anlamıyla geçmiş değil. Avrupa‘da zayıf ekonomilerin yarattığı tedirginlik devam ediyor. Amerika ve AB‘nin güçlü ekonomilerinde sürükleyici büyüme dönemine en az birkaç yıl var. Kısa ve orta vadede dünya
ekonomisindeki büyümeyi, aralarında Türkiye‘nin de bulunduğu gelişmekte olan ülkeler domine edecek. Ancak ihtiyaç duyduğumuz dönüşümün hazırlıklarını yaparken, yüksek cari açık, azalan doğrudan dış yatırımlar ve düşük özel kesim tasarrufu gibi önemli handikaplarla yaşadığımızı unutmamalı, dikkatli davranmalıyız. Bu sebeple büyük fedakarlıklarla elde ettiğimiz makro kazanımların devamı için mikro reformlar konusunda iştahlı, hızlı ve kararlı olmalıyız" ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
Müdürlüğüne Feridun Fer‘in getirildiğini söyledi.
Türker Ertürk‘ün yerine getirilen Fer, yaptığı konuşmasında BTSO OSB için elinden gelen en iyi hizmeti sergileyeceğini dile getirdi.
Ardından söz alan BTSO Yönetim Kurulu Başkanı Celal Sönmez, 12 Haziran seçimlerinin demokratik bir şekilde geçtiğini dile getirdi. Seçimden sonra verilen uzlaşma mesajlarınının geleceğe dönük umutlarını yeşerttiğini kaydeden Sönmez, ancak son dönemlerde yaşanan milletvekilliği yemini tartışmalarına vurgu yaptı. Henüz açılmadan meclisin kilitlenmesi ihtimalinden söz edildiğini ifade eden Sönmez, "Milletimiz, bu seçimlerde bütün sıkıntılarının çözüm adresi olarak TBMM‘yi gösterdi. Bu ülkeyi gerçekten seven
herkes, bu sorumluluğun gereğini yerine getirmekle mesuldür. Biz, bu ülkenin iş ve aş oluşturan girişimcileri olarak ekonominin önüne geçen ve enerjimizi boşa tüketen kısır siyasi çekişmeleri istemiyoruz. Kim olursa olsun, daha oyun başlamadan mızıkçılığa başlayan oyuncu görmek istemiyoruz. Biz çalışmak, üretmek, milletimizle birlikte zenginleşmek İstiyoruz. Hiç kimsenin bize bunu çok görmeye hakkı yok" diye konuştu.
"REKABET GÜCÜ ARTIRILMALI"
Gelişmiş ülkelere örnek teşkil edecek yeni bir anayasayı uzlaşmayla yapılmasını isteyen Sönmez, "Cumhurbaşkanından yargıya kadar sistemin tüm yetki ve sorumluluklarını, kuvvetler ayrılığı prensibini sağlamlaştıracak şekilde yeniden tanımlamalıyız. AB perspektifini yeniden ve karşılıklı olarak gündeme oturtan, istikrarlı bir süreç başlatmalıyız. Türkiye‘nin ihtiyaç duyduğu sürdürülebilir yüksek büyüme gücüne ulaşabilmek için gerekli makro ve mikro reformları hayata geçirmeliyiz. Bu reformların temel
hedefi, sanayileşmenin derinleştirilerek devam ettirilmesi, rekabet gücümüzün artırılması, işsizlik oranının makul bir seviyeye çekilmesi, kayıt dışı ekonomi ile mücadele, bölgesel gelişmişlik farkının azaltılması, kadınların iş gücüne katılımının artırılması ve temiz üretim çabalarının hızlandırılması olmalıdır" şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE BÜYÜMEDE DOMİNE KONUMDA"
Ekonomide bugüne kadar yakalanan hedeflerin önemine değinen Sönmez, küresel krizin etkilerinin hala tam anlamıyla silinmediğini söyledi. Sönmez, "Enflasyondan faizlere, kamunun borçlanma ihtiyacından doğrudan dış yatırımlara kadar pek çok alanda ilerleme kaydettik. Ancak küresel krizin etkileri henüz tam anlamıyla geçmiş değil. Avrupa‘da zayıf ekonomilerin yarattığı tedirginlik devam ediyor. Amerika ve AB‘nin güçlü ekonomilerinde sürükleyici büyüme dönemine en az birkaç yıl var. Kısa ve orta vadede dünya
ekonomisindeki büyümeyi, aralarında Türkiye‘nin de bulunduğu gelişmekte olan ülkeler domine edecek. Ancak ihtiyaç duyduğumuz dönüşümün hazırlıklarını yaparken, yüksek cari açık, azalan doğrudan dış yatırımlar ve düşük özel kesim tasarrufu gibi önemli handikaplarla yaşadığımızı unutmamalı, dikkatli davranmalıyız. Bu sebeple büyük fedakarlıklarla elde ettiğimiz makro kazanımların devamı için mikro reformlar konusunda iştahlı, hızlı ve kararlı olmalıyız" ifadelerini kullandı.