Halkın Avukatları‘ndan Chp Ve Bdp‘ye Tepki
Konya, Karaman ve Aksaray‘da bulunan Hukuk Dernekleri‘nin oluşturduğu Halkın Avukatları Platformu‘na bağlı avukatlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi‘nde (TBMM) yapılan yemin törenine katılmayan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Barış ve Demokrasi Partisi‘nin (BDP) desteklediği bağımsız milletvekillerine tepki gösterdi.
Platforma bağlı avukatlar adına açıklama yapan Denge Hukukçular Derneği Başkanı Ramazan Aslan, 12 haziran seçimlerinde halkın son sözünü söylediğini ve halkın memleket sorunlarının çözümü için meclisi tek adres gösterdiğini söyledi. Buna karşılık bazı siyasilerin kendilerine verilen emanete sadık kalmayarak meclisi boykot edeceklerini açıkladığını dile getiren Ramazan Aslan, "Bu hareket halkımız nezdinde büyük hayal kırıklığına neden olmuştur. Meclise girmeme veya yemin etmeme eylemi açıkça siyasi bir
cinayet ve seçmenlere karşı sorumsuzluktur. Kendisini devletin kurucusu olarak gören bir partinin meclisi dolayısıyla halk iradesini boykot etmesi, üstelik bu konuda bölücü eylem ve söylemlerde bulunan bir takım kişi ve örgütlerle aynı sınıfta yer alması kabul edilemez. Halk iradesini ve parlamenter sistemi savunan bir anlayışın, meclisi boykot etmesi, kendisini inkar anlamına gelir. Böyle bir düşüncenin akla gelebilmesi dahi vahimken, birtakım siyasi çıkarlar hesabına hareket edilmesi kabul edilemez.
Meclisi boykot, bir siyasi partinin intiharı demektir" dedi.
Yaşanan krizin daha önceden başlayan bir sürecin sonucu olduğunu da dile getiren Aslan, "Zira bugün tahliye edilmemeleri bahanesiyle eyleme kalkışanlar, bu ihtimali bile bile çeteleri yargılayan mahkemeleri zor durumda bırakmak ve bu mahkemeler üzerinde baskı oluşturmak için aday göstermişlerdir. Hal böyle iken yemin etmeme ve meclise girmeme eylemi, açıkça yargıya müdahale ve pervasız bir şekilde mahkemelere tehdittir. Yargı, hiçbir kurum, kuruluş veya grubun zorlamasıyla bir karar almaz, alamaz. Bu
tavır açıkça baskı ve şiddetle hukuka müdahaledir. Milletin meclisini boykot edenlerin, anayasayı değiştirmek ve halkın iradesini daha güçlü kılmak konusundaki seçim öncesi beyanlarında pek de samimi olmadıkları görülmektedir. Bu şekilde davrananların amaçları anayasayı değiştirmek değil, değiştirmemek ve statükonun devamını sağlamaktır. Bu oyuna gelmeyen ve halkın iradesine saygı gösteren Milliyetçi Hareket Partisi‘nin siyasi duruşunu takdir ediyoruz" şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
cinayet ve seçmenlere karşı sorumsuzluktur. Kendisini devletin kurucusu olarak gören bir partinin meclisi dolayısıyla halk iradesini boykot etmesi, üstelik bu konuda bölücü eylem ve söylemlerde bulunan bir takım kişi ve örgütlerle aynı sınıfta yer alması kabul edilemez. Halk iradesini ve parlamenter sistemi savunan bir anlayışın, meclisi boykot etmesi, kendisini inkar anlamına gelir. Böyle bir düşüncenin akla gelebilmesi dahi vahimken, birtakım siyasi çıkarlar hesabına hareket edilmesi kabul edilemez.
Meclisi boykot, bir siyasi partinin intiharı demektir" dedi.
Yaşanan krizin daha önceden başlayan bir sürecin sonucu olduğunu da dile getiren Aslan, "Zira bugün tahliye edilmemeleri bahanesiyle eyleme kalkışanlar, bu ihtimali bile bile çeteleri yargılayan mahkemeleri zor durumda bırakmak ve bu mahkemeler üzerinde baskı oluşturmak için aday göstermişlerdir. Hal böyle iken yemin etmeme ve meclise girmeme eylemi, açıkça yargıya müdahale ve pervasız bir şekilde mahkemelere tehdittir. Yargı, hiçbir kurum, kuruluş veya grubun zorlamasıyla bir karar almaz, alamaz. Bu
tavır açıkça baskı ve şiddetle hukuka müdahaledir. Milletin meclisini boykot edenlerin, anayasayı değiştirmek ve halkın iradesini daha güçlü kılmak konusundaki seçim öncesi beyanlarında pek de samimi olmadıkları görülmektedir. Bu şekilde davrananların amaçları anayasayı değiştirmek değil, değiştirmemek ve statükonun devamını sağlamaktır. Bu oyuna gelmeyen ve halkın iradesine saygı gösteren Milliyetçi Hareket Partisi‘nin siyasi duruşunu takdir ediyoruz" şeklinde konuştu.
