İlk dünya prömiyerleri gerçekleştirilecek
Uluslararası İstanbul Müzik Festivali artık festival için özgün eser siparişi de veriyor. Festival kapsamında bugün ve yarın ilk dünya prömiyerleri gerçekleştirilecek eserler İlhan Usmanbaş ve Turgut Pöğün'e ait.
İstanbul Kültür Sanat Vakfı'nın (İKSV) düzenlediği s39. Uluslararası İstanbul Müzik Festivali'nde sahne sırası sipariş edilen eserlerde. Bu yıldan itibaren, Türkiyeli ve yabancı bestecilere eser siparişi vererek, çağdaş müzik repertuarını zenginleştirmeyi amaçlayan festival kapsamında bugün İlhan Usmanbaş'ın Konçerto İKSV adını verdiği eseri dünya prömiyeri yapacak. Eser, Aya İrini Müzesi'nde saat 20.00'de başlayacak 'Yola Çıkanlar & Yoldan Çıkanlar' başlıklı konser kapsamında seslendirilecek. Cem Mansur yönetimindeki Akbank Oda Orkestrası'nın, piyanist Stephen Kovacevich'e eşlik edeceği konserde, Konçerto İKSV'nin yanı sıra Beethoven, Corigliano ve bu yıl 200. doğum yılını kutladığımız Liszt'in eserleri de seslendirilecek. Genç besteci Turgut Pöğün'ün Müzikler I adlı eseri ise yarın santralistanbul Enerji Müzesi'nde saat 21.00'de gerçekleştirilecek 'Rüyaların Dili' başlıklı konserle dünya prömiyeri yapacak. Konserde, Pöğün'ün eserini Hezarfen Ensemble seslendirecek. SABAH'ın da sponsorları arasında olduğu İstanbul Müzik Festivali'nin ilk sipariş eserlerine imzalarını atan İlhan Usmanbaş ve Turgut Pöğün, IKSV'nin böylesi bir uygulamaya başlamasından memnun. Genç besteci Pöğün, "İKSV türü kurumların bestecilerimize eser siparişi vermeye başlamalarını memnuniyet ile karşılıyorum. Diğer kurumlara da örnek teşkil edecek bir davranış. Klasik müzik alanında bu tür siparişler olması, ülkemizde besteciliğin bir meslek haline gelmesine ve böylelikle sanat üretiminin varlığının Türkiye'de sürdürmesine vesile olacaktır," diyor. İKSV'den gelen teklif, usta müzisyen İlhan Usmanbaşı da mutlu etmiş: "İKSV bana, Ekim ya da Kasım ayı gibi teklifini iletti. Eseri seslendirmesini istedikleri orkestrayı ve eserin süresini belirttiler. Ben de seve seve kabul ettim. Birkaç ay içinde de eseri hazırlayıp teslim ettim." Konçerto İKSV adını verdiği eseri hakkında ipucu veren Usmanbaş, "Ben eserimi orkestra için bir konçerto olarak adlandırıyorum. Eseri yorumlarken orkestra elemanları birer solist gibi davranıyor fakat konserde tam anlamıyla bir solist yok," diyor.
PROVALAR OLUMLU
Usmanbaş, eserini seslendirecek orkestra ile ilk provasını önceki gün yaptığını söylüyor. Ancak konserde orkestrayı yönetecek olan Cem Mansur eser üzerinde bir aydır çalışıyor. Besteci Usmanbaş, provaların çok iyi geçtiğini, Aya İrini Müzesi'nin sahip olduğu güzel tını sayesinde de konserin çok iyi geçeceğini umduğunu söylüyor. Turgut Pöğün ise Müzikler I adını verdiği eserini, "Müzikler I, 16. ve 21. yüzyıllar arasında yazılmış müziklere, yaşadığım kültür ortamı içinde verdiğim, doğal bir tepki olarak düşünülebilir," sözleriyle anlatıyor. Pöğün eserinde, etkisi altında kaldığı müzik türlerini üç kategoride ele almış: Dinlemeyi sevdiği müzikler, dinlediği müzikler ve maruz kaldığı müzikler. "Bu müzikleri, bende yarattığı duygusal etkilere göre ardışık olmayan alanlara yerleştirdim," diyor Pöğün. Böylece zaman zaman kaybolsa da sürekli bir devinim halinde olan tepkisel bir yapıt çıkarmış ortaya. Provaların çok olumlu geçtiğini söyleyen Turgut Pöğün, "Kendi müziğim haricinde konserde seslendirilecek diğer müziklerin de provalarını dinleme fırsatı buldum. İzleyicileri en yüksek Avrupa standartlarında bir 'yeni müzik' ziyafeti bekliyor," diyor.
PROVALAR OLUMLU
Usmanbaş, eserini seslendirecek orkestra ile ilk provasını önceki gün yaptığını söylüyor. Ancak konserde orkestrayı yönetecek olan Cem Mansur eser üzerinde bir aydır çalışıyor. Besteci Usmanbaş, provaların çok iyi geçtiğini, Aya İrini Müzesi'nin sahip olduğu güzel tını sayesinde de konserin çok iyi geçeceğini umduğunu söylüyor. Turgut Pöğün ise Müzikler I adını verdiği eserini, "Müzikler I, 16. ve 21. yüzyıllar arasında yazılmış müziklere, yaşadığım kültür ortamı içinde verdiğim, doğal bir tepki olarak düşünülebilir," sözleriyle anlatıyor. Pöğün eserinde, etkisi altında kaldığı müzik türlerini üç kategoride ele almış: Dinlemeyi sevdiği müzikler, dinlediği müzikler ve maruz kaldığı müzikler. "Bu müzikleri, bende yarattığı duygusal etkilere göre ardışık olmayan alanlara yerleştirdim," diyor Pöğün. Böylece zaman zaman kaybolsa da sürekli bir devinim halinde olan tepkisel bir yapıt çıkarmış ortaya. Provaların çok olumlu geçtiğini söyleyen Turgut Pöğün, "Kendi müziğim haricinde konserde seslendirilecek diğer müziklerin de provalarını dinleme fırsatı buldum. İzleyicileri en yüksek Avrupa standartlarında bir 'yeni müzik' ziyafeti bekliyor," diyor.