Balyoz Seminerinde Guantanamo‘yu Çağrıştıran Sunum
Balyoz davasında Savcı Savaş Kırbaş, tutuklu sanık Yurdaer Olcan‘ın, sunumunda "Potansiyel tehlike oluşturabilecek kamu görevlilerinin yerine asker kişiler getirilecek." cümlesinin, kendisinde Guantanamo‘yu hatırlattığını söyledi.
Balyoz davasında Savcı Savaş Kırbaş, tutuklu sanık Yurdaer Olcan‘ın, sunumunda "Potansiyel tehlike oluşturabilecek kamu görevlilerinin yerine asker kişiler getirilecek." cümlesinin, kendisinde Guantanamo‘yu hatırlattığını söyledi.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Balyoz davasında Balyoz plan seminerinin yapıldığı iddia edilen 2003 yılında 66. Zırhlı Tugay Komutanlığını yapan Tümgeneral İhsan Balabanlı‘nın çapraz sorgusundan sonra avukatı Ramazan Bulut söz aldı. 2003 yılındaki seminerde sınırı aşan, densizlik olarak ifade edilebilecek sözler sarf edilmiş olabileceğini belirten Bulut, ancak bunun darbe planı olarak adlandırılamayacağını ileri sürdü.
Hakim Peksak, seminerde Çetin Doğan ve Balabanlı arasında geçen konuşmayı okudu. Balabanlı, bu konuşmanın doğru olduğunu, 34 kişilik böyle bir basın izleme grubunun var olduğunu söyledi. Kendisinin de bunu bilmediğini, sonradan öğrendiğini ve seminerdeki katılımcılara söylediğini anlattı. Bu 34 kişilik basın izleme grubunun da iddia edilen Balyoz planı ya da OEYTS (Olasılığı En Yüksek Tehlikeli Senaryo) ile ilgisi bulunmadığını savundu.
Hakim Murat Üründü ise, 1972 yılından beri subay olduğunu söyleyen Balabanlı‘ya Balyoz olduğu iddia edilen plan dışında bu şekilde gerçek kişi ve yer isimleri kullanılarak plan semineri yapılıp yapılmadığını sordu. Üründü, bu iddianın davanın bazı sanıklarınca da kabul edildiğini hatırlattı. Göreviyle ilgili birçok seminere katıldığını anlatan Balabanlı, her seminerin ayrı planı ve konusu olduğunu ve gerçek yer, kişi isimlerinin kullanıldığını söyledi. Balabanlı, bu durumun da komutanın takdiri olduğunu söyledi.
Bu sırada tutuklu sanık Çetin Doğan, kendi isminin geçmesi nedeni ile açıklama yapmak için söz aldı. Senaryo sanal olduğunu ancak dünyanın başka bir yerinde değil, Türkiye‘de yapıldığını savunan Doğan "Gerçek yer isimleri kullanılıyor tabi ki. Ama kişiler gerçek değil. EMASY planı yapılırken arkadaşlar kendi bölgelerindeki deneyimlerinden bahsetmiş olabilirler. Zaten sıkıyönetim olduğunda belediye başkanlar görevden alınmıştır. Ama biz bunu plana yazmadık. Yazsak harekat planı olurdu. Bunun üzerine hakim Üründü‘nün, "Seminerde gerçek isimler kullanılmamıştır mı diyorsunuz?" sorusuna Doğan, "Bu istihbarattan gelmiş, ‘Kadıköy İmam Hatip lisesi müdürü sorun çıkarıyor, bayrak törenlerinde müsamahalı oluyor‘diye. Ben de bu istihbarat nedeniyle, ‘görevden almayacak mısınız‘ diye sormuşum. Bunun darbe ile ilgisi yok" savunmasını yaptı.
ÇETİN DOĞAN, YANLIŞLIKLA BALYOZ PLANI DEDİĞİNİ SÖYLEDİ
Hakim Üründü, Doğan‘ın açıklamasının daha önceki sanık savunmasıyla çeliştiğine dikkat çekmesi üzerine Sanık Doğan, "Biz Balyoz planında gerçek isimleri hiç tartışmadık. " demesi üzerine salondan tepki ve uğultu geldi. Bunun üzerine Doğan, "Balyoz değil, Egemen harekat planı, beni de şaşırttınız. " diye karşılık verdi. Hakim Üründü, "Sanıklar gerçek isimlerin kullanılması talimatının sizden geldiğini söylüyor" demesi üzerine Doğan, "Senaryonun gerçekçi olması için bunu demiş olabilirim. Ben elinizdeki bilgileri güncelleyin demiş olabilirim. Ama bu sıkıyönetim planı kapsamındadır." cevabını verdi.
Daha sonra da tutuklu sanık Yurdaer Olcan savunmasını tamamladı. Ardından da Olcan‘ın çapraz sorgusuna geçildi. Mahkeme Başkanı Ömer Diken, çapraz sorgu sırasında dikkatini bir konunun çektiğini belirterek, "İzleyici bölümünün en arka tarafında Türk bayrağı açmış vaziyette oturan kişi neyi anlatmaya çalışıyor acaba? Yoksa burada bulunan herkes Türk vatandaşı ve bayrağa saygılı. Jandarma komutanı (Duruşma salonunda görevli jandarma) konuyla ilgilensin lütfen." uyarısında bulundu. Bu uyarının ardından görevli jandarma astsubayı, bu erkek izleyicinin yanına gitti. Konuşmanın ardından da izleyicinin bayrağı indirdiği gözlendi. Bu diyaloğun ardından Olcan‘ın çaprazına tekrar devam edildi.
ÜYE HAKİM; SUNUM SİZE HAZIR MI GÖNDERİLDİ?
Üye hakim Ali Efendi Peksak, sanık Olcan‘a seminerde yaptığı sunumun kendisi tarafından mı hazırlandığını yoksa hazır olarak mı gönderildiğini sordu. Kendisine görev tebliğinin yapılmasından sonra sunumu hazırladığını belirten Olcan, "Üstelik sıkıyönetim ilanı konusunda tek sunum hazırlayan da ben değildim. Benim dışımda 4 farkla Kolordu Komutanlığına da aynı içerikli sunum hazırlamaları emri verildi. Ancak hazırlanan sunumlardan benimkinin takdim edilmesi ve benim sunum yapmam emredildi. Sunumu yaptım. Durumu da idare ettim." dedi. Durumu idare ettiği şeklindeki sözleri salonda gülüşmelere neden olurken Peksak, "Estağfurullah bunun takdiri size ait." cevabını verdi.
GUANTANAMO‘YU ÇAĞRIŞTIRDI
Savcı Kırbaş, "Neden sizin sunumunuzda potansiyel tehlike teşkil eden kişiler yerine muvazzaf ya da emekli subay getirilmesi isteniyor? Yoksa onun yerine gelebilecek en yakın makamda olan kişinin getirilmesi daha uygun değil mi?" diye sordu. Sanık Olcan ise "En büyük asker bizim asker. Herkes kendi meslek grubunu aklına getirir. Ben de sunumumda bunu düşündüm." Açıklamasını yaptı. Kırbaş ise Potansiyel tehliyeli kişilerin görevden alınıp yerine askerlerin getirilmesinin Guantanama‘yı çağrıştırdığını söyledi.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Balyoz davasında Balyoz plan seminerinin yapıldığı iddia edilen 2003 yılında 66. Zırhlı Tugay Komutanlığını yapan Tümgeneral İhsan Balabanlı‘nın çapraz sorgusundan sonra avukatı Ramazan Bulut söz aldı. 2003 yılındaki seminerde sınırı aşan, densizlik olarak ifade edilebilecek sözler sarf edilmiş olabileceğini belirten Bulut, ancak bunun darbe planı olarak adlandırılamayacağını ileri sürdü.
Hakim Peksak, seminerde Çetin Doğan ve Balabanlı arasında geçen konuşmayı okudu. Balabanlı, bu konuşmanın doğru olduğunu, 34 kişilik böyle bir basın izleme grubunun var olduğunu söyledi. Kendisinin de bunu bilmediğini, sonradan öğrendiğini ve seminerdeki katılımcılara söylediğini anlattı. Bu 34 kişilik basın izleme grubunun da iddia edilen Balyoz planı ya da OEYTS (Olasılığı En Yüksek Tehlikeli Senaryo) ile ilgisi bulunmadığını savundu.
Hakim Murat Üründü ise, 1972 yılından beri subay olduğunu söyleyen Balabanlı‘ya Balyoz olduğu iddia edilen plan dışında bu şekilde gerçek kişi ve yer isimleri kullanılarak plan semineri yapılıp yapılmadığını sordu. Üründü, bu iddianın davanın bazı sanıklarınca da kabul edildiğini hatırlattı. Göreviyle ilgili birçok seminere katıldığını anlatan Balabanlı, her seminerin ayrı planı ve konusu olduğunu ve gerçek yer, kişi isimlerinin kullanıldığını söyledi. Balabanlı, bu durumun da komutanın takdiri olduğunu söyledi.
Bu sırada tutuklu sanık Çetin Doğan, kendi isminin geçmesi nedeni ile açıklama yapmak için söz aldı. Senaryo sanal olduğunu ancak dünyanın başka bir yerinde değil, Türkiye‘de yapıldığını savunan Doğan "Gerçek yer isimleri kullanılıyor tabi ki. Ama kişiler gerçek değil. EMASY planı yapılırken arkadaşlar kendi bölgelerindeki deneyimlerinden bahsetmiş olabilirler. Zaten sıkıyönetim olduğunda belediye başkanlar görevden alınmıştır. Ama biz bunu plana yazmadık. Yazsak harekat planı olurdu. Bunun üzerine hakim Üründü‘nün, "Seminerde gerçek isimler kullanılmamıştır mı diyorsunuz?" sorusuna Doğan, "Bu istihbarattan gelmiş, ‘Kadıköy İmam Hatip lisesi müdürü sorun çıkarıyor, bayrak törenlerinde müsamahalı oluyor‘diye. Ben de bu istihbarat nedeniyle, ‘görevden almayacak mısınız‘ diye sormuşum. Bunun darbe ile ilgisi yok" savunmasını yaptı.
ÇETİN DOĞAN, YANLIŞLIKLA BALYOZ PLANI DEDİĞİNİ SÖYLEDİ
Hakim Üründü, Doğan‘ın açıklamasının daha önceki sanık savunmasıyla çeliştiğine dikkat çekmesi üzerine Sanık Doğan, "Biz Balyoz planında gerçek isimleri hiç tartışmadık. " demesi üzerine salondan tepki ve uğultu geldi. Bunun üzerine Doğan, "Balyoz değil, Egemen harekat planı, beni de şaşırttınız. " diye karşılık verdi. Hakim Üründü, "Sanıklar gerçek isimlerin kullanılması talimatının sizden geldiğini söylüyor" demesi üzerine Doğan, "Senaryonun gerçekçi olması için bunu demiş olabilirim. Ben elinizdeki bilgileri güncelleyin demiş olabilirim. Ama bu sıkıyönetim planı kapsamındadır." cevabını verdi.
Daha sonra da tutuklu sanık Yurdaer Olcan savunmasını tamamladı. Ardından da Olcan‘ın çapraz sorgusuna geçildi. Mahkeme Başkanı Ömer Diken, çapraz sorgu sırasında dikkatini bir konunun çektiğini belirterek, "İzleyici bölümünün en arka tarafında Türk bayrağı açmış vaziyette oturan kişi neyi anlatmaya çalışıyor acaba? Yoksa burada bulunan herkes Türk vatandaşı ve bayrağa saygılı. Jandarma komutanı (Duruşma salonunda görevli jandarma) konuyla ilgilensin lütfen." uyarısında bulundu. Bu uyarının ardından görevli jandarma astsubayı, bu erkek izleyicinin yanına gitti. Konuşmanın ardından da izleyicinin bayrağı indirdiği gözlendi. Bu diyaloğun ardından Olcan‘ın çaprazına tekrar devam edildi.
ÜYE HAKİM; SUNUM SİZE HAZIR MI GÖNDERİLDİ?
Üye hakim Ali Efendi Peksak, sanık Olcan‘a seminerde yaptığı sunumun kendisi tarafından mı hazırlandığını yoksa hazır olarak mı gönderildiğini sordu. Kendisine görev tebliğinin yapılmasından sonra sunumu hazırladığını belirten Olcan, "Üstelik sıkıyönetim ilanı konusunda tek sunum hazırlayan da ben değildim. Benim dışımda 4 farkla Kolordu Komutanlığına da aynı içerikli sunum hazırlamaları emri verildi. Ancak hazırlanan sunumlardan benimkinin takdim edilmesi ve benim sunum yapmam emredildi. Sunumu yaptım. Durumu da idare ettim." dedi. Durumu idare ettiği şeklindeki sözleri salonda gülüşmelere neden olurken Peksak, "Estağfurullah bunun takdiri size ait." cevabını verdi.
GUANTANAMO‘YU ÇAĞRIŞTIRDI
Savcı Kırbaş, "Neden sizin sunumunuzda potansiyel tehlike teşkil eden kişiler yerine muvazzaf ya da emekli subay getirilmesi isteniyor? Yoksa onun yerine gelebilecek en yakın makamda olan kişinin getirilmesi daha uygun değil mi?" diye sordu. Sanık Olcan ise "En büyük asker bizim asker. Herkes kendi meslek grubunu aklına getirir. Ben de sunumumda bunu düşündüm." Açıklamasını yaptı. Kırbaş ise Potansiyel tehliyeli kişilerin görevden alınıp yerine askerlerin getirilmesinin Guantanama‘yı çağrıştırdığını söyledi.