Balyoz Davası, Sanıklarının Savunmalarıyla Devam Ediliyor
Balyoz Darbe Planı iddiasıyla açılan 32‘nci duruşmasında da tutuklu sanıkların savunmaları ve çapraz sorguları devam etti.
Balyoz Darbe Planı iddiasıyla açılan 32‘nci duruşmasında da tutuklu sanıkların savunmaları ve çapraz sorguları devam etti. Sanık Yurdaer Olcan, seminerde yaptığı sunum ile ilgili olarak soruşturma aşamasında savcılık ifadesinde ön bir çalışma yapmadığı, oysa mahkemede çalışma yaptığını söylemesi hatırlatılınca aradaki çelişkiyi, "Savcılıkta üzerinden zaman geçtiği için hatırlayamamıştım. Ancak mahkemede verdiğim savunmamda detayları hatırladım. Gerçekçi bir sunum olması için Tugay ve Tümen‘de ön bir çalışma yapmam emredilmişti." sözleriyle açıkladı.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Balyoz davasında eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek, eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan ile 2011 Genel Seçimlerinde Milletvekili olduğu için tahliyesine bekleyen eski Genel Kurmay Başkanlığı Özel Kuvvetler Komutanı emekli Korgeneral Engin Alan‘ın da aralarında bulunduğu 142 tutuklu sanık ile 15 tutuksuz sanık hazır bulundu. Aralarında Nejat Bek ve Cemal Temizöz‘ün de bulunduğu 20 tutuklu sanık, hakkında yakalama kararı bulunan eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Ergin Saygun ve 18 tutuksuz sanık ise duruşmaya katılmadı.
Mahkeme Başkanı Ömer Diken, 14 Haziran 2011 tarihli duruşmada tutuklu sanıklardan Yurdaer Olcan‘ın savunmasının tamamlandığını hatırlatarak avukatı Şenel Atılgan‘dan savunmasını yapmasını istedi. Atılgan, 5-7 Mart 2003 tarihinde 1. Ordu‘da gerçekleştirilen ‘Egemen Plan Semineri‘nde darbe planlandığını ancak ellerinde olmayan sebeple bu planın gerçekleşememesi nedeniyle suçun teşebbüs aşamasında kaldığının iddia edildiğini hatırlattı. TSK‘da emirlerin disiplin esasına göre yerine getirildiğini belirten avukat Atılgan, "Müvekkilimin de Egemen plan seminerine katılması, aldığı emir nedeniyle uygundur. TSK‘da emirler sorgulanamaz, geciktirilemez, dehal yerine getirilir. Aksi davranışlarda TSK‘dan uzaklaştırmaya kadar varan sonuçlar doğabilir. TSK‘da yukarıdan aşağıya doğru tam disiplin ve aşağıdan yukarıya doğru da tam itaat vardır. Bu konuya açık ifadeler getiren Askeri Ceza Kanunu‘nun 14‘üncü maddesi, emirle alakalı aksi bir durum olması halinde emri verenin mesul olduğu belirtilmiştir." dedi.
Plan seminerinde herhangi bir suç unsuru bulunmadığını savunan avukat Atılgan, sanık Olcan‘ın da kendisine verilen sunum görevini başarılı bir şekilde yerine getirdiğini ifade etti. Avukat Atılgan, savunmasının ardından sanık Olcan ve aynı suçlama ile suçlanan diğer sanıkların derhal tahliye edilmeleri gerektiğini iddia etti.
Avukat savunmasının ardından sanık Yurdaer Olcan‘ın çapraz sorgusuna geçildi. Üye hakim Ali Efendi Peksak, savunmanızda plan seminerindeki sunumunuz için Tugay ve Tümende ön bir çalışma yaptığınızı söylediniz. Oysa soruşturma aşamasında böyle bir önce çalışma yaptığınızı söylememişsiniz. Bu bir çelişki oluşturmuyor mu?" diye sordu. Sanık Olcan bu soruya önce "Bu şekilde sorarsanız çelişki gibi anlaşılıyor." dedi. Savcılığa çıkarıldıkları zaman seminer üzerinden uzun zaman geçtiği ve gelişmelerin ani olduğunu belirten Olcan, o zaman aklına gelmediğini ama yargılama aşamasında bu eksikliği hatırlayarak düzeltmek için savunmasına ilave ettiğini söyledi. Hakim Peksak, "O zaman ne bekliyorsunuz? Ben sormasam çelişki ortada kalacaktı." diye karşılık verdi. Bunun üzerine Olcan da iddianameyi okudukça anladığını söyledi.
Üye hakim Peksak, "Savunmanızda bunun bir senaryo olduğunu ancak gerçekmiş gibi bir sunum yaptığınızı söylediniz. Bu konuda bir emir aldınız mı?" diye sordu. Sanık Olcan da komutanlıktan sunumun gerçekmiş gibi hazırlanması emri bulunduğunu söyledi. Bunun üzerine Peksak, "Sunumunuz sırasında sanık Çetin Doğan‘a söylediğiniz anlaşılan ‘Benim anlamadığım siyasi bir konu var komutanım. Sanki tavşan kaç, tazı tut politikası var gibi.‘ benzeri sözleriniz var. Burada bir örtülülük söz konusu değil mi?" diye sordu. Sanık Olcan bu soruya da sunumun bu şekilde hazırlandığını ve sunum gereği bu sözleri söylediğini iddia etti.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Balyoz davasında eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek, eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan ile 2011 Genel Seçimlerinde Milletvekili olduğu için tahliyesine bekleyen eski Genel Kurmay Başkanlığı Özel Kuvvetler Komutanı emekli Korgeneral Engin Alan‘ın da aralarında bulunduğu 142 tutuklu sanık ile 15 tutuksuz sanık hazır bulundu. Aralarında Nejat Bek ve Cemal Temizöz‘ün de bulunduğu 20 tutuklu sanık, hakkında yakalama kararı bulunan eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Ergin Saygun ve 18 tutuksuz sanık ise duruşmaya katılmadı.
Mahkeme Başkanı Ömer Diken, 14 Haziran 2011 tarihli duruşmada tutuklu sanıklardan Yurdaer Olcan‘ın savunmasının tamamlandığını hatırlatarak avukatı Şenel Atılgan‘dan savunmasını yapmasını istedi. Atılgan, 5-7 Mart 2003 tarihinde 1. Ordu‘da gerçekleştirilen ‘Egemen Plan Semineri‘nde darbe planlandığını ancak ellerinde olmayan sebeple bu planın gerçekleşememesi nedeniyle suçun teşebbüs aşamasında kaldığının iddia edildiğini hatırlattı. TSK‘da emirlerin disiplin esasına göre yerine getirildiğini belirten avukat Atılgan, "Müvekkilimin de Egemen plan seminerine katılması, aldığı emir nedeniyle uygundur. TSK‘da emirler sorgulanamaz, geciktirilemez, dehal yerine getirilir. Aksi davranışlarda TSK‘dan uzaklaştırmaya kadar varan sonuçlar doğabilir. TSK‘da yukarıdan aşağıya doğru tam disiplin ve aşağıdan yukarıya doğru da tam itaat vardır. Bu konuya açık ifadeler getiren Askeri Ceza Kanunu‘nun 14‘üncü maddesi, emirle alakalı aksi bir durum olması halinde emri verenin mesul olduğu belirtilmiştir." dedi.
Plan seminerinde herhangi bir suç unsuru bulunmadığını savunan avukat Atılgan, sanık Olcan‘ın da kendisine verilen sunum görevini başarılı bir şekilde yerine getirdiğini ifade etti. Avukat Atılgan, savunmasının ardından sanık Olcan ve aynı suçlama ile suçlanan diğer sanıkların derhal tahliye edilmeleri gerektiğini iddia etti.
Avukat savunmasının ardından sanık Yurdaer Olcan‘ın çapraz sorgusuna geçildi. Üye hakim Ali Efendi Peksak, savunmanızda plan seminerindeki sunumunuz için Tugay ve Tümende ön bir çalışma yaptığınızı söylediniz. Oysa soruşturma aşamasında böyle bir önce çalışma yaptığınızı söylememişsiniz. Bu bir çelişki oluşturmuyor mu?" diye sordu. Sanık Olcan bu soruya önce "Bu şekilde sorarsanız çelişki gibi anlaşılıyor." dedi. Savcılığa çıkarıldıkları zaman seminer üzerinden uzun zaman geçtiği ve gelişmelerin ani olduğunu belirten Olcan, o zaman aklına gelmediğini ama yargılama aşamasında bu eksikliği hatırlayarak düzeltmek için savunmasına ilave ettiğini söyledi. Hakim Peksak, "O zaman ne bekliyorsunuz? Ben sormasam çelişki ortada kalacaktı." diye karşılık verdi. Bunun üzerine Olcan da iddianameyi okudukça anladığını söyledi.
Üye hakim Peksak, "Savunmanızda bunun bir senaryo olduğunu ancak gerçekmiş gibi bir sunum yaptığınızı söylediniz. Bu konuda bir emir aldınız mı?" diye sordu. Sanık Olcan da komutanlıktan sunumun gerçekmiş gibi hazırlanması emri bulunduğunu söyledi. Bunun üzerine Peksak, "Sunumunuz sırasında sanık Çetin Doğan‘a söylediğiniz anlaşılan ‘Benim anlamadığım siyasi bir konu var komutanım. Sanki tavşan kaç, tazı tut politikası var gibi.‘ benzeri sözleriniz var. Burada bir örtülülük söz konusu değil mi?" diye sordu. Sanık Olcan bu soruya da sunumun bu şekilde hazırlandığını ve sunum gereği bu sözleri söylediğini iddia etti.