Tayland’Da Kaplanlarla Dans
Tayland’ın Kançanaburi şehrindeki Wat Pa Luang Ta Bua Yannasampanno Orman Manastırı’nda kaplanlarla insanlar iç içe yaşıyor. Ziyaretçilerin daha çok ‘Kaplan Tapınağı’ adını kullandığı manastırda sadece kaplanlar değil, tavus kuşları, yabani keçiler, geyikler, hatta yaban domuzları bile serbestçe yaşıyor.
Tayland’ın Kançanaburi şehrindeki Wat Pa Luang Ta Bua Yannasampanno Orman Manastırı’nda kaplanlarla insanlar iç içe yaşıyor. Ziyaretçilerin daha çok ‘Kaplan Tapınağı’ adını kullandığı manastırda sadece kaplanlar değil, tavus kuşları, yabani keçiler, geyikler, hatta yaban domuzları bile serbestçe yaşıyor.
Başkent Bangkok’un yaklaşık 180 kilometre batısında yer alan manastır, 1994 yılında kurulmuş. Manastır 2. Dünya Savaşı’nda inşaatı sırasında 90 bin kişinin öldüğü demiryolu ve filmi yapılan ünlü Kwai Köprüsü’ne yaklaşık 30 kilometre mesafede. Önceleri yaralı yabani kuşlar gibi hayvanların tedavi edildiği manastırın konumu yaralı bir yaban domuzunun manastıra kaçmasıyla değişmiş. Tedavi edilen yaban domuzu, manastıra ertesi gün 10 arkadaşıyla beraber gelmiş. Budist inancına göre hayvan öldürmek günah olduğu için civardaki köylüler yaşlanan hayvanlarını buraya bırakmaya başlamış.
Şubat 1999’da manastıra ilk kaplan yavrusunun getirilmiş ve manastırın kaderi bir kez daha değişmiş. Annesini avcıların öldürdüğü yavruyu doldurmak isteyen avcılar, işi beceremeyince yavru manastıra getirilmiş. Fakat çok yaşamamış. Sonrasında getirilen yavrular büyüyüp çiftleşmeye başlayınca manastırdaki kaplan nüfusu git gide artmaya başlamış.
Kaplanların sakin ve uyumlu halleri ziyaretçileri hayret bırakıyor. İnsanlar, kaplanların bu sakinliğinin sebebini öğrenemezken, yetkililer bu konuda hiç açıklama yapmıyor. Sadece manastır rahipleri bu durumu durumu kaplanların rahatsız edilmemesine ve barışçıl bir ortamda yaşamalarına bağlıyor. Kaplanların bakımları ise bazıları ülke dışından gelen gönüllülerce yapılıyor.
Ziyaretçilerin kaplanlarla yan yana gelebildiği, birlikte fotoğraf çektirebildiği, onları sevip okşayabildiği ve hatta onlarla oynayabildiği manastıra giriş ücretli.
Başkent Bangkok’un yaklaşık 180 kilometre batısında yer alan manastır, 1994 yılında kurulmuş. Manastır 2. Dünya Savaşı’nda inşaatı sırasında 90 bin kişinin öldüğü demiryolu ve filmi yapılan ünlü Kwai Köprüsü’ne yaklaşık 30 kilometre mesafede. Önceleri yaralı yabani kuşlar gibi hayvanların tedavi edildiği manastırın konumu yaralı bir yaban domuzunun manastıra kaçmasıyla değişmiş. Tedavi edilen yaban domuzu, manastıra ertesi gün 10 arkadaşıyla beraber gelmiş. Budist inancına göre hayvan öldürmek günah olduğu için civardaki köylüler yaşlanan hayvanlarını buraya bırakmaya başlamış.
Şubat 1999’da manastıra ilk kaplan yavrusunun getirilmiş ve manastırın kaderi bir kez daha değişmiş. Annesini avcıların öldürdüğü yavruyu doldurmak isteyen avcılar, işi beceremeyince yavru manastıra getirilmiş. Fakat çok yaşamamış. Sonrasında getirilen yavrular büyüyüp çiftleşmeye başlayınca manastırdaki kaplan nüfusu git gide artmaya başlamış.
Kaplanların sakin ve uyumlu halleri ziyaretçileri hayret bırakıyor. İnsanlar, kaplanların bu sakinliğinin sebebini öğrenemezken, yetkililer bu konuda hiç açıklama yapmıyor. Sadece manastır rahipleri bu durumu durumu kaplanların rahatsız edilmemesine ve barışçıl bir ortamda yaşamalarına bağlıyor. Kaplanların bakımları ise bazıları ülke dışından gelen gönüllülerce yapılıyor.
Ziyaretçilerin kaplanlarla yan yana gelebildiği, birlikte fotoğraf çektirebildiği, onları sevip okşayabildiği ve hatta onlarla oynayabildiği manastıra giriş ücretli.