Suriyeli Analist: "Suriye‘de İstikrarsızlık Türkiye‘yi Ciddi Şekilde Etkiler"

Şam Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim üyesi Bessam Ebu Abdullah, Suriye‘de son gelişmeler çerçevesinde olası bir istikrarsızlığın Türkiye‘ye olumsuz yansımaları olacağını söyledi.

Şam Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim üyesi Bessam Ebu Abdullah, Suriye‘de son gelişmeler çerçevesinde olası bir istikrarsızlığın Türkiye‘ye olumsuz yansımaları olacağını söyledi. Türkiye‘nin istikrarlı bir çevreye ihtiyacı olduğuna vurgu yapan Siyasi Analist ve Akademisyen Ebu Abdullah, "Suriye‘de olası istikrarsızlık Kürt sorunu olmak üzere, güvenlik ve ekonomik anlamında Türkiye‘ye olumsuz etkileri olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.



Şam Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim üyesi Ebu Abdullah Cihan Haber Ajansı‘na verdiği özel mülakatta Suriye‘deki süreç, Abdulhalim Haddam‘ın açıklamaları ve El Kaide terör örgütü lideri Usame Bin Ladin‘in öldürülmesi gibi bir çok konuda çarpıcı değerlendirmede bulundu.

Suriye‘deki son halk ayaklanması ve sonrasında yaşananları değerlendiren Analist Ebu Abdullah, özellikle Dera kentinde Suriye ordusunun yaptığı operasyonların, başta Türkiye olmak üzere birçok ülkeden eleştiri aldığını belirtti.

"SURİYE REFORMLAR KONUSUNDA GEÇ KALDI"

Ülkede reformların yapılması önemli bir ihtiyaç olarak değerlendiren Ebu Abdullah,"Suriye bu reformları gerçekleştirmekte geç kaldı." dedi. Ebu Abdullah, "Hem sistemdeki yavaşlık hem de ülke içinde yolsuzluk yapan çevrelerinin bu reformları istememesi ve yabancı bazı çevrelerin bu konuda çabaları sebebiyle reformları hayata geçirme konusunda geç kaldık. Bunu da Devlet Başkanı Esad son konuşmasında itiraf etti." şeklinde konuştu.

Ülkede reform yapılmasını Esad‘ın desteklediğine dikkat çeken Öğretim Üyesi Ebu Abdullah, "Bir liderin reformlara öncülük etmesi, buna rağmen iç ve dış güçlerin bu reformları baltalamaya çalışması nadir görülen bir olay. Bu konuda Suriye halkı Esad‘ı destekliyor. Bununla birlikte Esad reform kararı aldı. Ben bir akademisyen olarak bu reformları elbette arzu ediyorum. Hızlı olmasını istiyorum ama aceleye getirilmesini de istemiyorum." ifadelerini kullandı.

Özellikle Dera kenti olmak üzere birçok protesto gösterisine karşı güç kullanılması yönündeki eleştirilere değinen Akademisyen Ebu Abdullah, "Bu yönde eleştiriler var. Ancak Beşşar Esad, başta Deralılar olmak üzere çok sayıda ilin ileri gelenleri ile görüştü. Onlara ‘neyi istiyorsanız söyleyin‘ dedi. Güvenlik güçlerinin çekilmesi, gibi birçok talepleri yerine getirildi. Ancak bazı terör grupları Dera‘da İslami bir emirlik kurmak isteyerek, ülkenin sosyolojik yapısını bozmaya çalıştı. Gelişmiş ve şimdiye kadar kullanılmayan Amerikan silahları ile mezhepsel bir çatışma çıkarmaya çalıştılar. Yönetim diyalogu kullandı ancak silah kullanılınca karşı koymak durumunda kaldı." diyerek güç kullanma gerekçesini anlattı.



BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİNİN PARÇASI

Açıklamalarında ABD‘nin Suriye‘ye yönelik kapsamlı bir çalışma yürüttüğünü savunan Ebu Abdullah; ABD‘nin Büyük Ortadoğu planı çerçevesinde aralarında Türkiye olmak üzere birçok ülkede mezhepsel ve etnik ayrımcılığı körükleyerek İsrail‘i güvenliğini sağlamaya çalıştığını söyledi.

Siyasi Analist Ebu Abdullah, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad‘ın ülkenin sıkıntılı bir döneminde önemli reformlar açıkladığını ifade ederek,"Ülke olağanüstü bir durumdayken olağanüstü hali kaldırdı. İstisnai bir durum yaşanırken devlet güvenlik mahkemelerini kaldırdı. Buna ek olarak barışçı gösterilere izin veren kanun kabul edildi. Türkiye örnek alınarak idari yönetim kanunu çıkarılacak. Tüm Bunlara ek olarak basın kanunu ve yeni siyasi partiler yasası çıkarılacak. Çünkü siyasi partiler konusunda geri adım atılamaz buna çok ihtiyaç var. Yeni siyasi partiler kanunu halkın taleplerine cevap verecek. Baas Parti üyesi olmama rağmen bunu istiyorum." diye konuştu.

"SURİYE HALKI YABANCI BİR MÜDAHALEYİ KESİNLİKLE İSTEMİYOR"

Suriye halkının hiç bir şekilde yabancı müdahale istemediğini kaydeden Öğretim Üyesi Ebu Abdullah, "Biz ülkemizde hiç bir yabancı müdahale olmadan reformların yapılmasını istiyoruz.Biz hükümeti büyüteç altına takip ediyoruz. Çünkü birileri güvenliği bahane ederek reformları arka plana atmasını istemiyoruz. Güvenlik sağlansın ancak reformların Suriyeliler için önceliği var. Eski uygulamalardan vazgeçilmesi lazım. Bunların üzerinden zaman geçti. Halkın talepleri doğrultusunda reformlar yapılmalı, ABD ve başka dış güçler istedi diye değil. Çünkü ABD, Libya ve birçok ülkelerde olduğu gibi Suriye‘nin de iyiliğini düşünmüyor." ifadelerini kullandı.

"TÜRKİYE‘NİN AÇIKLAMALARI HASSASİYET OLUŞTURUYOR"

Türkiye‘nin zaman zaman endişeden kaynaklanan açıklamalarının Suriye tarafında bir hassasiyet oluşturduğunu savunan Ebu Abdullah, "ABD ve İsrail iki ülke ilişkilerine çomak sokmaya çalışıyor. Türkiye, reformların hayata geçirilmesi konusunda hassasiyetini anlıyoruz. Ancak Suriyeliler kadar hassas olamaz. Biz Türkiye‘nin bu anlamda tecrübelerinden faydalanabiliriz. Parlamento, idari yönetimler, basın alanında tecrübelerinden faydalanabiliriz. Reform ülkenin şartları çerçevesinde hayata geçirilir. Türkiye ile ilişkilere büyük önem veriyoruz. Ancak Suriyeliler kardeşçe tavsiye de olsa içişlerine yönelik açıklamalar konusunda hassasiyeti var." açıklamasında bulundu.

"SURİYE‘DEKİ OLASI İSTİKRARSIZLIK TÜRKİYE‘Yİ OLUMSUZ ETKİLER"

Suriye‘de istikrarın bozulmasının Türkiye‘ye yönelik olumsuz etkisi olacağının altını çizen Ebu Abdullah, Türkiye‘nin daha önce Irak‘ta da yaşandığı üzere Suriye‘de istikrarın bozulmasından ciddi etkileneceğini söyledi.

Ebu Abdullah, "Suriye‘de istikrarın bozulması, Türkiye‘de Kürt sorunu olmak üzere bir çok konuda olumsuz yansımaları olacak. Güvenlik açısından sıkıntıları olacak. Ayrıca Türkiye ekonomisi de etkilenecek. Çünkü Suriye, Türkiye‘nin Ortadoğu‘ya açılan kapısı durumunda. Irak‘ta da görüldüğü üzere Türkiye‘nin etrafında gerilimin olması Türkiye‘nin çıkarlarıyla bağdaşan bir durum değil. Türkiye‘nin sakin, istikrarlı ve müreffeh bir çevreye ihtiyacı var. Ancak bu şekilde ekonomik programında başarılı olur. Örneğin Türkiye, Libya‘da şirketleriyle beraber milyarlarca dolar zararı oldu. Başbakan Erdoğan‘da daha önce açıkladığı üzere bölgede Washington değil; bizim söz sahibi olmamız lazım. Bizim çıkarlarımız öncelikli olmalı Washington‘un değil." ifadelerini kullandı.

"HADDAM TÜRKİYE‘NİN PKK KONUSUNDAKİ HASSASİYETİNDEN İSTİFADE ETMEK İSTİYOR"

Suriye Devlet Başkanı eski Yardımcısı Abdulhalim Haddam‘ın, terör örgütü lideri Öcalan ile Türkiye‘nin Şam Askeri Ateşi‘nin Şam‘da aynı binada kaldığı yönündeki açıklamaların hatırlatılması üzerine Ebu Abdullah, Abdulhalim Haddam‘ı Suriye‘ye karşı komplo kurmakla suçladı.

"Abdulhalim Haddam Suriye‘de değerini yitirmiş bir şahsiyettir." ifadelerini kullanan Ebu Abdullah, Haddamın yaptığı açıklamaların hiç bir öneminin olmadığını belirtti.

Haddam‘ın asıl hedefinin, Türkiye üzerinden psikolojik etki yaparak, Suriye yönetimine karşı daha etkin bir tutum ortaya koymalarını sağlamak olduğuna işaret eden Ebu Abdullah, "Türkiye bu konuda hassas olduğunu biliyoruz. Kendisi bu hassasiyeti kullanmak istiyor. ‘Ben Öcalan‘ın Suriye‘de kalmasına rıza göstermiyordum. Ben aslında çok iyi biriyim ben sizinleyim bunun için Suriye yönetimine karşı bana da destek vermeniz gerekiyor‘ demeye getiriyor. Tabi tüm bunlar geçersiz. Öcalan şimdi ceza evinde. Hükümetin de Kürt meselesini çözme konusunda çabaları var. Bu sorunun çözümü Suriye‘ye olumlu etkisi olacak. Aynı şekilde burada bulunan Kürtlere vatandaşlık verilmesi gibi çalışmaların Türkiye‘ye olumlu yansıyacak. Haddam‘ın bu açıklamalarının hiç bir siyasi önemi yok." değerlendirmesinde bulundu.

"ABD BİN LADİN‘İN ÖLÜMÜNÜ KULLANMAK İSTEYEBİLİR"

Terör örgüyü El Kaide Lideri Usame bin Ladin konusuna değinen Siyasi Analist Ebu Abdullah, ABD‘nin Bin Ladin‘i kendisinin icat ettiğini ve yine kendisinin öldürdüğünü söyledi.

Bin Ladin‘in neden öldürüldüğü ile gelişmeleri önümüzdeki dönemde görüleceğine işaret eden Ebu Abdullah, "Yanılmış olmayı istiyorum. Ama ABD iki şeyi istiyor. Birincisi Bölgede, Libya, Sudan ve bir çok ülkede zenginliklerini ele geçirmek ile ilgili olayların üstünü kapatarak dikkatleri başka bir yöne çekmek istiyor. İkincisi ise çok büyük bir olay çıkararak Bin Ladin‘in intikamının alınmaya çalışıldığı görüntüsünü vermeye çalışacak. ABD‘de bu olay üzerinde yeni siyaset oluşturacak. 11 Eylülde yaptığı gibi. Yani Bin Ladin‘in öldürülmesi bile şüpheli. Öldüğünü ispatlayan ciddi bir şey yok. Çünkü Bin Ladin‘i kendileri icat ettiler. Ancak ABD bu durumdan istifade etmeye çalışabilir. Bekleyip görelim." diye konuştu.