Odü Rektörü Haluk Kefelioğlu‘nun Açıklaması
Ordu Üniversitesi (ODÜ) Rektörü Prof. Dr. Haluk Kefelioğlu, 2009 yılında üniversiteye konser vermek üzere gelen ünlü piyanist Tuluğhan Uğurlu için alınan piyanoyla ilgili basında çıkan haberin gerçek dışı olduğunu, bu iddiaları içeren mektubu gönderen kişinin kamera kayıtlarından belirlendiğini kaydetti.
Rektör Kefelioğlu, açıklamasında habere konu iddiaların rektörlük seçim sürecinde hemen hemen tüm öğretim üyelerine yollanan imzasız bir mektuba dayandığını, bu imzasız mektupla ilgili olarak derhal cumhuriyet savcılığına başvurarak gerekli işlemlerin yapılması için dava açtığını belirtti. Söz konusu mektubun Giresun‘un Bulancak ilçesindeki bir postaneden yollandığının belirlendiğini vurgulayan Kefelioğlu, bu mektubu gönderen kişinin postanenin kamera kayıtlarından alınarak delil olarak mahkemeye
sunulduğunu kaydetti.
Kefelioğlu, konuyla ilgili hukuki sürecin devam ettiğini hatırlatarak, bu asılsız iddiaların tam da rektörlük seçimi sırasında olduğuna dikkat çekerek ayrıca rektörlük atama sürecini de olumsuz etkilemeyi amaçladığını kaydetti.
"PİYANO TULUĞHAN UĞURLU‘DAN AYLAR SONRA ALINDI"
Söz konusu iddialarda konu olan kuyruklu piyanonun, faaliyetine bu yıl başlayan Güzel Sanatlar Fakültesi‘nin 30.10.2009 tarih ve 19 sayılı resmi talep yazıları üzerine 30.11.2009 tarihinde alındığını, bu piyanonun Tuluğhan Uğurlu için değil, fakültenin eğitim öğretim faaliyetleri için zorunlu bir gereç olarak alındığını belirten Kefelioğlu, "Ayrıca bu piyano, Sayın Uğurlu‘nun söz konusu konserinden aylar sonra alınmıştır. Yine üniversitemizde bir de Devlet Konservatuarımız bulunmaktadır. Anılan piyano bu
birimimizce de kullanılabilmektedir" dedi.
Kefelioğlu, mesaiye gelmediği iddia edilen öğretim üyeleriyle ilgili olarak, "Üniversitede mesaiye gelmeyen hocaları kontrol etme görevi bir rektörün doğrudan görevleri arasında değildir. Öğretim üyelerinin mesaiye gelip-gelmedikleri, ilgili Fakültelerin dekanlarının veya MYO‘ları müdürlerinin işidir. Bugüne kadar, rektörlüğe bu konu ile ilgili herhangi bir yazılı ya da sözlü bir bildirim söz konusu olmamıştır" açıklamasında bulundu.
"BİLGİSAYAR VE PARAVAN ŞİRKET İDDİALARI GERÇEK DIŞI"
Bir öğretim üyesine 6 bin lira değerinde diz üstü bilgisayarı hediye edildiği yönündeki iddialarında gerçeği yansıtmadığını kaydeden Kefelioğlu, "Rektörlüğümüzce, göreve başlayan her öğretim üyesine birer bilgisayar verilmektedir. Yazıya konu edilen hocamıza da, bu kapsamda bir bilgisayar verilmiştir. Hocalarımıza verilen bu bilgisayarlar haberde iddia edildiği gibi, asla hediye niteliğinde olmamakta, verilen kişiye zimmetlenmektedir. Ve bu bilgisayarların bedeli de hiçbir zaman iddia edildiği gibi 6 bin
TL değildir" ifadelerinde bulundu.
"Üniversitemizin yaptığı tüm harcamalar 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu‘nun ilgili hükümlerine göre yapılmaktadır" diyen Kefelioğlu, şunları kaydetti:
"Yapılan bütün ihaleler, her yıl Sayıştay tarafından denetlenmektedir. İhaleyi alan şirketin, Ordu ya da başka bir ilden olması ise tamamen 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu ile ilgilidir. Çünkü söz konusu ihaleler İnternet üzerinden ve bütün Türkiye‘ye açık olarak yapılmaktadır. Tefrişat alımlarımız ise, tamamen Devlet Malzeme Ofisi aracılığı ile yapılmaktadır. Bu güne kadar hiçbir ihalemizde denetlemeler sonucunda herhangi bir kusur bulunamadığı gibi, bazı ihalelerimize yapılan itirazlar da, Kamu İhale
Kurulu tarafından reddedilmiştir. Paravan şirket kurdurulduğu iddiaları ise tamamen bir iftiradır. Satın almaların ve ihalelerin Ordu‘dan değil de, hep Samsun‘dan yapıldığı iddialarına gelince, 2010 yılı içerisinde, Ordu ili dışından alındığı iddia edilen araç ve gereçlerin tutarı, toplam tutarın yüzde 7-8‘i civarındadır. Ayrıca alınan bu malzemeler ya Ordu da bulunmamakta yada diğer illerden daha ucuz bir biçimde tedarik edilebildiği içindir."
"ŞENLİKLER İÇİN 250 BİN DEĞİL 10 LİRA HARCADIK"
"Üniversitemiz her yıl, Türkiye‘deki diğer bütün üniversitelerin yaptığı gibi, öğrencilerimizin sınavdan önceki streslerini azaltmak ve kaynaşmalarını sağlamak için, Bahar Şenlikleri düzenlemektedir" diyen Kefelioğlu, "Bu şenlikler, her üniversitede yaygın bir şekilde yapılmakta ve üniversitemizde de hem öğrencilerimizin hem de Ordu halkının yoğun katılımıyla başarıyla gerçekleştirilmektedir. Ayrıca, Ordu turizmine katkıda bulunmak amacıyla, yaylaları ile ünlü Ordumuzu tanıtmak için iki yıldır ‘Yayla
Kampüsü‘ etkinlikleri düzenlemekteyiz. Bu kapsamda, bütün üniversitelerimizden dağcılık kulübüne üye beş öğrencilerinin bu etkinliklere gönderilmesini talep etmekteyiz. Üniversitelerince gönderilen bu öğrencilerimizi Ordu‘nun çok güzel ve özellikli değişik yaylalarında ağırlayarak, Ordu ilinin tanıtımına ve bölgede turizmin canlandırılmasına hem de öğrencilerimizin sosyokültürel gelişimlerine katkı sağlamaktayız. Bu kapsamda, harcanan toplam tutar ise; iddia edilenin aksine 250 bin TL değil, sadece 10 bin
300 TL‘dir" dedi.
"KIZIM MİSAFİRHANEDE DEĞİL YURTTA KALIYOR"
Eşi ve kızıyla ilgili iddialarla ilgili olarak da Kefelioğlu, "Eşim ve kızım ile ilgili iddialara gelince eşim, yaklaşık 3 yıl önce bu göreve atanmış bulunmaktadır. Sözü edilen atama, Üniversitemiz Yönetim Kurulu‘nca 10.07.2008 tarih ve 2008-23 sayılı kararı ile gerçekleştirilmiştir. Atanmış olduğu kadroya ilişkin bütün yasal şartları taşımakta olup, ayrıca iki yabancı dil bilmektedir. Kızımın Ankara‘da üniversitenin misafirhanesi olarak kullanılan evde kaldığı iddiası gerçek değildir. Burada sözü edilen
evin kirası ise 2010 Ekim ayına kadar Ordu Ticaret Borsası tarafından ödenmiştir. 2010 Ekim ayından günümüze kadar ise, bu evin kirası tarafımca ödenmektedir. Bu süre içerisinde de yine kızım okuduğu okulun yurdunda kalmıştır" dedi.
"AMAÇ REKTÖRLÜK ATAMASINI ETKİLEMEK"
"Görev yaptığım süre içerisinde, üniversitemizi gece gündüz çalışarak, herkesin imreneceği bir noktaya getirmeye çalışırken, böylesine çirkin bir karalama kampanyası ile karşılaşmış olmaktan büyük üzüntü duymaktayım" diyen Kefelioğlu, şunları kaydetti:
"Ordu Üniversitesi Rektörü olarak, görev yaptığım dört yıl süresince, hiçbir şekilde adım böyle olumsuz nitelikte işlerle anılmazken, rektörlük atamasına 10 gün kadar bir süre kala, böyle haberlerin çıkartılmasının, yeni rektörlük atamasını benim açımdan olumsuz bir biçimde etkilemeye yönelik olduğu çok açıktır. Yazı içeriğindeki iddiaların doğru olduğunu söyleyen kişi, adını ve adresini yazmaktan imtina ederek zaten amacını açıkça belli etmiştir. İddialarının doğru olduğunu savunan bir kişi, adını ve
adresini açıkça yazar ve eğer varsa kanıtları ile birlikte iddialarının arkasında durur. Gerçeklerin ortaya çıkması için yargı sürecindeki haklarım saklı kalmak kaydı ile kamuoyunun bilgisine saygı ile sunulur."
Kaynak: İHA
sunulduğunu kaydetti.
Kefelioğlu, konuyla ilgili hukuki sürecin devam ettiğini hatırlatarak, bu asılsız iddiaların tam da rektörlük seçimi sırasında olduğuna dikkat çekerek ayrıca rektörlük atama sürecini de olumsuz etkilemeyi amaçladığını kaydetti.
"PİYANO TULUĞHAN UĞURLU‘DAN AYLAR SONRA ALINDI"
Söz konusu iddialarda konu olan kuyruklu piyanonun, faaliyetine bu yıl başlayan Güzel Sanatlar Fakültesi‘nin 30.10.2009 tarih ve 19 sayılı resmi talep yazıları üzerine 30.11.2009 tarihinde alındığını, bu piyanonun Tuluğhan Uğurlu için değil, fakültenin eğitim öğretim faaliyetleri için zorunlu bir gereç olarak alındığını belirten Kefelioğlu, "Ayrıca bu piyano, Sayın Uğurlu‘nun söz konusu konserinden aylar sonra alınmıştır. Yine üniversitemizde bir de Devlet Konservatuarımız bulunmaktadır. Anılan piyano bu
birimimizce de kullanılabilmektedir" dedi.
Kefelioğlu, mesaiye gelmediği iddia edilen öğretim üyeleriyle ilgili olarak, "Üniversitede mesaiye gelmeyen hocaları kontrol etme görevi bir rektörün doğrudan görevleri arasında değildir. Öğretim üyelerinin mesaiye gelip-gelmedikleri, ilgili Fakültelerin dekanlarının veya MYO‘ları müdürlerinin işidir. Bugüne kadar, rektörlüğe bu konu ile ilgili herhangi bir yazılı ya da sözlü bir bildirim söz konusu olmamıştır" açıklamasında bulundu.
"BİLGİSAYAR VE PARAVAN ŞİRKET İDDİALARI GERÇEK DIŞI"
Bir öğretim üyesine 6 bin lira değerinde diz üstü bilgisayarı hediye edildiği yönündeki iddialarında gerçeği yansıtmadığını kaydeden Kefelioğlu, "Rektörlüğümüzce, göreve başlayan her öğretim üyesine birer bilgisayar verilmektedir. Yazıya konu edilen hocamıza da, bu kapsamda bir bilgisayar verilmiştir. Hocalarımıza verilen bu bilgisayarlar haberde iddia edildiği gibi, asla hediye niteliğinde olmamakta, verilen kişiye zimmetlenmektedir. Ve bu bilgisayarların bedeli de hiçbir zaman iddia edildiği gibi 6 bin
TL değildir" ifadelerinde bulundu.
"Üniversitemizin yaptığı tüm harcamalar 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu‘nun ilgili hükümlerine göre yapılmaktadır" diyen Kefelioğlu, şunları kaydetti:
"Yapılan bütün ihaleler, her yıl Sayıştay tarafından denetlenmektedir. İhaleyi alan şirketin, Ordu ya da başka bir ilden olması ise tamamen 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu ile ilgilidir. Çünkü söz konusu ihaleler İnternet üzerinden ve bütün Türkiye‘ye açık olarak yapılmaktadır. Tefrişat alımlarımız ise, tamamen Devlet Malzeme Ofisi aracılığı ile yapılmaktadır. Bu güne kadar hiçbir ihalemizde denetlemeler sonucunda herhangi bir kusur bulunamadığı gibi, bazı ihalelerimize yapılan itirazlar da, Kamu İhale
Kurulu tarafından reddedilmiştir. Paravan şirket kurdurulduğu iddiaları ise tamamen bir iftiradır. Satın almaların ve ihalelerin Ordu‘dan değil de, hep Samsun‘dan yapıldığı iddialarına gelince, 2010 yılı içerisinde, Ordu ili dışından alındığı iddia edilen araç ve gereçlerin tutarı, toplam tutarın yüzde 7-8‘i civarındadır. Ayrıca alınan bu malzemeler ya Ordu da bulunmamakta yada diğer illerden daha ucuz bir biçimde tedarik edilebildiği içindir."
"ŞENLİKLER İÇİN 250 BİN DEĞİL 10 LİRA HARCADIK"
"Üniversitemiz her yıl, Türkiye‘deki diğer bütün üniversitelerin yaptığı gibi, öğrencilerimizin sınavdan önceki streslerini azaltmak ve kaynaşmalarını sağlamak için, Bahar Şenlikleri düzenlemektedir" diyen Kefelioğlu, "Bu şenlikler, her üniversitede yaygın bir şekilde yapılmakta ve üniversitemizde de hem öğrencilerimizin hem de Ordu halkının yoğun katılımıyla başarıyla gerçekleştirilmektedir. Ayrıca, Ordu turizmine katkıda bulunmak amacıyla, yaylaları ile ünlü Ordumuzu tanıtmak için iki yıldır ‘Yayla
Kampüsü‘ etkinlikleri düzenlemekteyiz. Bu kapsamda, bütün üniversitelerimizden dağcılık kulübüne üye beş öğrencilerinin bu etkinliklere gönderilmesini talep etmekteyiz. Üniversitelerince gönderilen bu öğrencilerimizi Ordu‘nun çok güzel ve özellikli değişik yaylalarında ağırlayarak, Ordu ilinin tanıtımına ve bölgede turizmin canlandırılmasına hem de öğrencilerimizin sosyokültürel gelişimlerine katkı sağlamaktayız. Bu kapsamda, harcanan toplam tutar ise; iddia edilenin aksine 250 bin TL değil, sadece 10 bin
300 TL‘dir" dedi.
"KIZIM MİSAFİRHANEDE DEĞİL YURTTA KALIYOR"
Eşi ve kızıyla ilgili iddialarla ilgili olarak da Kefelioğlu, "Eşim ve kızım ile ilgili iddialara gelince eşim, yaklaşık 3 yıl önce bu göreve atanmış bulunmaktadır. Sözü edilen atama, Üniversitemiz Yönetim Kurulu‘nca 10.07.2008 tarih ve 2008-23 sayılı kararı ile gerçekleştirilmiştir. Atanmış olduğu kadroya ilişkin bütün yasal şartları taşımakta olup, ayrıca iki yabancı dil bilmektedir. Kızımın Ankara‘da üniversitenin misafirhanesi olarak kullanılan evde kaldığı iddiası gerçek değildir. Burada sözü edilen
evin kirası ise 2010 Ekim ayına kadar Ordu Ticaret Borsası tarafından ödenmiştir. 2010 Ekim ayından günümüze kadar ise, bu evin kirası tarafımca ödenmektedir. Bu süre içerisinde de yine kızım okuduğu okulun yurdunda kalmıştır" dedi.
"AMAÇ REKTÖRLÜK ATAMASINI ETKİLEMEK"
"Görev yaptığım süre içerisinde, üniversitemizi gece gündüz çalışarak, herkesin imreneceği bir noktaya getirmeye çalışırken, böylesine çirkin bir karalama kampanyası ile karşılaşmış olmaktan büyük üzüntü duymaktayım" diyen Kefelioğlu, şunları kaydetti:
"Ordu Üniversitesi Rektörü olarak, görev yaptığım dört yıl süresince, hiçbir şekilde adım böyle olumsuz nitelikte işlerle anılmazken, rektörlük atamasına 10 gün kadar bir süre kala, böyle haberlerin çıkartılmasının, yeni rektörlük atamasını benim açımdan olumsuz bir biçimde etkilemeye yönelik olduğu çok açıktır. Yazı içeriğindeki iddiaların doğru olduğunu söyleyen kişi, adını ve adresini yazmaktan imtina ederek zaten amacını açıkça belli etmiştir. İddialarının doğru olduğunu savunan bir kişi, adını ve
adresini açıkça yazar ve eğer varsa kanıtları ile birlikte iddialarının arkasında durur. Gerçeklerin ortaya çıkması için yargı sürecindeki haklarım saklı kalmak kaydı ile kamuoyunun bilgisine saygı ile sunulur."