Bakan Ergün: Ankara, Artık Siyasi Tezgahlalarla Değil Cnc Tezgâhlarla Meşgul
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Ankara’nın siyasi tezgâhları kenara bıraktığını, artık CNC tezgâhlar ile meşgul olduğunu belirtti.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Ankara’nın siyasi tezgâhları kenara bıraktığını, artık CNC tezgâhlar ile meşgul olduğunu belirtti.
Ergün, “Türkiye‘nin tüm kamu kurumları, siyasileri ve sivil toplum örgütleri olarak CNC tezaghların önemini kavradığımız takdirde ülkemizi bulunduğu yerden daha ileri taşıyabileceğiz.” dedi.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Ergün, Türkiye Makine Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı‘nı kamuoyuna açıkladı. Tanıtım toplantısına; Orta Anadolu Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği (OAİB) Başkanı Adnan Dalgakıran, Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Konukoğlu ile Alarko Holding Yönetim Kurulu Başkanı İshak Alaton da katıldı.
Toplantıda söz alan Nihat Ergün, Türkiye’nin ekonomik ve sosyal ilerlemesinin reel sektörün atılımlarına bağlı olduğunu dile getirdi. Özel sektörün üretim yapıp istihdam yaratmasının önemine vurgu yapan Ergün, şunları ifade etti:
“Kimileri 2011’de ortaya koydukları programlarda hala kamunun yatırım yapmasından dem vuruyor. Artık kamunun rolünün üretim yapmak olmadığı çok açıktır. Kamunun rolü, sermaye birikimlerini girişimci ile buluşturmaktır. Bakın kötü idarelerden en büyük yarayı reel sektör aldı. İktidar ekonomiyi iyi yönetemeyecek, açıkları artıracak, hataların bedelini de özel sektör ödeyecek. Bütün bunlar daha önce Türkiye’de vuku buldu. Özel sektörün yüzde 60-70 oranında faizle kredi kullandığı, enflasyon sebebi ile fiyatların belirlenemediği dönemlere tanık olduk.
İktidar olarak özel sektöre yapılan engellemeleri minimuma indirdik. Birey, kalifiye üretime önem vermiyorsa, insan kaynaklarını güçlendirmiyorsa başarısız olsun; fakat kötü ekonomi yönetiminden ötürü başarısız olmasın. Nihayetinde bir ekonomide bütün firmaların başarılı olmaları mümkün değil, yeter ki firmaların başarasızlığı makro sebeplerden kaynaklanmasın.
Görev yaptığımız zaman diliminde makro ekonomik anlamda başarı ortaya koyduk, özel sektörün rahat davranmasına imkân vermek için elimizden geleni yaptık. Bürokrasiyi minimuma indirmekten tutun da gümrüklere takılan bir tır şoföre kadar her sorunla bire bir ilgilendik.”
Reel sektörün her zaman yanında olduklarını aktaran Ergün, bundan 10 sene önce makro ekonomik dengelerin olmadığına dolayısı ile uzun vadeli hedefler belirlenemediğine işaret etti. Strateji belgelerinin hazırlanmasını Ankara’da görülen mantalite değişikliğine bağlayan Sanayi Bakanı Ergün, şöyle devam etti:
“ Gaziantep’te makine sektörü toplantısında sabah kahvaltısı yapıyorduk, sektörle ilgili olmayan bürokratlar da vardı. Kahvaltıda CNC tezgâhların makine sektöründe ve tüm sektörlerdeki önemini ele alıyorduk. Hemen yanımızda bir bürokrat arkadaş yanındakine fısıldayarak soruyor, diyor ki ‘Ağabey bu siyasi tezgâh ne demek?‘ Çünkü Ankara hep siyasi tezgâhlarla anılan bir yer. Artık Ankara siyasi tezgâhları bıraktı, CNC tezgâhlarla meşgul olmaya başladı. Bizim bürokrat arkadaşlarımız da, Sanayi Bakanlığı bürokratları da siyasi tezgâhlarla değil CNC tezgâhlarla meşguller. Onun için bu strateji belgeleri hazırlanabiliyor. Türkiye‘nin her kademedeki bürokratik mantalitesi, siyasiler, sivil toplum örgütleri, şu siyasi tezgâhları bir kenara koyabilsek, CNC tezgâhların önemini kavrayabilsek o zaman ülkemizi bugün bulunduğu noktadan çok daha ileri bir noktaya hep beraber taşıma imkânına sahip olacağız.”
Türkiye’nin ekonomik büyümesinin dünya tarafından takdir edildiğinin altını çizen Nihat Ergün, “2003-2008 arasında ülkemiz büyürken, zaman zaman muhalefet ‘Dünyada işler iyiye gidiyor.’ diyerek, başarımızı hafife alıyordu. Ama artık dünyada işler kötü giderken de pek çok Avrupa ülkesinin hala bunalımdan kurtulamamış olması, ekonomimizin ne kadar iyi durumda olduğunun emaresidir. Demek ki Türkiye’de iyi şeyler yapılmış.” ifadelerini kullandı.
Mikro reformları da makro reformlar kadar önemli gördüklerini anlatan Ergün, bu minvalde strateji belgeleri ortaya koyduklarını ekledi.
DALGAKIRAN: TÜRKİYE TEKNOLOJİ ÜRETEN, SATAN KONUMUNA GELMELİ
OAİB Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran ise “2023’te 500 milyar dolar olarak hedeflenen toplam ihracattan yüzde 20 pay almayı ve 100 milyar dolar makine ihracatı yapmayı hedefliyoruz. Hedefi yakalamak için, Türkiye teknolojiyi satın alarak kullanan ülke konumundan teknolojiyi üreten ve satan bir ülke konumuna gelmelidir.” dedi.
Makine sektörüne “Üreteceğiniz ürünün katma değerini göz önünde bulundurun, kar ve faydalarını ele alın.” tavsiyesinde bulunan Dalgakıran, kamuya da şöyle seslendi:
“Kolay ve hemen teşvik et, ölçek ekonomisine göre destek ver, bürokratik engelleri minimuma indir. Ülkemize katma değer yaratan üretim teşviklerini, vergileri mümkün olduğu kadar azalt, gereken destekleri sun, katma değerli ihracata büyük yardım ve katkılarda bulun.”
ALATON: BÜROKRASİDE DEVRİM ŞART
Alarko Şirketler Topluluğu Yönetim Kurulu Başkanı İshak Alaton ise ayakları yere basan hayaller ile yola koyularak projeler üretilmesi gerektiğinin altını çizdi. Alaton, “12 Haziran’dan sonra yeni bir Türkiye ile yola devam edelim. Ankara’da akli bir devrim olmalı. Dünya zenginleri arasına gireceksek bürokraside devrim olması şart. Ancak bürokrasinin vereceği heyecan ile bu çıtayı aşabiliriz yoksa şimdiye kadarki gibi kalırız.” yorumunu yaptı.
2. Dünya Savaşı’na girmemiş Türkiye’nin kişi başı geliri 300 dolar iken Almanya’nın kişi başı gelirinin 60 dolar olduğunu belirten Alaton, şunları kaydetti:
“O zamanlar bir Türk 5 Almana bedeldi. 2000’de Almanya’da 36 bin dolar, Türkiye’de ise sadece 3 bin dolardı. 2000’de bir alman eşittir 12 Türk ediyor. Türkiye’de bu sürede 4 darbe oldu, her defasında yeniden başladık. Artık darbelere son verelim, demokrasimize sahip çıkalım.”
İş adamlarının bürokrat karşısında boynu bükük durmaması gerektiğini vurgulayan Alarko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Alaton, topluma hayal kurmaya devam etmesini fakat başı bulutlarda olsa da ayaklarının yere basmasını önerdi.
KONUKOĞLU: BİR TÜRK’ÜN YAPTIĞINI TÜRK ALMAZSA KİM ALACAK
Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdulkadir Konukoğlu ise makine sanayi için alınan kararların sektörü hareketlendireceğini vurguladı. Böylece yerli makine satışının da kolaylaşacağını ifade etti.
“Bir Türk’ün yaptığını bir Türk almazsa kim alacak?” diye soran Konukoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Sanayinin devamlılığı için makinenin satılabilmeli, yoksa Ar-Ge ve teknolojiye yapılan yatırım neye yarar? Makine satılana kadar canın sıkılır, iş de yapamazsın. Know-how tekrar tekrar deneyip, yapana kadar denemektir.”
Ergün, “Türkiye‘nin tüm kamu kurumları, siyasileri ve sivil toplum örgütleri olarak CNC tezaghların önemini kavradığımız takdirde ülkemizi bulunduğu yerden daha ileri taşıyabileceğiz.” dedi.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Ergün, Türkiye Makine Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı‘nı kamuoyuna açıkladı. Tanıtım toplantısına; Orta Anadolu Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği (OAİB) Başkanı Adnan Dalgakıran, Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Konukoğlu ile Alarko Holding Yönetim Kurulu Başkanı İshak Alaton da katıldı.
Toplantıda söz alan Nihat Ergün, Türkiye’nin ekonomik ve sosyal ilerlemesinin reel sektörün atılımlarına bağlı olduğunu dile getirdi. Özel sektörün üretim yapıp istihdam yaratmasının önemine vurgu yapan Ergün, şunları ifade etti:
“Kimileri 2011’de ortaya koydukları programlarda hala kamunun yatırım yapmasından dem vuruyor. Artık kamunun rolünün üretim yapmak olmadığı çok açıktır. Kamunun rolü, sermaye birikimlerini girişimci ile buluşturmaktır. Bakın kötü idarelerden en büyük yarayı reel sektör aldı. İktidar ekonomiyi iyi yönetemeyecek, açıkları artıracak, hataların bedelini de özel sektör ödeyecek. Bütün bunlar daha önce Türkiye’de vuku buldu. Özel sektörün yüzde 60-70 oranında faizle kredi kullandığı, enflasyon sebebi ile fiyatların belirlenemediği dönemlere tanık olduk.
İktidar olarak özel sektöre yapılan engellemeleri minimuma indirdik. Birey, kalifiye üretime önem vermiyorsa, insan kaynaklarını güçlendirmiyorsa başarısız olsun; fakat kötü ekonomi yönetiminden ötürü başarısız olmasın. Nihayetinde bir ekonomide bütün firmaların başarılı olmaları mümkün değil, yeter ki firmaların başarasızlığı makro sebeplerden kaynaklanmasın.
Görev yaptığımız zaman diliminde makro ekonomik anlamda başarı ortaya koyduk, özel sektörün rahat davranmasına imkân vermek için elimizden geleni yaptık. Bürokrasiyi minimuma indirmekten tutun da gümrüklere takılan bir tır şoföre kadar her sorunla bire bir ilgilendik.”
Reel sektörün her zaman yanında olduklarını aktaran Ergün, bundan 10 sene önce makro ekonomik dengelerin olmadığına dolayısı ile uzun vadeli hedefler belirlenemediğine işaret etti. Strateji belgelerinin hazırlanmasını Ankara’da görülen mantalite değişikliğine bağlayan Sanayi Bakanı Ergün, şöyle devam etti:
“ Gaziantep’te makine sektörü toplantısında sabah kahvaltısı yapıyorduk, sektörle ilgili olmayan bürokratlar da vardı. Kahvaltıda CNC tezgâhların makine sektöründe ve tüm sektörlerdeki önemini ele alıyorduk. Hemen yanımızda bir bürokrat arkadaş yanındakine fısıldayarak soruyor, diyor ki ‘Ağabey bu siyasi tezgâh ne demek?‘ Çünkü Ankara hep siyasi tezgâhlarla anılan bir yer. Artık Ankara siyasi tezgâhları bıraktı, CNC tezgâhlarla meşgul olmaya başladı. Bizim bürokrat arkadaşlarımız da, Sanayi Bakanlığı bürokratları da siyasi tezgâhlarla değil CNC tezgâhlarla meşguller. Onun için bu strateji belgeleri hazırlanabiliyor. Türkiye‘nin her kademedeki bürokratik mantalitesi, siyasiler, sivil toplum örgütleri, şu siyasi tezgâhları bir kenara koyabilsek, CNC tezgâhların önemini kavrayabilsek o zaman ülkemizi bugün bulunduğu noktadan çok daha ileri bir noktaya hep beraber taşıma imkânına sahip olacağız.”
Türkiye’nin ekonomik büyümesinin dünya tarafından takdir edildiğinin altını çizen Nihat Ergün, “2003-2008 arasında ülkemiz büyürken, zaman zaman muhalefet ‘Dünyada işler iyiye gidiyor.’ diyerek, başarımızı hafife alıyordu. Ama artık dünyada işler kötü giderken de pek çok Avrupa ülkesinin hala bunalımdan kurtulamamış olması, ekonomimizin ne kadar iyi durumda olduğunun emaresidir. Demek ki Türkiye’de iyi şeyler yapılmış.” ifadelerini kullandı.
Mikro reformları da makro reformlar kadar önemli gördüklerini anlatan Ergün, bu minvalde strateji belgeleri ortaya koyduklarını ekledi.
DALGAKIRAN: TÜRKİYE TEKNOLOJİ ÜRETEN, SATAN KONUMUNA GELMELİ
OAİB Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran ise “2023’te 500 milyar dolar olarak hedeflenen toplam ihracattan yüzde 20 pay almayı ve 100 milyar dolar makine ihracatı yapmayı hedefliyoruz. Hedefi yakalamak için, Türkiye teknolojiyi satın alarak kullanan ülke konumundan teknolojiyi üreten ve satan bir ülke konumuna gelmelidir.” dedi.
Makine sektörüne “Üreteceğiniz ürünün katma değerini göz önünde bulundurun, kar ve faydalarını ele alın.” tavsiyesinde bulunan Dalgakıran, kamuya da şöyle seslendi:
“Kolay ve hemen teşvik et, ölçek ekonomisine göre destek ver, bürokratik engelleri minimuma indir. Ülkemize katma değer yaratan üretim teşviklerini, vergileri mümkün olduğu kadar azalt, gereken destekleri sun, katma değerli ihracata büyük yardım ve katkılarda bulun.”
ALATON: BÜROKRASİDE DEVRİM ŞART
Alarko Şirketler Topluluğu Yönetim Kurulu Başkanı İshak Alaton ise ayakları yere basan hayaller ile yola koyularak projeler üretilmesi gerektiğinin altını çizdi. Alaton, “12 Haziran’dan sonra yeni bir Türkiye ile yola devam edelim. Ankara’da akli bir devrim olmalı. Dünya zenginleri arasına gireceksek bürokraside devrim olması şart. Ancak bürokrasinin vereceği heyecan ile bu çıtayı aşabiliriz yoksa şimdiye kadarki gibi kalırız.” yorumunu yaptı.
2. Dünya Savaşı’na girmemiş Türkiye’nin kişi başı geliri 300 dolar iken Almanya’nın kişi başı gelirinin 60 dolar olduğunu belirten Alaton, şunları kaydetti:
“O zamanlar bir Türk 5 Almana bedeldi. 2000’de Almanya’da 36 bin dolar, Türkiye’de ise sadece 3 bin dolardı. 2000’de bir alman eşittir 12 Türk ediyor. Türkiye’de bu sürede 4 darbe oldu, her defasında yeniden başladık. Artık darbelere son verelim, demokrasimize sahip çıkalım.”
İş adamlarının bürokrat karşısında boynu bükük durmaması gerektiğini vurgulayan Alarko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Alaton, topluma hayal kurmaya devam etmesini fakat başı bulutlarda olsa da ayaklarının yere basmasını önerdi.
KONUKOĞLU: BİR TÜRK’ÜN YAPTIĞINI TÜRK ALMAZSA KİM ALACAK
Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdulkadir Konukoğlu ise makine sanayi için alınan kararların sektörü hareketlendireceğini vurguladı. Böylece yerli makine satışının da kolaylaşacağını ifade etti.
“Bir Türk’ün yaptığını bir Türk almazsa kim alacak?” diye soran Konukoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Sanayinin devamlılığı için makinenin satılabilmeli, yoksa Ar-Ge ve teknolojiye yapılan yatırım neye yarar? Makine satılana kadar canın sıkılır, iş de yapamazsın. Know-how tekrar tekrar deneyip, yapana kadar denemektir.”