Darbelere Karşı 70 Milyon Koalisyonu, Yassıada‘da Anma Toplantısı Düzenledi

Darbelere Karşı 70 Milyon Koalisyonu, 27 Mayıs 1960 askeri müdahalesinin 51. yıldönümü dolayısıyla eski başbakanlardan Adnan Menderes ve arkadaşlarının yargılandığı Yassıada‘daki mahkeme salonunda anma toplantısı düzenledi.

Yaklaşık 300 kişi, Kabataş‘tan kalkan tekne ile öğle saatlerinde adaya ulaştı. Darbe döneminde çok sayıda önemli ismin idam öncesi yargılandığı spor salonunda gerçekleştirilen anma töreninde dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar‘ın torunu Emine Gürsoy Naskali, eski Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Süleyman Soylu, Anayasa Mahkemesi‘nin eski raportörü Osman Can ve Ufuk Uras da birer konuşma yaptı.

Süleyman Soylu, "Bu salon bana 27 Mayıs 1960‘ı düşünürken, sadece o günü düşünmemeyi öğretiyor. Sanki onlar sadece geçmişi tasfiye etmediler, aslında TSK‘yı tasfiye ettiler, hukuku mahkemeyi hakimleri TBMM‘yi tasfiye ettiler. Yapmak istedikleri şey geleceğimizi şekillendirmek, bizi istedikleri gibi yaşatmak ve bizi kendi arzuladıkları bir modernde yaşatmak istediler. En son 27 Nisan‘la gece yarısı ansızın bizi uyardılar. Sonradan gördük ki Ergenekon varmış, Balyozlar varmış, Sarıkızlar varmış, Ayışığı

varmış. Burada hüznüm var ama hüzünden öte, ben bir umudu da yaşamak ve ilerletmek istiyorum. Türkiye‘de birilerinin artık bu travmayı ortadan kaldırması lazım. İstanbul Üniversitesi Senatosu toplanıp darbe öncesi, darbe sonrası, darbeyi meşrulaştırma girişiminden dolayı özür dilemeli. Sadece o değil; TSK‘nın neler yaptığını bir şekilde kabul edip milletten özür dilemesi. Bugünkü Anayasa Mahkemesi de aynı şekilde özür dilemelidir geçmişten dolayı" dedi.

CHP‘ye de çağrıda bulunan Soylu, "Cumhuriyet Halk Partisi de, Türkiye‘de darbeyi halk arasında meşru kılmak ve darbeden sonra halk arasında meşruiyeti kabul etmek ve yıllarca darbeyi ülkeye bayram gibi kutlatma düşüncesinden dolayı özür dilemelidir" diye konuştu.

Dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar‘ın torunu Emine Gürsoy Naskali ise, "Bu salonda, silahların gölgesinde 500‘ü aşkın kişi yargılandı. Bir başbakan ve 2 bakan asıldı. Olanların ortak özelliği vardı; Demokrat Parti‘liydiler. Serbest seçimlerde iş başına gelmiş bir partinin kurucuları ve yöneticileri idi" ifadelerini kullandı.

Anma etkinliğinde söz alan Anayasa Mahkemesi‘nin eski raportörü Osman Can da, terör için silahın şart olmadığını söyledi. Can, "Burası karanlık bir mekan ve bu karanlık halen devam ediyor. Burada üretilen bir sistemdi. Bu sistemle 1960 darbesini inşa etti. Bu sistem darbesiyle anayasayı inşa etti. Burada bir sistem üretildi ve bu sistem darbeyi beraberinde getirdi. Bu sistem tasfiye edilmedi. Bu sistem ayakta, bu sistem tasfiye edilmedikçe burada 52, 53 ve 54 yıl tartışmalarını yaparız. Bu millet

değiştirilmez. İlk 3 madde olsun olmasın tartışmasıyla hukuk devletini sağlayamaz. Sisteme itiraz edilmeli. Önümüzdeki dönem tüm siyasi partiler ve tüm sivil toplum örgütlerinin el birliği ile bir anaysa yapılarak bu sistem ortadan kaldırılabilir diye düşünüyorum" açıklamasında bulundu.

Ufuk Uras ise, şunları söyledi:

"Siyasette bir sorunu çözmek için iki yol var. Halkın iradesini alarak çözmek ya da halkın iradesini teperek çözmek. Bugün burada duran virane yapıt, geçen yüzyıldan yapılan ilk darbeden beri demokrasinin bir türlü dikiş tutturamadığını gösteriyor. Bu dönem mecliste burayı demokrasi müzesi yapma eğiliminde çalışmalar oldu ama gerçekleşmedi. Önümüzdeki dönem ibretlik bir demokrasi müzesi olması mümkün diye düşünüyorum. Meclisin arkasında ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletin‘ diyor. Ama 60 darbesinden

sonra millete sıfatlar konulmaya başlandı. Millete sıfat koyduğunuz anda Türkiye‘nin tek tipleşmesi ile karşı karşıya kaldınız demektir. Ordunun siyasallaşması yerine toplumun siyasallaşmasının yegane çözüm olduğunu düşünüyoruz."

Yapılan anma etkinliğinin ardından katılımcılar, aynı vapurla Kabataş‘a geri döndü.

Kaynak: İHA