Orhan Koloğlu, Cumhuriyet’İn İlk Yıllarını Ve Dönem Basınını Anlattı
Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin davetlisi olarak Erzurum’a gelen gazeteci araştırmacı-tarihçi Orhan Koloğlu, “Bir çağdaşlaşma örneği olarak Cumhuriyet’in ilk on beş yılı ve basını (1923/1938)” konulu konferans verdi.
Kültür Merkezi’ndeki konferansında Koloğlu, çağdaşlaşma arayışlarının Osmanlı’nın son dönemlerinde zorunlu olarak başladığını anımsatarak, “Osmanlı olmak, üç kıtaya yayılmış altmıştan fazla etnik ve dini cemaati yeniden bir araya toplamayı gerektirir. Oysa günümüzde buna razı olacak bir tekini bulmazlar. Asıl sorun, son iki yüz yılda itile itile Anadolu'ya sıkıştırılmış farklı bölgelerin insanlarını aynı hamurda yoğururken çağdaşlaşmayı gerçekleştirmektir. Üç yüzyıl dünyaya örnek olan Osmanlı, sisteminin bozulduğunu fark edince iki yüzyıl boyunca onu değiştirmeden düzeltmeye çabaladı. Başaramayınca da önünde yükselen Batı örneğiyle yarı yarıya kaynaştırarak (Tanzimat) geriliğini aşmayı denedi. Yine yetmedi ve o deneyim sırasında son nefesini verdi. Yeni bir başlangıç şarttı... Eskinin ikilemlerini yinelemeyen bir başlangıç. Atatürk bu adımı attı” dedi.
Her devrimci eylemde olduğu gibi, Atatürk Devrimlerinde de kökleşme sürecinin getirdiği ve daha sonra eleştiriye değer görülebilecek davranışlar olduğunu hatırlatan Koloğlu, “Devrimlerin yerleşmesi için uygulanan ve benzerlerine göre çok hafif kalan sertlik, devrimciler arası hesaplaşma, özgüvenini yitirmiş bir topluma dinamizm kazandırmak için tekrarlanan abartmalı mesajlar örnek olarak sayılabilir” diye konuştu.
“Türkiye dışındaki İslamcı kesimler ile Kemalizm arasında ortaya çıkan polemikler, ilke olarak kalmamış; daha ileri boyutlara gitmiştir. Hintlilerin genelde daha ihtiyatlı davranmalarına karşın, Araplardan daha saldırgan seslerin çıktığı görülmüştür. 1919 ve 1920 yılları boyunca Kemalist olsun veya olmasın Türk basını, Arapların dünya savaşındaki tutumları üzerinde durmamış, suçlamaya yönelmemiştir” değerlendirmesini yapan Koloğlu, konuşmasını şöyle tamamladı: “Bu davranış cumhuriyetin ilanına kadar böyle devam etmiştir. 1919-1938 arasındaki çağdaşlaşma dönemi kendisinden öncekileri çok aşmış ve doktriner bir nitelik kazanmaya başlamıştır.
Atatürk; Avrupalısıyla, Asyalısıyla, Afrikalısıyla, Müslüman’ıyla, Hıristiyan’ıyla, bütün insanlığı sadece insan olmakla bütünleştirecek bir çağdaşlığın savunucusuydu. Çağdaşlaşma düzeyi dışında bir farklılığı kabul etmiyordu. Şüphesiz 21. yüzyılda da bu niteliği ile isminden bahsedilmeye devam edilecektir.”
KOLOĞLU KİMDİR?
1929 yılında, Konya Kadınhan'da doğdu. Galatasaray Lisesi, İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsü ve Strasbourg Üniversitesi doktora eğitimi aldı. 1947'de gazeteciliğe başladı. Son saat, Yeni Sabah, Akşam, Yeni İstanbul, Milliyet, Barış, Aydınlık gazetelerinde muhabir, yazı işleri müdürü ve yazar olarak çalıştı.
1964 yılından itibaren yurt dışında basın ataşeliklerinde bulundu. 1972 yılı Milliyet’in Almanya baskısını başlattı. 1974 ve 1978-79 yıllarında CHP iktidarında Basın Yayın Genel Müdürlüğü yaptı. 1975- 1977 yılları arasında, CHP'nin uluslar arası ilişkiler hizmetlerini yürüttü. 1978 yılından itibaren, yurtiçi ve yurtdışı üniversitelerde tarih ve gazetecilik konularında ders verdi. Hepsi de tarih konularında yayınlanmış 47 kitabı bulunuyor. Gazeteciler Cemiyeti (iki defa), Afet İnan, Yunus Nadi ve Sedat Simavi sosyal araştırma ödüllerini kazandı.
Öğrencilerin ve öğretim üyelerinin dinlediği konferanstan sonra İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Önder Barlı, Koloğlu’na teşekkür etti.
Kaynak: İHA
Her devrimci eylemde olduğu gibi, Atatürk Devrimlerinde de kökleşme sürecinin getirdiği ve daha sonra eleştiriye değer görülebilecek davranışlar olduğunu hatırlatan Koloğlu, “Devrimlerin yerleşmesi için uygulanan ve benzerlerine göre çok hafif kalan sertlik, devrimciler arası hesaplaşma, özgüvenini yitirmiş bir topluma dinamizm kazandırmak için tekrarlanan abartmalı mesajlar örnek olarak sayılabilir” diye konuştu.
“Türkiye dışındaki İslamcı kesimler ile Kemalizm arasında ortaya çıkan polemikler, ilke olarak kalmamış; daha ileri boyutlara gitmiştir. Hintlilerin genelde daha ihtiyatlı davranmalarına karşın, Araplardan daha saldırgan seslerin çıktığı görülmüştür. 1919 ve 1920 yılları boyunca Kemalist olsun veya olmasın Türk basını, Arapların dünya savaşındaki tutumları üzerinde durmamış, suçlamaya yönelmemiştir” değerlendirmesini yapan Koloğlu, konuşmasını şöyle tamamladı: “Bu davranış cumhuriyetin ilanına kadar böyle devam etmiştir. 1919-1938 arasındaki çağdaşlaşma dönemi kendisinden öncekileri çok aşmış ve doktriner bir nitelik kazanmaya başlamıştır.
Atatürk; Avrupalısıyla, Asyalısıyla, Afrikalısıyla, Müslüman’ıyla, Hıristiyan’ıyla, bütün insanlığı sadece insan olmakla bütünleştirecek bir çağdaşlığın savunucusuydu. Çağdaşlaşma düzeyi dışında bir farklılığı kabul etmiyordu. Şüphesiz 21. yüzyılda da bu niteliği ile isminden bahsedilmeye devam edilecektir.”
KOLOĞLU KİMDİR?
1929 yılında, Konya Kadınhan'da doğdu. Galatasaray Lisesi, İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsü ve Strasbourg Üniversitesi doktora eğitimi aldı. 1947'de gazeteciliğe başladı. Son saat, Yeni Sabah, Akşam, Yeni İstanbul, Milliyet, Barış, Aydınlık gazetelerinde muhabir, yazı işleri müdürü ve yazar olarak çalıştı.
1964 yılından itibaren yurt dışında basın ataşeliklerinde bulundu. 1972 yılı Milliyet’in Almanya baskısını başlattı. 1974 ve 1978-79 yıllarında CHP iktidarında Basın Yayın Genel Müdürlüğü yaptı. 1975- 1977 yılları arasında, CHP'nin uluslar arası ilişkiler hizmetlerini yürüttü. 1978 yılından itibaren, yurtiçi ve yurtdışı üniversitelerde tarih ve gazetecilik konularında ders verdi. Hepsi de tarih konularında yayınlanmış 47 kitabı bulunuyor. Gazeteciler Cemiyeti (iki defa), Afet İnan, Yunus Nadi ve Sedat Simavi sosyal araştırma ödüllerini kazandı.
Öğrencilerin ve öğretim üyelerinin dinlediği konferanstan sonra İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Önder Barlı, Koloğlu’na teşekkür etti.