Erdoğan Bursa‘da

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, seçimler sonrasında Türkiye‘nin ayağındaki prangaları kaldıracak, 74 milyonu kucaklayacak yeni bir anayasa hazırlayacaklarını söyledi. Kaset skandalı ile alakalı da Ak Parti‘nin suçlanmasının hezeyan olduğunu belirten Erdoğan, Ak Parti‘nin kimsenin şamar oğlanı olmadığını kaydetti.

Erdoğan Bursa‘da
Bursa‘da ilk defa miting düzenlenen Kent Meydanı‘nda onbinlerce kişilik coşkulu bir kalabalığa seslenen Erdoğan, Türkiye‘nin ve dünyanın her yerinde yoksulların, mağdurların hukukunu savunmak için, sevginin, barışın, hakkın hakim olduğu bir dünya için siyaset yaptıklarını belirtti. Soydaşlarımızın, akrabalarımızın olduğu her yerde barışı savunduklarını ifade eden Erdoğan, "Sofya‘da cuma namazı kılanlara yönelik saldırıyı, orada seccade yakılmasını, ibadet edenlere şiddet uygulanmasını kınadık. Avrupa‘da

artan ırkçılığa, tahamülsüzlüğe, saldıralara karşı bütün Avrupa ülkelerinin ortak bir tavır belirlemesi gerektiğini bir kez daha hatırlatıyorum. AB müktesebatında ayrımcılık yok. Ama Fransa Romanları Fransa‘dan kovdu. Hani ayrımcılık yoktu? Bunların ayrımcılık genlerinde var. Bizde birlik, beraberlik, bütünlük var. Çünkü biz yaratılanı Yaradan‘dan ötürü seviyoruz. AK Parti‘de etnik ve bölgesel milliyetçilik yok dedik. 12 Haziran seçimleri, demokrasinin çok daha ileri standartlara kavuşması için bir dönüm

noktası gelecek. Türkiye‘nin gücünün, itibarının artması için bir milat olacak. Türkiye hazır, hedef 2023. İstikrar sürsün, Türkiye, Bursa büyüsün" dedi.

Kapılarının herkese açık olduğunun altını çizen Erdoğan, "CHP‘ye, MHP‘ye, BDP‘ye gönül veren de kardeşimiz. Onlar da bu kapıya gelsinler. Bu kapı herkese açık. Çünkü biz 74 milyonun partisiyiz. Bir bölgenin, bir etnik unsurun partisi değiliz. Biz bütün halkımızın partisiyiz. Dün Hakkari‘de kepenkleri kapattılar. Esnaf kapatmadı, bölücü terör örgütü kapattırdı. Bölücü örgüt öyle yaptı diye, oranın belediye başkanı orayı çöplük içinde bıraktı diye biz Hakkari‘ye hizmet vermeyecek miyiz? Vereceğiz.

Belediyeye hakkı neyse parasını gönderiyoruz. Ama belediye hizmet vermiyor. Onun cezasını sandıkta Hakkarili versin, ben değil. Demokrasi bu, demokrasinin güzelliği bu" diye konuştu.

"TÜRKİYE‘NİN AYAĞINDAKİ PRANGALARI KALDIRACAK YENİ ANAYASAYI MİLLETİMİZLE YAPACAĞIZ"

"Mevcut anasaya Türkiye‘nin büyüklüğüyle, vizyonuyla, 2023 hedefleriyle örtüşmüyor" diyen Erdoğan, "Sivil, katılımcı, özgürlükçü bir anayasayı her birlikte yapacağız. Türkiye‘nin ayağındaki prangaları kaldıracak, ülkeye çok daha geniş bir ufuk, vizyon kazandıracağız. 74 milyonun bu benim anayasam diyebileceği bir anayasayı hep birlikte hazırlayacağız. Bunu verelim anayasa hukukçuları hazırlasın, hayır öyle değil, bunu halkımızla hazırlayacağız. Burada ekonomistinde, siyaset bilimcisinin de, sosyologların

da, normal hukukçuların da, vatandaşın, hepsinin emeği olacak. Teoriyle pratik bir arada olacak. En sonunda çerçeve için anayasa hukukçularına davet yapacağız. Halkımın dilinin anlayacağı, kısa bir anayasa. İstikrarlı bir büyüme zeminini böylece tesis edeceğiz. İşçinin, memurun, esnafın, sanayicinin, çiftçinin, yoksulun sorunlarına daha kalıcı çözümler üretecek, toplumun refah seviyesine yukarılara çekeceğiz" diyerek, yeni anayasanın getireceği değişiklikleri anlattı.

"SUÇLULARI UZAKTA DEĞİL, YANI BAŞLARINDA ARASINLAR"

"Biz eserlerimizle konuşuyoruz. CHP, MHP neyle konuşuyor?" diyen Erdoğan, şunları söyledi:

"Türkiye için 8.5 yıl boyunca bir hizmet ürettik, birileri dedikodu üretti. Biz gücümüzü milletimizden alıyoruz. Çetelerden, hukuk dışı örgütlerden, mafyalardan değil, sadece sizden alıyoruz. Biz siyasetin çeteler, siyaset mühendisleri eliyle değil, millet tarafından şekillendirilmesini istiyoruz. Bizi kasetlerle suçlayanlar gözlerini açsınlar, bizim çetelerle mücadelemizi engellemeye çalışanlar, kol kanat gerenler, ‘Biz Silivri‘nin avukatıyız‘ diyenler, suçluları uzakta değil, yanı başlarında

arasınlar. Ortaya saçılan edepsiz kasetlerden dolayı AK Parti‘yi suçlamak hezeyandan başka bir şey değildir. AK Parti kimsenin şamar oğlanı da değildir. Kasetlerden nemalananların, kasetler yoluyla genel başkan olanların çamur atabileceği bir parti de değildir. CHP genel başkanı kaset siyasetinde ne konuşacak? En son konuşacak kişidir. Kaset siyasetinden en büyük faydayı sağladı. Partisindeki kaset skandallarının üzerini örtmüştür. Yüzsüzlüğü, pişkinliği, onun kaset mamulü olduğu gerçeğinin üzerine örtmez.

Sevsinler senin gibi dürüstü? Bu nasıl dürüstlük? Yalanlarına yetişmek mümkün değil. Ben yürüyen yalan demiştim, değiştirdim, koşan yalan dedim, o da olmadı, artık uçan yalan diyorum. Çok da pişkin, çok da mahir bu konuda. Söylediklerini çok rahat inkar edebiliyor".

"BU MİLLETE YALAN TEZGAHINDA DOKUNMUŞ KUMAŞ YAKIŞMAZ"

Kızının düğün davetiyesini devletin uçağıyla götürdüğü iddialarını yalanlayan Erdoğan, "Kendi sitesinde bile benim kızımla ilgili davetiyeyi devletin uçağıyla gönderdiğimi söylüyor. Ben bir kere devletin uçağıyla davetiye göndermiş değilim. Böyle bir şey olamaz. Kargoyla göndeririz. Telefonlar ne güne? Ama bu çok ucuz bir insan. O sıra bir çalışma programı için ben Ürdün kralının davetine gidiyorum. Yapacağımız görüşme Ortadoğu ve Irak‘la ilgili. Sayın İbrahimi ile orda bir görüşme yaptık. Yanımızda da

Devlet Bakanı Egemen Bey. Bu görüşmemiz esnasında büyük kızımın düğünüyle alakalı davetiyeyi verdik. Kalktı bunlar, uçakla davetiye göndermiş gibi yansıttı. O zaman ben İtalya‘ya, Pakistan‘a davetiyeyi neyle gönderdim? Utanmadan, sıkılmadan hala bu yalanları söylüyor.

12 Haziranda bunlara gereken dersi vereceğinize inanıyorum. Bu asil millete yalan tezgahlarında dokunmuş kumaş yakışmaz. İnşalallah Bursalı ipek kumaşında nasıl mahirse, bu ülkenin iktidarına da bizi layık görecek" dedi.

Çorumspor‘un küme düşmesinden hükümeti sorumlu tutan Kılıçdaroğlu‘nun mantık deformasyonu yaşadığını belirten Erdoğan, "CHP genel başkanı ne diyor biliyor musunuz? ‘Çorumspor‘u küme düşürenler bu memleketi iyi yönetebilir mi?‘ diyor. Çorumspor‘un küme düşüp düşmemesiyle ben mi uğraşacağım? Benim doğup büyüdüğüm yer Kasımpaşa, Kasımpaşa da düştü, ne olacak? Ben desem, ‘Ey Kılıçdaroğlu! Sen Tunceli‘yi süper lige çıkaramayacağına göre senden bir şey olmaz‘. Yahu böyle konuşma yakışır mı? Mantığa bak,

mantığa. Bunda mantık deformasyonu var. Kılavuz meselesi. Kılavuzu karga olanın... Mesele bu. CHP genel başkanın bu sözü siyaset tarihinin altın sayfalarına yaldızlı harflerle yazılmalı. Yetmez. Bu söz parti genel merkez binalarının kapısına kazınmalıdır" diyerek, ana muhalefet liderine yüklendi.

"KILIÇDAROĞLU‘NA BEBEK TEPKİSİ"

Kılıçdaroğlu‘nun bir bebeğin açlıktan öldüğüyle ilgili iddilarına cevap veren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hayatını kaybeden bir bebeğin aylardır istismarını yapıyor. Bebeğin annesi çıktı, adeta yalvararak şunu söyledi: ‘Bebeğimi bari mezarda rahat bıraksınlar, anneyim, acım katlanıyor‘. CHP genel başkanı bu acılı annenin feryadına rağmen, hala miting meydanlarında istismara devam ediyor. Eğer yüreğinde zerre kadar acıma duygusu varsa, insafın varsa, artık bu istismara lütfen son ver. Bu çocuğun ölümünden AK Parti iktidarını sorumlu tutmayı düşünüyorsan, CHP belediyesinin olduğu bir yerde bu çocuk ebediyete

intikal etti. Sormazlar mı adama, ‘Senin belediyen ne iş yapar?‘ diye. Eğer sen böyle bir şey biliyorsan niye müdahale etmedin, senin belediyen niye müdahale etmedi? Bu tür şeyler, Allah göstermesin, olabilir. Biz 74 milyon içindeki bu yavrucakların hepsine ulaşamayabiliriz. Ama sen madem biliyordun, niye ilgili kurumlar üzerinden bize bildirmedin? Biz sizi biliriz. Siz hastanelerde ölüleri bile rehin tutanlardansınız. Senin SSK genel müdürlüğünde, ben de bir SSK‘lı olarak çekilen çileyi iyi biliriz.

kuyruklarda beklediğimizi iyi biliriz. ‘Muayenehaneye gel‘ derdi doktor. parayı basardık. Eczaneye giderdik, ilacın birisi var, diğeri yok. Bunları bize Kılıçdaroğlu yaşattı. Şimdi benim vatandaşım istediği doktora, istediği hastaneye gidiyor, istediği eczaneden ilacını alıyor. Ey Kılıçdaroğlu, kelin ilacı olsa kendine sürermiş. Bu işi başaramadın zaten. Daha o günden müflissin, battın. Ama benim vatandaşım bu hali görüyor. Sağlıkta neyin olduğunu görüyor".

"SAYIN BAHÇELİ, SİZİN BORÇLARINIZI ÖDÜYOR, KİRLERİNİZİ TEMİZLİYORUZ"

MHP lideri Devlet Bahçeli‘nin hakaretle konuştuğunu ifade eden Erdoğan, "Bizden önce 22 milyar dolar vardı Merkez Bankası‘nın kasasında. O zamanlar onların para politikasını yönetenler de devletin önemli kurumlarındaydı. Şimdi onlarla övünüyorlar. Şimdi kasada 95 milyar dolar var. Sayın Bahçeli, hem sizin borçlarınızı ödüyoruz, sizin kirlerinizi temizliyoruz, hem bir tane banka batırmıyoruz. Bankaların itibarını da artırıyoruz. Onların döneminde Ziraat Bankası zarardaydı, şimdi Avrupa‘nın en karlı

bankalarından oldu. O zaman yüzde 50 ile faizle kredi veriyordu. Ben rakamlarla konuşuyorum, sen hakaretle. Vakıfbank da aynı şekilde. Vakıfbank‘ı batırıyorlardı. Şimdi kar ediyor" şeklinde konuştu.

Kaynak: İHA