Akdağ‘dan Danıştay‘ın Kararına İtiraz
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Danıştay 5.
TRT Haber‘de yayınlanan "Merkez Haber" adlı programa konuk olan Akdağ, bir soru üzerine, Danıştay 5. Dairesi‘nin Tam Gün Yasası‘na ilişkin verdiği kararı değerlendirdi.
Akdağ, "CHP, ana muhalefet partisi, bu işi karıştırmasaydı, bu iş çoktan bitmişti zaten, Anayasa Mahkemesine götürmemiş olsaydı" diyen Akdağ, üniversitelerde ya da Sağlık Bakanlığında çalışan hekimler, meslektaşlarımız muayenehane açabiliyorlardı, devlette çalışırken, bir özel hastanede de çalışabiliyorlardı. Üniversitenin içinde adeta muayenehane açabiliyorlardı. Eski sistem böyle bir şeydi. Bunların 2‘si şu anda tamamen bitmiş oldu. Üniversitelerin içinde özel muayenehane, özel ameliyat işi yok artık, bunu kaldırdık. Dışarıya, özel hastanelere hasta götürmek de yok" diye konuştu.
Danıştay 5. Dairesinin en son kararıyla kamuda çalışan doktorların muayenehane açabileceklerine hükmettiğini anlatan Akdağ, şunları söyledi:
"41 bin uzman var bu şekilde kamuda çalışan, bunların 11 bini üniversitede, 30 bini de Sağlık Bakanlığında, toplamı 41 bin. Bu 41 bin uzmandan şu anda muayenehane çalıştıran 1800 kişi var. Bu 1800 kişi şimdilik kaydıyla muayenehanesini açık tutabilecek. Ama biz bu işin peşini bırakmayacağız hükümet olarak, Sağlık Bakanlığı olarak... Yine Danıştay İdari Dava Dairelerine hemen itiraz ediyoruz. Ben inanıyorum ki adalet tahakkuk edecek, vatandaşımızın bu muayenehane çilesi çok küçülmüş olmakla beraber tamamen ortadan kalkacaktır. Tekrar ifade ediyorum, şu anda muayenehanesi olan hekimlerin sayısı 41 binin içinde 1800. Yani bu üniversitelerin içindeki muayene işi bitti, özel hastanelere götürme işi bitti. Yalnızca bu 1800 kişiyle alakalı bizim itirazımızın sonunu bekleyeceğiz."
Akdağ, "Bazı eleştiriler getiriliyor. Sadece hastalara bakmakla yükümlü olacaksak üniversitelerin bilimsel çalışmaları ne olacak sorusu vardı. Bir de ayrıca iddialardan biri de tüm bu çalışanların, performansa dayalı sistemin ya da Tam Gün Yasası ile üniversite hastanelerinin diğer devlet hastanelerine dönüştürüleceği, oradan doktorların istifa edeceği ve yavaş yavaş devlet hastanelerine dönüşeceği yönünde... Bu konuda ne söylemek istersiniz?" sorusu üzerine de "Menfaatlerinin peşinde koşanlar halkı aldatamaz. Ben yıllarca üniversite hastanelerinde öğretim üyeliği yaptım. Eski sistem şöyleydi, kısmi çalışan, dışarıda çalışan, muayenehanesi olan doktor arkadaşımız veya bir özel hastaneye gidenler öğle vakti oldu mu zaten hukuken bırakıp gidiyorlardı. Düşünün siz, bir öğretim üyesi üniversitenin hastanesine geliyor, sabah 09.00‘da geliyor, öğlen 12.00‘de bırakıp gidiyor. Neresinde bunun eğitim, neresinde araştırma? Böyle bir süre içerisinde eğitim, araştırma yapılabilir mi? Hepimiz biliyoruz ki yapılamaz" dedi.
Eski sistemde üniversitede tam gün çalışanların dahi öğleden sonra özel hastalarıyla meşgul olduklarını, özel muayene, özel işlem, özel ameliyat yaptıklarını ifade eden Akdağ, şöyle devam etti:
"(Hadi git, para yatır, ondan sonra ben sana bakayım, seni sonra ameliyat edeyim) diyorlardı. Böyle bir sistemde Allah aşkına, eğitim mi olurmuş, araştırma mı olurmuş? Asıl yeni sistem eğitim ve araştırma imkanını getiriyor. Şimdi dün bu sisteme itiraz etmeyenler bugün yeni sisteme ne hakla itiraz ediyorlar? Yeni sistemde sabahtan akşama kadar bir hoca hastalarıyla ilgilenirken bir taraftan da öğrencisini, asistanını yanına alacak, onlara da öğretecek. Zaten bizim tıp eğitiminde eğitim daha ziyade pratik bir eğitimdir, hasta başında yapılır, hastayla birlikte yapılır. Bir hoca sabah gelecek öğlen de muayenehanesine gidecek, bu eğitim ve araştırmayı bozmayacak ya da öğleden sonra özel hasta almaya başlayacak, özel işlem, özel ameliyata başlayacak, bu da eğitim ve araştırmayı bozmayacak, yeni gelen sistem eğitim ve araştırmayı bozuyormuş. Bunu kim yutar Allah aşkına? Vatandaş buna kanar mı?"
-"BUNA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ"-
Kaynak: AA
Akdağ, "CHP, ana muhalefet partisi, bu işi karıştırmasaydı, bu iş çoktan bitmişti zaten, Anayasa Mahkemesine götürmemiş olsaydı" diyen Akdağ, üniversitelerde ya da Sağlık Bakanlığında çalışan hekimler, meslektaşlarımız muayenehane açabiliyorlardı, devlette çalışırken, bir özel hastanede de çalışabiliyorlardı. Üniversitenin içinde adeta muayenehane açabiliyorlardı. Eski sistem böyle bir şeydi. Bunların 2‘si şu anda tamamen bitmiş oldu. Üniversitelerin içinde özel muayenehane, özel ameliyat işi yok artık, bunu kaldırdık. Dışarıya, özel hastanelere hasta götürmek de yok" diye konuştu.
Danıştay 5. Dairesinin en son kararıyla kamuda çalışan doktorların muayenehane açabileceklerine hükmettiğini anlatan Akdağ, şunları söyledi:
"41 bin uzman var bu şekilde kamuda çalışan, bunların 11 bini üniversitede, 30 bini de Sağlık Bakanlığında, toplamı 41 bin. Bu 41 bin uzmandan şu anda muayenehane çalıştıran 1800 kişi var. Bu 1800 kişi şimdilik kaydıyla muayenehanesini açık tutabilecek. Ama biz bu işin peşini bırakmayacağız hükümet olarak, Sağlık Bakanlığı olarak... Yine Danıştay İdari Dava Dairelerine hemen itiraz ediyoruz. Ben inanıyorum ki adalet tahakkuk edecek, vatandaşımızın bu muayenehane çilesi çok küçülmüş olmakla beraber tamamen ortadan kalkacaktır. Tekrar ifade ediyorum, şu anda muayenehanesi olan hekimlerin sayısı 41 binin içinde 1800. Yani bu üniversitelerin içindeki muayene işi bitti, özel hastanelere götürme işi bitti. Yalnızca bu 1800 kişiyle alakalı bizim itirazımızın sonunu bekleyeceğiz."
Akdağ, "Bazı eleştiriler getiriliyor. Sadece hastalara bakmakla yükümlü olacaksak üniversitelerin bilimsel çalışmaları ne olacak sorusu vardı. Bir de ayrıca iddialardan biri de tüm bu çalışanların, performansa dayalı sistemin ya da Tam Gün Yasası ile üniversite hastanelerinin diğer devlet hastanelerine dönüştürüleceği, oradan doktorların istifa edeceği ve yavaş yavaş devlet hastanelerine dönüşeceği yönünde... Bu konuda ne söylemek istersiniz?" sorusu üzerine de "Menfaatlerinin peşinde koşanlar halkı aldatamaz. Ben yıllarca üniversite hastanelerinde öğretim üyeliği yaptım. Eski sistem şöyleydi, kısmi çalışan, dışarıda çalışan, muayenehanesi olan doktor arkadaşımız veya bir özel hastaneye gidenler öğle vakti oldu mu zaten hukuken bırakıp gidiyorlardı. Düşünün siz, bir öğretim üyesi üniversitenin hastanesine geliyor, sabah 09.00‘da geliyor, öğlen 12.00‘de bırakıp gidiyor. Neresinde bunun eğitim, neresinde araştırma? Böyle bir süre içerisinde eğitim, araştırma yapılabilir mi? Hepimiz biliyoruz ki yapılamaz" dedi.
Eski sistemde üniversitede tam gün çalışanların dahi öğleden sonra özel hastalarıyla meşgul olduklarını, özel muayene, özel işlem, özel ameliyat yaptıklarını ifade eden Akdağ, şöyle devam etti:
"(Hadi git, para yatır, ondan sonra ben sana bakayım, seni sonra ameliyat edeyim) diyorlardı. Böyle bir sistemde Allah aşkına, eğitim mi olurmuş, araştırma mı olurmuş? Asıl yeni sistem eğitim ve araştırma imkanını getiriyor. Şimdi dün bu sisteme itiraz etmeyenler bugün yeni sisteme ne hakla itiraz ediyorlar? Yeni sistemde sabahtan akşama kadar bir hoca hastalarıyla ilgilenirken bir taraftan da öğrencisini, asistanını yanına alacak, onlara da öğretecek. Zaten bizim tıp eğitiminde eğitim daha ziyade pratik bir eğitimdir, hasta başında yapılır, hastayla birlikte yapılır. Bir hoca sabah gelecek öğlen de muayenehanesine gidecek, bu eğitim ve araştırmayı bozmayacak ya da öğleden sonra özel hasta almaya başlayacak, özel işlem, özel ameliyata başlayacak, bu da eğitim ve araştırmayı bozmayacak, yeni gelen sistem eğitim ve araştırmayı bozuyormuş. Bunu kim yutar Allah aşkına? Vatandaş buna kanar mı?"
-"BUNA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ"-
