Yüksel Aksu yine hemşehrileriyle çekimde

Yönetmen Yüksel Aksu, yeni filmini yine hemşehrileriyle Muğla'da çekiyor.

Yüksel Aksu yine hemşehrileriyle çekimde
Dondurmam Gaymak'ın yönetmeni Muğlalı Yüksel Aksu yeni filmi Entelköy-Efeköy'ü yine hemşehrileriyle çekiyor. Aksu, filminde Ege'de bir köye yerleşen çevrecilerle köylülerin yaşadıklarını anlatacak.

Beş yıl önce Muğla'yı Dondurmam Gaymak filmiyle coşturan, Muğlalı yönetmen Yüksel Aksu, yeni filmi Entelköy- Efeköy filmi ile yine memleketini şenlendirdi. Muğlalıların rol aldığı, hikayesi de Muğla'da geçen Dondurmak Gaymak, Türkiye'nin Oscar aday adayı olmuş, seyirci tarafından ilgiyle karşılanmış ve sinemada Ege filmleri dönemini başlatmıştı. Yüksel Aksu yine hemşehrileriylebirlikte ikinci filmini çekmeye başladı. Muğla Milas'ta Pınarcık Köyü'nü mesken tutan film ekibi, davullu zurnalı filmin çekimine başlarken, onların bu heyecanını köylüler de paylaşıyor. Çünkü yine filmde rol alıyorlar. Aksu, aslında yıllar önce hayata geçiremediği bir hayalini sinemada gerçekleştirecek. "90'lı yıllarda komün köyü kurmak istedik, paramız yoktu kuramadık. Sonra paramız oldu ama bu sefer de inancımız kalmadı. Ben de bu hayalin filmini çekmeye karar verdim" diyen Aksu'nun filminde Muğlalılar dışında Şahin Irmak, Ayşe Bosse, Emin Gürsoy, Recep Yener, Ayla Arslancan, Ümit Olcay, Hamit Demir, Engin Akın, Nejat Yavaşoğulları rol alıyor. Entelköy- Efeköy'ü çevreci bir film olarak tanımlayan Aksu, metropol ortamından sıkılıp Ege'de bir köye yerleşen çevrecilerle, köy sakinleri arasında yaşananların anlatıldığı sıcak bir Ege komedisiyle, 2011'in son aylarında seyirci karşısına çıkacak.

12 EYLÜL'LE KOPUŞ YAŞANDI

Önceki gün yaptığımız set ziyaretinde, Aksu ve film ekibinin neşesine diyecek yoktu. Temiz hava ve Ege insanının pozitif enerjisi ve doğayla iç içe olmak anlaşılan herkese iyi gelmiş. Pınarcık Köyü sakinleri pek misafirperver. Dolmalar, börekler, kısırlar hazırlanmış. Zaten, film ekibini de hemen sahiplenmişler. Aksu, hem yerelliğin önemini hem de okumuş yazmış insanların hassasiyetlerini anlatan bir film yapmak istiyor. 'Entel' diye tabir edilen okumuş etmiş insanlarla, köylüler arasında 12 Eylül'den sonra bir kopuş yaşandığını söyleyen Aksu, hayata farklı baksalar da şehir insanı ile kır insanının birbirinden çok şey öğreneceğini belirtiyor. Filminde bu bir arada yaşama kültürüne vurgu yaptığını anlatıyor. Aksu'nun filmde vurguladığı bir başka konu ise bu okuyan insanlara karşı 'entel' yaftasının yapıştırılması. "Okuyan insandan kimseye zarar gelmez" diyen Aksu, bu yaftalamanın bir 12 Eylül ürünü olduğunu da belirtiyor.

MUHABBETLE YAŞAMAK

Son yıllarda büyükşehirlerdeki tüketim kültüründen sıkılan birçok insanın Karadeniz kıyılarından başlayarak, Akdeniz ve Ege kıyılarına ve Anadolu'ya yerleştiğini ve bu insanların tüketmek yerine üretmeyi tercih ettiğini gözlemlediğini söyleyen Aksu "Eskiden büyükşehirlere doğru yaşanan göç tersine döndü. İnsanlar hayata farklı baksalar da bir arada yaşayabiliyorlar. Türkiye'nin kutuplaşmaya ihtiyacı yok. Çevrecisi, muhafazakarı, solcusu, aktivisti herkes bir arada muhabbetle yaşayabiliyor. Bunu bir çevre meselesini de ele alarak anlatmak istedim" diyor.