Bahçeli, Bartın'da Halka Seslendi

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı 'çılgın proje'yi eleştirerek, "Çılgın proje değil ama çalınan proje olduğu kesin" dedi.

Bahçeli, Bartın'da Halka Seslendi
Bartın‘da seçim otobüsünün üzerinden halka seslenen Bahçeli, AK Parti iktidarının yorulduğunu ve yıprandığını belirterek, bunun değişmesi gerektiğini söyledi. 6 milyon civarında işsiz olduğunu kaydeden Bahçeli, "Birçok araştırmalar yapılıyor. Bu araştırmalarda sorulardan bir tanesi ‘Size göre Türkiye‘nin öncelikli sorunu nelerdir‘ oluyor. Birincisi sorun işsizlik, ikinci sorun yoksulluk, üçüncü sorun yolsuzluk, dördüncü sorun asayiş olduğu sıralanıyor. Bu tespitler halk arasında yapılan araştırmaların

sonucu. Bir de sanal bir Türkiye var. Yandaş medyanın beslemeli konuşmacılarıyla oluşmuş olan bir medya dünyası Türkiye‘yi çok mutlu, huzurlu, bütün sorunlarını aşmış bir ülke olarak takdim ediyor. 9 yılın başarısızlığını başarı göstererek, üçüncü döneme talip olunduğunu görüyoruz. Acaba gerçek bu mudur? Her gün televizyonlarda sizlere sunulan Türkiye mi gerçek, yoksa Bartın‘da yaşayan vatandaşların yaşantısı mı gerçek? Bunu iyi ayırt etmeliyiz. Bugün için 6 milyona yakın işsizimiz var. İşsizimiz çalışma

arzusu taşıyan, çalışma çağında olan, cari ücretle çalışmayı kabul eden, ama iş bulamayan insanlar var. Bu manada 2 milyon 400 civarında işsiz var. Ama çalışma umudunu kaybetmiş veya çalışırken bir krizle işinden çıkartılmış insanları da dikkate aldığımızda 6 milyonu buluyor. 6 milyon işsizimizin içerisinde ise yüzde 22‘si genç işsiz ve büyük çoğunluğu eğitimini tamamlamış evlatlarımız. Türkiye‘nin bu temel sorunu bugün için değil, yıllardan beri devam ediyor. Ancak 9 yıl hiç kesintisiz tek başına iktidar

olan bir iktidar tarafından bu dönemde işsizlik daha da artarak sürdürülüyor. İşte tehlike burası. Geçmişte ülke koalisyonla yürütülüyor, koalisyonlar uzun olmuyordu. Yerine gelen yeni koalisyon hükümetler programı kabul etmiyor, değiştiriyordu. Türkiye‘de istikrarsızlık yaşanıyordu. 2002‘den beri istikrar devam ediyor. 330‘un üzerinde milletvekilli var, çıkartamayacağı yasa, alamayacağı karar yok. Ama hale Türkiye‘nin ilk sorunu işsizlik. İşsizlik, yoksulluğu da beraberinde getiriyor. Çocuklar yetişiyor, iş

arıyor bulamıyor. Böyle olunca ailede huzursuzluk oluyor. Aileler her türlü fedakarlığı yapmış, evlatları belli bir yaşa gelmiş, aile ‘bunlar bu yaşa geldi, eğitimde vermeye çalıştı, bir iş bulsak da evlilik yaşa gelmiş evlatlarımızı ev sahibi yapsak‘ diye düşünüyor. Ama bu mümkün olmuyor. Yavaş yavaş ailede önemli sıkıntılar yaşanıyor. Veya yuva kurmuş, işinden edilmiş, bir bakıyorsunuz ailede çözülme oluyor. Televizyonlardaki o palavra Türkiye‘ye aldırış etmemek lazım. Yuvası yıkılan, boşananlar artıyor,

kadına şiddet artıyor, suç artıyor, hırsızlık, yaralama, cinayetler artıyor. Bir bakıyorsunuz gazetelerin ya ilk sayfasında hiç anlam veremediğim şekliyle sabahtan akşama kadar bir cinayet olayı saatlerce gösterilerek anlatılıyor. İnsanlarımız hoşgörüyü kaybediyor, öfke sahibi oluyor. Kaldırımda şöyle omuz vursanız, birbirlerine öfke besliyor, kavgaya dönüyor, cinayetler oluyor. Türkiye‘de yaygınlaşıyor. Türkiye‘de huzur yok, Türkiye gittikçe karışıyor, kutuplaşıyor. Bunu görmek lazım. Milli kimlik

tartışmalarıyla vatandaşlar bölünüyor" dedi.

"YOKSULLUĞU ÇÖZMEK YERİNE PAKET UYGULAMASIYLA YOKSULLUK İSTİSMAR EDİLİYOR"

Paket uygulamasıyla yoksulluğun istismar edildiğini belirten Bahçeli, iktidara geldiklerinde paket uygulamasına son vereceklerini söyledi. Bahçeli konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Yeni yeni çılgın projelerle varlıklarına varlık hesapları yapılıyor, diğer tarafta çaresizliğe terk edilmiş milyonlar bulunuyor. Gelir dağılımındaki adaletsizlikle bağdaşıyor, milli gelirden yüzde 6‘yı geliri az olan alırken, en varlıklısı ise yüzde 50‘yi alıyor. Bir ülkede gelir dağılımında 8 kat fark varsa bir çatışmanın kıyısındasınız demektir. Bütün bunlar karşısında bir de sadaka ekonomisi uygulanıyor. Yoksulluğu çözmek yerine paket uygulamasıyla yoksulluk istismar ediliyor. Bayramdan bayrama

uygulama konuluyor. Yoksulun iradesi paketle kontrol altına alınmak mecburiyetinde kalınıyor, iktidara oy vermek durumunda bırakılıyor. İleri demokrasi yok, iktidara bağımlı paketle iktidara oy vermeye mahkum vatandaşlar var. Bu paket olayına son vermek lazım. Ama ondan evvel paket oy avcılığı yapanları iktidardan uzaklaştırmak lazım. Bunu nasıl yapacağız. Düşünün, tartışın, bir çözüm üretin. Paket gözleyerek, paket alma sırasına yazılarak AK Parti‘nin yöneticilerine mahkum olmayın. Paketin ne olduğunu iyi

bilin. Bu paket ne biliyor musunuz? İçinizde emekli, memur, işçi var, çalışan her insan vergi ödüyor. Bu vergiler devletin geliri oluyor. Bunu eğitim, güvenlik, sağlık, alt yapıda kullanabiliyor. Sosyal devlet anlayışına bağlı olarak ta kimsesizler, evsizler için fon oluşturuluyor. Bu geçmiş dönemlerden beri var. Buradan toplanan paralar, yeşil kart, kaymakamların dağıttığı fank-funklara gidiyor. Bunlar sizindir. Yoksullaşıyorsunuz, paket olarak önünüze geliyor. İktidara mahkum oluyorsunuz. Bu çözümü ortaya

koymadan evvel iktidarı çözmek lazım. Bu paket sizin hakkınız. Helaliniz, alın paketi vurun tokadı gitsin bunlar. Ama bu gidince yerine paket alışkanlık haline gelirse ne olur? Bunun için de bir çözüm bulmak lazım."

HİLAL KART

Hilal Kart projesiyle vatandaşın karşısına çıktıklarını belirten Bahçeli, Hilal Kart‘la herkesin istediğini alabileceğini söyledi. Hilal Kart‘ın bir harcama kartı olduğunu kaydeden Bahçeli, "Milliyetçi Hareket Partisi düşündü, araştırdı ve Hilal Kart projesiyle karşınıza çıkıyoruz. Bu bir harcama kartıdır. Banka kredi kartı gibi değildir, yani alışveriş yapıp sonradan ödeme veya faiziyle ödeme, ödeyemediğinde icracıların evinizi alıp götürmeleri değildir. Bu başka bir şeydir. Sosyal dayanışma projesidir.

Şu an için açla o palavra Türkiye‘ye aldırık ve yoksulluk altında kalan 18 milyon insan var. Bunun adı yoksul fukara demektir. Bu insanlar namerde muhtaç hale gelmiştir. Emekli de olsa geçinemiyor. Bir zamanların varlıklı bir kişisi uygulanan politikalardan, yaşanan ekonomik krizden etkileniyor veya işi iyi gitmiyordu. Düzen bozuluyor, fukaralaşıyor. Fukaranın yarın varlıklı olması, yarın da varlıklının fukaralaşacağını düşünmek lazım. Bir toplumda yoksul kitle her zaman olabilir. Bunu kaldırmanın yolu

devlet ve millet olarak yoksula sahip çıkmaktır. Buna Hilal Kart‘la sahip olacaksınız. Bir harcama kartıdır. Çocuklarınızın ihtiyaçlarına cevap verebileceksiniz. Paket geldiği zaman içinden ne çıkacağını bilmiyorsunuz. Böyle bir dönem kapanacak. Aileniz ne istiyorsa sabah evden çıkarken, onu akşam eve getirmenin, başı dik alnı açık gururuyla hareket edeceksiniz. Evden çıkıyorsunuz. Televizyonlarda çocuklar çikolata gibi reklamların tesirinde kalarak ‘Baba akşam gelirken çikolata getirebilir misin?‘

dediğinde mahcup olmayacaksınız. Hanımefendi ‘Mutfağın şunlara ihtiyacı var‘ dediğinde ‘Merak etme karıcığım Hilal Kart‘ım var, arkamda devletim ve milletim var‘ diyeceksiniz. Hilal Kart‘la çarşıda neye ihtiyaç duyuyorsanız onu alacaksınız. Nereden alacaksınız? Bartın‘daki esnaf arkadaşlarımızdan alacaksınız. Hilal Kart bir iştir, Hilal Kart bir aştır. Onun için Milliyetçi Hareket Partisi olarak böyle bir projeyle milletin huzuruna çıkıyoruz" diye konuştu.

EMEKLİYE 13 AY MAAŞ

Emeklinin durumunun kötü olduğunu da savunan Bahçeli, emekliye 13 maaş vereceklerini söyledi. Bahçeli, "Ev kadınlarının emeklilerin durumu çok önemli, emekli maaşıyla hayat devam etmiyor. Birde ihtiyaçları var. Kışın kömür gözlüyor. Geçim darlığıyla boğuşup duruyor. Hayatını milletine vermiş insanlar, belli bir yaş döneminde yine kafası meşgul, yine isteklerine cevap bulamayan insan durumunda. Buna da bir çözüm getirmeliyiz. Emeklilerimiz insanca yaşayabileceği duruma getirilecek. Kış öncesi hazırlık

için 12 ay emekli maaş alıyorsa, 13. maaşı devletin ve milletin ‘emeklim senin yanındayım‘ dediği bir dönem olacak" dedi.

‘ÇILGIN PROJE‘ ELEŞTİRİSİ

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan‘ın açıkladığı ‘çılgın proje‘yi de eleştiren Bahçeli şöyle konuştu:

"Huzurlu, güvenli bir toplum olmaya bugünlerde ihtiyacımız var. Bir bakın asayiş yönünde İstanbul yanıyor, Hakkari, Şemdinli yaşanmaz yer haline geldi. Diyarbakır kaynıyor, vali yok, kaymakam yok, Başbakan yok, Cumhurbaşkanı kayıtsız, kala kala polis kardeşim kalmış. Sabaha kadar teröristle boğuşup duruyor. Bu böyle devam edemez. Bir tarafta terör bir tarafta PKK‘nın siyasallaşması öbür tarafta bölünen Türkiye ve işsizlik yoksulluk buna benzer diğer sıkıntılar. Bir çılgın projeden bahsediyor. Akıllı

proje dururken çılgınlaşmanın ne anlamı var. Çılgın dedi, dedi yarım saat sonra anlaşıldı, Demokratik Sol Parti eski Genel Başkanı Rahmetli Bülent Ecevit‘in projesi olduğu anlaşıldı. Demek ki, çılgın proje değil ama çalınan proje olduğu kesin. proje önümüzdeki dönemlerde halk arasında tartışılabilir. Faydalı tarafı olabilir, yeni hizmet alanı oluşturabilir. Özellikle Trakya Bölgesi‘ni başka yönüyle geliştirebilir. Böyle bir projeyle televizyonlarda sabahtan akşama kadar propagandayla Türkiye‘yi daha da

çılgınlaştırmaya gerek var mı? Anarşi çıldırtıyor. Böyle bir durumda ne olacak Türkiye‘nin hali? Bunu 22 milyar dolara 10 yıl içinde yapacakmışsınız? Bu yoksul vatandaş ne yapacak? Bu parayla çok daha hayırlı işler yapılabilir. Artık bir karara varın. Bu geleceğinizi ilgilendiren karar olacak. Bu iktidar yıpranmıştır, bu iktidar yorulmuştur, değişmelidir. Ama yoksulluğun da, hırsızlığın da, rüşvetin de, bölücü terörü kökleye projeye imza atanların da hesap vereceği dönem olması lazım. Bu iktidar

değişikliği 12 Haziran‘da olacak, millet tarafından yapılacak. Sandığa gideceksiniz, vicdanınızın sesine, akılcı yorumlarla oyunuzu kullanacaksınız. Recep Tayyip Erdoğan ‘9 yıldan beri usandırdın, bıktırdın, biz seni izlemekten bıktık, şimdiden yeni bir dönem yeni bir soluğa ihtiyaç var‘ diyeceksiniz. Peki bu kim olacak? Milliyetçi Hareket Partisi olmalıdır."

Kaynak: İHA