Babacan: ‘‘Bugünlerde İleriye Doğru Hesap Kitap Yaparken Tek Bir Senaryo, Varsayımla Harek
Bugünlerde ileriye doğru hesap kitap yaparken tek bir varsayımla hareket etmenin mümkün olmadığını ifade eden Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Karşımıza çıkacak pek çok farklı senaryoya, birbirinden çok farklı muhtemel tabloya hazırlıklı olmamız lazım" dedi.
Forum İstanbul 2011‘in açılışında konuşan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Babacan, Forum İstanbul‘un ilk toplantısının 2023 hedefiyle 2002 yılında yapıldığını ancak, o dönemde Türkiye‘deki siyasi tablonun son derece karmaşık olduğunu, Türkiye ekonomisinin de tarihinin en kötü dönemlerini yaşadığını anımsattı.
Her şeyin iyi gittiği dönemlerde uzun vadeye bakmanın kolay olduğunu ancak hükümet olarak ilk günlerinden itibaren hep uzun vadeye baktıklarını ifade eden Babacan, uzun vadeli gerçekçi hedefler olmazsa başarı yakalanmasının da zor olduğunu söyledi.
Babacan, 2008 sonunda başlayan küresel ekonomik krizin, "kriz öncesi" ve "kriz sonrası" olarak dünyayı ikiye bölebilecek kadar önemli olduğunu ifade etti.
Uzak olmayan bir tarihte E7 olarak adlandırılan gelişmekte olan ülkelerin G7 ülkelerinden daha büyük bir ekonomik büyüklüğe sahip olacağının beklendiğini kaydeden Babacan, son krizin bu trendi daha da hızlandırdığını söyledi.
Bugün artık dünyadaki ekonomik büyümenin üçte ikisinin gelişmekte olan ülkelerden geldiğini belirten Babacan, yeni dünya düzeninin son krizin etkileri de dikkate alındığında son derece dikkatli olunması gereken bir döneme işaret ettiğini, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için ise fırsat pencereleri açan bir durumu gösterdiğinin altını çizdi.
Türkiye‘nin bütün riskleri, tehditleri dikkate alarak politikalar seçmesi gerektiğini kaydeden Ali Babacan, "Bugünlerde ileriye doğru hesap kitap yaparken tek bir senaryo, varsayımla hareket etmek mümkün değil. Karşımıza çıkacak pek çok farklı senaryoya, birbirinden çok farklı muhtemel tabloya hazırlıklı olmamız lazım. Pek çok ülkedeki gelişmeler o ülkedeki siyasi iradenin alacağı kararlarla ilgilidir. Fakat pek çok ülkede gerektiği halde adım atılamadığını görüyoruz. Gelişmiş ekonomilerin pek çoğunun
başında çok zayıf yönetimler işbaşında" dedi.
Kaynak: İHA
Her şeyin iyi gittiği dönemlerde uzun vadeye bakmanın kolay olduğunu ancak hükümet olarak ilk günlerinden itibaren hep uzun vadeye baktıklarını ifade eden Babacan, uzun vadeli gerçekçi hedefler olmazsa başarı yakalanmasının da zor olduğunu söyledi.
Babacan, 2008 sonunda başlayan küresel ekonomik krizin, "kriz öncesi" ve "kriz sonrası" olarak dünyayı ikiye bölebilecek kadar önemli olduğunu ifade etti.
Uzak olmayan bir tarihte E7 olarak adlandırılan gelişmekte olan ülkelerin G7 ülkelerinden daha büyük bir ekonomik büyüklüğe sahip olacağının beklendiğini kaydeden Babacan, son krizin bu trendi daha da hızlandırdığını söyledi.
Bugün artık dünyadaki ekonomik büyümenin üçte ikisinin gelişmekte olan ülkelerden geldiğini belirten Babacan, yeni dünya düzeninin son krizin etkileri de dikkate alındığında son derece dikkatli olunması gereken bir döneme işaret ettiğini, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için ise fırsat pencereleri açan bir durumu gösterdiğinin altını çizdi.
Türkiye‘nin bütün riskleri, tehditleri dikkate alarak politikalar seçmesi gerektiğini kaydeden Ali Babacan, "Bugünlerde ileriye doğru hesap kitap yaparken tek bir senaryo, varsayımla hareket etmek mümkün değil. Karşımıza çıkacak pek çok farklı senaryoya, birbirinden çok farklı muhtemel tabloya hazırlıklı olmamız lazım. Pek çok ülkedeki gelişmeler o ülkedeki siyasi iradenin alacağı kararlarla ilgilidir. Fakat pek çok ülkede gerektiği halde adım atılamadığını görüyoruz. Gelişmiş ekonomilerin pek çoğunun
başında çok zayıf yönetimler işbaşında" dedi.