Kızılay Libya‘ya Gıda Yüklü Bir Gemi Daha Gönderiyor
Türkiye Kızılay Derneği Genel Başkanı Tekin Küçükali, Libya‘da devam eden çatışmalarda mağdur olan halka yardımlarının devam ettiğini belirterek, bugüne kadar Libya‘ya gıda, giyecek, battaniye ve çadır yüklü 4 gemi ile seyyar fırınlar ve mutfak gönderdiklerini, salı veya çarşamba günü de gıda yüklü bir gemiyi yola çıkaracaklarını bildirdi.
Kızılay Mersin ve Adana Şubeleri Bölge Toplantısı, Mersin Hilton Oteli‘nde yapıldı. Toplantıya Kızılay Genel Başkanı Tekin Küçükali ile Kızılay Derneği Başdanışmanı Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara da katıldı. Toplantı öncesi basın mensuplarının Libya‘ya yönelik yardımlar konusundaki sorularını yanıtlayan Küçükali, Kızılay olarak 143 yıldır dünyanın her tarafına din, dil, ırk gözetmeden yardım yaptıklarını söyledi. Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde son dönemde ortaya çıkan iç çalkantıların kendi iç
dinamiklerinin istekleriyle ilgili olduğunu, ancak geçmişten gelen tarihi bağlarla Kızılay olarak orada insani yardım durumunu mutlak surette hissettirdiklerini vurgulayan Küçükali, bu yardımları Mısır ve Suriye‘nin yanı sıra şimdi de Libya‘da yaptıklarını bildirdi. Libya‘daki durumun biraz daha farklı olduğuna işaret eden Küçükali, "Orada iç dinamikler biraz daha hareketli ve farklı bir çatışmanın içerisindeler. Bu noktada da biraz tedirginler. İnsanlar bir yerden başka yere göç ediyorlar. Bu arada en
korunmasız durumda olan yaşlılar, kadınlar, çocuklar ve özürlüler var. En fazla bunlar mağdur oluyor. Biz bunlarla da ilgileniyoruz. Bunun için Türkiye olarak bir anlayış içerisinde Dışişleri Bakanlığımızın koordinasyonunda, Başbakanlık Acil Durum Genel Müdürlüğü organizasyonuyla buradaki insani yardım operasyonunu biz yapıyoruz. Bu çerçevede TIR‘lara yüklediğimiz fırınlarımızı ve mutfağımızı ve ambulansları bir Ro-ro gemisiyle götürdük, 4 yük gemisiyle de battaniye, çadır ve gıda malzemesi gönderdik.
Libya‘da iş yapıp para kazanmış bir firma da bize başvurdu. Bu çerçevede de salı veya çarşamba günü 2 bin tonluk yiyecek, 2 ambulans ve medikal malzemeler koyacağımız bir gemiyi daha oraya göndereceğiz. Biz muhalif ya da galip düşünmeden ihtiyacı olan kim varsa yemeğini veriyoruz, giydirmeye çalışıyoruz. İnsanların bu ihtiyaçlarını karşılıyoruz" dedi.
Çatışmalarda yaralananlara yönelik de Sağlık Bakanlığı ile birlikte bir organizasyon yaptıklarını belirten Küçükali, şimdi de bir gemiyi içerisindeki koltukları sökerek seyyar hastane haline getirmek üzere çalıştıklarını ifade etti. Küçükali, "Bingazi‘de limanda bir sahra hastanesi kurduk. Bu hastanede Türk doktorları hizmet veriyor. Biz de o gemiyle kısa mesafedeki yaralıları oraya getirip, burada tedavilerini yaptırmak üzere bir organizasyon içerisindeyiz" diye konuştu.
Libya‘da sorun yaşayıp yaşamadıkları sorusuna Küçükali, "Savaşın olduğu yerde elbette sıkıntılar var demektir ama bizim uluslararası korunma zırhımız var. Biz uluslararası hukuka tabi olmamız münasebetiyle bayrağımızı çekerek yürüdüğümüz zaman insanlar bizim ne olduğumuzu biliyor. Dolayısıyla biz ateş hattında da olsak o ateşin dışında hareket etmiş oluyoruz. Çünkü biz hiçbir şekilde hiç kimsenin oradaki iç yürüyüşüne müdahale etmiyoruz, etmemeyi de düşünüyoruz. Tarafsız kalmayı, mazlumdan, yoksuldan,
çaresizden yana olmayı prensip edindiğimiz için bunu da herkes biliyor orada. Dolayısıyla sıkıntılarımız tabii ki var ama o yörenin dilini bilen arkadaşlarımızla bu problemleri çözüyoruz" yanıtını verdi.
Kaynak: İHA
dinamiklerinin istekleriyle ilgili olduğunu, ancak geçmişten gelen tarihi bağlarla Kızılay olarak orada insani yardım durumunu mutlak surette hissettirdiklerini vurgulayan Küçükali, bu yardımları Mısır ve Suriye‘nin yanı sıra şimdi de Libya‘da yaptıklarını bildirdi. Libya‘daki durumun biraz daha farklı olduğuna işaret eden Küçükali, "Orada iç dinamikler biraz daha hareketli ve farklı bir çatışmanın içerisindeler. Bu noktada da biraz tedirginler. İnsanlar bir yerden başka yere göç ediyorlar. Bu arada en
korunmasız durumda olan yaşlılar, kadınlar, çocuklar ve özürlüler var. En fazla bunlar mağdur oluyor. Biz bunlarla da ilgileniyoruz. Bunun için Türkiye olarak bir anlayış içerisinde Dışişleri Bakanlığımızın koordinasyonunda, Başbakanlık Acil Durum Genel Müdürlüğü organizasyonuyla buradaki insani yardım operasyonunu biz yapıyoruz. Bu çerçevede TIR‘lara yüklediğimiz fırınlarımızı ve mutfağımızı ve ambulansları bir Ro-ro gemisiyle götürdük, 4 yük gemisiyle de battaniye, çadır ve gıda malzemesi gönderdik.
Libya‘da iş yapıp para kazanmış bir firma da bize başvurdu. Bu çerçevede de salı veya çarşamba günü 2 bin tonluk yiyecek, 2 ambulans ve medikal malzemeler koyacağımız bir gemiyi daha oraya göndereceğiz. Biz muhalif ya da galip düşünmeden ihtiyacı olan kim varsa yemeğini veriyoruz, giydirmeye çalışıyoruz. İnsanların bu ihtiyaçlarını karşılıyoruz" dedi.
Çatışmalarda yaralananlara yönelik de Sağlık Bakanlığı ile birlikte bir organizasyon yaptıklarını belirten Küçükali, şimdi de bir gemiyi içerisindeki koltukları sökerek seyyar hastane haline getirmek üzere çalıştıklarını ifade etti. Küçükali, "Bingazi‘de limanda bir sahra hastanesi kurduk. Bu hastanede Türk doktorları hizmet veriyor. Biz de o gemiyle kısa mesafedeki yaralıları oraya getirip, burada tedavilerini yaptırmak üzere bir organizasyon içerisindeyiz" diye konuştu.
Libya‘da sorun yaşayıp yaşamadıkları sorusuna Küçükali, "Savaşın olduğu yerde elbette sıkıntılar var demektir ama bizim uluslararası korunma zırhımız var. Biz uluslararası hukuka tabi olmamız münasebetiyle bayrağımızı çekerek yürüdüğümüz zaman insanlar bizim ne olduğumuzu biliyor. Dolayısıyla biz ateş hattında da olsak o ateşin dışında hareket etmiş oluyoruz. Çünkü biz hiçbir şekilde hiç kimsenin oradaki iç yürüyüşüne müdahale etmiyoruz, etmemeyi de düşünüyoruz. Tarafsız kalmayı, mazlumdan, yoksuldan,
çaresizden yana olmayı prensip edindiğimiz için bunu da herkes biliyor orada. Dolayısıyla sıkıntılarımız tabii ki var ama o yörenin dilini bilen arkadaşlarımızla bu problemleri çözüyoruz" yanıtını verdi.