Chp‘li Ersin‘den "Susurluk" Tepkisi

CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, Ayhan Çarkın‘ın açıklamalarıyla yeniden gündeme gelen Susurluk olayının aydınlatılması için TBMM‘de Araştırma Komisyonu‘nun kurulması istemine ilişkin taleplerine yanıt verilmemesine tepki gösterdi.

Konuya ilişkin TBMM‘de basın toplantısı düzenleyen Ersin, Türkiye‘nin 3 Kasım 1996 gecesi Susurluk‘ta meydana gelen kazayla birlikte siyasetçi-mafya-polis ilişkileriyle tanıştığını söyledi. Susurluk sürecinin önemli isimlerinden olan ve çete üyesi olmaktan 4 yıl hapis cezası olan eski özel tim görevlisi Ayhan Çarkın‘ın son günlerde çok çarpıcı açıklamalar yaptığı anımsatan Ersin, Özel Yetkili İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi‘nin gazeteci Ahmet Şık‘ın henüz basılmamış kitap taslağı hakkında toplatma kararı

verirken ‘verilen emir ve talimat ile bin kişiyi öldürdüm‘ diyen Çarkın‘ın aynı mahkeme tarafından serbest bırakılmasının ilginç olduğunu söyledi.

Çarkın‘ın TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanlığı‘na çağırılarak süreç ve olaylarla ilgili bildiklerini anlatmasını ve bu konularda araştırma yapmak için bir alt komisyon kurulması talebinde bulunduklarını belirten Ersin, bu taleplerinin 28 Mart 2011 tarihinde yazılı olarak daha sonra sözlü olarak komisyon başkanlığına iletmelerine bir gelişme olmadığını ifade etti. Ersin, "İnsanların armut gibi vurulduğu dönemlere ilişkin ciddi açıklamalar yapan kendi suçunu itiraf eden kişinin dinlenmesini

başka bildikleri varsa onlarında ifadelerini alınmasını istedik. Ama maalesef bugüne kadar bir sonuç alamadık. Susurluk olayının 4-5 özel timcinin üzerine yıkılmıştır. Sürecin anası-babası dışarıda geziyor. Onlara bu talimatı kim verdi onları bulmak lazım" diye konuştu.

Ersin, taleplerine cevap vermeyen komisyon başkanını kamuoyuna şikayet ettiğini söyledi.

BAŞKANLIK SİSTEMİ

Daha sonra soruları yanıtlayan Ersin, başkanlık sistemi ile ilgili soru üzerine şunları söyledi:

"Başbakan bu sözleri söyleyince bir defa bu seçimlerden çok ta umutlu olmadığını gösteriyor. Yani 367 hedefi vardı, anayasayı referandumsuz değiştirme gücüne sahip olacağını düşünüyordu. Anlaşılan bu umudunu yitirmiş. Bugün Türkiye‘de parlamenter sistem var. Bu sistemde bile tek adam diktatörlüğünden bahsediliyor. Türkiye‘nin demokrasi bilincini çok gelişmiş olduğunu söylemek mümkün değil. Halen insanlar bir torba pirinç için oy veriyorlar, hala insanlar bir torba kömür için oy veriyorlar ve Türkiye‘nin

ciddi etnik sorunları var, mezhep tartışmaları var. Bana göre Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi bile doğru yöntem değil. Çünkü çeşitli konuları gündeme getirecek, Cumhurbaşkanlığına aday olan kişi elindeki tüm imkanları kullanacak. Kimi İmralı‘ya selam gönderecek kimi Pensilvanya‘ya selam gönderecek. Bunlar Türkiye‘deki tartışmaları körükleyen şeyler olacak. Şimdi böyle bir tartışmaların olduğu bir Türkiye‘de başkanlık sistemi çok kolaylıkla diktatörlüğe dönüşebilecek bir sistemi bugünün

Türkiye‘sinde gündeme getirmek allı bir davranış değil. Sayın Başbakan‘ın Türkiye‘yi sevmesini bekliyorum, Türkiye‘yi seviyorsa başka mecralara sürükleyecek tartışmaları hiç başlatmasın."

Kaynak: İHA