Şırnak Kesk Kadın Komisyonu‘ndan ‘8 Mart‘ Açıklaması
Şırnak‘ta KESK Platformu Kadın Komisyonu üyeleri, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle basın açıklaması yaptı.
Şırnak Emek Platformu binasında düzenlenen basın açıklamasını Kadın Komisyonu adına Eğitim-Sen Eğitim Sekreteri Özlem Kılıç Uğur okudu. 154 yıl önce New York‘ta dokuma işçisi kadınların tutuşturduğu direniş meşalesinin bu gün de kadınların eşitlik, özgürlük, barış ve adalet mücadelesinin yolunu aydınlatmaya devam ettiğini söyleyen Uğur, "154 yıl önce olduğu gibi bugün de kadınlar ulusal, sınıfsal ve cinsel sömürüye, her türlü eşitsizliğe ve şiddete karşı eşitliği, özgürlüğü, adaleti ve barışı savunuyor.
Sadece kendileri için değil tüm insanlık için. Biz emekçi kadınlar çok iyi biliyoruz ki, kapitalist sömürü düzeni, tarihte ataerkillikten beslenerek bugüne gelmiştir. Kapitalist sömürü düzeninin başlangıcında olduğu gibi günümüzde de sömürü çarkları en fazla kadın emeği üzerinden dönüyor. Sadece atölyelerde, fabrikalarda, dersliklerde değil, özel alan denilen ev içinde de kadının görünmeyen emeği kapitalist sistemin hizmetine sunuluyor. Kapitalizm cinsler arası eşitsizlikten besleniyor, güçleniyor. Kadınlar
sistemin yedek sanayi ordusu gibi değerlendiriliyor. Sistem ihtiyaç duyduğunda kadınları üretime katmak, ekonomik daralma dönemlerinde evlerine geri göndermek istiyor. Hatta ülkemizde olduğu gibi mümkün mertebe eve iş vermeye, sömürü çarklarını kadının ev içi yükümlülükleri devam ederken döndürmeye çalışıyor. Başbakan Erdoğan bu nedenle kadınlardan en az üç çocuk doğurmasını isteyebiliyor. Devlet Bakanı Mehmet Şimşek bu nedenle işsizliğin nedeninin kadınlar olduğunu ileri sürebiliyor. Tarihinin en büyük ve
kapsamlı krizini yaşayan kapitalist sistem, kriz etkilerini aşmak için de cinsiyet ayrımcılığından yararlanmak istiyor. Dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de enformelleştirme, güvencesizleştirme, kayıt dışı çalıştırma uygulamaları, en fazla kadın emekçileri etkiliyor" dedi.
Kaynak: İHA
Sadece kendileri için değil tüm insanlık için. Biz emekçi kadınlar çok iyi biliyoruz ki, kapitalist sömürü düzeni, tarihte ataerkillikten beslenerek bugüne gelmiştir. Kapitalist sömürü düzeninin başlangıcında olduğu gibi günümüzde de sömürü çarkları en fazla kadın emeği üzerinden dönüyor. Sadece atölyelerde, fabrikalarda, dersliklerde değil, özel alan denilen ev içinde de kadının görünmeyen emeği kapitalist sistemin hizmetine sunuluyor. Kapitalizm cinsler arası eşitsizlikten besleniyor, güçleniyor. Kadınlar
sistemin yedek sanayi ordusu gibi değerlendiriliyor. Sistem ihtiyaç duyduğunda kadınları üretime katmak, ekonomik daralma dönemlerinde evlerine geri göndermek istiyor. Hatta ülkemizde olduğu gibi mümkün mertebe eve iş vermeye, sömürü çarklarını kadının ev içi yükümlülükleri devam ederken döndürmeye çalışıyor. Başbakan Erdoğan bu nedenle kadınlardan en az üç çocuk doğurmasını isteyebiliyor. Devlet Bakanı Mehmet Şimşek bu nedenle işsizliğin nedeninin kadınlar olduğunu ileri sürebiliyor. Tarihinin en büyük ve
kapsamlı krizini yaşayan kapitalist sistem, kriz etkilerini aşmak için de cinsiyet ayrımcılığından yararlanmak istiyor. Dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de enformelleştirme, güvencesizleştirme, kayıt dışı çalıştırma uygulamaları, en fazla kadın emekçileri etkiliyor" dedi.