Çevik Bir'den bakana tehdit
28 Şubat sürecinde yaşanan askerî vesayeti ortaya koyan bir belge de Devrimci Karargâh iddianamesinin ek klasörlerinde ortaya çıktı.
DöneminGenelkurmayİkinci Başkanı Çevik Bir, cumhurbaşkanı ve başbakanın askerî tesiste katıldığı bir programda arbedeye karışan ve Sakaryalılar grubu olarak bilinen kişilerle ilgili İçişleri Bakanlığı'ndan işlem yapmasını emir ve tehditle istiyor.
Devrimci Karargâh iddianamesinin ek klasörlerinde28 Şubatdönemindeki askerî vesayeti ortaya koyan ilginç yazışmalar yer aldı. Dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir tarafından İçişleri Bakanlığı'na hitaben, Başbakanlık'a ise bilgi olarak yazılan 'emir' ve 'tehdit' niteliğindeki belge dikkat çekici. Dönemin cumhurbaşkanı ve başbakanının askerî tesislerde katıldığı bir programda arbedeye karışan ve Sakaryalılar grubu olarak bilinen kişilerle ilgili işlem yapılmasını isteyen Çevik Bir şu ifadeleri kullanıyor: "İlgili personel hakkında ivedilikle işlem yapılmasını, aksi takdirde Genelkurmay Başkanlığı'nca doğrudan gerekli yasal işlemlere başlanacaktır."
Dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir imzalı belgede yer alan bilgilere göre olay şöyle gelişiyor: 23 Mayıs 1997 günü dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile Başbakanı Necmettin Erbakan, Kocaeli'ndeki Deniz Hava Üs Komutanlığı'nda gemi indirme törenine katılıyor. Başbakan'ın girişi sırasında konvoyda olan bir aracın üs komutanlığının nizamiyesinden girişine izin verilmiyor. Sebebi ise araç plakasının ve içinde bulunan şahısların daha önce bildirilmemiş olmasıdır. Araçta bulunan iki kişiden ismi Fuat Sarıtaş olan şahıs Başbakanlık kartını göstererek girmeye çalışıyor. Ancak yine de izin verilmiyor.
Bu iki kişi araçlarıyla birliğe zorla girmeye çalışır. Nizamiyede görevli subaylarla aralarında münakaşa çıkar. Aynı arbede Başbakan'ın çıkış yaptığı sırada da yaşanır. Bu esnada Sarıtaş'ın yanında Adalet Bakanı Şevket Kazan'ın koruması Nurettin Aksu ile Başbakanlık Basın Müşaviri Abdurrahman Aksu da bulunmaktadır.
Şahısların birliğe girmek için araçlarını Nizamiye kapısına doğru sürdükleri sırada bariyerler indirilir. Araç durunca içindeki iner, "Ne yapıyorsunuz siz, bizi ne hakla durduruyorsunuz? Burası bizim toprağımız." tepkisinde bulunur.
Askerlerin söz konusu şahısları zorla uzaklaştırmak istemesi üzerine çatışmanın eşiğine gelinir. O esnada olay yerinde olan resmi polisler de duruma müdahale etmez. Asker kapıdaki güvenlik tedbirini artırınca içinde koruma ve başbakanlık müşaviri olan araç bölgeden uzaklaşır. Gelişmelerin anlatıldığı İçişleri Bakanlığı'na hitaben yazılmış Çevik Bir imzalı bu belgenin tarihi 5 Haziran 1997. Genelkurmay, İçişleri Bakanlığı'ndan bu isimlerin yakalanarak Donanma Komutanlığı'na teslim edilmesini istemektedir.
İçişleri Bakanlığı konuyu 9 Haziran tarihli bir yazı ileAnkaraValiliği'ne ileterek gereğinin yapılmasını talep eder. Ankara Valiliği 14 Haziran 1997 tarihinde İçişleri Bakanlığı'na verdiği cevapta, Donanma Komutanlığı'ndaki olayda ismi geçen şahıs Fuat Sarıtaş'ın İstanbul'da müteahhitlik yapan bir kişi olduğunu ve Kocaeli'nde spor salonu işlettiğini belirtir. İçişleri Bakanlığı bu sefer konuyuKocaeliValiliği'ne havale eder. Kocaeli Valiliği 14 Haziran 1997 tarihinde Fuat Sarıtaş'ın yakalanması için il emniyet müdürü ve il jandarma komutanını görevlendirir. Aynı gün görevlendirmeye ilişkin bilgiyi de İçişleri Bakanlığı'na iletir.
Soruşturmanın sonrası hakkında bilgi yok. Ancak görevlendirmenin yapıldığı bu yazışmalardan tam beş gün sonra Genelkurmay Başkanlığı'ndan İçişleri Bakanlığı'na hitaben, Başbakanlık'a ise 'bilgi' ibaresiyle bir yazı gönderilir. Üç maddeden oluşan Çevik Bir imzalı yazının son paragrafı askerî vesayetin o dönemdeki ağırlığını net olarak ortaya koyuyor: "Bahse konu ilgi yazılarda belirtilen personel hakkında konunun önemine binaen ivedilikle işlem yapılmasını, aksi takdirde Genelkurmay Başkanlığı'nca doğrudan gerekli yasal işlemlere başlanacaktır."
Devrimci Karargâh iddianamesinin ek klasörlerinde28 Şubatdönemindeki askerî vesayeti ortaya koyan ilginç yazışmalar yer aldı. Dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir tarafından İçişleri Bakanlığı'na hitaben, Başbakanlık'a ise bilgi olarak yazılan 'emir' ve 'tehdit' niteliğindeki belge dikkat çekici. Dönemin cumhurbaşkanı ve başbakanının askerî tesislerde katıldığı bir programda arbedeye karışan ve Sakaryalılar grubu olarak bilinen kişilerle ilgili işlem yapılmasını isteyen Çevik Bir şu ifadeleri kullanıyor: "İlgili personel hakkında ivedilikle işlem yapılmasını, aksi takdirde Genelkurmay Başkanlığı'nca doğrudan gerekli yasal işlemlere başlanacaktır."
Dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir imzalı belgede yer alan bilgilere göre olay şöyle gelişiyor: 23 Mayıs 1997 günü dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile Başbakanı Necmettin Erbakan, Kocaeli'ndeki Deniz Hava Üs Komutanlığı'nda gemi indirme törenine katılıyor. Başbakan'ın girişi sırasında konvoyda olan bir aracın üs komutanlığının nizamiyesinden girişine izin verilmiyor. Sebebi ise araç plakasının ve içinde bulunan şahısların daha önce bildirilmemiş olmasıdır. Araçta bulunan iki kişiden ismi Fuat Sarıtaş olan şahıs Başbakanlık kartını göstererek girmeye çalışıyor. Ancak yine de izin verilmiyor.
Bu iki kişi araçlarıyla birliğe zorla girmeye çalışır. Nizamiyede görevli subaylarla aralarında münakaşa çıkar. Aynı arbede Başbakan'ın çıkış yaptığı sırada da yaşanır. Bu esnada Sarıtaş'ın yanında Adalet Bakanı Şevket Kazan'ın koruması Nurettin Aksu ile Başbakanlık Basın Müşaviri Abdurrahman Aksu da bulunmaktadır.
Şahısların birliğe girmek için araçlarını Nizamiye kapısına doğru sürdükleri sırada bariyerler indirilir. Araç durunca içindeki iner, "Ne yapıyorsunuz siz, bizi ne hakla durduruyorsunuz? Burası bizim toprağımız." tepkisinde bulunur.
Askerlerin söz konusu şahısları zorla uzaklaştırmak istemesi üzerine çatışmanın eşiğine gelinir. O esnada olay yerinde olan resmi polisler de duruma müdahale etmez. Asker kapıdaki güvenlik tedbirini artırınca içinde koruma ve başbakanlık müşaviri olan araç bölgeden uzaklaşır. Gelişmelerin anlatıldığı İçişleri Bakanlığı'na hitaben yazılmış Çevik Bir imzalı bu belgenin tarihi 5 Haziran 1997. Genelkurmay, İçişleri Bakanlığı'ndan bu isimlerin yakalanarak Donanma Komutanlığı'na teslim edilmesini istemektedir.
İçişleri Bakanlığı konuyu 9 Haziran tarihli bir yazı ileAnkaraValiliği'ne ileterek gereğinin yapılmasını talep eder. Ankara Valiliği 14 Haziran 1997 tarihinde İçişleri Bakanlığı'na verdiği cevapta, Donanma Komutanlığı'ndaki olayda ismi geçen şahıs Fuat Sarıtaş'ın İstanbul'da müteahhitlik yapan bir kişi olduğunu ve Kocaeli'nde spor salonu işlettiğini belirtir. İçişleri Bakanlığı bu sefer konuyuKocaeliValiliği'ne havale eder. Kocaeli Valiliği 14 Haziran 1997 tarihinde Fuat Sarıtaş'ın yakalanması için il emniyet müdürü ve il jandarma komutanını görevlendirir. Aynı gün görevlendirmeye ilişkin bilgiyi de İçişleri Bakanlığı'na iletir.
Soruşturmanın sonrası hakkında bilgi yok. Ancak görevlendirmenin yapıldığı bu yazışmalardan tam beş gün sonra Genelkurmay Başkanlığı'ndan İçişleri Bakanlığı'na hitaben, Başbakanlık'a ise 'bilgi' ibaresiyle bir yazı gönderilir. Üç maddeden oluşan Çevik Bir imzalı yazının son paragrafı askerî vesayetin o dönemdeki ağırlığını net olarak ortaya koyuyor: "Bahse konu ilgi yazılarda belirtilen personel hakkında konunun önemine binaen ivedilikle işlem yapılmasını, aksi takdirde Genelkurmay Başkanlığı'nca doğrudan gerekli yasal işlemlere başlanacaktır."