Cinayeti gördüm ve çözdüm!
Hem korku-cinayet-gerilim türünden hem de edebiyatın hasından hoşlananların kaçırmaması gereken kitap, özenli baskısı ve cildiyle de göz dolduruyor.
Tüyler ürpertici cinayetler, karanlık kalpli katiller ve suç dünyasının bulanık atmosferli mekanları edebiyatın her daim ilgisini çekmiştir. Son zamanlarda biraz televizyon dizisi Behzat Ç.'nin (burada dizinin uyarlandığı Emrah Serbes'in Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi serisini, İletişim Yayınları romanlarını anmadan geçmeyelim) biraz da CSI tarzı yabancı kriminal araştırma tarzı dizilerin etkisiyle, bu tür; her zamankinden de daha popüler bir hale geldi. Peki ama dizileri izleye izleye neredeyse birer uzman kriminolog gibi davaları çözer hale gelmemizin ardındaki tutku dolu bağımlılık nereden kaynaklanıyor acaba? Cevap belki de korku ve gerilim edebiyatının gelmiş geçmiş en büyük ustası Edgar Allan Poe'nun bir klasik haline gelen Morgue Sokağı Cinayeti adlı öyküsünün başındaki şu birkaç satırda gizlidir: "Çözümleme diye adlandırdığımız düşünce gücünün kendisi çözümlenmeye pek elverişli değildir. Onu, sadece, vardığı sonuçlarla değerlendirebiliriz. Bildiğimiz bir şey de şu: çözümleme gücüne aşırı derecede sahip olmak, insanoğlu için her zaman gerçek bir tat kaynağıdır. Güçlü bir adam nasıl vücudu ile övünür, adalelerini çalıştıran hareketlerden hoşlanırsa, çözümleyici de karmakarışık şeylerin içinden çıkmaya çalışarak kafa yormaktan hoşlanır." Poe'nun beş öyküsünün yer aldığı Morgue Sokağı Cinayeti (çev: Memet Fuat), Notos Kitap'tan çıktı. Hem korku-cinayet-gerilim türünden hem de edebiyatın hasından hoşlananların kaçırmaması gereken kitap, özenli baskısı ve cildiyle de göz dolduruyor.
ÇİKOLATAYA DİKKAT!
Cinius Yayınları'ndan İlknur Tolunay imzasıyla çıkan KÖK (Kadınları Öldüren Katil) ise merkezine genç oyuncu kadınları öldüren, esrarengiz bir seri katilin öyküsünü alıyor. İstanbul'da, günümüzde geçen öyküde ana sahne bir hastaneye dönüşürken, polisler ve seri katilin arasında da gerilimli bir kaçıp kovalamaca yaşanıyor. Geri planında polislerin ve hastane çalışanlarının çalışma dünyasından da gerçekçi detayların yer aldığı roman, televizyonlardaki yetenek yarışmaları gibi popüler kültür öğelerine de yer veriyor. KÖK; Türk edebiyatında nadir rastlanan seri katil romanlarına iyi bir örnek... Türkiye'de kriminoloji ve olay yeri inceleme denilince ilk akla gelen isim genelde Prof. Dr. Sevil Atasoy olur. Atasoy son zamanlarda, televizyonda yayınlanan Kanıt dizisindeki rolüyle de geniş kitlelerce daha da çok tanındı. Doğan Kitap'tan çıkan, Her Çikolata Yenmez, Prof. Atasoy'un dünyadaki kriminal laboratuarlarını ziyaretlerinden derlediği son derece ilginç, bu laboratuarlarda meslektaşlarınca çözüme kavuşturulmuş kimi zaman gizemli kimi zamansa şaşkınlık veren davaların gerçek öykülerini anlatıyor. Bu kez gerçek öyküleri ve uzmanların çalışma yöntemlerini ilk ağızdan dinliyor, araştırma süreçlerini de yakından takip etmiş oluyoruz.
ÇİKOLATAYA DİKKAT!
Cinius Yayınları'ndan İlknur Tolunay imzasıyla çıkan KÖK (Kadınları Öldüren Katil) ise merkezine genç oyuncu kadınları öldüren, esrarengiz bir seri katilin öyküsünü alıyor. İstanbul'da, günümüzde geçen öyküde ana sahne bir hastaneye dönüşürken, polisler ve seri katilin arasında da gerilimli bir kaçıp kovalamaca yaşanıyor. Geri planında polislerin ve hastane çalışanlarının çalışma dünyasından da gerçekçi detayların yer aldığı roman, televizyonlardaki yetenek yarışmaları gibi popüler kültür öğelerine de yer veriyor. KÖK; Türk edebiyatında nadir rastlanan seri katil romanlarına iyi bir örnek... Türkiye'de kriminoloji ve olay yeri inceleme denilince ilk akla gelen isim genelde Prof. Dr. Sevil Atasoy olur. Atasoy son zamanlarda, televizyonda yayınlanan Kanıt dizisindeki rolüyle de geniş kitlelerce daha da çok tanındı. Doğan Kitap'tan çıkan, Her Çikolata Yenmez, Prof. Atasoy'un dünyadaki kriminal laboratuarlarını ziyaretlerinden derlediği son derece ilginç, bu laboratuarlarda meslektaşlarınca çözüme kavuşturulmuş kimi zaman gizemli kimi zamansa şaşkınlık veren davaların gerçek öykülerini anlatıyor. Bu kez gerçek öyküleri ve uzmanların çalışma yöntemlerini ilk ağızdan dinliyor, araştırma süreçlerini de yakından takip etmiş oluyoruz.