“2011 Ocak Ayında 4 Kadın Ve 15 Çocuk Tecavüze Maruz Kaldı”
Kayseri Barosu Kadın Hakları Komisyonu tarafından yapılan açıklamada, 2011 Ocak ayında 17 kadının öldürüldüğü, 9 kadın ve 1 çocuğun yaralandığı, 34 kadın ve 7 çocuğun taciz edildiği, 4 kadın ve 15 çocuğun ise tecavüze maruz kaldığı bildirildi.
Kayseri Barosu’nda gerçekleştirilen basın açıklamasında baro adına açıklama yapan Kayseri Barosu Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Ümit Yüksel, kadınların yaşamış olduğu sıkıntıları dile getirdi. Kadınların dünya nüfusunun yüzde 50’sini kapsadığını ifade eden Ümit Yüksel, toplam iş gücünün üçte ikisini kadınların oluşturduğunu söyledi. Buna rağmen kadınların, ancak dünya gelirinin yüzde 10’unu alabildiğini belirten Yüksel, “Kadınlar dünyanın tüm mal varlığının yüzde 1’ine sahip bulunmaktadır” dedi.
Dünya Ekonomi Forumu’nun 134 ülkede yaptığı araştırma sonucunu açıklayan Yüksel, “Küresel cinsiyet eşitsizliği 2010 yılı raporuna göre, Türkiye endekste son sıralarda yer almaya devam ediyor. Sağlık alanında 61, siyasette 99, ekonomik katılım ve fırsat eşitliği konusunda 131, eğitim konusunda 109. sırada yer alan Türkiye, toplamda İran, Suriye ve Etiyopya’nın gerisinde kalarak, 126.sırada yer almaktadır” şeklinde konuştu.
Kadınların işgücü içerisinde fazla yer almadığını ifade eden Yüksel, “Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yaşandığı ülkemizde ve diğer ülkelerde de, kadın ya düşük ücretlerle çalıştırılmakta ya da hiç istihdam edilmemektedir. Biliyoruz ki, kadın emeğini değersiz hale getirmenin yolu, kadınlara düşük ücret ödemektir. Bununla amaçlanan, kadının asıl görevinin evine ve çocuklara bakmak olduğu düşüncesini yaygın hale getirmek olduğundan kaygı duymaktayız” dedi.
Ev içinde ve kamusal alanda kadına şiddet olduğunu belirten Yüksel, “Bugün ne yazık ki ülkemizde kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz ve kadın cinayetleri oranı yüzde bin 400 artmış bulunmaktadır. 2010 yılında eşleri ya da sevgilileri gibi en yakınları olan erkekler tarafından 388 kadın ve çocuk öldürülmüş ya da yaralanmıştır. Şiddet olaylarının en az 42’sinde mağdurların tehdit altında olduğu, can güvenliklerinin bulunmadığı, tehdit edildikleri ya da şiddet gördükleri gerekçesiyle daha önce karakola ya da cumhuriyet savcılığına başvurmuş olmaları, bu durumun diğer acı yüzüdür” diye konuştu.
2011 Ocak ayında yaşanan olaylar hakkında da bilgi veren Yüksel, “17 kadın öldürülmüş, 9 kadın ve 1 çocuk yaralanmış, 34 kadın ve 7 çocuk tacize, 4 kadın ve 15 çocuk tecavüze maruz kalmıştır. Avrupa Birliği standartları her yıl 7 bin 500 kadın için sığınma evi açılmasını öngörmektedir. Belediye yasası ise, nüfusu 50 bini geçen tüm belediyeler için sığınma evi açmak yükümlülüğünü getirmektedir. Ancak ilimiz de dahil olmak üzere 50 bini geçen belediyelerin açmakla zorunlu olduğu sığınma evi sayısı yok denecek kadar azdır” ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
Dünya Ekonomi Forumu’nun 134 ülkede yaptığı araştırma sonucunu açıklayan Yüksel, “Küresel cinsiyet eşitsizliği 2010 yılı raporuna göre, Türkiye endekste son sıralarda yer almaya devam ediyor. Sağlık alanında 61, siyasette 99, ekonomik katılım ve fırsat eşitliği konusunda 131, eğitim konusunda 109. sırada yer alan Türkiye, toplamda İran, Suriye ve Etiyopya’nın gerisinde kalarak, 126.sırada yer almaktadır” şeklinde konuştu.
Kadınların işgücü içerisinde fazla yer almadığını ifade eden Yüksel, “Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yaşandığı ülkemizde ve diğer ülkelerde de, kadın ya düşük ücretlerle çalıştırılmakta ya da hiç istihdam edilmemektedir. Biliyoruz ki, kadın emeğini değersiz hale getirmenin yolu, kadınlara düşük ücret ödemektir. Bununla amaçlanan, kadının asıl görevinin evine ve çocuklara bakmak olduğu düşüncesini yaygın hale getirmek olduğundan kaygı duymaktayız” dedi.
Ev içinde ve kamusal alanda kadına şiddet olduğunu belirten Yüksel, “Bugün ne yazık ki ülkemizde kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz ve kadın cinayetleri oranı yüzde bin 400 artmış bulunmaktadır. 2010 yılında eşleri ya da sevgilileri gibi en yakınları olan erkekler tarafından 388 kadın ve çocuk öldürülmüş ya da yaralanmıştır. Şiddet olaylarının en az 42’sinde mağdurların tehdit altında olduğu, can güvenliklerinin bulunmadığı, tehdit edildikleri ya da şiddet gördükleri gerekçesiyle daha önce karakola ya da cumhuriyet savcılığına başvurmuş olmaları, bu durumun diğer acı yüzüdür” diye konuştu.
2011 Ocak ayında yaşanan olaylar hakkında da bilgi veren Yüksel, “17 kadın öldürülmüş, 9 kadın ve 1 çocuk yaralanmış, 34 kadın ve 7 çocuk tacize, 4 kadın ve 15 çocuk tecavüze maruz kalmıştır. Avrupa Birliği standartları her yıl 7 bin 500 kadın için sığınma evi açılmasını öngörmektedir. Belediye yasası ise, nüfusu 50 bini geçen tüm belediyeler için sığınma evi açmak yükümlülüğünü getirmektedir. Ancak ilimiz de dahil olmak üzere 50 bini geçen belediyelerin açmakla zorunlu olduğu sığınma evi sayısı yok denecek kadar azdır” ifadelerini kullandı.
