"Bakan Friedrich, Sarrazin’İn Sempatizanlarına Hoş Görünmeye Çalışıyor"
Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff‘un “İslam Almanya’nın bir parçasıdır” sözlerine karşı çıkan yeni Alman İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich‘in başlattığı tartışmalar sürüyor.
Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff‘un “İslam Almanya’nın bir parçasıdır” sözlerine karşı çıkan yeni Alman İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich‘in başlattığı tartışmalar sürüyor.
Görevinin ilk gününde, “Burada yaşayan Müslümanların, bu ülkeye ait hemşerilerimiz olduklarına inanıyorum. Ancak İslam’ın Almanya’ya ait olduğu, tarihî belgelerle kanıtlanamayacak bir olgudur.” diyen Bakan, tepki çekmişti.
Süddeutsche Zeitung gazetesi, yeni Almanya içişleri bakanının riskli bir oyun oynadığını ve Türklerin genetik dezavantajlarının bulunduğunu öne süren eski merkez bankası yönetim kurulu üyesi Sarrazin’in sempatizanlarına hoş görünmeye çalıştığını öne sürdü. Deutsche Welle‘nin aktardığı ifadelere göre, gazete konuyla ilgili şu yoruma yer verdi: “Bu taktik başarının bedeli çok ağır olur. İçişleri bakanı bu ifadesiyle, İslam’la diyalog arayışına sırt çevirmiş oluyor. İslam’ın artık Almanya’ya ait olduğunu söyleyen sadece cumhurbaşkanı değildi. Beş yıl önce de zamanın içişleri bakanı Wolfgang Schaeuble İslam Konferansı’nın açılışında aynı mealde konuşmuş, Almanya’daki Müslümanlara din dersi ve devlet tarafından yetiştirilmiş din adamları önermişti. Devletle İslam temsilcileri arasındaki diyalog sürüncemede kalmış, iki büyük İslam örgütü konferanstan dışlanmıştı. Yeni içişleri bakanı diyalogu kurtarmak istiyorsa, ‘toplumla uyum sağlayın’, çağrısının yetmeyeceğini bilmelidir.”
Fraenkischer Tag gazetesi ise muhafazakar içişleri bakanı tarafından başlatılan İslam tartışmasının Almanya’nın realitelerine uymadığını yazdı:
“İslam’ın Almanya’ya ait olup olmadığı yollu tarifler üzerinde kafa yormak yerine, Müslümanların topluma nasıl daha iyi intibak ettirilebilecekleri düşünülmelidir. Almanya’nın yeni içişleri bakanı Friedrich mart sonundaki İslam Konferansı’nda düşüncelerini açıklayacak. Entegrasyon, içişleri bakanının öncelikli görevlerinden biridir. Friedrich’in gıpta edilecek durumda olmadığı aşikar. Partisindeki muhafazakar kanat ondan katı davranmasını bekliyor. Ama bakanlar kurulunun yeni üyesi göç ülkesi Almanya’nın gerçeklerini de göz ardı edemez.”
YENGESİ TÜRK
Hafta sonunda eleştirilere cevap veren ve soru işaretlerini gidermeye çalışan Bakan, Almanya’da Müslümanlarla diyaloğu geliştirmeyi hedeflediğini ve bu amaç doğrultusunda oluşturulan İslam Konferansı’nın 29 Mart tarihli toplantısının da yapılacağını söyledi. Bakan Friedrich, Müslüman temsilcilerle bir araya gelecek olmaktan mutlu olduğunu da kaydetti. “Bild am Sonntag” gazetesine verdiği demeçte erkek kardeşinin eşinin Türk olduğunu da açıklayan Friedrich, yengesinin babasının bir caminin kurucularından olduğunu hatta kendisinin de her yıl Ramazan ayında iftara katıldığını anlattı.
Görevinin ilk gününde, “Burada yaşayan Müslümanların, bu ülkeye ait hemşerilerimiz olduklarına inanıyorum. Ancak İslam’ın Almanya’ya ait olduğu, tarihî belgelerle kanıtlanamayacak bir olgudur.” diyen Bakan, tepki çekmişti.
Süddeutsche Zeitung gazetesi, yeni Almanya içişleri bakanının riskli bir oyun oynadığını ve Türklerin genetik dezavantajlarının bulunduğunu öne süren eski merkez bankası yönetim kurulu üyesi Sarrazin’in sempatizanlarına hoş görünmeye çalıştığını öne sürdü. Deutsche Welle‘nin aktardığı ifadelere göre, gazete konuyla ilgili şu yoruma yer verdi: “Bu taktik başarının bedeli çok ağır olur. İçişleri bakanı bu ifadesiyle, İslam’la diyalog arayışına sırt çevirmiş oluyor. İslam’ın artık Almanya’ya ait olduğunu söyleyen sadece cumhurbaşkanı değildi. Beş yıl önce de zamanın içişleri bakanı Wolfgang Schaeuble İslam Konferansı’nın açılışında aynı mealde konuşmuş, Almanya’daki Müslümanlara din dersi ve devlet tarafından yetiştirilmiş din adamları önermişti. Devletle İslam temsilcileri arasındaki diyalog sürüncemede kalmış, iki büyük İslam örgütü konferanstan dışlanmıştı. Yeni içişleri bakanı diyalogu kurtarmak istiyorsa, ‘toplumla uyum sağlayın’, çağrısının yetmeyeceğini bilmelidir.”
Fraenkischer Tag gazetesi ise muhafazakar içişleri bakanı tarafından başlatılan İslam tartışmasının Almanya’nın realitelerine uymadığını yazdı:
“İslam’ın Almanya’ya ait olup olmadığı yollu tarifler üzerinde kafa yormak yerine, Müslümanların topluma nasıl daha iyi intibak ettirilebilecekleri düşünülmelidir. Almanya’nın yeni içişleri bakanı Friedrich mart sonundaki İslam Konferansı’nda düşüncelerini açıklayacak. Entegrasyon, içişleri bakanının öncelikli görevlerinden biridir. Friedrich’in gıpta edilecek durumda olmadığı aşikar. Partisindeki muhafazakar kanat ondan katı davranmasını bekliyor. Ama bakanlar kurulunun yeni üyesi göç ülkesi Almanya’nın gerçeklerini de göz ardı edemez.”
YENGESİ TÜRK
Hafta sonunda eleştirilere cevap veren ve soru işaretlerini gidermeye çalışan Bakan, Almanya’da Müslümanlarla diyaloğu geliştirmeyi hedeflediğini ve bu amaç doğrultusunda oluşturulan İslam Konferansı’nın 29 Mart tarihli toplantısının da yapılacağını söyledi. Bakan Friedrich, Müslüman temsilcilerle bir araya gelecek olmaktan mutlu olduğunu da kaydetti. “Bild am Sonntag” gazetesine verdiği demeçte erkek kardeşinin eşinin Türk olduğunu da açıklayan Friedrich, yengesinin babasının bir caminin kurucularından olduğunu hatta kendisinin de her yıl Ramazan ayında iftara katıldığını anlattı.