Anayasa Mahkemesi Eski Başkanı Özden: 13 Siyasi Partinin Kapatılmasında İmzam Var, Pişman

Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Yekta Güngör Özden, Türkiye‘de siyasi partilerin kapatılmasının önünün sürekli kapatıldığını belirterek, "Ben 13 tane siyasi partinin kapatılmasında imzası olan bir arkadaşınızım. Vicdanımla hesap yapıyorum. Hiç bir zaman pişmanlık duymadım." dedi.

Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Yekta Güngör Özden, Türkiye‘de siyasi partilerin kapatılmasının önünün sürekli kapatıldığını belirterek, "Ben 13 tane siyasi partinin kapatılmasında imzası olan bir arkadaşınızım. Vicdanımla hesap yapıyorum. Hiç bir zaman pişmanlık duymadım." dedi.

Yekta Güngör Özden, Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, YARSAV eski başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu ve İstanbul Barosu Başkanı Avukat Ümit Kocasakal, Eskişehir Barosu tarafından düzenlenen ‘Hukuk devleti ve yargı bağımsızlığı‘ konulu konferansa katıldı. Özden, burada yaptığı konuşmada bu zamana kadar 13 partinin kapatılmasında imzası olduğunu ve bunu yapmaktan hiç bir zaman pişman olmadığını itiraf etti.

Siyasal partilerin demokratik yaşamın vazgeçilmez öğeleri olduğunu belirten Özden, "Ama Anayasa da öngörüldüğü gibi yasalar ve Anayasa çerçevesinde teşekkül etmeye çalışır. Bunu aştıkları yada aykırı davrandıkları zaman kapatılırlar. Fakat son zamanlarda öyle alışkanlıklar oldu ki, ( siyasi partiler sadece laiklik karşıtı eylemlerin odağı ise kapatılırlar) Hayır, devletin ve ulusun bölünmez bütünlüğüne karşı çıkarsa hukuk devleti ilkesine karşı çıkarsa bile siyasal partiler kapatılabilirler." diye konuştu.

1980‘ den beri hukuk devletinin devamlı darbe aldığını dile getiren Özden, şöyle dedi: " Seçimler oluyor. Meclis oluşturuluyor. İlk işleri komisyon kurmak ve siyasi partilerin kapatılmasını önlemeye çalışmak. Ben 13 tane siyasi partinin kapatılmasında imzası olan bir arkadaşınızım.Vicdanımla hesap yapıyorum. Hiç bir zaman pişmanlık duymadım. Çünkü siyasal taktiklerle, yalanlarla halkı aldatma çabalarıyla ödünler vererek haklı olan davalarda haksız duruma düşüren bir siyasi taraf olmadım. Halkımın yanında oldum. Siyasi partiler eğer demokrasinin vazgeçilmez unsuru, demokrasinin kendilerin verdiği değeri gözeterek demokrasi içinde kalmalı. Ve böyle topluma hizmet etmelidir. Ama gelin görün ki artık 1950‘den başlayarak siyasal partiler liderlerin sultasının aracı haline düşmüşlerdir. Bir liderin iki dudağının arasındadır."

"28 ŞUBAT BİR DARBE DEĞİLDİR"

28 Şubat sürecinini ise bir darbe olmadığını savundu. Özden, şöyle devam etti: "28 Şubat bir darbe değildir.Bu benim şahsi fikrimdir. Bu süreçte bir darbe olmamıştır. Bunlar uydurma şeyler.28 Şubatta benim de payımın olduğunu söylüyorlar. Ama ben bu durumu Anayasa Mahkemesi başkanı olduktan sonra öğrendim. Hatta Refah Partine açılan kapatma davasının benle Vural Savaş‘ın birlikte hazırladığını söylüyorlar. Namuslu ve şernefli insanlar yalan söylemezler. Ben dava dilekçesi elime gelince Refah Partisi‘ne kapatma davası açıldığını öğrendim. Bunu uyduruyorlar, yıpratmak için yapıyorlar. Şimdi kimilerini Siliviri ye sürüyorlar. İşte burada beni yıpratmaya çalışıyorlar."