Meya-Der Yönetim Kurulu Üyesi Zuhal Odabaşı:

Mezopotamya Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma ve Kültür Derneği (MEYA-DER) Yönetim Kurulu üyesi Zuhal Odabaşı, toplu mezar iddiası bulunan yerlerin açılıncaya kadar korunma altına alınması ve tahrip edilmesinin engellenmesi gerektiğini

Diyarbakır Bağlar Koşuyolu Parkı‘nda bulunan Yaşam Anıtı önünde biraraya gelen Demokrasi Platformu üyeleri adına hazırlanan açıklamayı okuyan Zuhal Odabaşı, yakın tarihin kayıplar, ölümler ve faili meçhul bırakılan cinayetler mezarlığı gibi olduğunu savundu. 2004-2005 yıllarında Bingöl, Batman, Van, Diyarbakır ve Şırnak‘ta onlarca mezarın bölge sakinleri ve sivil toplum kuruluşları tarafından ortaya çıkarıldığını savunan Odabaşı, "Yine Hizan, Kızıltepe ve Çukurca‘da toplu mezarlar ortaya çıktı. En son

Bitlis‘in Mutki ilçesinde karakol bahçesinde şimdiye kadar yapılan kazılarda bir çok ceset ortaya çıkarıldı. Sistem bütün bunları dünya kamuoyundan sakladığı gibi, kendi kamuoyundan da gizlemiştir. Bununla yüzleşmeden ve bunun hesabı verilmeden Türklerle, Kürtlerin ortak bir gelecek kurması mümkün değildir. Artık bunların üzerlerinin örtbas edilmesi mümkün değildir. Taleplerimiz için kamuoyundan duyarlılık beklerken hükümetten de bu talepleri yerine getirmesini bekliyoruz. Hakikatleri araştırma ve adalet

komisyonunun kurulması. DNA bankasının kurulması. Toplu mezar iddiası bulunan yerler açılıncaya kadar korunmaya alınmalı, tahrip edilmeleri engellenmeli. Mezar açma işlemleri arkeolojik teknikler kullanılarak özenle yapılmalı, biyolojik delillerin toplanması ve değerlendirilmesi için adli top uzmanları görevlendirilmeli. Mezar açma işlemlerinde BM tarafından kabul edilmiş olan MENNESOTA otopsi protokolünün öngördüğü kurallar uygulanmalı. Açılan toplu mezarlardan cesetler sadece kimliklendirme için değil,

insan hakları ihlalleri açısından da değerlendirilmelidir" diye konuştu.

Kaynak: İHA