Başbakan Erdoğan Kahramanmaraş‘ta

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, iktidarları döneminde birçok akarsuyun devlet ve özel sektör eliyle enerji yatırımlarına dönüştürüldüğünü belirterek, "Yıllar yılı hep söylendi hep şu konuşuldu. ‘Su akar Türk bakar‘ dendi. Ne yazık ki hep böyleydi. Ama artık böyle değil. Artık bunu değiştiriyoruz ve ‘Su akar Türk yapar‘ diyoruz" dedi.

Başbakan Erdoğan, Enerjisa ve Avusturyalı Verbund firması ortaklığında yapılan Hacınınoğlu Regülatörü ve Hidroelektrik Santrali‘nin açılışını gerçekleştirmek üzere Kahramanmaraş‘a geldi. Uçakla kent merkezine, ardından helikopterle açılışın yapıldığı bölgeye gelen Başbakan Erdoğan, davul-zurnalar ve vatandaşlar tarafından sevgi gösterileri ile karşılandı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı‘nın okunmasıyla başlayan açılışta konuşan Başbakan Erdoğan, sözlerine 2 yıl önce Kahramanmaraş‘ta meydana gelen

helikopter kazasında hayatını kaybeden BBP‘nin merhum lideri Muhsin Yacıcıoğlu‘nu anarak başladı. Bölgeye yapılan yatırımla birlikte 800 kişinin istihdam edileceğini belirten Başbakan Erdoğan, tesisin inşaatı sırasında ekonomik faydanın yanında çevreye duyarlılık ve yaban hayatının korunduğuna dikkat çekti.

Enerjisa‘nın yatırım ortağı Verbund‘un Avusturyalı olması nedeniyle çarşamba günü her iki ülke arasında yapılacak milli maçı da hatırlatan Erdoğan, "Bunu da burada duyuralım ve ilgiyi alakayı artılarım" diye konuştu.

Türkiye‘nin petrol zengini bir ülke olmadığına ve enerji ihtiyacını karşılamada büyük ölçüde dışa bağımlı olduğuna vurgu yapan Erdoğan, bunu asgariye indirmek için kaynakların en etkin ve verimli şekilde kullanılması gerektiğini ifade etti. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yıllar yılı hep söylendi hep şu konuşuldu. ‘Su akar Türk bakar‘ dendi. Ne yazık ki hep böyleydi. Ama artık böyle değil. Artık bunu değiştiriyoruz ve ‘Su akar Türk yapar‘ diyoruz. Tabi buna müdahil olmak isteyenler olmadı mı, oldu. Bunun da önünü kesmek isteyenler olmadı mı, oldu. Bunun için birçok eylemler, yargıya gidişler oldu, oluyor ve olacak. Çünkü ilk insandan bu yana aykırı tipler hep var. Onlara da sorarsanız güzellikler için bunu yapıyorlar, nasıl yapıyorlarsa. Artık biz böyle bir çağın

içerisinde elektriksiz mi yaşayacağız, karanlıkta mı yaşayacağız? Sanayi ve teknolojide enerjinin bir gerek olduğunu görmeyecek miyiz? Elimizde kol gücüyle manivelelalar mı çalıştıracağız? Artık bunları konuşmak, iddia etmek mümkün mü? Artık Allah‘ın bize verdiği aklı bilgiyle buluşturmak suretiyle bunu tecrübeye dönüştürerek başarıdan başarıya koşmak insanın yaradılışının sırrıdır. Bunu başarmaya mecburuz. İşte biz şu anda bunun adımlarını atıyoruz. Ve kısa süre sonra karşımıza sınır aşan sular meselesi

gelecek. Bu soru önümüze geldiğinde bunun cevabını vermek zorundayız. Kaynağı burada olan bu suları yeterince değerlendiremezsek gelecek kuşaklar bunun hesabını bizden sorar. Belki o zaman bizler yaşıyor olmayacağız ama ‘yazıklar olsun dedelerimize bu topraklardan çıkan bu kaynakları değerlendirmediler‘ diyecekler. Biz bunları yaşamak istemiyoruz ve onun için tedbirlerimizi en güzel şekilde alıyoruz. Sularımızın boşa akmasına tahammül edemeyiz, çünkü ben Karadenizliyim. Ama on yıllar boyunca sularımız

Karadeniz‘e akar giderdi. Şimdi oralarda da HES‘ler yapılıyor ve yapılırken de bazı gruplar durmadan yargıyı kovalıyor. Bir kovalamadır gidiyor. Halbuki girişimcilerimiz dağları delerek modern tesisler yapıyor ve oralarda elektrik enerjisi üretiliyor. Tabii burada artısı eksisi her şeyi değerlendirildiğinde artı ağır basıyorsa, biz kararımızı artıdan yana vermek durumundayız."

"GÜNEŞİN ENERJİYE DÖNÜŞMEDEN DOĞUP BATMASINA TAHAMMÜLÜMÜZ YOK"

Ülkenin yenilenebilir enerji kaynaklarını en iyi şekilde kullanmak zorunda olduklarını dile getiren Erdoğan, "Kömürümüzün yeraltında atıl şekilde durmasına, rüzgarımızın faydaya dönüşmeden esip gitmesine, güneşimizin enerjiye dönüşmeden doğup batmasına artık seyirci kalamayız. Bunun da adımlarını atmamız gerek. Bunun için 140 milyar KW saat olarak hesapladığımız değerlendirebileceğimiz potansiyelimizi harekete geçirmek amacıyla bir enerji seferberliği başlattık. Nitekim geçtiğimiz 8 yılda 25 milyar

doların üzerinde yatırım yapıldı. Bu güne kadar böyle bir şey yoktu. Kamu ve özel sektör eliyle başlatılan projeler birer ikişer tamamlanmaya ve milletimize hizmet üretmeye başladı. Ülkemizdeki elektrik santrallerinin toplam kurulu gücünü yaklaşık 50 bin MW‘a çıkardık. Hidroelektrik santrallerimizin kurulu gücünü 12 bin 200 MW‘tan 16 bin 200 MW‘a ulaştırdık. Daha önce hiç olmayan rüzgardan elektrik üretimini bin 360 MW düzeyine getirdik. Aynı şekilde jeotermal kaynaklardan elde ettiğimiz enerjide 100 Mw‘ı

buldu. Görüldüğü gibi hiçbir alanda durmuyoruz, çeşitlendirmeye devam ediyoruz. Petrol ve doğalgaz aramaları için 8 yılda 4, 6 milyar dolar kaynak kullandık. Kömür rezervlerimizi 5 milyar ton artışla 12 milyar tona çıkardık. Yine görüldüğü gibi enerji ve elektrik üretiminde ülkemizin öz kaynaklarını harekete geçirme konusunda tarihi adımlar attık ve atmaya da devam edeceğiz. Bu çabalarımızı elbette boşa gitmiyor. 2002 yılında elektriği ithal eden bir ülke olarak devraldığımız Türkiye‘yi talepteki yüzde

50‘lik artışa rağmen kendi ihtiyacını karşıladığı gibi elektrik ihraç eden bir ülke haline getirdik. Şu anda iyi bir konumdayız" ifadelerini kullandı.

"ANA MUHALEFET LİDERİ KENDİ İSMİNİ KAYNAK OLARAK GÖSTERİYOR. ACABA TÜRKİYE‘NİN ENERJİ İHTİYACINI DA O KAYNAKTAN MI KARŞILAYACAĞIZ"

Türkiye‘yi nükleer enerjiden faydalandırma konusundaki kararlılıklarını sürdüreceklerini ifade eden Erdoğan, ana muhalefet partisi CHP‘nin lideri Kemal Kılıçdaroğlu‘nu da eleştirdi.

Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

"Şimdi Japonya‘daki çok büyük ölçekli depremi fırsat bilerek nükleer enerji noktasında tamamen bilgi eksikliği içinde yorumlar yapılıyor. Şu anda dünyanın her yerinde nükleer enerji santralleri bulunuyor. Ve bu santraller enerji üretiyor. Hem de bütün tedbirleri alınmak suretiyle güvenle üretiliyor. Riski var mı tabi var, patlayabilir. Şimdi patlayabilir diye bu malum şahıs veya şahıslar tarafından eleştiri aldı. Patlayabilir diye biz tüpgaz kullanmayacak mıyız? Riski var diye arabaya binmeyecek miyiz?

Riski var diye İstanbul‘un Boğaz Köprüsü üzerinden geçmeyecek miyiz? Olur ya halatlar kopabilir. Deprem esnasında kopabilir geçmeyecek miyiz? Eğer bu zihniyete sorarsanız geçmeyeceksiniz. Şimdi boğazın altından tüpgeçit yapıyoruz. Raylı sistem kuruyoruz. Oradan geçmeyecek miyiz? Riski var, havasız kalabiliriz. Bu anlayış hiçbir zaman aklın, bilginin, deneyimin, tecrübenin ortaya koymuş olduğu eserlere yönelik başında hep olumsuzluk ‘no‘ tuşuna basarlar, bittikten sonra ‘yes‘ tuşuna basarak geçerler.

Bunların yapısı budur. Nükleer enerjiye karşı çıkanlar radyasyon riski olduğu için acaba bilgisayar kullanmıyor mu, TV seyretmiyor mu? Siz bir yandan Türkiye‘yi büyütmekten bahsedecek, bir yandan hayal tacirliği, umut tacirliği yapacak, diğer yandan enerjiyi nereden temin edeceğinizi açıklamayacak, enerji yatırımlarına karşı çıkacaksınız. Bunu anlamak mümkün değil. Ana muhalefet lideri popülist vaatleri ve kendi ismini kaynak olarak gösteriyor. Acaba Türkiye‘nin enerji ihtiyacını da o kaynaktan mı

karşılayacağız. Biz 2023‘te 2 trilyon dolar milli gelir, 500 milyar dolar ihracat, 25 bin dolar kişi başına milli gelir hesap ediyoruz. Böyle bir Türkiye‘nin enerji ihtiyacı da katlanarak artacağından dolayı bu günden hazırlıklarımızı yapmak durumundayız. 2023 yılında Türkiye‘nin kurulu gücünü 100 bin KW saate ulaştırmayı amaçlıyoruz. Her yıl yaklaşık 5 milyar dolarlık bir enerji yatırımına ihtiyaç var. Bu hesap işi. Bunun adresi falancanın ismi filancanın ismi değil bu hesap işi."

"BU ÜLKE BAKANLAR KURULU TOPLANTILARININ PALTOYLA YAPILDIĞI GÜNLER YAŞADI"

Türkiye‘nin enerji konusunda her geçen gün daha iyi noktalara ulaştığını belirten Erdoğan, "Bu ülkede hatırlayın Bakanlar Kurulu toplantılarının paltoyla yapıldığı günler yaşadı. Niye enerjisi yoktu. Enerji bulamıyordu. Ve şu anda ana muhalefetin içinde olan birçok kişi, o zaman enerji bakanlığı yapıyordu. Ve Bakanlar Kurulu paltoyla toplanarak toplantısını gerçekleştiriyordu, çünkü elektrik yok. Gazyağı, benzin karaborsada, kuyruğa giriyorsun. 24 saat orada bekliyorsun. Bir depo doldurabilirsen öp de

başına koy. Her yeniliğe, her yeni yatırıma karşı çıkmak açık söylüyorum muhalefet değildir, muhalefet anlayışı bu olamaz. Türkiye‘yi bir enerji koridoru, enerji terminali yapmak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz" diye konuştu.

Konuşmaların ardından Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, Başbakan Erdoğan‘a günün anısına plaket verdi. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil, milletvekilleri ve çok sayıda davetlilerin katıldığı tören, açılışın yapılması ve santralin gezilmesi ile son buldu.

Kaynak: İHA