Suriye'de gerilim doruk noktasında

Suriye'nin Dera kentindeki bir hastaneye, güvenlik güçleriyle çıkan çatışmalarda ölen en az 40 protestocunun cesedinin getirildiği bildirildi. Son günlerde tansiyonun yükselmesine karşın Suriye dış politikası ve etnik yapısıyla isyanlarla çalkalanan diğer ülkelerden ayrılıyor.

Suriye'de gerilim doruk noktasında
Bir hastane yetkilisi Reuters ajansına yaptığı açıklamada, cesetlerin dün saat 17.00'de getirildiğini, cesetlerin hepsinde kurşun yarası bulunduğunu söyledi.

AFP, 20 bin kişinin dün ölenlerin cenazesi için bir araya geldiğini ve hükümet karşıtı sloganlar atarak yürüyüşe geçtiğini duyurdu.

Suriye'nin güneyindeki Dera kenti geçen cumadan beri hükümet karşıtı gösterilere sahne oluyor.

Dera'da gösterilerin merkezi haline gelen El Ömeri Camisi çevresinde dünün ilk saatlerinde düzenlenen gösteriye polisin müdahalesi sonucu 6 kişi ölmüştü.

Ardından polisin ölen göstericilerin cenazesi için toplanan kalabalığa da müdahale ettiği ve 3 kişinin hayatını kaybettiği bildirilmişti.

Adını vermek istemeyen Şam'daki bir insan hakları eylemcisi, El Cezire'ye yaptığı açıklamada, polisin Dera'daki hükümet karşıtı göstericilere destek amacıyla dün çevredeki köylerden kente yürüyüşe geçen yüzlerce kişiye de müdahale ettiğini ve çok sayıda kişinin öldüğünü söyledi.

Uluslararası insan hakları grupları, kentte bugün çok sayıda kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Çok sayıda polis ve asker konuşlandırıldığı kentin giriş ve çıkışlarına kontrol noktaları kurulduğu belirtildi.

El Cezire, gazetecilerin girişinin engellenmesi nedeniyle olaylar hakkında sağlıklı bilgi alınamadığını ifade etti.

HÜKÜMET PROVOKASYON DİYOR


Hükümet ise, camide İsrail'den kaçak olarak getirilen çok sayıda silah ve mühimmat ele geçirildiğini ve bu nedenle bölgede operasyon düzenlendiğini bildirdi, ancak ölümler hakkında bilgi vermedi.

Resmi yetkililer, olaylardan polis üniforması giyen provokatörlerin sorumlu olduğunu savundu.

Gösteri haberlerinin abartılı olduğunu söyleyen Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad ise, göstericilerin istifasını istediği bölge valisini geçen hafta görevden aldı.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-mun, ölümlerin soruşturulmasını isterken, ABD Dışişleri Bakanlığı olayları yakından takip ettiğini duyurdu.

SESSİZLİĞİ DERA BOZDU

Dera'daki olaylar, Beşşar Esad'ın 2000'de iktidara geldiğinden beri karşılaştığı en büyük ayaklanma oldu.

Kentte protestolar, geçen hafta Facebook aracılığıyla örgütlenen bir grubun "Suriye Devlet Başkanı Başşar Esad'a karşı devrim 2011" adı altında yayımladıkları çağrıyla başladı.

Grup, çağrısında "48 yıldır devam eden olağanüstü halin kaldırılması ve yolsuzlukla mücadele" talebinde bulundu.

Bazı yayın organların agöre demokrasi talebiyle gösteri düzenleyenler arasında, Baas Partisi iktidarından gitmesini isteyenlerin oranı da yüksek.

Hükümet ise gösterilerin merkezi olan El Ömari Camisi'nde İsrail'den kaçak olarak getirilen silah ve muhimmatların bulunduğunu açıkladı ve olayların arkasında İsrail'in olduğunu savundu.

El Cezire'de Gregg Carlstrom imzasıyla yayımlanan yorum yazısında Dera'da halkın daha çok yerel sorunlardan şikâyetçi olduğu belirtiliyor. Yazıya göre, hükümet yoğun göç alan kentte halkın sorunlarını çözerek güç kullanmadan gösterileri bastırabilir.

SURİYE NEDEN FARKLI?


Suriye, hem bölgedeki siyasi dengeler, hem de ülkenin etnik yapısı açısından isyanların patlak verdiği ülkelerden farklı bir konumda.

Nüfusun yüzde 70'inin Sünni olduğu ülkede iktidar nüfusun yüzde 10'unu oluşturan Alevilerin elinde.

Türkiye de gerek komşusu olması, gerekse etnik ve dini yapısındaki benzerlik nedeniyle Suriye'yi yakından takip ediyor.

Beşşar Esad'ın babası Hafız Esad'ın kansız bir darbeyle iktidara geldiği 1970'ten beri iktidarda olan Baas Partisi, ülkeyi oluşturan farklı etnik gruplar arasında kendini birleştirici bir unsur olarak gösteriyor.

Bu nedenle Suriye'de etnik gerginlik, Şii isyanlarıyla çalkalanan Bahreyn, Yemen ve hatta Suudi Arabistan'daki gibi isyana dönüşmüyor.

Ancak ülkede hükümet karşıtlığının güçlenmemesinde Esad yönetiminin bölgede ABD ve özellikle İsrail karşıtı politikalarının büyük rolü var.

İsyanlar sonucu istifa etmek zorunda kalan Mısır'ın ve Tunus'un Batı yanlısı eski devlet başkanları Hüsnü Mübarek ve Abdülaziz Buteflika'dan farklı olarak Beşşar Esad yönetimi, Ortadoğu'da ABD politikalarına karşı önemli öznelerden biri.

Beşşar Esad, son dönemde ülkede ABD karşıtı politikalarını yumuşatmış olsa da hala Lübnan'da Hizbullah'a ve Filistin direnişine desteğini sürdürüyor.