'Libya'daki petrol zaten Fransa'nın elinde'

Mehmet Ali Kılıçbay, Demokratik Açılım programında, "Fransa Libya'ya yönelik operasyonu petrol için yapıyor" yorumlarını eleştirerek, Libya'daki petrolün zaten Fransa'nın elinde olduğunu söyledi.

'Libya'daki petrol zaten Fransa'nın elinde'
Libya‘ya Askeri Müdahale (Son Detaylar)

HaberTürk tv ekranlarında dün akşam yayınlanan Mehmet Ali Kılıçbay ve Sami Selçuk'la Demokratik Açılım programında, ABD önderliğindeki koalisyon güçlerinin Libya'ya yönelik başlattığı hava ve deniz operasyon ele alındı.

Kılıçbay, bu konuya yönelik bazı yorumları değerlendirerek, Fransa'nın bu operasyonu petrol için yapıyor şeklindeki yorumlara yönelik, "Bu operasyonun şimdiye kadar ki maliyeti 1 milyar dolar. Petrolün varilinin bugünkü fiyatı yaklaşık 100 dolar. Yani bu parayla 1 milyon varil petrol alınabilir. Fransa günde yaklaşık 2 milyon varil petrol harcıyor. Demek ki beş günlük petrolünü burada attı gitti bir kenara. Buna hiç gerek yok. Gider alır. Niçin bu kadar parayı akdenize veya da Libya'nın çöllerine gömsün" dedi.

Esas en vurucu noktanın ise, Libya petrollerini bir Fransız şirketinin çıkarttığını söyleyen Kılıçbay, "Kendi elinde olan petrolü almak için niye uğraşsın. Ticaret yoluyla almak, savaş yoluyla almaktan çok daha ucuzdur. Osmanlı bunu öğrenemediği için battı. Ticaret yoluyla almayı öğrenen Batılılar ise, bugün dünya'nın en zengin ülkeleri arasına girdiler. Demek ki, bu damarda değerlendirmeler yanlış. Ama daha yanlış olan birşey Libya lideri Kaddafi'nin ve ona bağlı güçlerin masum olduğu yönünde. Kaddafi kendi halkını bombalıyor, ülkeye saldıranları bombalamıyor. Ve nihayet her haber başlığında Libya bombalanıyor diye yazıyor. Libya bombalanmıyor, Libya'nın askeri hedefleri bombalanıyor. Bu konudaki yanlışımızı da düzeltmemiz lazım" şeklinde konuştu.

Durumu uluslararası hukuk boyutundan ele alan Selçuk ise şu değerlendirmelerde bulundu:

"Kamuoyunda biraz ön yargılar var. Eskiden beri sürekli olarak işlenen ve bazen saplantı haline gelmiş önyargılar var. Bir kere bunlarla konuya yaklaşmamak laızm. Neden? Çünkü diyelim ki Fransa'nın, İngiltere'nin, Amerika'nın, Norveç'in arka düşünceleri var. Vardır ama bunların arka düşüncelerinin olması hukuk açısından eğer haklı bir müdahale varsa bu haklılığı ortadan kaldırmaz. Biz hukuk açısından konuya baktığımızda, güvenlik konseyinin vermiş olduğu karar bağlayıcır. Şimdi bağlayıcı bir karar alıyor. Neden bu kararı alıyor? Günlerce bekledi. Bildiğim kadarıyla 1 ayı aştı Kaddafi olayı. Öyle noktalara kadar uzandı ki nihayet 41-42 yıldır ülkesini yöneten bir diktatör çünkü diktatörün insaflısı olmaz bir kere bunu bilelim. Bir kere insan hakları söz konusu olmaz. Yani insan haklarının bulunduğu yerde zaten diktatörlük olmaz.Ş imdi ne yapıyor durmadan eziyor halkını ve en sonunda da katliama başvurdu. Şimdi uluslararası hukuk'a baktığınız zaman devletler çağrıda bulunurlar önce 'bu işi bitir' diye. Arkasından bu çağrı yetmediği takdirde zorunluluk bulunduğu takdirde müdahale edilir. Uluslarası hukuk bunu kabul etti. Neden etti? Çünkü uluslararası hukuk bugün yaşayan hukuk nazi soykırımından büyük ders aldı. Onun için yasalarda büyük değişiklikler yapıldı."
 

BEYAZ GAZETE