Avrupalılar, Afrika’Dan Milyon Dolarlar Kazanırken Ucuz Sıtma İlacını Çok Görüyor
Ayna Programı’nın yapımcısı ve sunucusu Saim Orhan, Afrika ülkelerinde milyon dolarlık madenlerin Avrupa ülkelerince sömürüldüğünü ama karşılığında bu ülke insanına çok ucuz olan sıtma ilacının çok görüldüğünü belirtti.
Ayna Programı’nın yapımcısı ve sunucusu Saim Orhan, Afrika ülkelerinde milyon dolarlık madenlerin Avrupa ülkelerince sömürüldüğünü ama karşılığında bu ülke insanına çok ucuz olan sıtma ilacının çok görüldüğünü belirtti. Orhan, Avrupalıların bulunduğu Afrika’daki ülkelerde insanların sıtma ve buna benzer çok basit tedavi gerektirecek hastalıklardan çok sayıda insanın hayatını kaybettiğini belirtti. Bunun tek sebebini ise bu insanların renginin siyah olması olarak gösterdi.
Saim Orhan, Bedir Sağlık Gönüllüleri Derneği’nin Tıp Bayramı nedeniyle düzenlediği programa konuşmacı olarak katıldı. Saim Orhan, özellikle Afrika ülkelerindeki insanların yaşadıkları sorunları ve Türkiye’ye bakışlarını anlattı. Orhan, dünya genelinde birçok ülkede çekim yaparak yayınladıklarını hatırlattı ve Türkiye’nin ciddi bir tanıtım yapması gerektiğine vurgu yaptı.
Saim Orhan, yaptıkları seyahatlerde çok farklı insanlarla tanıştıklarını dile getirerek, şu bilgileri verdi: “Seyahatlerimizde şunu gördük. Türkiye’nin değeri çok daha farklı algılanıyor ve değerlendiriliyor. Biz 4 mevsimini yaşayan ülkeyiz. Biz şükürler olsun öyle bir ülkede yaşıyoruz ki, yazı, kışı, baharı görüyoruz. Ama bunlara hasret olan ülkeler var. Sürekli yazı yaşayan, sürekli kışı yaşayan ülkeler var. Kuzey kutbuna gidiyorsunuz ve sürekli soğuk ve kış var. Buzulların üstünde yaşıyorsunuz. Yani 3 bin metre, 3 kilometre kalınlıktaki buzul üstünde hayat sürüyorsunuz. Karayolu yok. Hep uçakla seyahat var. Yaz yaşayan ülkeler var. Sürekli aşırı sıcak var. Pop şarkıcıları deri mont giyme keyfini klimalı özel odaların yer aldığı bölümde yaşıyor ve klip çekiyor. Şükürler olsun biz öyle bir ülkede yaşıyoruz ki; değerini vermemiz lazım. Dünyada yeterince tanıtıyor muyuz? İngiliz, Fransız, Portekizli gidiyor ülkesini tanıtıyor. Dili ile kültürü ile gidiyor. Biz dilimizle, kültürümüzle o topraklarda mıyız? Peki biz dilimizle, kültürümüzle o topraklarda neden olamıyoruz? Olmanın önemi nedir. Sen o ülkelerde olduğun sürece ‘varsın’, ‘dünyada sen varsın’ diyorlar. Bunun için olmalıyız.”
Saim Orhan, Afrika ülkelerin acilen sağlık hizmetleri alması gerektiğini çünkü her yıl yüz binlerce insanın çok basit hastalıklardan dolayı hayatını kaybettiğine dikkat çekti. Orhan, bu ülkede yaşanan sağlık sorunları ve tedavi hizmetleri adı altında verilen sağlık hizmetlerinin vahim durumunu şöyle anlattı: “Avrupalılar, Afrika’dan milyon dolarlar kazanırken ucuz sıtma ilacını çok görüyor. Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Afrika’nın toprak bakımdan üçüncü büyük ülkesi. 70 milyon nüfusu var. Burada elmas çıkıyor. Elmas tarlaları var. Toprağı kazıyorsun elmas çıkıyor. Belçika burada. 1830 yılında kurulmuş Belçika, Kongo’ya gitmiş ve elmasları çıkartıyor. Belçika’nın 78 kat büyüklüğünde bir ülke. Mbuji Mayi şehrine gittik. Toprağın üstünde elmaslar çıkıyor. Çıkaran siyahlar, kazanan beyazlar. O teşkilat kurulmuş. Belçika’nın Anvers şehri bugün dünyanın 4 büyük elmas borsası arasındadır. Belçika’da elmas yok ama buradan çıkartılan elmaslar sayesinde borsaya sahip. Bu ülkenin Mbuji Mayi şehrinde 4 milyon nüfusu var. Burada bir hastane ziyaret ettik. Ambulans var, ama ambulans demeye hal yok. Ki kullanılmadığı için de her tarafı toz toprak ve durum vahim. Bu kadar zengin bir elmas şehri. Elime burada iki tane küçük elmas verdiler. Bunlar ne kadar dedim. Birine 90, birine 60 bin dolar dedi. İkisi 150 bin dolar. Yani Belçikalılar buradan kazanmışlar, ama buralara hiçbir şey vermemişler. O basit sıtma ilacını bile çok görmüşler. Sadece bu insanların renkleri siyah olduğu için yapıyorlar.”
Saim Orhan, Nijerya’nın güneyindeki insanların beyaz adamdan nefret ettiğini söyleyerek, “Kuzeyi ise beyaz adamı seviyor. Avrupalılardan dolayı güney kesim beyaz adamdan nefret ediyor ve buradaki beyaz adam soyuluyor. Çünkü bu adamları sömürdükleri için sevilmiyorlar. Ama kuzey de öyle değil. Kuzey beyaz insanla ilk kez Osmanlı aracılığıyla tanışmış. O nedenle beyaz adama iyi davranıyorlar.” dedi.
Saim Orhan, Afrika ülkelerinde insanların ciddi sağlık hizmetine ihtiyacı olduğunu ve Nijerya’da açılacak Türk Nizamiye Hastanesi’nin büyük önem taşıdığını belirtti. Orhan, Demokratik Kongo şehrinde sadece bir hastane olduğunu ve modern bir hastane olarak gösterildiğini aktardı. Saim Orhan, modern denilen hastanenin ise perişan halde olduğunu ifade ederek, “Bu hastaneye parası olanlar gelip hizmet alıyor. Gelemeyen, hastanede tedavisi alamayan insanlar var ve ölüyorlar. Sıtma en büyük tehlikeli hastalık. Avrupalı burayı sömürmüş ve o basit ucuz sıtma ilacını vermemiş. 44 milyon nüfuslu Tanzanya’da her yıl 100 bin kişi sıtmadan ölüyor. Bizim unuttuğumuz ve ne olduğunu bilmediğiniz sıtma hastalığı nedeniyle 100 bin kişi ölüyor. Burayı sömüren İngilizler, karşılığında bir şey vermiyorlar.” diye konuştu.
Saim Orhan, sağlık anlamında Türkiye’nin Afrika ülkelerindeki insanlara sahip çıkması gerektiğini ve Osmanlı’nın bıraktığı izleri de referans olarak değerlendirebileceğini sözlerine ekledi.
Bedir Sağlık Gönüllüleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Ramazan Demir, düzenledikleri programa o bölgeleri çok iyi gören ve tanıyan Saim Orhan’ın anlatımıyla daha yakından tanıma fırsatı bulduklarını belirtti. Dernek olarak o bölgede faaliyete geçirilecek olan Türk hastanesinin öneminin daha çok arttığını, Nijerya ve bölgesindeki ülkelerin insanlarına, insanca sağlık hizmeti vermesi adına önemsediklerini söyledi. Demir, hastanenin bu yılın sonunda hizmet vermeye başlayacağını kaydetti.
Saim Orhan, Bedir Sağlık Gönüllüleri Derneği’nin Tıp Bayramı nedeniyle düzenlediği programa konuşmacı olarak katıldı. Saim Orhan, özellikle Afrika ülkelerindeki insanların yaşadıkları sorunları ve Türkiye’ye bakışlarını anlattı. Orhan, dünya genelinde birçok ülkede çekim yaparak yayınladıklarını hatırlattı ve Türkiye’nin ciddi bir tanıtım yapması gerektiğine vurgu yaptı.
Saim Orhan, yaptıkları seyahatlerde çok farklı insanlarla tanıştıklarını dile getirerek, şu bilgileri verdi: “Seyahatlerimizde şunu gördük. Türkiye’nin değeri çok daha farklı algılanıyor ve değerlendiriliyor. Biz 4 mevsimini yaşayan ülkeyiz. Biz şükürler olsun öyle bir ülkede yaşıyoruz ki, yazı, kışı, baharı görüyoruz. Ama bunlara hasret olan ülkeler var. Sürekli yazı yaşayan, sürekli kışı yaşayan ülkeler var. Kuzey kutbuna gidiyorsunuz ve sürekli soğuk ve kış var. Buzulların üstünde yaşıyorsunuz. Yani 3 bin metre, 3 kilometre kalınlıktaki buzul üstünde hayat sürüyorsunuz. Karayolu yok. Hep uçakla seyahat var. Yaz yaşayan ülkeler var. Sürekli aşırı sıcak var. Pop şarkıcıları deri mont giyme keyfini klimalı özel odaların yer aldığı bölümde yaşıyor ve klip çekiyor. Şükürler olsun biz öyle bir ülkede yaşıyoruz ki; değerini vermemiz lazım. Dünyada yeterince tanıtıyor muyuz? İngiliz, Fransız, Portekizli gidiyor ülkesini tanıtıyor. Dili ile kültürü ile gidiyor. Biz dilimizle, kültürümüzle o topraklarda mıyız? Peki biz dilimizle, kültürümüzle o topraklarda neden olamıyoruz? Olmanın önemi nedir. Sen o ülkelerde olduğun sürece ‘varsın’, ‘dünyada sen varsın’ diyorlar. Bunun için olmalıyız.”
Saim Orhan, Afrika ülkelerin acilen sağlık hizmetleri alması gerektiğini çünkü her yıl yüz binlerce insanın çok basit hastalıklardan dolayı hayatını kaybettiğine dikkat çekti. Orhan, bu ülkede yaşanan sağlık sorunları ve tedavi hizmetleri adı altında verilen sağlık hizmetlerinin vahim durumunu şöyle anlattı: “Avrupalılar, Afrika’dan milyon dolarlar kazanırken ucuz sıtma ilacını çok görüyor. Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Afrika’nın toprak bakımdan üçüncü büyük ülkesi. 70 milyon nüfusu var. Burada elmas çıkıyor. Elmas tarlaları var. Toprağı kazıyorsun elmas çıkıyor. Belçika burada. 1830 yılında kurulmuş Belçika, Kongo’ya gitmiş ve elmasları çıkartıyor. Belçika’nın 78 kat büyüklüğünde bir ülke. Mbuji Mayi şehrine gittik. Toprağın üstünde elmaslar çıkıyor. Çıkaran siyahlar, kazanan beyazlar. O teşkilat kurulmuş. Belçika’nın Anvers şehri bugün dünyanın 4 büyük elmas borsası arasındadır. Belçika’da elmas yok ama buradan çıkartılan elmaslar sayesinde borsaya sahip. Bu ülkenin Mbuji Mayi şehrinde 4 milyon nüfusu var. Burada bir hastane ziyaret ettik. Ambulans var, ama ambulans demeye hal yok. Ki kullanılmadığı için de her tarafı toz toprak ve durum vahim. Bu kadar zengin bir elmas şehri. Elime burada iki tane küçük elmas verdiler. Bunlar ne kadar dedim. Birine 90, birine 60 bin dolar dedi. İkisi 150 bin dolar. Yani Belçikalılar buradan kazanmışlar, ama buralara hiçbir şey vermemişler. O basit sıtma ilacını bile çok görmüşler. Sadece bu insanların renkleri siyah olduğu için yapıyorlar.”
Saim Orhan, Nijerya’nın güneyindeki insanların beyaz adamdan nefret ettiğini söyleyerek, “Kuzeyi ise beyaz adamı seviyor. Avrupalılardan dolayı güney kesim beyaz adamdan nefret ediyor ve buradaki beyaz adam soyuluyor. Çünkü bu adamları sömürdükleri için sevilmiyorlar. Ama kuzey de öyle değil. Kuzey beyaz insanla ilk kez Osmanlı aracılığıyla tanışmış. O nedenle beyaz adama iyi davranıyorlar.” dedi.
Saim Orhan, Afrika ülkelerinde insanların ciddi sağlık hizmetine ihtiyacı olduğunu ve Nijerya’da açılacak Türk Nizamiye Hastanesi’nin büyük önem taşıdığını belirtti. Orhan, Demokratik Kongo şehrinde sadece bir hastane olduğunu ve modern bir hastane olarak gösterildiğini aktardı. Saim Orhan, modern denilen hastanenin ise perişan halde olduğunu ifade ederek, “Bu hastaneye parası olanlar gelip hizmet alıyor. Gelemeyen, hastanede tedavisi alamayan insanlar var ve ölüyorlar. Sıtma en büyük tehlikeli hastalık. Avrupalı burayı sömürmüş ve o basit ucuz sıtma ilacını vermemiş. 44 milyon nüfuslu Tanzanya’da her yıl 100 bin kişi sıtmadan ölüyor. Bizim unuttuğumuz ve ne olduğunu bilmediğiniz sıtma hastalığı nedeniyle 100 bin kişi ölüyor. Burayı sömüren İngilizler, karşılığında bir şey vermiyorlar.” diye konuştu.
Saim Orhan, sağlık anlamında Türkiye’nin Afrika ülkelerindeki insanlara sahip çıkması gerektiğini ve Osmanlı’nın bıraktığı izleri de referans olarak değerlendirebileceğini sözlerine ekledi.
Bedir Sağlık Gönüllüleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Ramazan Demir, düzenledikleri programa o bölgeleri çok iyi gören ve tanıyan Saim Orhan’ın anlatımıyla daha yakından tanıma fırsatı bulduklarını belirtti. Dernek olarak o bölgede faaliyete geçirilecek olan Türk hastanesinin öneminin daha çok arttığını, Nijerya ve bölgesindeki ülkelerin insanlarına, insanca sağlık hizmeti vermesi adına önemsediklerini söyledi. Demir, hastanenin bu yılın sonunda hizmet vermeye başlayacağını kaydetti.