Mersin’in 2040 Yılına Kadar İçme Suyu Sorunu Yok

Mersin Su ve Kanalizasyon İdaresi (MESKİ) Genel Müdürü Kamil Ülgen, Mersin’in konumu itibariyle içme suyu açısından oldukça şanslı bir kent olduğunu ifade ederek, ortaya konulan çalışmalar ve hayata geçirilen projelerle birlikte Mersin’in 2040 yılına kada

Mersin’deki içme suyu ve atıksu arıtma ile ilgili olarak yürütülen çalışmaları İHA muhabirine değerlendiren Ülgen, kurum olarak hayata geçirmiş oldukları proje ve yürütülen çalışmalar hakkında bilgiler verdi. İçme suyu sorununun büyük ölçüde çözüme kavuşturulduğunu kaydeden Ülgen, bunun yanında Bahçeli ve Davultepe beldelerinin de Berdan Barajı’ndan gelen suyu kullanabilmeleri noktasında başlatılan çalışmaların da sürdürüldüğünü anlattı.İçme suyu konusunda Mersin’in, konumu itibariyle oldukça şanslı bir kent olduğunu savunan Ülgen, bu nedenle de bölgede su konusunda bugün olduğu gibi gelecekte de çok ciddi sorun ya da sıkıntı yaşamayacağının altını çizdi. Bölgede önemli bir su rezervi olduğunu ancak bunun doğru ve tasarruflu bir şekilde kullanılarak, en iyi şekilde değerlendirilmesi gerektiğini uyarısında bulunan Ülgen, hayata geçirilen yatırım ve yürütülen çalışmalarla birlikte Mersin’in 2040 yılına kadar içme suyu sorunu yaşamayacağını iddia etti.“KAYIP-KAÇAK ORANINI YÜZDE 30 SEVİYESİNE İNDİRECEĞİZ”Ülgen, Berdan Barajı’ndan çekilen günlük su miktarının 200 bin metreküp olduğunu, bunun yanında Gözne ve Kargılı’dan alınan suyla birlikte bunun 220 bin metreküpe ulaştığına dikkat çekerek, kentteki kayıp-kaçak oranlarıyla ilgili bilgiler de verdi. Daha önce yüzde 69 olan kayıp-kaçak oranının, ortaya konulan çalışmalarla birlikte yüzde 50 seviyesine düşürüldüğüne işaret eden Ülgen, “Bu yeterli mi? Elbette ki değil. Türkiye ortalaması olan yüzde 25-30 seviyesine ulaşmak istiyoruz. Konuyla ilgili olarak başlatılan çalışmalar büyük bir kararlılıkla sürdürülüyor” dedi. Fiziksel altyapı yetersizlikleri ve eskiyen boruların, mevcut kayıp-kaçak oranının yüzde 40’ını oluşturduğunu, geriye kalanınsa ’kaçak su’ kullanımı olduğunu dile getiren Ülgen, bu konunun üzerine gittiklerini ve buna bağlı olarak da kayıp-kaçak oranını yüzde 30’a düşürmek istediklerini açıkladı.“KAÇAK SU KULLANIMININ ÖNÜNE GEÇERSEK FATURALAR DA UCUZLAR”Yapılan çalışmalarla birlikte fiziksel kayıpların önüne büyük ölçüde geçtiklerini ve bunda da önemli bir başarı elde ettiklerini savunan Kamil Ülgen, ancak aynı başarıyı ’kaçak su’ kullanımında sağlayamadıklarının özeleştirisini de verdi. Ülgen, “Mersin’in yapısal konumu da bunda önemli bir faktör. Örneğin; Hal Mahallesi’nde fiziksel kayıpları sıfıra indirmemize rağmen, yüzde 80’lik bir ’kaçak su’ kullanımı tespit ettik. Bunun üzerine gittik ve bu oranı yüzde 60’a düşürdük. Burada sadece bizim çabamız yeterli değil. Herkes elini taşın altına koyarak sorumluluk üstlenmeli. İşte ancak bu şekilde kaçak su kullanımının önüne geçebiliriz. Eğer kaçak su kullanımını asgari seviyeye çekersek, bu faturalara da olumlu yansıyacağı gibi su fiyatlarının da düşmesini sağlayacaktır” diye konuştu.“SÖYLENİLDİĞİ GİBİ ’TÜRKİYE’NİN EN PAHALI SUYU’NU BİZ TÜKETMİYORUZ”Mersin’deki içme suyu kullanma bedelinin, dile getirildiği gibi ’Türkiye’nin en pahalı suyu’ olmadığının altın çizen Ülgen, bugün Türkiye genelinde Mersin’in, büyükşehirler arasında su fiyatlarına göre 7. sırada yer aldığını hatırlattı. İçme suyunu, Mersin’den daha ucuza mal eden Tarsus’ta suyun kendilerinden yüzde 50 oranında daha pahalı satıldığını öne süren Ülgen, konuşmasını da şöyle sürdürdü; “Siyasiler, ’Mersin, Türkiye’nin en pahalı suyunu tüketiyor’ diyerek gerçekleri gizliyor ve adeta demagoji yapıyor. İstanbul ve Ankara suyu bizden çok daha pahalı satıyor.”“KARADUVAR ATIKSU ARITMA TESİSİ MERSİN’İN KADERİNİ DEĞİŞTİRDİ”Karaduvar Atıksu Arıtma Tesisi’nin adeta Mersin’in kaderini değiştirdiğini savunan Kamil Ülgen, kendi gibi İl Sağlık Müdürlüğü’nün de belirli noktalarda deniz suyu numuneleri alarak, kirlilik tespitinde bulunduğunu hatırlatarak, bugün Atıksu Arıtma Tesisi’nin devreye girmesiyle birlikte Mersin’de birçok bölgenin kalite anlamında ’Mavi Bayrak’ seviyesini aştığını vurguladı. Merkez ilçe Mezitli’deki atıksuların devreye konulan deşarj sistemiyle birlikte 2 kilometre açığa bırakıldığını belirten Ülgen, yine bölgede hayata geçirilmesi planlanan; ’Batı Atıksu Arıtma Tesisi Projesi’ ile ilgili olarak başlatılan çalışmalarda da önemli mesafeler alındığını dile getirdi.“ARTIK KENTİN TÜM NOKTALARINDAN DENİZE GİRİLEBİLECEK”Mersin’in ’temiz bir deniz’e kavuşabilmesi noktasında çok ciddi ve sağlam adımlar atıldığını ifade eden Ülgen, arıtma anlamında gerekli çalışmaların tamamlanmasıyla birlikte kentin her noktasından denize girilebileceğini söyledi. Bunun kentin mevcut turizm potansiyeline de önemli bir katkı sunacağını savunan Ülgen, ’Mezitli Atıksu Arıtma Tesisi’nin Erdemli’ye kadar olan bölgedeki tüm beldeleri kapsayacak şekilde planlandığını, buna bağlı olarak da Davultepe ve Tece’deki kanalizasyon şebekesinin de bu şekilde projelendirildiğini anlattı. Ülgen, söz konusu kanalizasyon şebekesi için Dünya Bankası’ndan 17 milyon Euro temin edildiğini ve ihalelerinin de bu yıl içerisinde yapılacağı bilgisini de verdi.“ARITMADAKİ ÇAMUR MERSİN’İN OKSİJENİ OLACAK”Atıksu Arıtma Tesisi’nde elde edilen çamurla elektrik enerjisi üretilebileceği gibi bunun tarımda ’gübre’ olarak da kullanılabileceğini kaydeden Ülgen, “Bugün bölgedeki en arıtma tesisine sahibiz. Uzmanlar da bu görüşümüzü destekliyor. Ancak bu tesislerde elde edilen çamur sadece bizim değil, Türkiye’nin de en önemli sorunu. Burada çıkan çamur, gübre yapılması için uygun olsa da Mersin’in mevcut toprak yapısı bu gübreyi kullanmaya uygun değil. Bunda da bilinçsiz tarım yapılmasının önemli bir payı var. Biz de bu gübreyi, Mersin Orman Bölge Müdürlüğü’nün ormanlardaki rehabilitasyon ve yenilendirme çalışmalarında kullanılmasını sağlayacağız. Yani bir bakıma atıksu arıtma tesisinden elde edilen çamur, Mersin için oksijen olacak ve biz bu gübreyi, Orman Bölge Müdürlüğü’ne ücretsiz olarak vereceğiz” dedi.
Kaynak: İHA