Kaddafi'den yeşil kitap sırrı
Kaddafi halkına seslenirken elindeki Yeşil Kitap'tan 'güç aldı.' Peki nedir bu Yeşil Kitap?
Tunus’ta başlayan, Mısır’da devam edip, Libya’ya sıçrayan isyan dalgası Kaddafi'nin kendine has özellikleri nedeniyle farklı anlamlar taşıyor.
Çünkü Kaddafi, kendi rejimini kurmasının yanı sıra İslam Dünyası'na örnek bir ideolojiyi de hayata geçirmeye çalışan bir diktatör. Eğer Kaddafi rejimi çökerse bir zamanlar Türkiye'de bile taraftar bulan İslam Sosyalizmi de tarihe karışmış olacak.
İslami kesimin bazı düşünürlerine göre Kaddafi'nin ideolojisi yıllar önce bizzat kendisi tarafından yok edildi. NTVMSNBC, döneme yakından tanıklık eden Yeni Akit Gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak ile Milliyet Gazetesi Yazarı Taha Akyol'a Kaddafi'nin ideolojisini ve yönetimini sordu.
Dilipak, Libya lideri Muammer Kaddafi’nin yıllar önce yazdığı ve ideolojisini anlatan “Yeşil Kitap”ın bu hareketle sona ermediğini, zaten ölü doğan bir proje olduğunu ifade etti.
'BAŞARILI OLAMADI'
Abdurrahman Dilipak o dönemi şu sözlerle değerlendirdi:
“Yeni bir hareket doğurur mu diye kısa süreli bir heves oldu. Mao’nun “Kırmızı Kitap”ından sonra bir İslam Sosyalizm denemesiydi. Kaddafi 3. Enternasyonel’den ve Arap solundan etkilendi. Ancak çok başarılı olduğu söylenemez.”
Kaddafi’nin yolun sonuna geldiğini belirten Dilipak, “Ne zaman gideceği gelişmelere bağlı. Fakat kaçacak ülke bulmakta zorlanacaktır. Eskiden Daniel Ortega ile arası iyiydi. Ortega 3. Enternasyonal kanadına destek verir, bir Arap Sosyalizmi ile Latin Amerika Sosyalizmi arasında bağ için çalışırdı. Ne var ki şimdi Nikaragua da onu kabul etmez.
Latin Amerika ülkeleri, son dönemde ticari anlaşmalar yaptığı Fransa, İtalya da kabul etmez. Kim ne yapsın deli bir adamı! Bugün Libya’dan özel bir uçağın, bu aileden birileri demektir, Lübnan’a inmek istediğini duyduk. Lübnan uçakta kim olduğu sorunca yanıt alamamış ve inişine izin vermemiş. Buradan ailenin gitmek istediği çıkarılabilir” dedi.
BEYAZ ARAPLAR
Bu isyanların Latin Amerika, Balkanlar hatta Batı’yı etkileyeceğini iddia eden Dilipak, “Daha önce İslam’ın başarısız olduğunu, demokrasi ile yönetilen, başarılı olmuş bir İslam ülkesi olmadığını söylerlerdi. Halbuki bu ülkeleri yönetenler 2. Dünya Savaşı hatta 1. Dünya Savaşı sırasında Batı’ya yardım eden aşiretlerin çocukları. Beyaz Türkler gibi bunlar da Beyaz Araplar ve İslam’ı ya da Müslümanları temsil etmiyorlardı.
Bunlar Batı demokrasisinin arka bahçesiydi. Kendi çıkarları için kendi tasarruflarını kurdular. Şimdi gerçek Araplar ve İslam iktidarı elealıyor. Burada Batı endişeye düştü çünkü onların demokrasisisn makyaj olduğu ortaya çıkacak” yorumunu yaptı.
'SIRA SUUDİLERE GELİRSE...'
Suudi Arabistan’ın durumuna da değinen Dilipak şunları söyledi, “Mekke ve Medine'nin statüsü tartışılmaya başlayacak olursa hiçbir Müslüman Suudi yönetiminden yana tavır takınmaz. Bu günkü statünün devam etmesi halinde Mekke ve Medine, Suudi yönetimine karşı öfke çeken bir paratöner görevi görecektir. Keşke Suudi yönetimi de bu durumun farkına varsa ve yarın kaçınılmaz bir şekilde gündeme gelecek bu konuyu kendi iradesi ile çözmeye başlasa. Suudi yönetimi akıl yolu ile bu sorunu çözmemekte direnirse hayatın çözümü zor ve can yakıcı olabilir.”
AKYOL: ARAPLAR, SINIF ATLAMAK İSTİYOR
Milliyet gazetesi yazarı Taha Akyol ise Libya’da yaşanan isyanın Kaddafi’nin sadece “Yeşil Kitap”ta belirttiği görüşlerinin değil aynı zamanda cemahiriye sisteminin iflası olduğunu belirtti. Akyol, NTVMSNBC’ye yaptığı açıklamada cemariye sisteminin, BDP’nin dile getirdiği demokratik özerklik modeline benzediğini anlattı.
Taha Akyol Libya’nın petrol gelirleri olmasa çok daha önceden iflas etmiş olacağını vurguladı.
Libya’daki isyanın çıkışı için Akyol, “Kuvvetli bir orta sınıfın, sivil toplum örgütlerinin olmadığı ülkelerde iktidar el değiştirebilir. Taliban iktidarı ele geçirebilir, aşiretler iktidarı ele geçirebilir, Türkiye’nin kimi zaman yaşadığı gibi toplumun en örgütlü kısmı olan asker iktidarı ele geçirebilir. Libya sosyal açıdan bölgenin en geri kalmış ülkesidir.
Kaddafi iktidara geldiği zaman nüfusun sadece yüzde 15’i şehirde yaşıyordu. Halkın büyük bölümü çöllerde yaşıyor. Ekonomik kurumlar, merkez bankası gibi ya da siyasi baskı oluşturabilecek muhalefet partileri olmadı. Libya’da sadece aşiretler vardı. Bunlar isyanı tetikleyen nedenlerden bazıları” dedi.
Akyol, Dilipak’ın “Beyaz Araplar” düşüncesine ise katılmadığını belirterek, “Şu an görünen fotoğraf küreselleşmenin getirdiği refah ve özgürlük isteyişidir. Siyasal İslam değil, toplumsallaşan İslam’ın demokrasi ile tanışmasıdır. Bu hareket özgürlük ve refah bakımından Arapların, Beyaz Arap olma yani sınıf atlama çabasıdır” ifadesini kullandı.
Çünkü Kaddafi, kendi rejimini kurmasının yanı sıra İslam Dünyası'na örnek bir ideolojiyi de hayata geçirmeye çalışan bir diktatör. Eğer Kaddafi rejimi çökerse bir zamanlar Türkiye'de bile taraftar bulan İslam Sosyalizmi de tarihe karışmış olacak.
İslami kesimin bazı düşünürlerine göre Kaddafi'nin ideolojisi yıllar önce bizzat kendisi tarafından yok edildi. NTVMSNBC, döneme yakından tanıklık eden Yeni Akit Gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak ile Milliyet Gazetesi Yazarı Taha Akyol'a Kaddafi'nin ideolojisini ve yönetimini sordu.
Dilipak, Libya lideri Muammer Kaddafi’nin yıllar önce yazdığı ve ideolojisini anlatan “Yeşil Kitap”ın bu hareketle sona ermediğini, zaten ölü doğan bir proje olduğunu ifade etti.
'BAŞARILI OLAMADI'
Abdurrahman Dilipak o dönemi şu sözlerle değerlendirdi:
“Yeni bir hareket doğurur mu diye kısa süreli bir heves oldu. Mao’nun “Kırmızı Kitap”ından sonra bir İslam Sosyalizm denemesiydi. Kaddafi 3. Enternasyonel’den ve Arap solundan etkilendi. Ancak çok başarılı olduğu söylenemez.”
Kaddafi’nin yolun sonuna geldiğini belirten Dilipak, “Ne zaman gideceği gelişmelere bağlı. Fakat kaçacak ülke bulmakta zorlanacaktır. Eskiden Daniel Ortega ile arası iyiydi. Ortega 3. Enternasyonal kanadına destek verir, bir Arap Sosyalizmi ile Latin Amerika Sosyalizmi arasında bağ için çalışırdı. Ne var ki şimdi Nikaragua da onu kabul etmez.
Latin Amerika ülkeleri, son dönemde ticari anlaşmalar yaptığı Fransa, İtalya da kabul etmez. Kim ne yapsın deli bir adamı! Bugün Libya’dan özel bir uçağın, bu aileden birileri demektir, Lübnan’a inmek istediğini duyduk. Lübnan uçakta kim olduğu sorunca yanıt alamamış ve inişine izin vermemiş. Buradan ailenin gitmek istediği çıkarılabilir” dedi.
BEYAZ ARAPLAR
Bu isyanların Latin Amerika, Balkanlar hatta Batı’yı etkileyeceğini iddia eden Dilipak, “Daha önce İslam’ın başarısız olduğunu, demokrasi ile yönetilen, başarılı olmuş bir İslam ülkesi olmadığını söylerlerdi. Halbuki bu ülkeleri yönetenler 2. Dünya Savaşı hatta 1. Dünya Savaşı sırasında Batı’ya yardım eden aşiretlerin çocukları. Beyaz Türkler gibi bunlar da Beyaz Araplar ve İslam’ı ya da Müslümanları temsil etmiyorlardı.
Bunlar Batı demokrasisinin arka bahçesiydi. Kendi çıkarları için kendi tasarruflarını kurdular. Şimdi gerçek Araplar ve İslam iktidarı elealıyor. Burada Batı endişeye düştü çünkü onların demokrasisisn makyaj olduğu ortaya çıkacak” yorumunu yaptı.
'SIRA SUUDİLERE GELİRSE...'
Suudi Arabistan’ın durumuna da değinen Dilipak şunları söyledi, “Mekke ve Medine'nin statüsü tartışılmaya başlayacak olursa hiçbir Müslüman Suudi yönetiminden yana tavır takınmaz. Bu günkü statünün devam etmesi halinde Mekke ve Medine, Suudi yönetimine karşı öfke çeken bir paratöner görevi görecektir. Keşke Suudi yönetimi de bu durumun farkına varsa ve yarın kaçınılmaz bir şekilde gündeme gelecek bu konuyu kendi iradesi ile çözmeye başlasa. Suudi yönetimi akıl yolu ile bu sorunu çözmemekte direnirse hayatın çözümü zor ve can yakıcı olabilir.”
AKYOL: ARAPLAR, SINIF ATLAMAK İSTİYOR
Milliyet gazetesi yazarı Taha Akyol ise Libya’da yaşanan isyanın Kaddafi’nin sadece “Yeşil Kitap”ta belirttiği görüşlerinin değil aynı zamanda cemahiriye sisteminin iflası olduğunu belirtti. Akyol, NTVMSNBC’ye yaptığı açıklamada cemariye sisteminin, BDP’nin dile getirdiği demokratik özerklik modeline benzediğini anlattı.
Taha Akyol Libya’nın petrol gelirleri olmasa çok daha önceden iflas etmiş olacağını vurguladı.
Libya’daki isyanın çıkışı için Akyol, “Kuvvetli bir orta sınıfın, sivil toplum örgütlerinin olmadığı ülkelerde iktidar el değiştirebilir. Taliban iktidarı ele geçirebilir, aşiretler iktidarı ele geçirebilir, Türkiye’nin kimi zaman yaşadığı gibi toplumun en örgütlü kısmı olan asker iktidarı ele geçirebilir. Libya sosyal açıdan bölgenin en geri kalmış ülkesidir.
Kaddafi iktidara geldiği zaman nüfusun sadece yüzde 15’i şehirde yaşıyordu. Halkın büyük bölümü çöllerde yaşıyor. Ekonomik kurumlar, merkez bankası gibi ya da siyasi baskı oluşturabilecek muhalefet partileri olmadı. Libya’da sadece aşiretler vardı. Bunlar isyanı tetikleyen nedenlerden bazıları” dedi.
Akyol, Dilipak’ın “Beyaz Araplar” düşüncesine ise katılmadığını belirterek, “Şu an görünen fotoğraf küreselleşmenin getirdiği refah ve özgürlük isteyişidir. Siyasal İslam değil, toplumsallaşan İslam’ın demokrasi ile tanışmasıdır. Bu hareket özgürlük ve refah bakımından Arapların, Beyaz Arap olma yani sınıf atlama çabasıdır” ifadesini kullandı.