'Genç sinemacılara imkan sağlanmalı'
Ediz Hun, jüri üyesi olduğu kısa film yarışmasını anlatarak, sanatsal gücü çok kuvvetli olan, o içsel dürtüyle bir takım şeyler yapmak isteyen insanlara mutlaka imkan sağlanmasının gerektiğini söyledi.
Fatih Üniversitesi tarafından dördüncüsü düzenlenen Kristal Klaket Kısa Film Yarışması'nın jüri üyesi Ediz Hun ve yarışmanın birincisi Yönetmen Murat İncedemir Habertürk tv'de yayınlanan Oylum Talu'nun sunduğu Burası Haftasonu programına katıldı. Yarışma ve sinema üzerine yapılan sobette, Ediz Hun Kristal Klaket Kısa Film Yarışması'nın çok mükemmel bir organizasyon olduğunu ifade ederek, "Bu yıl dördüncü yılını tamamlamış oluyor. dördüncü kez ödüller dağıtıldı. Gelecek sene beşincisi yapılacak, çalışmalara şimdiden yoğun bir şekilde başlandı. Fatih Üniversitesi bu konuda hakikaten önemli adımlar attı. Ben orada çeşitli konferanslar vererek orada bulundum, çok ciddi çalışıyorlar" diye konuştu.
”Kurmaca’‘ dalında ”Bizatihi Şey” adlı kısa fimiyle birinciliğe layık grülen Murat İncedemir'in filminin 2 buçuk dakikalık bir film olduğunu belirten Ediz Hun, "Murat çok güzel bir film hazırlamış, çok aklı başında bir genç. Ben belgesel dalında jüri üyesiydim. Çok değerli arkadaşlarımız vardı Semih Kaplanoğlu, Hülya Koçyiğit, Organizasyon Komitesi Başkanı Kenan Işık. Aklı başında çok güzgün bir jüri grubunda bu konu tartışıldı ve Murat seçildi. Temennimiz Türkiye için bundan sonra da güzel şeyler yapması" dedi.
"Hangi kriterler bu seçimde ön planda rol oynadı? diyebilirsiniz" diyen Ediz Hun şöyle devam etti:
"Bir kere herşeyden önce konu, teknik, oluşumu, görüntü kalitesi çok önemli. Ve en önemlisi verdiği vereceği mesaj topluma bu son derece önemli, düşündürebilmeli. Esasında kolay değil 2 buçuk dakikalık bir filmde bu mesajı verebilmek başarı işte. 15 dakikalık bir filmde bunu verebilisiniz ama 2 buçuk dakikalık bir filmde bunu verebildiyse ki verebilmiş olduğundan birincilik ödülünü kazandı. Çok önemli birşey. Bu filmde vicdanının sesi devreye giriyor."
Ediz Hun konuşmasında, teşebbüs kabiliyeti yüksek, yüksekokulu tamamlamış, kariyerini sonuna getirmiş ve bundan sonra artık hayata açılacak bir taraftan da sanatsal gücü çok kuvvetli olan o içsel dürtüyle bir takım şeyler yapmak isteyen insanlara mutlaka imkan sağlanmasının gerektiğine değindi.
"Murat gibi çok yetenekli kardeşlerimiz var onları görüyorum ve başarı olmalarını istiyorum" diyen Ediz Hun, "Çekilmiş eski filmlerden sahneleri izlemeye çalışıyorum birlikte hepsi çok şevkle bu sanat dalı içinde başarılı olma gayretinde bulunuyorlar. Ama tabi dediğim gibi destek, imkan sağlamak lazım bu gençlere" şeklinde konuştu.
Murat İncedemir ise, bu çalışmanın ortaya çıkışını şöyle anlattı:
"Bu çalışma okul projesi gibiydi bunu uzattık film'e dönüştürdük. Herşey başta bir fikirden çıkıyor tabi. Bir öğretmenin cüzdanı düşerse öğrencisi çalarsa ne olur mesaj olarak değil de bu yoldan çıkan bir film ondan sonrada biraz fantastik şeyler gelişti.
Kısa film çekerken ilk istediğimiz şey insanlara ulaşabilmek, kısa film'den para kazanan hiçbir arkadaşım yok. Bu biraz Türkiye'de gönül işi gibi. Yurt dışında kısa film çekerek hayatının sonuna kadar geçinen insanlar var."
”Kurmaca’‘ dalında ”Bizatihi Şey” adlı kısa fimiyle birinciliğe layık grülen Murat İncedemir'in filminin 2 buçuk dakikalık bir film olduğunu belirten Ediz Hun, "Murat çok güzel bir film hazırlamış, çok aklı başında bir genç. Ben belgesel dalında jüri üyesiydim. Çok değerli arkadaşlarımız vardı Semih Kaplanoğlu, Hülya Koçyiğit, Organizasyon Komitesi Başkanı Kenan Işık. Aklı başında çok güzgün bir jüri grubunda bu konu tartışıldı ve Murat seçildi. Temennimiz Türkiye için bundan sonra da güzel şeyler yapması" dedi.
"Hangi kriterler bu seçimde ön planda rol oynadı? diyebilirsiniz" diyen Ediz Hun şöyle devam etti:
"Bir kere herşeyden önce konu, teknik, oluşumu, görüntü kalitesi çok önemli. Ve en önemlisi verdiği vereceği mesaj topluma bu son derece önemli, düşündürebilmeli. Esasında kolay değil 2 buçuk dakikalık bir filmde bu mesajı verebilmek başarı işte. 15 dakikalık bir filmde bunu verebilisiniz ama 2 buçuk dakikalık bir filmde bunu verebildiyse ki verebilmiş olduğundan birincilik ödülünü kazandı. Çok önemli birşey. Bu filmde vicdanının sesi devreye giriyor."
Ediz Hun konuşmasında, teşebbüs kabiliyeti yüksek, yüksekokulu tamamlamış, kariyerini sonuna getirmiş ve bundan sonra artık hayata açılacak bir taraftan da sanatsal gücü çok kuvvetli olan o içsel dürtüyle bir takım şeyler yapmak isteyen insanlara mutlaka imkan sağlanmasının gerektiğine değindi.
"Murat gibi çok yetenekli kardeşlerimiz var onları görüyorum ve başarı olmalarını istiyorum" diyen Ediz Hun, "Çekilmiş eski filmlerden sahneleri izlemeye çalışıyorum birlikte hepsi çok şevkle bu sanat dalı içinde başarılı olma gayretinde bulunuyorlar. Ama tabi dediğim gibi destek, imkan sağlamak lazım bu gençlere" şeklinde konuştu.
Murat İncedemir ise, bu çalışmanın ortaya çıkışını şöyle anlattı:
"Bu çalışma okul projesi gibiydi bunu uzattık film'e dönüştürdük. Herşey başta bir fikirden çıkıyor tabi. Bir öğretmenin cüzdanı düşerse öğrencisi çalarsa ne olur mesaj olarak değil de bu yoldan çıkan bir film ondan sonrada biraz fantastik şeyler gelişti.
Kısa film çekerken ilk istediğimiz şey insanlara ulaşabilmek, kısa film'den para kazanan hiçbir arkadaşım yok. Bu biraz Türkiye'de gönül işi gibi. Yurt dışında kısa film çekerek hayatının sonuna kadar geçinen insanlar var."