Erdoğan: Belgeleri açıklayacağım
AK Parti İl Başkanları Toplantısı'nda konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.
ODA TV'ye yapılan baskını da gündemine alan Erdoğan, ODA TV'ye sahip çıkanlar neden Mehmet Metiner ve Orhan Miroğlu için kalem kıpırdatmıyor" dedi.
Konuşmasında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na da eleştiriler getiren Başbakan Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun 4 işlemi bilmediğini söyledi.
İşte Başbakan Erdoğan'ın yaptığı konuşma;
Milleti tehdit ederek bu yarışta öne çıkacaklarını zannettiler. Türkiye'yi büyütmeye, aziz milletimizi refaha ulaştırmaya yönelik bir tek hedef ortaya koyamadılar. Ortaya herhangi bir vizyon koyamayanlar centilmenlik dışı hareketlerden medet umdular. Onlar gidip çetelerle kol kola yürüdüler. Biz Türkiye'yi büyütmenin mücadelesini verirken onlar Türkiye'nin paçasından tutup aşağı çekmenin mücadelesini verdiler.
Bizimle hizmette yarışamayanlar, rekabet edemeyenler 8 yıl boyunca kaos üreterek, kargaşa üreterek milli iradeye yön çizeceklerini zannettiler. Seçime 4 ay kala PKK terör örgütü ve uzantıları her seçim önesinde olduğu gibi bunu üstlenmiş durumdalar. Son günlerde arabaları kundaklayan, belediye otobüslerine saldıran eylemler terör örgütünün seçim sürecini etkilemeye yönelik eylemleridir. Zaten bunların biliyorsunuz belli tarihleri var. O günleri ne yapıp edip kendilerine göre anma töreni adı altında nasıl bir anma ise yaralamalarla bu süreçleri doldururlar. Terör örgütünün varabileceği başka bir hedefi yok. Amaç hükümeti zor durumda bırakmaktır. Gerilimden nemalanmaya çalışmıştır. Türkiye'de iç siyaseti yönlendirmek şekillendirmek milleti korkutarak her seçim öncesinde terör örgütü ihale üstlenmiştir.
Bugün artık Kandil'deki terör örgütü ile kendisini iktidar ortadığı gibi gören işbirliği iddianamelerle çok açık ortaya konulmuştur. Aziz milletim ortaya konan bu oyunu, bu çirkin senaryoyu lütfen iyi anlasın. Bu ülkede 10 yıllardır oynanan bu kirli oyunu biz bozduk ama milletin desteği ile bozduk. Bu seçim öncesinde de bu oyunu yine milletim ile birlikte bozacağız. Söz de karar da yetki de terör örgütlerinde mafya da karanlık güç odaklarında değil sadece ve sadece millettedir.
HEPSİNİN BELGESİNİ AÇIKLAYACAĞIM
Türkiye sanki bir korku tünelindeymiş, bir korku imparatorluğu kuruluyormuş gibi kampanya yürütüyorlar. Sanki Türkiye'de haklar, özgürlükler, demokrasi tehdit ve tehlike altındaymış gibi bir atmosfer oluşturmaya ve kendi kitlelerini korkutmaya çalışıyorlar. Zira kendi ayaklarının altındaki kilimin de kayacağından endişe ediyorlar. Bu kampanya bayat bir kampanyadır. Bu kampanya 1960 öncesinde merhum Menderes'e uygulanmış son derece sanal ve bayat bir kampanyadır. CHP halkı sokak sokak direnmeye çağırmış, parlamentoyu kışkırtmış medyayı da arkasına alarak müdahaleye zemin hazırlamıştır. Biraz daha süre geçsin belgeleri hepsini size açıklayacağım.
1960 ve öncesinde atılan manşet ve yapılan yorumları CHP'nin çağrılarını alın ve bugünkülerle karşılaştırın arada fark göremeyceceksiniz aynı! Ben bu iki kelimeyi yan yana getirmek istemiyorum ama Sivil Diktatörlük, korku siyaseti, örtülü faşizm, sansür gibi kavramların aslında bugün ortaya çıkmadığını ifade etmek istiyorum. 1960 ve öncsenide ortaya çıkmış gerektiği zaman fırına sürülmüş kavramlar olduğunu göreceksiniz. Amaçları da hak ve özgürlükleri geliştirmek değil. Darbe şakşakçılarının oluşması için işbirliği yapan bu statüko muhafızlarının söylemlerine sevgili milletim aldanmasın. Onların özlemi vesayet rejimidir. Onların amacı yasakların varlığını devam ettirmektir. Bundan sonra milletimin iradesine karşı çıkanlar AK Parti'yi karşılarında bulurlar. CHP'nin önceki genele başkanı irtica üzerinden korku siyaseti yapıyordu şimdiki de faşizm söylemleri üzerinden aynı şeyi yapıyor. Korku siyaseti bu CHP'nin genlerine işlemiştir. Demokrasi içinde mücadele edemeyenler demokrasi dışı söylemlerden medet umarlar. Bunlar seçime 4 ay kalmış olsa da sandıktan medet umamaz. Sokağı ve dağı gösterirler. BDP'ye soruyorum Mehmet Miroğlu'na yapılanlar nedir? ODA TV için yazanlar bağıranlar çağıranlar niçin bunları da Mehmet Metiner'e yapılanları yazmıyorsunuz.
ODA TV çalışanları yazdıklarından dolayı değil başka birşey yaptıklarından dolayı bu durumdalar. Sadece Türkü söyleyen, acılarına ağıtlar yakan sadece insanlık için türküler söyleyen Şivan Perver'e yapılanlar nedir? Oysa Şivan Perver toprağına, vatanına, kardeşlerine sesleniyor ve diyor ki seni özledim. Dosta ahbaba sor, hapishane duvarlarına sor, onlar sana doğruyu söylesinler. Şu ağaçtaki güle sor ben seni çok özledim inan ki seni söyledim. Bu dizeleri söyleyecek kadar yüreği yanık, vatanına hasret içinde gönlünün derinliklerinden inan ki seni özledim diyen sanatçıyı sadece Kürtlerin değil insanlığın sesini kesmek değil de nedir?
Bir yandan demokrasi diyeceksiniz, temel hak ve özgürlükler diyeceksiniz, barış diyeceksiniz hukuk diyeceksiniz öbür yandan Hakkari'de İmam Aziz Efendi'yi öldüreceksiniz. İstanbul'da Serap Yavrumuzu yakanlara kucak açacak bağrınıza basacaksınız. Doğu ve Güneydoğu'da AK Parti tarafından yapılan yatırımları görmeyecek gidecek çetelerle işbirliği yapacaksınız. Benim Yüksekova'da teşkilatımı bombalayacaksınız. Sizin siyasette müşterek açık net karşı karşıya mücadele edelim deme anlayışınız bu mu? Benim kürt kökenli kardeşim de Türk kardeşim de nasıl bir kirli oyunun içerisinde olduğunu gayet iyi görüyor. Nasıl bir tutarsızlık içerisinde olduğunuzu benim 74 milyon vatandaşım çok net görüyor.
Aynı şekilde MHP. Kamera karşısına geçen her vekili sonuna kadar küfür. Bir yandan özgürlüklerin baskı altına alındığını söylüyorlar diğer yandan sistematik şekilde hakareti bir siyaset tarzı olarak benimsiyorlar. Bu ülkenin bakanlarına, başbakanına dil uzatacaksın külhanbeyi ağzı ile korkutacaksın sonra da çıkıp hükümeti korku siyaseti ile itham edeceksin. Aynaya bakın beyler aynaya. Diktatör görmek istiyorsanız aynaya bakın, mübarek bir yüz görmek istiyorsanız yine gidin aynaya bakın. Defalarca seçime girdiniz. Baraj altında kaldınız yine de o koltuğu terketmediniz. Mısır'ı biz mi örnek alacağız yoksa asıl siz mi örnek alacaksınız. Ben her seçim öncesinde çıktım samimiyetle söyledim.Partim ikinci parti olursa derhal genel başkanlığı bırakırım dedim siz bunu söyleyemediniz. Gittiniz 8 ay sonra yeniden geldiniz. Mısır'ı Tunus'u örnek alacak ben miyim yoksa siz misiniz? Tunus da Mısır'da 30 yıldır sıcak koltuklarından kalkmayanlar halkın haykırışı ile nihayet kalktılar. Peki siz halkın ne zaman sesini duyacaksınız. Ne zaman o kolutklarını ehline teslim edeceksiniz. Bize teslim edin demiyoruz ki yine kendi teşkilatınıza bırakacaksınız. Bizi dikta özentisi ile suçlayanlar maşallah kendi partilerini dikta ile yönetiyorlar. Bizi korkutmakla itham edenler kendi partilerini korku ile yönetiyorlar.
KADINLAR KONUSUNDA HİÇBİR AYRIM İÇİNDE OLMAYIZ
CHP ve Genel Başkanı Haziran seçimlerinden umudunu kesti süreci tamamen korku üzerine kurguluyor. Kendi tabanını korkutarak buradan bir başarı elde edeceğini zannediyor. Soruyorum sokak sokak ayaklanma çağrısı yapan milletvekilleri için ne yaptınız? TSK'ya hakaret eden sadece kartondan kaplan demekle değil aynı zamanda ABD'nin içini oyduğu diye ifade eden Genel Başkan yardımcınızla ilgili acaba hangi işlemi yaptınız? TSK ile ilgili sadece ben konuşurum ifadesini neyle açıklayacaksınız? Partinizin üst düzey yetkilisi tarafından müdahele özlemine karşı ne tavır aldınız? Kardeş Arap Halklarının kadınlarına en korkunç hakaret eden milletvekillerinizle ilgili ne işlem yaptınız? Siz sadece belli kalıplar içinde olan kadınlara mı saygı duyuyorsunuz? Sizin gönül dünyanızdaki kadınlara mı saygı duyuyorsunuz? Diğer ülkelerdeki kadınlar saygı duyulacak kadınlar değil mi? Hanımefendi dava açacakmış. Biz yaradılanı yaradandan ötürü seviyoruz. Onun için bizim tüm yaradılmışlara sevgimiz saygımız var. Bizim kadın kollarımız da bizler de asla hiçbir kadın noktasında ayrım yapmayız. CHP'li kadın kardeşlerimizin de MHP'li kadın kardeşlerimizin de dünyanın neresinde olursa olsun bütün kadınların bizde yeri ayrıdır.
Sadece Bağdat'ın değil, Gazze'nin Brüksel'in sokaklarına gidin oradalarda bizi sorun. Size oralarda bizi ne güzel anlatacaklar. Bağdat'ın sokaklarında Türkiye'den geliyorum dediğinizde boynunuza sarılacaklar. Şam'da Türkiye'den geldiğinizi isöylediğinizde ellerini açıp size dua edecekler. Siz elinizde Ergenekon üye kayıt fişini bırakın da gidin Türkiye'yi dünyadan görün. Türkiye'nin kanını emen bir örgüte üye olacağını pervasızca söylüyor ardından sıkılmadan partimizi korku siyaseti ile itham ediyor. Danıştay'ın ikinci dairesine git orada aradığın herşeyi bulursun örgütle ilgili. Diyarbakır'ın karanlık sokaklarına git, kanlı 1 Mayıs'ın yaşandığ4ı Taksim Meydanı'na git onların izini görürsün. Hiçbirini yapamıyorsan Dersim'e git. Benim oradaki kardeşime sor akrabalarına sor sana anlatırlar. Yeni Genel Başkan işi üyeliğe kadar götürdü. Vatana millete hayırlı olsun diyemiyorum. Çetelere mafyalara karanlık suç örgütlerine hayırlı olsun diyorum.
Hizmette yarışamayanlar, rekabet edemeyenler belden aşağı vurarak korkutarak rant sağlamaya çalışıyorlar. Buradan sizler aracılığı ile 74 milyon vatandaşıma sesleniyorum. Lütfen elinizi vicdanınıza koyun 8 yıl önceki Türkiye ile bugünkü Türkiye'yi kıyaslayın. Lütfen 8 yıl önceki özgürlüklere demokrasi kalitesine bakın bir de bugüne bakın. 8 Yıl önce konuşulamayanların bugün konuşulduğu bir Türkiye var. 8 Yıl önce hayali dahi kurulamayan reformların gerçekleştiği bir Türkiye var. Bundan 15 yıl önce talimatla manşetler atılırken bunu kendileri söylüyordu o patronların bu dönemde böyle bir manşet attınız mı? Bizden size böyle birşey geldi mi? Bugün serbestçe medyanın yayınlarını sürdürdüğ bir Türkiye var. Yazanın, konuşanın hapsedildiği bir Türkiye'den özgür bir Türkiye'ye ulaştık.
Bir internet sitesine yönelik yargı tarafından yapılan bir işlem var vay efendim hemen hükümet basını susturmaya çalışıyor. Medya kuruluşları herşeyden muaf mıdır her suçtan muaf mıdır onlar sorgulanamaz mı yargılanamaz mı? Malesef üzerine vazife olmadığı halde birileri görüş bildiriyor. Türkiye'yi tanımaz bilmez ne nedir bilmez hemen bir tuzağa gelir tezgaha gelir açıklama yapar. Yargı burada ne yapacak hangi neticeye varacak bunu bir öğren. Buna acemi elçilik denir. Bunlar acemilik. Aynı şekilde Türkiye'de mevcut taşeronlar durun bakalım bunların altından ne çıkacak. 8 Yıldır bize aralıksız hakaret eden yazarlar var. Bu ülkenin hükümetine, hükümet üyelerine en ağır hakareti eden köşe yazarları var. Hukukun dışına çıkılmasına izin vermedik. Öyle hakaretler yedik ki yargı dedi ki ağır eleştiri bu. Acaba aynı küfrü size yapsalar buna ağır eleştiri diyebilecek misiniz ama Arapların bir sözü var.
74 Milyona samimiyetle sesleniyorum. Her bir vatandaşımın endişesi bizim endişemizdir. Bize oy versin vermesin, bize gönül versin vermesin. Her bir vatandaşımızın yaşam tarzı bizim teminatımız altındadır. Herkesin endişesini anlama gayreti içeisindeyiz. Herkesi rahatlatmanın mutlu etmenin gayreti içerisindeyiz. Bu korkular sanal korkudan öte değil. Biz öleceğimizi her an aklımızda tutuyoruz. Hesaba çekilmeden hesaba çekilmenin önemini biliyoruz veya kendi kendimizi hesaba çekmenin önemini biliyoruz. Biz millet karşısında muhasebemizi her fırsatta yapıyoruz. Bizim siyasetimiz değildir olamaz. Aziz milletimden uyanık olmasını bil hassa rica ediyorum. CHP'ye, MHP'ye BDP'ye oy vermiş gönül vermiş kardeşlerimin olmayan baskı ve korkulara prim vermemesini önemle rica ediyorum. Milletim korkmasın, CHP'li MHP'li, BDP'li kardeşim asla korkmasın çekinmesin. Korkutanlara asla boyun eğmesin. 8 Yıldır bıkmadan usanmadan köşelerinde gerilim üreten yazarlara aydınlara sesleniyorum. Bugüne kadar yazdığınız yazılardan yazdığınız o ağır eleştirilerden ne oldu? Yine devam etmediniz mi? kesilen ne? herşeyi yine yapıyorsunuz. Lütfen arkanıza yaslanın rahat olun. Yine siz söyleyeceklerinizi söyleyin. Ama şurada yaklaşık 4 ay var ama asıl olanı o zaman millet söyleyecek. Millet kararını orada mührünü basarak verecek. Onun yazısı da o düşünce dünyası da o ve egemenlik hakkını en geniş şekilde ifade etme şekli de o. Gerilim, korku endişe pompalayan iftira hakarete dayanan, kışkırtmadan medet uman siyaset Türkiye'ye hiçbir şey kazandırmaz. 8 Yıl boyunca Afyon'dan yola çıkarken hep şunu söyledik. Söz milletindir, karar milletindir, yetki milletindir, sandık milletin önüne gelir millet hür iradesiyle orada söyleyeceğini söyler. Bugün de yeniden Büyük Türkiye diyoruz. Nefesimiz yettikçe demokrasi demeye, kardeşlik demeye devam edeceğiz.
BU BÜYÜK BİR SKANDALDIR
2002 Kasım ayında biz ilk bütçemizi hazırladık. O günden bu yana 9 bütçe hazırladık. Sosyal yardımlar tarihinin en yüksek rakamlarına ulaştı. On yıllar boyunca krizlerin bu ülkede yoksulluğu nasıl katmerleştirdiğini biz çok iyi biliriz. 8 Yıl boyunca Türkiye'yi büyütmek, yoksulların yanında olduk. Biz bunu yaparken buna sadaka kültürü dediler bunlar sadaka dağıtıyor dediler. Devlet sadaka vermez dediler. Devlet sadaka dağıtmıyor zaten. Devlet laik, sosyal, hukuk devleti olmanın gereğini yerine getiriyor. Devlet fakiri fukarayı koruyacak. Devlet bunu yaptığı için yargılanan valiler var. Siz bunu AK Parti'ye oy gelsin diye yapıyorsunuz dediler. Bu sosyal adaletin gereğidir. Sadaka zenginin yapacağı birşeydir. Bunların kitabında sadaka diye bir tanım yok. Sadaka sağ elin verdiğini sol el görmez. Devam eden yardımlarımız rakiplerimiz tarafından kıyasıya eleştirildi. CHP bu ülkedeki yoksulluğun en baş mümessibi olmuştur. Eski Genel Başkan da şimdiki Genel Başkan da sosyal yardımlarda hükümeti hedef almışlardır. CHP Seçim öncseinde sosyal devleti hatırladı şimdi 4 ay kala. Bol keseden dağıtmak gibi bir hatanın içine girdiler. Ben şimdi kaynak nedir diye sormuyorum muhatabım da değil artık CHP'de kaynağın ne olduğunu herkes biliyor. Aslında CHP'nin içinde ciddi bir matematik sorunu var. Devraldığında SSK artı veriyordu zararda değildi. Devraldıktan sonra hep zarar. Hep artarak açık verdin. Bunu bütçe görüşmelerinde belgelerle açıkladım. O zaman da hep batıktın yine batıksın. Yaptığı hesap şu. Türkiye'de 12 milyon 715 bin yoksul var diyor. Yoksul ailelere en az 600 en fazla 1250 TL maaş bağlayacağım diyor. Onu da neye göre diyor bilemiyorum. Bunun da bütçeye yükü 7 milyar TL diyor. Diyor ki hesabımızı kitabımızı yaptık. Bu ifadeler bizzat Kılıçdaroğlu'na ait ve CHP'nin resmi internet sitesinde bulunan ifadeler. Allah aşkına çok önemli birprojeyi açıklarken oturup bir hesap yapmadınız mı? Bir hesap makinanız yok muydu? Daha ilk açıkalamada çarpmayı, bölmeyi yanlış yapıyorlar. Bu sadece umut simsarlığı değildir bu aynı zamanda 4 işlemi yapamama durumudur. Bu büyük bir skandaldır. Hatayı söylüyoruz siz hesap bilmezsiniz diyor.
ŞU PROJEYİ BELEDİYELERİNDE BAŞLAT DA GÖRELİM
Şu anda CHP Genel Başkanısın. 3 Tane Büyükşehir Belediyen var. O belediyelerde bu söylediğini uygula. İktidara gelemeyceksin bari buralarda bunu uygula göster bunu. Çünkü İstanbul'da ben Büyükşehir Belediye Başkanı olursam yapacaksın dedin hadi o belediyelerde yap bunu. Oralarda da çok başarılı başkanların var maşallah. Yapamaz, Mızrak çuvala sığmaz hale geldik. Yatırımlarına bakın herşeyine bakın yapamazlar. Bakınız aday iken Kağıthane'ye Kağıttepe dedi. Oy vereceği sandığı bulamadı. Herkesi hayır demeye çağırdı kendisi Hayır diyemedi. Bunlar tabii şeylerdir insanlık halidir. O kadar ileri gitmeyeyim.
ERDOĞAN ACI HABERİ VERDİ
AK Parti'nin başarısı işte gurur duyduğumuz bu ekibin sizlerin sayesindedir. Türkiye'ye 8 yıldır tarihi seviyedeki başarıları işte bu ekip yaşatmıştır. Ekip iyi olmazsa patinaj yaparsınız. Ben bir kez daha Türkiye'ye yaşattığınız seviçnlerden dolayı teşekkür ediyorum. Sizlere en kal bi sevgilerimi iletiyor, Allah yolumuzu açık etsin diyorum. Muş Malazgirt İlçe Başkanımız Mehmet Doğan'ı Ankara Senatoryum Hastanesi'nde kaybettik. Allah rahmet eylesin, Rabbim affetsin inşallah...
Kaynak: İHA
Konuşmasında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na da eleştiriler getiren Başbakan Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun 4 işlemi bilmediğini söyledi.
İşte Başbakan Erdoğan'ın yaptığı konuşma;
Milleti tehdit ederek bu yarışta öne çıkacaklarını zannettiler. Türkiye'yi büyütmeye, aziz milletimizi refaha ulaştırmaya yönelik bir tek hedef ortaya koyamadılar. Ortaya herhangi bir vizyon koyamayanlar centilmenlik dışı hareketlerden medet umdular. Onlar gidip çetelerle kol kola yürüdüler. Biz Türkiye'yi büyütmenin mücadelesini verirken onlar Türkiye'nin paçasından tutup aşağı çekmenin mücadelesini verdiler.
Bizimle hizmette yarışamayanlar, rekabet edemeyenler 8 yıl boyunca kaos üreterek, kargaşa üreterek milli iradeye yön çizeceklerini zannettiler. Seçime 4 ay kala PKK terör örgütü ve uzantıları her seçim önesinde olduğu gibi bunu üstlenmiş durumdalar. Son günlerde arabaları kundaklayan, belediye otobüslerine saldıran eylemler terör örgütünün seçim sürecini etkilemeye yönelik eylemleridir. Zaten bunların biliyorsunuz belli tarihleri var. O günleri ne yapıp edip kendilerine göre anma töreni adı altında nasıl bir anma ise yaralamalarla bu süreçleri doldururlar. Terör örgütünün varabileceği başka bir hedefi yok. Amaç hükümeti zor durumda bırakmaktır. Gerilimden nemalanmaya çalışmıştır. Türkiye'de iç siyaseti yönlendirmek şekillendirmek milleti korkutarak her seçim öncesinde terör örgütü ihale üstlenmiştir.
Bugün artık Kandil'deki terör örgütü ile kendisini iktidar ortadığı gibi gören işbirliği iddianamelerle çok açık ortaya konulmuştur. Aziz milletim ortaya konan bu oyunu, bu çirkin senaryoyu lütfen iyi anlasın. Bu ülkede 10 yıllardır oynanan bu kirli oyunu biz bozduk ama milletin desteği ile bozduk. Bu seçim öncesinde de bu oyunu yine milletim ile birlikte bozacağız. Söz de karar da yetki de terör örgütlerinde mafya da karanlık güç odaklarında değil sadece ve sadece millettedir.
HEPSİNİN BELGESİNİ AÇIKLAYACAĞIM
Türkiye sanki bir korku tünelindeymiş, bir korku imparatorluğu kuruluyormuş gibi kampanya yürütüyorlar. Sanki Türkiye'de haklar, özgürlükler, demokrasi tehdit ve tehlike altındaymış gibi bir atmosfer oluşturmaya ve kendi kitlelerini korkutmaya çalışıyorlar. Zira kendi ayaklarının altındaki kilimin de kayacağından endişe ediyorlar. Bu kampanya bayat bir kampanyadır. Bu kampanya 1960 öncesinde merhum Menderes'e uygulanmış son derece sanal ve bayat bir kampanyadır. CHP halkı sokak sokak direnmeye çağırmış, parlamentoyu kışkırtmış medyayı da arkasına alarak müdahaleye zemin hazırlamıştır. Biraz daha süre geçsin belgeleri hepsini size açıklayacağım.
1960 ve öncesinde atılan manşet ve yapılan yorumları CHP'nin çağrılarını alın ve bugünkülerle karşılaştırın arada fark göremeyceceksiniz aynı! Ben bu iki kelimeyi yan yana getirmek istemiyorum ama Sivil Diktatörlük, korku siyaseti, örtülü faşizm, sansür gibi kavramların aslında bugün ortaya çıkmadığını ifade etmek istiyorum. 1960 ve öncsenide ortaya çıkmış gerektiği zaman fırına sürülmüş kavramlar olduğunu göreceksiniz. Amaçları da hak ve özgürlükleri geliştirmek değil. Darbe şakşakçılarının oluşması için işbirliği yapan bu statüko muhafızlarının söylemlerine sevgili milletim aldanmasın. Onların özlemi vesayet rejimidir. Onların amacı yasakların varlığını devam ettirmektir. Bundan sonra milletimin iradesine karşı çıkanlar AK Parti'yi karşılarında bulurlar. CHP'nin önceki genele başkanı irtica üzerinden korku siyaseti yapıyordu şimdiki de faşizm söylemleri üzerinden aynı şeyi yapıyor. Korku siyaseti bu CHP'nin genlerine işlemiştir. Demokrasi içinde mücadele edemeyenler demokrasi dışı söylemlerden medet umarlar. Bunlar seçime 4 ay kalmış olsa da sandıktan medet umamaz. Sokağı ve dağı gösterirler. BDP'ye soruyorum Mehmet Miroğlu'na yapılanlar nedir? ODA TV için yazanlar bağıranlar çağıranlar niçin bunları da Mehmet Metiner'e yapılanları yazmıyorsunuz.
ODA TV çalışanları yazdıklarından dolayı değil başka birşey yaptıklarından dolayı bu durumdalar. Sadece Türkü söyleyen, acılarına ağıtlar yakan sadece insanlık için türküler söyleyen Şivan Perver'e yapılanlar nedir? Oysa Şivan Perver toprağına, vatanına, kardeşlerine sesleniyor ve diyor ki seni özledim. Dosta ahbaba sor, hapishane duvarlarına sor, onlar sana doğruyu söylesinler. Şu ağaçtaki güle sor ben seni çok özledim inan ki seni söyledim. Bu dizeleri söyleyecek kadar yüreği yanık, vatanına hasret içinde gönlünün derinliklerinden inan ki seni özledim diyen sanatçıyı sadece Kürtlerin değil insanlığın sesini kesmek değil de nedir?
Bir yandan demokrasi diyeceksiniz, temel hak ve özgürlükler diyeceksiniz, barış diyeceksiniz hukuk diyeceksiniz öbür yandan Hakkari'de İmam Aziz Efendi'yi öldüreceksiniz. İstanbul'da Serap Yavrumuzu yakanlara kucak açacak bağrınıza basacaksınız. Doğu ve Güneydoğu'da AK Parti tarafından yapılan yatırımları görmeyecek gidecek çetelerle işbirliği yapacaksınız. Benim Yüksekova'da teşkilatımı bombalayacaksınız. Sizin siyasette müşterek açık net karşı karşıya mücadele edelim deme anlayışınız bu mu? Benim kürt kökenli kardeşim de Türk kardeşim de nasıl bir kirli oyunun içerisinde olduğunu gayet iyi görüyor. Nasıl bir tutarsızlık içerisinde olduğunuzu benim 74 milyon vatandaşım çok net görüyor.
Aynı şekilde MHP. Kamera karşısına geçen her vekili sonuna kadar küfür. Bir yandan özgürlüklerin baskı altına alındığını söylüyorlar diğer yandan sistematik şekilde hakareti bir siyaset tarzı olarak benimsiyorlar. Bu ülkenin bakanlarına, başbakanına dil uzatacaksın külhanbeyi ağzı ile korkutacaksın sonra da çıkıp hükümeti korku siyaseti ile itham edeceksin. Aynaya bakın beyler aynaya. Diktatör görmek istiyorsanız aynaya bakın, mübarek bir yüz görmek istiyorsanız yine gidin aynaya bakın. Defalarca seçime girdiniz. Baraj altında kaldınız yine de o koltuğu terketmediniz. Mısır'ı biz mi örnek alacağız yoksa asıl siz mi örnek alacaksınız. Ben her seçim öncesinde çıktım samimiyetle söyledim.Partim ikinci parti olursa derhal genel başkanlığı bırakırım dedim siz bunu söyleyemediniz. Gittiniz 8 ay sonra yeniden geldiniz. Mısır'ı Tunus'u örnek alacak ben miyim yoksa siz misiniz? Tunus da Mısır'da 30 yıldır sıcak koltuklarından kalkmayanlar halkın haykırışı ile nihayet kalktılar. Peki siz halkın ne zaman sesini duyacaksınız. Ne zaman o kolutklarını ehline teslim edeceksiniz. Bize teslim edin demiyoruz ki yine kendi teşkilatınıza bırakacaksınız. Bizi dikta özentisi ile suçlayanlar maşallah kendi partilerini dikta ile yönetiyorlar. Bizi korkutmakla itham edenler kendi partilerini korku ile yönetiyorlar.
KADINLAR KONUSUNDA HİÇBİR AYRIM İÇİNDE OLMAYIZ
CHP ve Genel Başkanı Haziran seçimlerinden umudunu kesti süreci tamamen korku üzerine kurguluyor. Kendi tabanını korkutarak buradan bir başarı elde edeceğini zannediyor. Soruyorum sokak sokak ayaklanma çağrısı yapan milletvekilleri için ne yaptınız? TSK'ya hakaret eden sadece kartondan kaplan demekle değil aynı zamanda ABD'nin içini oyduğu diye ifade eden Genel Başkan yardımcınızla ilgili acaba hangi işlemi yaptınız? TSK ile ilgili sadece ben konuşurum ifadesini neyle açıklayacaksınız? Partinizin üst düzey yetkilisi tarafından müdahele özlemine karşı ne tavır aldınız? Kardeş Arap Halklarının kadınlarına en korkunç hakaret eden milletvekillerinizle ilgili ne işlem yaptınız? Siz sadece belli kalıplar içinde olan kadınlara mı saygı duyuyorsunuz? Sizin gönül dünyanızdaki kadınlara mı saygı duyuyorsunuz? Diğer ülkelerdeki kadınlar saygı duyulacak kadınlar değil mi? Hanımefendi dava açacakmış. Biz yaradılanı yaradandan ötürü seviyoruz. Onun için bizim tüm yaradılmışlara sevgimiz saygımız var. Bizim kadın kollarımız da bizler de asla hiçbir kadın noktasında ayrım yapmayız. CHP'li kadın kardeşlerimizin de MHP'li kadın kardeşlerimizin de dünyanın neresinde olursa olsun bütün kadınların bizde yeri ayrıdır.
Sadece Bağdat'ın değil, Gazze'nin Brüksel'in sokaklarına gidin oradalarda bizi sorun. Size oralarda bizi ne güzel anlatacaklar. Bağdat'ın sokaklarında Türkiye'den geliyorum dediğinizde boynunuza sarılacaklar. Şam'da Türkiye'den geldiğinizi isöylediğinizde ellerini açıp size dua edecekler. Siz elinizde Ergenekon üye kayıt fişini bırakın da gidin Türkiye'yi dünyadan görün. Türkiye'nin kanını emen bir örgüte üye olacağını pervasızca söylüyor ardından sıkılmadan partimizi korku siyaseti ile itham ediyor. Danıştay'ın ikinci dairesine git orada aradığın herşeyi bulursun örgütle ilgili. Diyarbakır'ın karanlık sokaklarına git, kanlı 1 Mayıs'ın yaşandığ4ı Taksim Meydanı'na git onların izini görürsün. Hiçbirini yapamıyorsan Dersim'e git. Benim oradaki kardeşime sor akrabalarına sor sana anlatırlar. Yeni Genel Başkan işi üyeliğe kadar götürdü. Vatana millete hayırlı olsun diyemiyorum. Çetelere mafyalara karanlık suç örgütlerine hayırlı olsun diyorum.
Hizmette yarışamayanlar, rekabet edemeyenler belden aşağı vurarak korkutarak rant sağlamaya çalışıyorlar. Buradan sizler aracılığı ile 74 milyon vatandaşıma sesleniyorum. Lütfen elinizi vicdanınıza koyun 8 yıl önceki Türkiye ile bugünkü Türkiye'yi kıyaslayın. Lütfen 8 yıl önceki özgürlüklere demokrasi kalitesine bakın bir de bugüne bakın. 8 Yıl önce konuşulamayanların bugün konuşulduğu bir Türkiye var. 8 Yıl önce hayali dahi kurulamayan reformların gerçekleştiği bir Türkiye var. Bundan 15 yıl önce talimatla manşetler atılırken bunu kendileri söylüyordu o patronların bu dönemde böyle bir manşet attınız mı? Bizden size böyle birşey geldi mi? Bugün serbestçe medyanın yayınlarını sürdürdüğ bir Türkiye var. Yazanın, konuşanın hapsedildiği bir Türkiye'den özgür bir Türkiye'ye ulaştık.
Bir internet sitesine yönelik yargı tarafından yapılan bir işlem var vay efendim hemen hükümet basını susturmaya çalışıyor. Medya kuruluşları herşeyden muaf mıdır her suçtan muaf mıdır onlar sorgulanamaz mı yargılanamaz mı? Malesef üzerine vazife olmadığı halde birileri görüş bildiriyor. Türkiye'yi tanımaz bilmez ne nedir bilmez hemen bir tuzağa gelir tezgaha gelir açıklama yapar. Yargı burada ne yapacak hangi neticeye varacak bunu bir öğren. Buna acemi elçilik denir. Bunlar acemilik. Aynı şekilde Türkiye'de mevcut taşeronlar durun bakalım bunların altından ne çıkacak. 8 Yıldır bize aralıksız hakaret eden yazarlar var. Bu ülkenin hükümetine, hükümet üyelerine en ağır hakareti eden köşe yazarları var. Hukukun dışına çıkılmasına izin vermedik. Öyle hakaretler yedik ki yargı dedi ki ağır eleştiri bu. Acaba aynı küfrü size yapsalar buna ağır eleştiri diyebilecek misiniz ama Arapların bir sözü var.
74 Milyona samimiyetle sesleniyorum. Her bir vatandaşımın endişesi bizim endişemizdir. Bize oy versin vermesin, bize gönül versin vermesin. Her bir vatandaşımızın yaşam tarzı bizim teminatımız altındadır. Herkesin endişesini anlama gayreti içeisindeyiz. Herkesi rahatlatmanın mutlu etmenin gayreti içerisindeyiz. Bu korkular sanal korkudan öte değil. Biz öleceğimizi her an aklımızda tutuyoruz. Hesaba çekilmeden hesaba çekilmenin önemini biliyoruz veya kendi kendimizi hesaba çekmenin önemini biliyoruz. Biz millet karşısında muhasebemizi her fırsatta yapıyoruz. Bizim siyasetimiz değildir olamaz. Aziz milletimden uyanık olmasını bil hassa rica ediyorum. CHP'ye, MHP'ye BDP'ye oy vermiş gönül vermiş kardeşlerimin olmayan baskı ve korkulara prim vermemesini önemle rica ediyorum. Milletim korkmasın, CHP'li MHP'li, BDP'li kardeşim asla korkmasın çekinmesin. Korkutanlara asla boyun eğmesin. 8 Yıldır bıkmadan usanmadan köşelerinde gerilim üreten yazarlara aydınlara sesleniyorum. Bugüne kadar yazdığınız yazılardan yazdığınız o ağır eleştirilerden ne oldu? Yine devam etmediniz mi? kesilen ne? herşeyi yine yapıyorsunuz. Lütfen arkanıza yaslanın rahat olun. Yine siz söyleyeceklerinizi söyleyin. Ama şurada yaklaşık 4 ay var ama asıl olanı o zaman millet söyleyecek. Millet kararını orada mührünü basarak verecek. Onun yazısı da o düşünce dünyası da o ve egemenlik hakkını en geniş şekilde ifade etme şekli de o. Gerilim, korku endişe pompalayan iftira hakarete dayanan, kışkırtmadan medet uman siyaset Türkiye'ye hiçbir şey kazandırmaz. 8 Yıl boyunca Afyon'dan yola çıkarken hep şunu söyledik. Söz milletindir, karar milletindir, yetki milletindir, sandık milletin önüne gelir millet hür iradesiyle orada söyleyeceğini söyler. Bugün de yeniden Büyük Türkiye diyoruz. Nefesimiz yettikçe demokrasi demeye, kardeşlik demeye devam edeceğiz.
BU BÜYÜK BİR SKANDALDIR
2002 Kasım ayında biz ilk bütçemizi hazırladık. O günden bu yana 9 bütçe hazırladık. Sosyal yardımlar tarihinin en yüksek rakamlarına ulaştı. On yıllar boyunca krizlerin bu ülkede yoksulluğu nasıl katmerleştirdiğini biz çok iyi biliriz. 8 Yıl boyunca Türkiye'yi büyütmek, yoksulların yanında olduk. Biz bunu yaparken buna sadaka kültürü dediler bunlar sadaka dağıtıyor dediler. Devlet sadaka vermez dediler. Devlet sadaka dağıtmıyor zaten. Devlet laik, sosyal, hukuk devleti olmanın gereğini yerine getiriyor. Devlet fakiri fukarayı koruyacak. Devlet bunu yaptığı için yargılanan valiler var. Siz bunu AK Parti'ye oy gelsin diye yapıyorsunuz dediler. Bu sosyal adaletin gereğidir. Sadaka zenginin yapacağı birşeydir. Bunların kitabında sadaka diye bir tanım yok. Sadaka sağ elin verdiğini sol el görmez. Devam eden yardımlarımız rakiplerimiz tarafından kıyasıya eleştirildi. CHP bu ülkedeki yoksulluğun en baş mümessibi olmuştur. Eski Genel Başkan da şimdiki Genel Başkan da sosyal yardımlarda hükümeti hedef almışlardır. CHP Seçim öncseinde sosyal devleti hatırladı şimdi 4 ay kala. Bol keseden dağıtmak gibi bir hatanın içine girdiler. Ben şimdi kaynak nedir diye sormuyorum muhatabım da değil artık CHP'de kaynağın ne olduğunu herkes biliyor. Aslında CHP'nin içinde ciddi bir matematik sorunu var. Devraldığında SSK artı veriyordu zararda değildi. Devraldıktan sonra hep zarar. Hep artarak açık verdin. Bunu bütçe görüşmelerinde belgelerle açıkladım. O zaman da hep batıktın yine batıksın. Yaptığı hesap şu. Türkiye'de 12 milyon 715 bin yoksul var diyor. Yoksul ailelere en az 600 en fazla 1250 TL maaş bağlayacağım diyor. Onu da neye göre diyor bilemiyorum. Bunun da bütçeye yükü 7 milyar TL diyor. Diyor ki hesabımızı kitabımızı yaptık. Bu ifadeler bizzat Kılıçdaroğlu'na ait ve CHP'nin resmi internet sitesinde bulunan ifadeler. Allah aşkına çok önemli birprojeyi açıklarken oturup bir hesap yapmadınız mı? Bir hesap makinanız yok muydu? Daha ilk açıkalamada çarpmayı, bölmeyi yanlış yapıyorlar. Bu sadece umut simsarlığı değildir bu aynı zamanda 4 işlemi yapamama durumudur. Bu büyük bir skandaldır. Hatayı söylüyoruz siz hesap bilmezsiniz diyor.
ŞU PROJEYİ BELEDİYELERİNDE BAŞLAT DA GÖRELİM
Şu anda CHP Genel Başkanısın. 3 Tane Büyükşehir Belediyen var. O belediyelerde bu söylediğini uygula. İktidara gelemeyceksin bari buralarda bunu uygula göster bunu. Çünkü İstanbul'da ben Büyükşehir Belediye Başkanı olursam yapacaksın dedin hadi o belediyelerde yap bunu. Oralarda da çok başarılı başkanların var maşallah. Yapamaz, Mızrak çuvala sığmaz hale geldik. Yatırımlarına bakın herşeyine bakın yapamazlar. Bakınız aday iken Kağıthane'ye Kağıttepe dedi. Oy vereceği sandığı bulamadı. Herkesi hayır demeye çağırdı kendisi Hayır diyemedi. Bunlar tabii şeylerdir insanlık halidir. O kadar ileri gitmeyeyim.
ERDOĞAN ACI HABERİ VERDİ
AK Parti'nin başarısı işte gurur duyduğumuz bu ekibin sizlerin sayesindedir. Türkiye'ye 8 yıldır tarihi seviyedeki başarıları işte bu ekip yaşatmıştır. Ekip iyi olmazsa patinaj yaparsınız. Ben bir kez daha Türkiye'ye yaşattığınız seviçnlerden dolayı teşekkür ediyorum. Sizlere en kal bi sevgilerimi iletiyor, Allah yolumuzu açık etsin diyorum. Muş Malazgirt İlçe Başkanımız Mehmet Doğan'ı Ankara Senatoryum Hastanesi'nde kaybettik. Allah rahmet eylesin, Rabbim affetsin inşallah...