Nusret Gemisi Yeniden Hizmette
Çanakkale Zaferi‘nin kazanılmasında önemli rolü bulunan, 18 Mart 2011 tarihinde Çanakkale Boğazı‘nda ‘‘müze gemi‘‘ olarak yeniden göreve başlayacak Nusret gemisine, hizmete girişinin ilk kademesi olan Türk Bayrağı ve Komutan Flandrası törenle to
Gölcük Tersanesi Komutanlığında düzenlenen törende konuşan Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit, 18 Mart Deniz Zaferi ve Çanakkale Savaşlarının yalnızca Türk harp tarihinin değil, dünya tarihinin de en önemli sahnelerinden biri olduğunu söyledi.
Yiğit, on binlerce insanın can verdiği, sakat kaldığı savaşların yapıldığı topraklarda bir milletin bağımsızlık öyküsünü dile getiren bir anıtın yükseldiğini ifade ederek, bu anıtın Mehmetçiğin dünyaya örnek olan yiğitliği kadar, Türk milletinin işgalci güçlere karşı kahramanca direnişinin de öyküsünü temsil ettiğini savundu.
Her milletin kaderini belirleyen olaylar olduğuna dikkati çeken Yiğit, kurtuluş savaşının mücadele ruhu ve zafer tohumlarının yeşerdiği Çanakkale‘nin, Türk ulusu için sadece savaş ya da bir bölgeyi ifade etmediğini kaydetti.
‘‘Türkler için Çanakkale bir ‘diriliş‘, ‘haykırış‘ demektir‘‘ diyen Yiğit, şöyle konuştu:
‘‘Türk milleti için Çanakkale, dönemin en üstün teknolojisine sahip, ağır silah ve mühimmatla donatılmış, dünyanın en güçlü armadasına karşı meydan okumak demektir. Böylesi muhteşem güce karşı elde edilen başarının sessiz kahramanı, küçük bir kıvılcımla ‘yenilmez‘ denilen ittifak donanmasını mağlup edecek ateşi yakan 360 tonluk, mütevazi Nusret‘tir. Harp tarihinin nadir örneklerinden biri olarak ifşa ettiği taktik harekat ile kazanılan deniz zaferi, öylesine stratejik bir tesir yaratmıştır ki, müttefik güçler deniz harekatından vazgeçip, kara harekatına yönelmek zorunda kalmıştır. Nusret bu noktada Türk milletinin yüce önderi, askeri deha Mustafa Kemal Atatürk‘ün Anafartalar‘da bir güneş gibi doğmasına, dirayetli sevk ve idaresiyle mağrur düşmanı bir kez de karada yenilgiye uğratmasına vesile olmuştur. Üstlendiği hayati rol ile Türk ulusunun mukadderatına olduğu kadar, dünya tarihi üzerinde de muazzam izler bırakan başka bir gemi bulunmamaktadır.‘‘
Eşref Uğur Yiğit, Mustafa Kemal Atatürk‘ün ‘‘Türk çocukları atalarını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır‘‘ sözünü anımsatarak, ‘‘Kahraman ecdadımızın aziz hatırasını bizden sonraki nesillere layıkıyla aktarabilmek açısından bir ilki yaşamaktayız‘‘ dedi.
-NUSRET GEMİSİNİN YENİDEN DOĞUŞU-
Nusret gemisinin 1910‘lu yılların başında mavi sularla buluştuğuna işaret eden Yiğit, şöyle devam etti:
‘‘Çanakkale‘de destan yazarak abideleşen Nusret‘in bir asır sonra yeniden doğuşuna hep birlikte tanıklık ediyoruz. 18 Mart 2011‘den itibaren Çanakkale‘de, o muhteşem zaferi gerçekleştirdiği sularda hizmet vermeye başlayacak Nusret ile atalarımıza olan vefa ve minnet borcumuz açısından küçük de olsa bir adım atmış olacağımıza inanıyorum.
TCG Nusret‘in dizaynından, inşasına uzanan süreçte ulaşılabilen her türlü kaynağa başvurularak en doğru bilgiyi temin etmek için çaba harcanmış, donatım malzemelerinden objelere, seyir aletlerine kadar temin edilebildiğince orijinal ve ya geminin yaşadığı döneme ait teçhizat kullanılmaya azami gayret gösterilmiştir. Yine de tarih uzmanlarının görüş ve önerileri doğrultusunda her zaman düzeltici tedbir ve tertip almaya hazır olduğumuzu ifade etmek isterim.‘‘
Tersane Komutanı Tuğamiral Şevki Şekerefeli ise Nusret mayın gemisinin, Türk ulusunun şeref ve kan ile yazılan şanlı tarihinde, Çanakkale Savaşları‘nda icra ettiği harekat ile çok müstesna bir yere sahip olduğunu belirterek, aslına sadık kalınarak yeniden dizayn ve inşa ettiklerin geminin, tarihi geminin ruh eşi olacağını umduklarını söyledi.
Şekerefeli, Nusret gemisinin aslına sadık kalınarak inşa edilmesi amacıyla tüm arşiv ve kitaplarda, yaklaşık 8 bin doküman ve fotoğrafın incelenerek, orijinal Nusret gemisiyle aynı olacak şekilde inşa edildiğine işaret ederek, ‘‘Gölcük Tersanesi, tarihinde inşa ettiği 482. gemi olan Nusret mayın gemisini 316 iş günü, 458 takvim gününde tamamladık. Söz verdiğimiz tarihte teslim etmenin mutluluğunu yaşıyoruz‘‘ diye konuştu.
Konuşmaların ardından, Oramiral Yiğit, TCG Nusret Gemisi (N-16) Komutanı Deniz Kıdemli Yüzbaşı Burak Şimşek‘e Türk Bayrağı, komutan flandrası ve hizmete giriş belgesini verdi.
Gemide görev yapacak 13 personelin yerini almasıyla Türk Bayrağı ve komutan flandrasının toka edilmesinin ardından, Yiğit‘e orijinal Nusret mayın gemisinin ‘‘Yalpa Müşiri‘‘nin bulunduğu plaket, törene katılan eski Deniz Kuvvetleri Komutanları ile misafirlere ise geminin maketi hediye edildi.
Törenin ardından, Oramiral Eşref Uğur Yiğit, eşi Pırar Yiğit, emekli Deniz Kuvvetleri Komutanları Oramiral İrfan Tınaz, Oramiral Salim Dervişoğlu, Oramiral Bülent Alpkaya, Oramiral Yener Karahanoğlu ve Oramiral Metin Ataç ile emekli amiraller aslına sadık kalınarak inşa edilen gemiyi gezerek, bilgi aldı.
Yiğit, törenin ardından Nusret gemisinin inşasında çalışan tersane işçileriyle anı fotoğrafı çektirdi.
-NUSRET MAYIN GEMİSİ-
Nusret mayın gemisinin orijinali 1912 yılında Almanya Kiel‘de inşa edilerek, 1913 yılında Osmanlı Donanmasına katıldı.
Gemi, Çanakkale Deniz Savaşları sırasında, 7-8 Mart 1915‘te Karanlık Liman‘a döktüğü sahile paralel 26 mayınla, 18 Mart 1915 Deniz Zaferi‘nin kazanılmasında büyük rol oynadı. 1955 yılına kadar kesintili olarak Türk donanmasına hizmet verdikten sonra görevden ayrılan gemi, 1962 yılında sivil bahriyeye satıldı, 1990 yılında ise Mersin Limanı‘nda battı.
Kaynak: AA
Yiğit, on binlerce insanın can verdiği, sakat kaldığı savaşların yapıldığı topraklarda bir milletin bağımsızlık öyküsünü dile getiren bir anıtın yükseldiğini ifade ederek, bu anıtın Mehmetçiğin dünyaya örnek olan yiğitliği kadar, Türk milletinin işgalci güçlere karşı kahramanca direnişinin de öyküsünü temsil ettiğini savundu.
Her milletin kaderini belirleyen olaylar olduğuna dikkati çeken Yiğit, kurtuluş savaşının mücadele ruhu ve zafer tohumlarının yeşerdiği Çanakkale‘nin, Türk ulusu için sadece savaş ya da bir bölgeyi ifade etmediğini kaydetti.
‘‘Türkler için Çanakkale bir ‘diriliş‘, ‘haykırış‘ demektir‘‘ diyen Yiğit, şöyle konuştu:
‘‘Türk milleti için Çanakkale, dönemin en üstün teknolojisine sahip, ağır silah ve mühimmatla donatılmış, dünyanın en güçlü armadasına karşı meydan okumak demektir. Böylesi muhteşem güce karşı elde edilen başarının sessiz kahramanı, küçük bir kıvılcımla ‘yenilmez‘ denilen ittifak donanmasını mağlup edecek ateşi yakan 360 tonluk, mütevazi Nusret‘tir. Harp tarihinin nadir örneklerinden biri olarak ifşa ettiği taktik harekat ile kazanılan deniz zaferi, öylesine stratejik bir tesir yaratmıştır ki, müttefik güçler deniz harekatından vazgeçip, kara harekatına yönelmek zorunda kalmıştır. Nusret bu noktada Türk milletinin yüce önderi, askeri deha Mustafa Kemal Atatürk‘ün Anafartalar‘da bir güneş gibi doğmasına, dirayetli sevk ve idaresiyle mağrur düşmanı bir kez de karada yenilgiye uğratmasına vesile olmuştur. Üstlendiği hayati rol ile Türk ulusunun mukadderatına olduğu kadar, dünya tarihi üzerinde de muazzam izler bırakan başka bir gemi bulunmamaktadır.‘‘
Eşref Uğur Yiğit, Mustafa Kemal Atatürk‘ün ‘‘Türk çocukları atalarını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır‘‘ sözünü anımsatarak, ‘‘Kahraman ecdadımızın aziz hatırasını bizden sonraki nesillere layıkıyla aktarabilmek açısından bir ilki yaşamaktayız‘‘ dedi.
-NUSRET GEMİSİNİN YENİDEN DOĞUŞU-
Nusret gemisinin 1910‘lu yılların başında mavi sularla buluştuğuna işaret eden Yiğit, şöyle devam etti:
‘‘Çanakkale‘de destan yazarak abideleşen Nusret‘in bir asır sonra yeniden doğuşuna hep birlikte tanıklık ediyoruz. 18 Mart 2011‘den itibaren Çanakkale‘de, o muhteşem zaferi gerçekleştirdiği sularda hizmet vermeye başlayacak Nusret ile atalarımıza olan vefa ve minnet borcumuz açısından küçük de olsa bir adım atmış olacağımıza inanıyorum.
TCG Nusret‘in dizaynından, inşasına uzanan süreçte ulaşılabilen her türlü kaynağa başvurularak en doğru bilgiyi temin etmek için çaba harcanmış, donatım malzemelerinden objelere, seyir aletlerine kadar temin edilebildiğince orijinal ve ya geminin yaşadığı döneme ait teçhizat kullanılmaya azami gayret gösterilmiştir. Yine de tarih uzmanlarının görüş ve önerileri doğrultusunda her zaman düzeltici tedbir ve tertip almaya hazır olduğumuzu ifade etmek isterim.‘‘
Tersane Komutanı Tuğamiral Şevki Şekerefeli ise Nusret mayın gemisinin, Türk ulusunun şeref ve kan ile yazılan şanlı tarihinde, Çanakkale Savaşları‘nda icra ettiği harekat ile çok müstesna bir yere sahip olduğunu belirterek, aslına sadık kalınarak yeniden dizayn ve inşa ettiklerin geminin, tarihi geminin ruh eşi olacağını umduklarını söyledi.
Şekerefeli, Nusret gemisinin aslına sadık kalınarak inşa edilmesi amacıyla tüm arşiv ve kitaplarda, yaklaşık 8 bin doküman ve fotoğrafın incelenerek, orijinal Nusret gemisiyle aynı olacak şekilde inşa edildiğine işaret ederek, ‘‘Gölcük Tersanesi, tarihinde inşa ettiği 482. gemi olan Nusret mayın gemisini 316 iş günü, 458 takvim gününde tamamladık. Söz verdiğimiz tarihte teslim etmenin mutluluğunu yaşıyoruz‘‘ diye konuştu.
Konuşmaların ardından, Oramiral Yiğit, TCG Nusret Gemisi (N-16) Komutanı Deniz Kıdemli Yüzbaşı Burak Şimşek‘e Türk Bayrağı, komutan flandrası ve hizmete giriş belgesini verdi.
Gemide görev yapacak 13 personelin yerini almasıyla Türk Bayrağı ve komutan flandrasının toka edilmesinin ardından, Yiğit‘e orijinal Nusret mayın gemisinin ‘‘Yalpa Müşiri‘‘nin bulunduğu plaket, törene katılan eski Deniz Kuvvetleri Komutanları ile misafirlere ise geminin maketi hediye edildi.
Törenin ardından, Oramiral Eşref Uğur Yiğit, eşi Pırar Yiğit, emekli Deniz Kuvvetleri Komutanları Oramiral İrfan Tınaz, Oramiral Salim Dervişoğlu, Oramiral Bülent Alpkaya, Oramiral Yener Karahanoğlu ve Oramiral Metin Ataç ile emekli amiraller aslına sadık kalınarak inşa edilen gemiyi gezerek, bilgi aldı.
Yiğit, törenin ardından Nusret gemisinin inşasında çalışan tersane işçileriyle anı fotoğrafı çektirdi.
-NUSRET MAYIN GEMİSİ-
Nusret mayın gemisinin orijinali 1912 yılında Almanya Kiel‘de inşa edilerek, 1913 yılında Osmanlı Donanmasına katıldı.
Gemi, Çanakkale Deniz Savaşları sırasında, 7-8 Mart 1915‘te Karanlık Liman‘a döktüğü sahile paralel 26 mayınla, 18 Mart 1915 Deniz Zaferi‘nin kazanılmasında büyük rol oynadı. 1955 yılına kadar kesintili olarak Türk donanmasına hizmet verdikten sonra görevden ayrılan gemi, 1962 yılında sivil bahriyeye satıldı, 1990 yılında ise Mersin Limanı‘nda battı.