Sevinç: Kck İle Ergenekon 'irtibatlı Derin Devlet' Olmaya Çalıştı (özel)

HAK-PAR Diyarbakır İl Başkanı Arif Sevinç, Terör Örgütü KCK hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

KCK’nın Ergenekon terör örgütü ile irtibat halinde bulunduğunu iddia eden Sevinç, "KCK Kemalizm’i model alarak Kürtler üzerinde, silahsızlanması sonrası bir vesayetçi yapı oluşturulmak için kuruldu. Kürtlerin derin devleti olmaya çalıştılar. Bize göre bu yanlıştır. Kürtlerin meşru taleplerinin kazanılmasında bir engeldir." dedi.

KCK’nın, silahlı örgütün silahsızlandırılması sürecinde devletin bilgisi dahilinde kurulduğunu öne süren Sevinç, kedilerine göre böyle bir silahsızlandırılmaya gerek olmadığını kaydetti. Zaten illegal silahlı örgütlenmenin ve legal zeminde güçlü bir patisi olduğunu dile getiren Sevinç, "Kemalizm’i model olarak alan KCK, mutlaka silahsızlandırılma sürecinde legal zemin üzerinde bir vesayet aracına ihtiyaç duydu. Nasıl Türkiye’de legal partiler var. Bir de derin devlet var. KCK’nın modeli de öyleydi. Silahsızlanma sürecinde Kürtlerin derin devleti olmaya çalıştılar. Bir legal yapı üzerinde bir vesayet sistemi olarak KCK’yı örgütlediler. Bize göre yanlıştır." ifadelerini kullandı.


"KCK, ERGENEKON İLE DİRSEK İLİŞKİLERİ BULUNAN YAPILANMA"
Sevinç, illegal KCK yapılanmasının, bölgede Ergenekon’un taleplerine paralel faaliyetlerde bulunduğuna da dikkat çekti, bölgede bir kaosun oluşmasının açığa çıktığını dile getirdi. Bu nedenle KCK’nin yapısı itibariyle halka ve bölgeye zarar verdiğini vurgulayan Sevinç şöyle konuştu:
"KCK, tam anlamıyla Kürt toplumunu, harfiyen çok sıkı bir şekilde denetimde tutmak ve istedikleri şekilde yönlendirmek için oluşturulmuş bir yapıydı. Ergenekon bire bir yapılanması değil ama, onunla irtibat halinde bulunan bir yapılanma. Türkiye’de darbe yapmak isteyenlerin elinin içinde olduğu bir yapılanma. Eylemleri etkinlikleri, Türkiye’de kaos oluşturmaya AK Parti karşıtlığı üzerinden şekillenen bir yapı. Biliyorsunuz, bir Kürt hareketi olmasına rağmen her seferinde, ‘Biz devlete karşı değiliz. Devlet çözüme hazırdır. Ama AK Parti Kürt Sorunu’na karşıdır.’ dediler. Bütün eylemlerini bütün sloganlarını anti AK Parti üzerine inşa ettiler. Ergenekon’un da isteği bu değil miydi?"

"KCK’DAKİ HERKES ERGENEKONCU DEĞİL AMA YAPILANMALAR ARASINDA CİDDİ BİR BAĞ VAR"
Arif Sevinç, Ergenekon’un derin devletin de içinde olduğu bir yapı olduğuna işaret etti. Devletle bütünleşmiş bir yapının, AK Parti’nin iktidar olmasını engellemeye ve onu yıkmaya çalıştığına işaret eden Sevinç, "Farklı etnik gruptaki insanları Sol, Kürt, Aşırı Türk Sağı ile anlaşılarak hükümeti zayıflatmaya çalışan güçler bu yapılanma adı altında bir araya geldiler. AK Parti’yi yıkmaya yönelikti faaliyetleri. Şimdi onların eylemleri ile KCK’nin eylemlerini karşılaştırdığımızda arada paralelliğin olduğunu görüyoruz. Biz de inanıyoruz ki KCK’de yer alan herkes Ergenekoncu değil. Ancak, Ergenekon dediğimiz yapının ciddi olarak bu yapılanma içerisinde bir rolü olduğunu tahmin etmek de zor değil." görüşünü dile getirdi.


"AK PARTİ KÜRTLERE TARİHTE VERİLMEYEN HAKLARI VERDİ"
KCK ve PKK’nın son yıllarda ortaya koyduğu politikaların Kürt halkının yararına olmadığına dikkat çeken Arif Sevinç değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: "Geçmişte gerçekten Türk devleti ve iktidara gelen partiler, bir askeri vesayet altında şiddet ve imha politikalarını öne çıkararak ve binlerce faili meçhul cinayetlerle Kürt hareketini bastırmaya çalıştı. Kürtlerin hiçbir temel hak ve özgürlüklerine yönelik adım atmayan bir yapılanmayla beraber hareket ediyorlardı. Deyim yerindeyse, inkârcı, retçi asimilasyon politikaları uygulayan bir yapılanma vardı. AK Parti ile yeni bir süreç başladı. AK Parti bütün baskılara rağmen demokrasiden yana bir politika izledi. Demokratikleşmeden yana bir tavır belirledi. Erdoğan Kürtleri tanıdı, `Kürt Sorunu benim sorunumdur.` dedi. Yoktur denilen bir dille daha sonra yayınlar başladı. Kürtçe, TRT yayına 6 başladı. Kürtlerin günlük hayatını yansıtan yayınlar başladı. PKK bu adımları desteklemek yerine, elbet yetersiz bulabilirlerdi, anti AK Parti söylemleri geliştirdiler."
Arif Sevinç, Ergenekon’un en çok acısını Kürt’lerin çektiğini, bu yapılanmanın mağduru olduğuna da değindi: "Ergenekon operasyonları başladığında bu yapılanmanın mağduru PKK, bu operasyonları desteklemesi gerekirken Öcalan, avukat görüşmelerinde ‘Ergenekon davasına taraf olmayın.’ dedi. Ve bu açıklamanın ardından PKK operasyonlara destek vermedi. Mızrağın ucunu, Ergenekon yerine AK Parti’ye çevirdiler. PKK’nin yeniden inşa edilmesi, Ergenekoncu yapılanmalarla içli dışlı olmaları şunu gösteriyor ki; Öcalan yakalandıktan sonra bu gün Ergenekon’la anılan bir çok kişi Öcalan’ın üzerinden AK Parti karşıtlığı, darbe hazırlamaya yönelik iş birliğinin olduğunu gösteriyor."
Kürtlerin üzerindeki bu vesayetçi yapının ortadan kalkmasının Türkiye’deki ırkçı faşist şiddet politikalarını destekleyenler ile anti demokratik politikaları kaldıracağını kaydeden Sevinç, "Silahlı mücadele PKK, vesayetçi yapı oldukça Türkiye’de ırkçı, faşist güçler güçleniyor. Türkiye’de anti demokratik zeminin güçlenmesi, bu vesayetçi yapının Kürtler üzerinden devam etmesiyle gerçekleşiyor. Vesayetçi yapının kalkması ile Kürt halkının meşru rahat haklar talep etmesinin önünü açar ve Türk halkını ikna etmesi de kolay olur. Yani biz Kürtler, Türk halkının vicdanına seslenme olanağı bulacağız. Daha etkili bir iletişim kuracağız biz Kürtler kendi dilimizi konuşmak istiyoruz. Ama şiddet olduğunda insanlar molotoflarla, mayınlar ve bombalarla havaya uçtuğunda bizim haklarımızın meşruluğumuzun bir anlamı kalmıyor. Onun için şiddet örgütlerinin, bir an önce 30 yıl önce şekillenmiş bu yapılanmaların tasfiye edilmesi, hem bölgenin ekonomisi, hem demokratikleşme hem normalleşmesine ve Kürt halkının haklı taleplerinin gerçekleşmesini hızlandıracaktır. Bu gün PKK’nın şiddet politikaları Kürt halkının meşru taleplerinin gerçekleşmesinde en büyük engellerden biridir, firendir."

"ŞİDDET POLİTİKALARINDAN KAÇMAK PKK’YI KÜRTLER NEZDİNDE GAYRİ MEŞRU DURUMA DÜŞÜRÜR"
Bugün gelinen noktada Kürt halkının da eskisi gibi olmadığını dile getiren Sevinç, PKK’nin ne olduğunu, neler yaptığını kimlere zarar verdiğini, artık herkesin bildiğini söyledi. Şiddet politikalarının değil, demokrasi kültürünü geliştirdikçe PKK’nin yaptıklarının gayrimeşru duruma düştüğünü kaydeden Sevniç, şöyle devam etti: "Devletin geçmişte yaptığı buydu. Biz bu adamın köyünü yakalım. PKK’ yi bu şekilde bitirmeyi çalışıyorlardı. Arada halka zarar verdiklerinin farkında değillerdi. Bu yolu meşru görüyorlardı. Onun için bu işin anahtarı devletin elindedir. Devlet şiddet politikalarından vazgeçerse ve daha demokratik kanalları açarsa giderek bu alanın daralır. Artık, PKK silahlı mücadelesini miadını doldurduğunu Öcalan’da söylüyor. PKK’nın kendisi de biliyor. Devletin JİTEM’in üzerine gitmesi olumludur. Ergenekon’un üzerine gitmesi olumludur. Kirli oyunda kimlerin rol aldığını belirtmesi önemlidir."