Babacan Türkiye'yi Örnek Gösterdi İstanbul
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ``Şu anda problem yaşayan hangi Avrupa ülkesi olursa olsun, bizim yapımızda, bizim gücümüzde, bizim kredibilitemize sahip bir hükümet olsun, inanın 3 ayda bu sorunlar çözüm yoluna girer`` dedi.
Babacan, İstanbul Kongre Merkezi`nde başlayan II. Küresel Girişimcilik Zirvesi`nin açılışındaki konuşmasında, bir yandan bölgede son derece yoğun bir dönüşüm rüzgarı eserken, öte yandan küresel ekonomide son derece sıkıntılı bir dönemden geçildiğini, küresel krizin yeni bir safhaya girmiş durumda olduğunu belirterek, küresel krizin ilk başlarında problemin bankacılık sektörüyle alakalı olduğunu, artık devletlerin kredibilitesinin sorgulanmaya başladığını ifade etti
Babacan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ``Bankalar sıkıntıya girdiğinde devlet imzası durumu yatıştırmaya, sakinleştirmeye yeterken, bugün devletlerin attığı imzanın gücü, kıymeti artık eskisi kadar güçlü değil. Gerekli adımlar biliniyor, ne yapılması gerektiği aslında açık bir şekilde ortada. `Bugün bu problemli ortamdan nasıl çıkarız, neler yapılması gerekir` diye sorduğunuzda aslında çözüm yolları çok açık. Ancak maalesef pek çok ülkede o çözümü yönetecek, o çözümü uygulayacak siyasi irade mevcut değil. Karar mekanizmaları zor işliyor. Özellikle bazı Avrupa ülkelerinde çok ciddi siyasi liderlik sorunu var. Adım atmakta güçlük çekiyorlar
Burada önemli olan korkmadan gerekenleri yapabilmek, cesaretle sorunların üzerine gidebilmek ve ülkenin menfaatini her türlü şahsi ya da parti menfaatinin üzerinde tutmak. Herkes `ben` deyince, `partim` deyince topyekun o ülkenin çok daha kötü bir ekonomik tabloya doğru gitmesini beraberinde getirebiliyor. Halkla o güven ilişkisini getirebilmek ki bu, başarının kilidi, en önemli faktörü. Güven ilişkisini kurabildiğinizde her şey çok kolaylaşıyor. Ancak güven zeminini yakalayamadığınızda ne yaparsanız yapın, isterseniz milyarlarca avro, trilyonlarca avro para dökün ortalığa, para basın, yine kurtuluş, düzelme mümkün olmuyor. Biz Türkiye`de uyguladığımız bütün politikaların temeline güven unsurunu yerleştirdik.`` Şu anda Türkiye`nin hemen yanı başında olan coğrafyada, Kuzey Afrika ve Orta Doğu`da önemli bir dönüşüm süreci yaşandığını ifade ederen Babacan, bunun, geri döndürülmesi artık son derece güç ve halkın isteği üzerine başlayan bir süreç olduğunu söyledi
Türkiye olarak vizyonlarının, ``uluslararası hukukun uygulandığı, temel hak ve özgürlükler konusunda en ufak bir istisnanın olmadığı, insanların doyasıya hak ve özgürlüklerini yaşayabildiği, insanların beklentileri, arzuları ve isteklerinin yansıtıldığı, hukukun üstünlüğü ilkesinin egemen olduğu bir bölge`` olduğunu belirten Babacan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ``Bizim bölge için vizyonumuz, insanların, ürünlerin, sermayenin, enerjinin serbestçe dolaşabildiği bir bölge. Sınırların anlamını yitirdiği bir bölge. Bu bölge, içinde bulunduğumuz coğrafya ülkeler arasındaki ticaretin tüm dünya ile mukayese ettiğimiz zaman en düşük olduğu bir bölge. Dünyada ülkeler arası ticari ilişkilerin en düşük olduğu bölge. İnanıyoruz ki serbest ticaret anlaşmaları yapıldığı, vize uygulamaları kaldırıldığı ve serbest hareket sağlandığı sürece bu bölge topyekun ayağa kalkacaktır. Bunun ekonomik sonuçlarının da çok önemli olacağını düşünüyoruz.`` Türkiye`nin son 9 yıldır yaptığı reformlarla İslam ve demokrasinin bir arada sıhhatli bir şekilde yaşayabileceğini gösterdiğini, uygulamalarla bunu ispatladığını ifade eden Babacan, ``İnsanlar, önlerinde çalışan bir örnek gördükleri zaman çok daha kolay ikna olmaktadırlar. Uluslararası kuruluşların tavsiyeleri, reçeteleri olur ama canlı, başarılı bir örnek pek çok ülke üzerinde bunların hepsinden daha etkilidir`` dedi
-``Girişimcilik, çok önemli bir konu olarak karşımıza çıkıyor``- Ali Babacan, pek çok ülkede verimlilik artışı için reform arayışı olduğunu, ``Nasıl olur da ekonomimize dinamizm getirebiliriz?`` diye bir arayışın bulunduğunu ifade ederek, özellikle gelişmiş ekonomilere bakıldığında bu arayışın biraz daha fazla olduğunu, içinde bulunulan coğrafyaya bakıldığında da ekonomik aktivite, dinamizm ve hareketin arayışının bulunduğunu söyledi
Babacan, ``Bu noktada girişimcilik, çok önemli bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Girişimciler her zaman sıra dışı düşünmüş, diğer insanların sadece bir problem olarak gördüğü konulara çözüm yolları getirmişlerdir. Bu çözüm üretme arayışı, girişimcilik ruhunun temel karakteristiğidir. Girişimciler her zaman sıra dışı düşünmüş, çözüm yolları getirmişlerdir. Kabul gören her bir girişim, ülke sınırlarının ötesinde tüm insanlığa faydalı olacak bir platform haline de gelmektedir`` diye konuştu
Küçük işletmelerin daha çevik, daha rekabetçi, daha yenilikçi olabildiğini belirten Babacan, ``80-100 yıldır herhangi bir sektörde iş yapan bir firmayı, bakıyorsunuz, sıradan bir garajda bir iş fikriyle ortaya çıkan, yeni kurulmuş bir firma 5, 10, 20 yılda solluyor, geçiyor, o büyük oturmuş şirketleri sarsabiliyor`` dedi
Babacan, ``Halen çözüm arayışlarını sürdürdüğümüz, küresel krizin etkilerini hissettiğimiz bu zaman diliminde reel sektörün etkinliğinin ve öneminin daha da arttığını görüyoruz. Çünkü ülkeler bu durumdan çıkacaksa, bu gene özel sektör eliyle olacak. Uzun dönemli ve kalıcı çözümün, reel ekonominin etkinliğinin ve verimliliğinin artırılmasından geçtiğini de hiçbir zaman unutmamalıyız. Bu noktada reel ekonominin lokomotifi olan girişimciliğin de mutlaka her ülkenin devlet politikası olarak öncelikleri arasında yer almasını çok gerçekten çok önemsiyorum`` diye konuştu
Kaynak: AA
Babacan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ``Bankalar sıkıntıya girdiğinde devlet imzası durumu yatıştırmaya, sakinleştirmeye yeterken, bugün devletlerin attığı imzanın gücü, kıymeti artık eskisi kadar güçlü değil. Gerekli adımlar biliniyor, ne yapılması gerektiği aslında açık bir şekilde ortada. `Bugün bu problemli ortamdan nasıl çıkarız, neler yapılması gerekir` diye sorduğunuzda aslında çözüm yolları çok açık. Ancak maalesef pek çok ülkede o çözümü yönetecek, o çözümü uygulayacak siyasi irade mevcut değil. Karar mekanizmaları zor işliyor. Özellikle bazı Avrupa ülkelerinde çok ciddi siyasi liderlik sorunu var. Adım atmakta güçlük çekiyorlar
Burada önemli olan korkmadan gerekenleri yapabilmek, cesaretle sorunların üzerine gidebilmek ve ülkenin menfaatini her türlü şahsi ya da parti menfaatinin üzerinde tutmak. Herkes `ben` deyince, `partim` deyince topyekun o ülkenin çok daha kötü bir ekonomik tabloya doğru gitmesini beraberinde getirebiliyor. Halkla o güven ilişkisini getirebilmek ki bu, başarının kilidi, en önemli faktörü. Güven ilişkisini kurabildiğinizde her şey çok kolaylaşıyor. Ancak güven zeminini yakalayamadığınızda ne yaparsanız yapın, isterseniz milyarlarca avro, trilyonlarca avro para dökün ortalığa, para basın, yine kurtuluş, düzelme mümkün olmuyor. Biz Türkiye`de uyguladığımız bütün politikaların temeline güven unsurunu yerleştirdik.`` Şu anda Türkiye`nin hemen yanı başında olan coğrafyada, Kuzey Afrika ve Orta Doğu`da önemli bir dönüşüm süreci yaşandığını ifade ederen Babacan, bunun, geri döndürülmesi artık son derece güç ve halkın isteği üzerine başlayan bir süreç olduğunu söyledi
Türkiye olarak vizyonlarının, ``uluslararası hukukun uygulandığı, temel hak ve özgürlükler konusunda en ufak bir istisnanın olmadığı, insanların doyasıya hak ve özgürlüklerini yaşayabildiği, insanların beklentileri, arzuları ve isteklerinin yansıtıldığı, hukukun üstünlüğü ilkesinin egemen olduğu bir bölge`` olduğunu belirten Babacan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ``Bizim bölge için vizyonumuz, insanların, ürünlerin, sermayenin, enerjinin serbestçe dolaşabildiği bir bölge. Sınırların anlamını yitirdiği bir bölge. Bu bölge, içinde bulunduğumuz coğrafya ülkeler arasındaki ticaretin tüm dünya ile mukayese ettiğimiz zaman en düşük olduğu bir bölge. Dünyada ülkeler arası ticari ilişkilerin en düşük olduğu bölge. İnanıyoruz ki serbest ticaret anlaşmaları yapıldığı, vize uygulamaları kaldırıldığı ve serbest hareket sağlandığı sürece bu bölge topyekun ayağa kalkacaktır. Bunun ekonomik sonuçlarının da çok önemli olacağını düşünüyoruz.`` Türkiye`nin son 9 yıldır yaptığı reformlarla İslam ve demokrasinin bir arada sıhhatli bir şekilde yaşayabileceğini gösterdiğini, uygulamalarla bunu ispatladığını ifade eden Babacan, ``İnsanlar, önlerinde çalışan bir örnek gördükleri zaman çok daha kolay ikna olmaktadırlar. Uluslararası kuruluşların tavsiyeleri, reçeteleri olur ama canlı, başarılı bir örnek pek çok ülke üzerinde bunların hepsinden daha etkilidir`` dedi
-``Girişimcilik, çok önemli bir konu olarak karşımıza çıkıyor``- Ali Babacan, pek çok ülkede verimlilik artışı için reform arayışı olduğunu, ``Nasıl olur da ekonomimize dinamizm getirebiliriz?`` diye bir arayışın bulunduğunu ifade ederek, özellikle gelişmiş ekonomilere bakıldığında bu arayışın biraz daha fazla olduğunu, içinde bulunulan coğrafyaya bakıldığında da ekonomik aktivite, dinamizm ve hareketin arayışının bulunduğunu söyledi
Babacan, ``Bu noktada girişimcilik, çok önemli bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Girişimciler her zaman sıra dışı düşünmüş, diğer insanların sadece bir problem olarak gördüğü konulara çözüm yolları getirmişlerdir. Bu çözüm üretme arayışı, girişimcilik ruhunun temel karakteristiğidir. Girişimciler her zaman sıra dışı düşünmüş, çözüm yolları getirmişlerdir. Kabul gören her bir girişim, ülke sınırlarının ötesinde tüm insanlığa faydalı olacak bir platform haline de gelmektedir`` diye konuştu
Küçük işletmelerin daha çevik, daha rekabetçi, daha yenilikçi olabildiğini belirten Babacan, ``80-100 yıldır herhangi bir sektörde iş yapan bir firmayı, bakıyorsunuz, sıradan bir garajda bir iş fikriyle ortaya çıkan, yeni kurulmuş bir firma 5, 10, 20 yılda solluyor, geçiyor, o büyük oturmuş şirketleri sarsabiliyor`` dedi
Babacan, ``Halen çözüm arayışlarını sürdürdüğümüz, küresel krizin etkilerini hissettiğimiz bu zaman diliminde reel sektörün etkinliğinin ve öneminin daha da arttığını görüyoruz. Çünkü ülkeler bu durumdan çıkacaksa, bu gene özel sektör eliyle olacak. Uzun dönemli ve kalıcı çözümün, reel ekonominin etkinliğinin ve verimliliğinin artırılmasından geçtiğini de hiçbir zaman unutmamalıyız. Bu noktada reel ekonominin lokomotifi olan girişimciliğin de mutlaka her ülkenin devlet politikası olarak öncelikleri arasında yer almasını çok gerçekten çok önemsiyorum`` diye konuştu