Faili Meçhuller Davası Ramazan Elçi’nin Cinayetine Kilitlendi
Güneydoğu’daki faili meçhul cinayetlerle ilgili devam eden dava, 1994 yılında Cizre’de Emekli Albay Cemal Temizöz ve kurduğu ekip tarafından öldürüldüğü iddia edilen Ramazan Elçi cinayetine kilitlendi.
Genelkurmay Başkanlığı, mahkemenin talebi üzerine önceki duruşmaya gönderdiği yazıda, Temizöz’ün cinayet tarihinde yurtdışında olmadığını belirtmişti. Genelkurmay itiraz üzerine bu duruşmaya gönderdiği cevapta ise Temizöz’ün cinayet tarihini kapsayan 1994 yılında 14 günlük süreyle Brüksel’e gittiğini açıkladı. Bunun üzerine savcı, 14.02 1994 yılında cesedi çürümüş halde bulunan Ramazan Elçi’nin mezarını yeniden açma talebinde bulundu. Savcı ayrıca Temizöz’ün yurtdışına nasıl gidip geldiği, hangi havayolu şirketini kullandığını ve yurtdışına çıkıp çıkmadığını Brüksel’e sorulmasını istedi.
Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi`nde görülen duruşmaya sanıklar emekli Albay Cemal Temizöz, Kamil Atağ, Tamer Atağ, Hıdır Altuğ, Fırat Altın ve Adem Yakin hazır bulundu. Tutuksuz yargılanan Kukel Atağ ise katılmadı. Mahkeme başkanı Menderes Yılmaz, duruşmadan önce dosyada eklenen belge ve gönderilen cevaplarla ilgili okudu. Yılmaz, Genelkurmay’ın Elçi’nin cesedinin bulunduğu tarih olan 14.02.1994 yılında sanık Temizöz’ün yurtdışında olmadığını belirtmesi üzerine Temizöz’ün itirazını değerlendirerek tekrar sorduklarını belirtti. Yılmaz, gelen yazıda Temizöz’ün 02.02.1994 -16.02.1994 tarihleri arasında ‘aile mübadelesi’ kapsamında Brüksel’de olduğunun yazıldığını belirtti. Temizöz, NATO görevi kapsamında yurtdışında olduğunu söylemişti. Başkan Yılmaz, ayrıca Genelkurmay’ın Temizöz’ün hangi sebeple olursa olsun NATO görevi kapsamında Cizre’den ayrılmadığını kaydetti.
Mahkeme dinlenmesi gereken tanığın olmaması üzerine sözü iddia makamına verdi. Savcı ise Genelkurmay’ın ilk cevabıyla çelişkiye düştüğünü belirterek, Temizöz’ün Cizre’de göreve başlama ve ayrılma tarihlerinin sorulmasını, Brüksel makamlarına Temizöz’ün orada bulunup bulunmadığını sorulmasını talep etti. Savcı, ayrıca Ramazan Elçi’nin annesinin 1994 yılında savcıya verdiği dilekçede oğlunun eceliyle öldüğünü, kardeşi Nurettin Elçi’nin ise tanık olarak verdiği ifadede kardeşinin 2 kişi tarafından öldürüldüğünü belirttiğini hatırlattı. Savcı, Elçi’nin ölüm nedeni ve ölüm şeklinin ortaya çıkarılması ve DNA örneklerinin alınması amacıyla mezarının tekrar açılmasını da talep etti.
SANIK ATAĞ, SAVCI VE AVUKATLARI TEHDİT ETTİ
Daha sonra söz verilen sanıklar ile avukat ve mahkeme başkanı arasında gergin anlar yaşandı. Sanıklardan Kamil Atağ’ın, faili meçhul cinayetlerinin savcı ile KCK tarafından birlikte hazırlandığını söylemesine üzerine Mahkeme Başkanı Yılmaz, "Sözlerine dikkat et bana bakarak konuş. Bir savcıya böyle diyemezsin. Sizi burada sabırla dinliyorum, suç olabilecek şeyler söyleme." şeklinde tepki gösterdi. Atağ’ın konuşmasında Cizreli avukatlara bakarak "Bulutların arasına da girseniz sizi yakalayacağım. Bu böyle olmaz. Kana kan" demesi üzerine Mahkeme Başkanı tekrar uyardı. Atağ bunun üzerine, "Tokat atma manasında diyorum" dedi. Bu sırada ayağa kalkan müdafi avukatı, "Hiç kimse bana tokat atamaz. Bir kurşun yerim ama tokat yeyip onurumu incitmem. Beni tehdit edemezsin." diye konuşütu.
Yine sanıklardan itirafçı Adem Yakin’in Ramazan Elçi’nin ölüm tarihinin 1994 olduğunu hatırlatması üzerine müdafi avukatlardan Serhat Eren, "Siz öldürdüğünüz kişilerin ölüm tarihini iyi bilirsiniz" demesi üzerine kısa süreli gerginlik yaşandı. Yakin ise avukatı ispata davet etti.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 104 sayfalık iddianamede, sanıkların TCK`nın ``Adam öldürmek``, ``Cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak`` ve ``Adam öldürmeye azmettirmek`` suçlarından cezalandırılmaları isteniyor. Sanıklardan Cemal Temizöz`ün dokuz, Kamil Atağ`ın yedi, Tamer Atağ`ın iki, Adem Yakin`in yedi, Hıdır Altuğ`un üç, Fırat Altın`ın altı, Kukel Atağ`ın ise bir kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor. Sanık Temizöz`ün 1993`te Cizre`de ``Terörle mücadele ediliyor`` görüntüsü altında ``Korucu, itirafçı ve uzman çavuşlardan bir grup oluşturduğu, grubun süreç içerisinde asli görevinden ayrılarak, terör örgütü PKK`ya yardım ettiğinin değerlendirildiği ya da özel sebeplerden dolayı gözaltına aldıkları kişileri sorguladığı`` ileri sürülen iddianamede, grubun sorgulanan bu kişilerden bir kısmını öldürdüğü iddia ediliyor.