Toplumun Kültür Politikaları ve Medyanın Kültürel Süreçlere Etki Algısı Araştırması

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, kendisinin de cinsel şiddet içerikli yayınlardan rahatsız olduğunu ve şiddet içerikli bir programın akşam 20.

00`de tekrar yayın ile başlayıp saat 23.00`e kadar devam ettiğini belirterek, bu programların saatlerinin ileri kaydırılması gerektiğini söyledi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin de, "Buradan topluma sesleniyorum. Hem şikayet ediyoruz, hem elimizdeki kumandayı kullanmayı bilmiyor muyuz?" diye konuştu

SETA tarafından gerçekleştirilen `Toplumun Kültür Politikaları ve Medyanın Kültürel Süreçlere Etki Algısı Araştırması`nın sonuçları, Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğü`nde düzenlenen basın toplantısı ile açıklandı. Toplantıya, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, RTÜK Başkanı Davut Dursun ve TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin ile Proje Koordinatörü Prof. Dr. Talip Küçükcan katıldı. Prof. Dr. Küçükcan, araştırma sonuçlarınailişkin bir sunum yaptı. Araştırmanın dikkat çeken bazı sonuçlarına göre, popüler dizi ve programların şiddet kullanımı üzerindeki etkileri ile ilgili ankete katılanların yüzde 85`i bazı televizyon dizileri ve programların çocukları ve gençleri şiddet kullanmaya teşvik ettiği fikrine katılıyor. Yüzde 9.1`lik bir oran ise bu fikre katılmıyor. Popüler televizyon dizilerinde cinsel içerikli görüntülerin çocuk ve gençler üzerindeki etkilerine ilişkin görüşler konusunda ise, ankete katılanların yüzde 84.1`i butür görüntülerin çocuk ve gençleri olumsuz etkileyeceğini düşünürken, yüzde 10.3`lük bir kısım böyle düşünmüyor

Ankete katılanların yüzde 83.1`i tarihi olay ve kişilerin konu alındığı dizi ve programlarda tarihi gerçeklere bağlı kalınması gerektiğini düşünürken, yüzde 10.1 bunun gerekli olmadığını belirtiyor. Ankete göre, televizyondaki dizileri aile fertleri ile beraber seyredebildiğini belirtenler yüzde 30.4 iken, ailesi ile izlemekte zorluk çektiğini belirtenlerin oranı yüzde 62.6. Televizyon programlarındaki cinsel içerikli görüntü ve konuşmaların sınırlanmasının basın özgürlüğüne aykırı olduğunu düşünenleryüzde 33.2 iken, aykırı olmadığını düşünenlerin oranı ise yüzde 53.4. Araştırma sonuçlarını değerlendiren Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, bu araştırmanın başlıklarından birinin de kültür politikalarının nasıl değerlendirildiği ile ilgili olduğunu belirterek, ankete göre bu konuda bardağın yarısının dolu göründüğünü söyledi. 2008`de müze kart uygulaması başlattıklarını ve bugün 2.5 milyon insanın müze kart sahibi olduğunu ifade eden Bakan Günay, "Ancak ben birçok milletvekili arkadaşımın bile bundan haberdar olmadığını gördüm. Anlatmak için biz çok şey yaptık. Birdizide, birkaç dakikalığına senaryo gereği müze kartı anlatma fırsatı buldum. Ertesi hafta Anadolu Medeniyetleri Müzesi`ne gittiğimde müze kart satışlarının son zamanlarda arttığını söylediler. `Yüzde 15 arttı` denildi. Defalarca anlatmışız ama bir dizide birkaç dakika anlattığımızda, demek ki televizyonda, dizide görünmenin ciddi katkısı var" dedi

Söz konumu kamuoyu araştırmasının temmuz ayında bittiğini ancak temmuz ayından sonra Zeugma Müzesi`nin açıldığını, Yorgun Herkül heykeli ve Boğazköy Sfenksi`nin Türkiye`ye geldiğini hatırlatan Günay, "Bu hafta ölçsek bu değişebilir. Demek ki gazeteyle, duvar afişi ile bırakmak yerine, medyada bu işleri anlatmak durumundayız" diye konuştu

Ankete göre kültürel mirasın ve değerlerin korunması için Kültür ve Turizm Bakanlığı`nın bütçesinin artırılmasının da ortak bir görüş olduğunu belirten Günay, bütçenin son yıllarda artırılmasına rağmen özellikle Anadolu`dan gelen kültürel faaliyetlerle ilgili talepler karşısında bütçenin yetersiz kaldığını söyledi. Bakan Günay, 2011 Türkiye`sinde yasakçı bir zihniyet ortaya koymanın mümkün olmadığına da işaret ederek, "Kültür ve Turizm Bakanlığı`nın bir sinema eserini yasaklama yetkisi yok. Bugünlerdekibir habere gönderme yaparak söylüyorum. Bir kurul var ve Kültür Bakanlığı`ndan bu kurulda bir kişi var. Kabul veya ret kararını bir üst kurula gönderiyoruz. Onda da üçte biriz. 9 kişide bir kişi olan kurulda bizim oyumuzun karar olması mümkün değil. Yasakçı değil, koruyucu bir bakış açısı sergilememiz gerekiyor" dedi

"CİNSEL İÇERİKLİ YAYINLARDAN RAHATSIZIM" Kendisinin de cinsel şiddet içerikli yayınlardan rahatsız olduğunu ve şiddet içerikli bir programın akşam saat 20.00`de tekrar yayın ile başlayıp saat 23.00`e kadar devam ettiğini belirten Günay, bu programların saatlerinin ileri kaydırılması gerektiğini söyledi. Günay, "Yasaklayıcı değil yönlendirici, özendirici, koruyucu olmamız gerekiyor kamu olarak. Reklam sektörüyle de istişare ederek iyi yayınlara ağırlık vermelerini görüşebiliriz" şeklinde konuştu

Bakan Günay ayrıca, sürmekte olan UNESCO Hükümetler Arası Komite Toplantısı`nda somut olmayan kültürel mirasla ilgili alınan karar gereği `tören keşkek`inin de somut olmayan miras listesine alındığını açıkladı. Günay, sigarayla ilgili ciddi bir kamusal karşı koyuş bulunduğunu da belirterek, "Televizyonda sigaranın dumanı görünüyor. Ama kendisi görünmüyor. Bir dizide takır takır silah atılıyor. Silahı, kadının boynuna dayanan bıçağı da RTÜK`ün görmesi gerekiyor" dedi

"ZAYIF HALKAYI BULMALIYIZ" Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ise, Töre ve Namus Cinayetlerini Araştırma Komisyonu başkanı iken Diyarbakır`da halkın kendilerine `gençler artık bizi dinlemiyor, siz önce televizyonlara bir bakın` dediğini anlatarak, "Biz de genel yayın yönetmenlerini topladık. Onlar da `sizin dediğiniz gibi bir yayın yaparsak biz batarız` dediler. Yumurta-tavuk hesabı birbirini kötü besleyen bir sorun var. Ama artık toplum da bunu sorun olarak görüyor. Bizler mazeret üretme yeri değiliz. Toplumunsorunlarını çözme mekanizmalarıyız. Toplum şikayet ettiği şeyi izlemeye devam ediyor. Buradan topluma sesleniyorum. Hem şikayet ediyoruz, hem elimizdeki kumandayı kullanmayı bilmiyor muyuz? Bizim medya okur yazarlığını güçlendirmemiz gerekiyor Kumandayı kullanmayı öğretmemiz gerekiyor. Bizim hızlı biçimde bu işin tüm tarafları ile `kardeşim bir dakika hem şikayet ediyorsun hem izliyorsun` bu bir sorun. Reytingi düşürmek ve yayını kaldırmak çözümdür. Bize düşen zayıf halkayı bulmak. Toplum şikayet ediyor,bakan şikayet ediyor. Kim çözecek? Birinin bunu çözmesi gerekiyor. Medyadaki genel yayın yönetmenleri ve tüm çalışanların en az bizim kadar algı ve olguları, inanç değerleri olduğunu düşünüyorum. Eğer ticari kaygıysa, toplumun onları yönlendirmesiyse, bugün bir başlangıç olsun, `ben şu diziyi istiyorum` deyince o diziyi yükseltelim. O zaman ticari kaygı ona doğru gidecektir. Ve reyting üzerinden bir dönüş sağlanacaktır. Ama bu değişim dönüşümü sağlamamız lazım" diye konuştu

Toplumun artık televizyon yayınlarına müdahaleyi yasakçı zihniyet olarak görmediğini belirten Şahin, "RTÜK daha sorumlu olmak zorunda. Sayın Başkan toplum bunu sizden bekliyor. Bizim de sizin elinizi güçlendirecek mekanizmaları geliştirmemiz gerekiyor" dedi

AB standartlarına bakıldığında bu tür dizilerin aşikar şekilde izlenmediğini belirten Şahin, "Onu izletmeyen hukuki yapı mıdır, toplumun geldiği nokta mıdır, bunlar bir zincirin halkası" dedi

"RTÜK SANSÜR KURULU DEĞİL" RTÜK Başkanı Davut Dursun ise, yapılan araştırmayı eleştirerek, kendi yaptıkları araştırmalarla SETA tarafından gerçekleştirilen anketin verileri arasında önemli farklılıklar olduğunu söyledi. Dursun, "Bir eğilimi yansıtması bakımından önemli bir çalışma. Ancak fazla genelleştirici ve bir takım grafikasyonlarda da sorunlar varmış gibi geldi bana. Dizilerle magazin programlarını aynı soruda sormak haksızlık olur. En çok ne izleniyor denince haberler öne çıkıyor. Ancak biz biliyoruz ki halkımız en çok diziizliyor. Diziler daha çok izlenirken, haberlerin öne çıkması sonucunun sorgulanması gerekir. Bizim araştırmaların sonuçları ile çek etmek daha doğru olur gibi geldi bana" dedi

Vatandaşta `RTÜK bir tür sansür kurulu gibidir` şeklinde bir algı olduğunu belirten Dursun, "Çünkü bize vatandaştan gelen eleştiri ve taleplerde `şu program niçin yayınlanıyor? Neden bunu yasaklamıyorsunuz?` gibi serzenişler geliyor. RTÜK hiçbir biçimde bir programı yasaklamaz, yayından kaldıramaz, böyle bir yetkisi söz konusu değildir. Ancak yayınlanmış bir programın yasalar ölçüsünde yayın ilkelerine uygun olup olmadığına karar verir. O programın yayından kaldırılması söz konusu değildir. RTÜK`ün öylebir yetkisi yok. Öyle olsa sansür söz konusu olur" diye konuştu

Anketten çıkan televizyon yayınları ile ilgili RTÜK`ün daha aktif olması temennisine katıldığını da ifade eden Dursun, "Ama hiçbir kuruluşun yayın politikasını biz belirlemiyoruz. Yayın kuruluşlarının amacı daha çok izlenmek. Daha çok izlenince daha çok reklam alayım, ve daha çok reklam alınca daha çok para kazanayım. İşin birincil faktörü bu. Yayın kuruluşları ticari kuruluşlardır. Ama bu yayıncılığı kamu yayıncılığı anlayışı ile yapması gerekiyor" dedi

Ankette ilginç bir sonuç olduğunu da belirten Dursun, "Türk toplumu şiddet içeren, şiddeti teşvik eden programları istemiyor. Ancak ilginçtir izlenme oranına baktığınız zaman yukarılarda. Bir taraftan Türk toplumu programlara ilişkin şikayetlerini dile getiriyor; ama diğer taraftan aynı diziyi izliyor. İzlenen diziler şikayet konusu oluyor. Paradoksal bir durum var böyle" dedi. "SİGARA BUZLAMA RTÜK`ÜN KARARI DEĞİL" RTÜK Başkanı Dursun, televizyon yayınlarındaki sigara görüntülerinin buzlanmasının RTÜK`ün kararı olmadığını ve bunun sigara konusunda özel bir yasa gereği yapıldığını söyledi. Dursun, "O yasanın ilgili maddesi sigara ve tütün mamullerinin televizyonda yayınlanmasını kesin bir dille yasaklıyor ve ceza öngörüyor. Sigara buzlaması RTÜK`ün kararı değil, özel bir yasanın gereğidir. Silah neden yasaklanmıyor iyi bir soru. Belki bununla ilgili genel bir düzenleme yapmak gerekir" diye konuştu

TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin ise, artık `devlet televizyonu` ve `kamu yayıncısı` kavramlarının ortadan kalktığını ve TRT olarak `kamu hizmeti yayıncılığı` yaptıklarını söyledi. Anket sonuçlarının TRT olarak özel televizyonlarla kıyaslandığında sevindirici olduğunu belirten Şahin, "Ama karnemizi orta olarak değerlendirdim. Yapacağımız çok şey var" dedi

Şahin ayrıca, reyting ölçüm sisteminin Bakan Fatma Şahin`in söylediği zayıf noktalardan biri olduğunu söyledi

Bir gazetecinin, şiddet ve cinsel içerikli yayınlara karşı yetkili kurumlar olarak somut ne gibi adımlar atacaklarını sorması üzerine Bakan Günay, "Önümüzde uzun bir süreç var. RTÜK`ten beklenti var ama bütün kurumların bu toplumsal hassasiyetleri göz önünde tutması gerekiyor. Dünyanın her yerinde şiddet ve cinsellikle ilgili kuralların Türkiye`de de uygulanabilir hale gelmesinin alt yapısını hazırlamamız gerekiyor. Bu bütün kurumların çalışması ile olabilir" dedi.
Kaynak: İHA