Reflüye Laparoskopik Ameliyat
Samsun Büyük Anadolu Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanları Op.
Dr. Muzaffer Al ve Op. Dr. Kerim Güzel, geceleri nefes darlığı ile uyanma, ağza acı su gelme şikayetleri ile Gkendilerine başvuran Yusuf Şahin isimli hastayı laparoskopik ameliyat ile sağlığına kavuşturdu. Gastroözofageal reflü hastalığının mide asidinin yemek borusu içine kaçışı sonucu ortaya çıktığını ve genellikle göğüste bir yanma hissi oluşturduğunu söyleyen Samsun Büyük Anadolu Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Muzaffer Al, "Normalde herkeste 24 saatin yüzde 4`ünden az bir süreye yayılmış olarak asit kaçışı, yani reflü olur. Bunun hastalık olarak kabul edilebilmesi kişiyi rahatsız etmesine ve sıklığına bağlıdır. Gastroözofageal reflü hastalığı tüm sosyoekonomik sınıflarda, tüm etnik gruplarda veher yaşta görülebilir. İnsidansı 40 yaşın üzerinde dramatik olarak artmaktadır. Gastroözofageal reflü hastalığı olanların yüzde 50`den fazlası 45-64 yaş arasındadır. Çocuklar ve hatta yeni doğanlar da bu hastalığa yakalanabilir" dedi. Büyük Anadolu Hastanesi`ne başvuran Yusuf Şahin isimli hastanın da 3 yıldır gastroözofageal reflü hastalığı olduğunu belirten Op. Dr. Muzaffer Al, "Hastamızda 3 yıldır geceleri nefes darlığı ile uyanma, ağza acı su gelmesi, bulantı şikayetleri mevcuttu. Hastamız muayene edildikten sonra reflü hastalığı teşhisi konulup, endoskopi yapıldı. Yemek borusunun alt kısmında reflüye bağlı iltihaplanma ve fıtık mevcuttu. Hastamıza öncelikle ilaçla tedavi başlandı, şikayetlerde düzelme olmayınca hastamıza ameliyatkararı verdik. Kendisine laporoskopik nissen fundoplikasyona yapıldı. Hastamız bir gün sonra da taburcu edildi. Şikayetleri hızlı şekilde düzeldi. Laparoskopik ameliyatlar sonrası hastalar birkaç gün içinde günlük aktivitelerini yerine getirebilmekteler" diye konuştu. Hastalığın en sık iki bulgu ile ortaya çıktığını belirten Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Kerim Güzel ise, "Pirozis; göğüs kemiği arkasında rahatsız edici bir yanma duygusu olup, sıklıkla yemeklerle ilişkilidir ve yukarı doğru yayılır. Hastalar yakınmalarının alkol, aşırı sıcak veya kolalı içeceklerle arttığını belirtirler. Regurjitasyon; yenilen veya içilen gıdaların ağza geri gelmesidir. Bu iki sık bulgunun yanı sıra hastalık değişik bulgularla da karşımıza çıkabilir. Örneğin yutma sırasında lokmalarıntakılması. Sıklıkla yutmayla ilişkili olarak göğüste ağrı hissedilmesi. Müzmin farenjit ve larenjit gibi boğazı ilgilendiren sorunlar. Özellikle geceleri ortaya çıkan ve alerjik bir nedene bağlanamayan olgular. Müzmin öksürük" şeklinde konuştu. Reflü hastalığının tedavisinde sosyal tedbirlerden başlayan ve cerrahi girişime kadar değişen farklı seçeneklerin söz konusu olduğunu belirten Op. Dr. Güzel, seçenekleri şöyle sıraladı: "Yatak başının yükseltilmesi, reflüjenik olduğu bilinen yiyecek ve içeceklerden uzak durulması, çok sıkı giysilerin tercih edilmemesi gibi mevcut pek çok sosyal tedbir, genellikle hafif düzeyde reflüsü olan hastalarda etkili olabilmektedir. İkinci seçenek ilaç tedavisidir. Kısaca `PPI` diye bilinen ilaçlar asit salgılanmasını güçlü bir şekilde azaltarak şikayetlerin ortadan kaybolmasına neden olurlar. Ancak ilaç tedavisi çoğu zaman sürekli bir kullanım gerektirmektedir. İlacın bırakılması yakınmalarınyeniden ortaya çıkarak, hastalığın nüksetmesine neden olur. Bunun nedeni ilaçların sadece kullanıldığı günlerde asit salgısını baskılayabilmesinden kaynaklanmaktadır. Yani ilaç tedavisi kesin bir tedavi yöntemi olmayıp, sadece kullanıldığı günlerde hastanın yakınmalarını ortadan kaldıran bir tedavi türüdür. Endoskopik tedaviler olarak bilinen girişim modelleri ise gerek Avrupa, gerekse de Amerika`da kendisine sağlam bir yer edinememiştir. Çünkü tedavideki etkinlikleri henüz yeterince tatmin edici düzeyeulaşamamıştır. Reflü tedavisindeki en önemli seçeneklerden biri ameliyattır. Elbette arzulanan bu girişimin laparoskopik yöntemle, yani kapalı cerrahi ile yapılmasıdır. Laparoskopik cerrahi ile midenin üst bölümü, yemek borusunun alt ucuna çepeçevre sarılarak dikilmekte, böylelikle reflünün önüne geçilmektedir. Yaklaşık 45-60 dakika süren operasyonun bir gün sonrasında hastalar taburcu olabilmektedir. Reflü ameliyatından sonra hastaların ilaç kullanma gereksinimleri ortadan kalkarken, 1-1.5 ay kadaruyulması gereken bir diyet dönemi vardır. Ameliyat olan hastaların diyet dönemini tamamlamalarının ardından ameliyat öncesi dönemde sakındıkları gıdaları ve içecekleri de tüketebilmeleri mümkündür. Ameliyat sonrası yaşamda ameliyata bağlı olarak hastalarda gaz ve şişkinlik yakınmaları olabilmektedir."
Kaynak: İHA