Türkiye’de Bireysel Silahsızlanma ve Şiddet Haberleri Yerel Medya Semineri
Türkiye’de Bireysel Silahsızlanma ve Şiddet Haberleri Yerel Medya Semineri’nin 10.
, Zonguldak Dedeman Otel’de düzenlendi.
Umut Vakfı tarafından düzenlenen seminer, Zonguldak Dedeman Oteli Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Seminere, Umut Vakfı Kurucu Başkanı Nazire Dedeman Çağatay, Umut Vakfı Onursal Mütevellisi ve Milliyet Gazetesi Köşe Yazarı Nail Güreli, Zonguldak Vali Yardımcısı Fethi Özdemir, Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Av. Fikret İlkiz, Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Psikiyatr Dr. Ayhan Akcan, Güncel Hukuk Dergisi katılımcısı Av. Filiz Kerestecioğlu, Gazeteci-Yazar Ragıp Duran, Dr. Recep Yaşar ve gazeteciler katıldı.
Seminerin açılış konuşmasını Umut Vakfı Kurucu Başkanı Nazire Dedeman Çağatay yaptı. Çağatay, “Yaşama hakkı ihlallerinin en uç noktası şiddet uygulayarak kişinin hayatın son vermesidir. Şiddetin en uç noktası ise bireysel silahlanmadır. Medya sayesinde Türkiye’nin şiddet haritasını daha kolay görebiliyoruz. Silahlanma konusunda Türkiye 178 ülke arasında 14. Sıradadır. Son on yılda ise ateşli silahlarla işlenen suçlarda yüzde 83 artış yaşanmış. Bireysel Silahsızlanma ve Şiddet Haberleri Yerel Medya Seminerler dizisinin amacı, ülkemizde en önemli değişimci güç olan medyanın, özellikle de yerel medyanın şiddet ve bireysel silahsızlanma konusundaki olaylara ve olayları yansıtma biçimine objektif ve mesleki gereklerine uygun eleştirel yaklaşımı oluşturmaktadır. Siz gazetecilere, bu konuda çok önemli sorumluluk ve görev düşüyor. Belki de en fazla okunan, dikkat edilen şiddet haberleri, gündelik yaşamın bir parçası olarak, medya izleyicisine türlü yaşamsal tecrübeler, insan hikayeleri anlatıyor. Peki bu haberlerin ve olayların tanıkları olan gazeteci arkadaşlarımız, bir tür hikaye anlatıcısı olarak toplumsal kanaat ve davranışları şekillendirdiklerinin farkında mıdırlar? Gazeteciler, tanık oldukları olayları aktarırken taşıdıkları sorumluluğun bilincinde midirler? Bu sorular bu günkü eğitim programımızın temelini teşkil ediyor. Öncelikle gazetecilik meslek ilkeleri, medya okuryazarlığı ve insan hakları açısından şiddet haberleri konuları ele alınacak. Daha sonra şiddet haberlerinde toplumsal cinsiyet, nefret suçları ve medyanın tavrı, şiddet haberlerinde insan hakları ve şiddet haberlerinin editoryal açıdan değerlendirilmesi konularında bilgileneceğiz” diye konuştu.
Seminerin birinci oturumu ise Av. Fikret İlkiz başkanlığında başladı. İlk oturumda “Eleştirel Gazetecilik, Medya Okuryazarlığı, Şiddet Haberleri” konusu konuşuldu. İlk oturumda Umut Vakfı Onursal Mütevellisi, Milliyet Gazetesi Köşe Yazarı Nail Güreli, “Toplum sorunlarına duyarlı eleştirel gazetecilik nasıl yapılır?” konulu konuşmasını yaptı.
Güreli, “Sorumlu Gazetecilik Sabahattin ve Cem Emir gibi yapılır” diye başladığı konuşmasında, “Otelde hayatlarını kaybettiler, sırf toplumuna haber yetiştirmek için. Yerel de çok daha ağır boyutlarda sıkıntılar yaşanıyor. Sizler bunları dile getireceksiniz. Bizler sizlerden bir şeyler öğrenip yeni gerçekler göreceğiz. İki arkadaşımızın hayatlarını kaybetmesi, yıpranma paylarını gündeme geldi. Meslek örgütleri bu konuda mücadelelerini sürdürüyorlar. Umarım yıpranma paylarında olumlu sonuca varılır” dedi.
Sorumluluğun her alanda gerekli ve var olan bir kavram olduğuna dikkat çeken Güreli, “Gazetecilik her şeyden önce topluma karşı sorumludur. Gazeteciler halka karşı sorumludur. Gazeteci her yerde gazetecidir. Türkiye’nin en ücra köşesinde de mega kentinde de gazeteci halkı bilgilendirmek ve esası haberdir. Gazetecilik bu ihtiyaçtan doğmuştur. Düz gazetecilik dediğimiz yöntemde tek satır ve tek haber bile bir sorumluluğu getirir. O nedenle gazeteciliğin önünde çok çeşitli engeller giderek artan engeller var. Gazeteciliğin baş belası olan sansür geliyor. Sansürün tanımı günümüzde şekiller değiştirerek engelleyiciliğini artırmaktadır. Sorumlu gazeteciliği elbette çeşitli şartları vardır. En önemli sorunlardan biri de basının haber kaynakları ile ilgisi sorumludur. Kaynakları ile yakın ve güncel ilişki içerisinde olmalıdır ki halk haber alsın. Ama bu ilişki balıksırtındaki bir ilişkiye benzer. Haber kaynakları ile gazeteci samimiyetin ötesinde de ilişkilere de girerse bu da beraberinde farklı bir tehlikeyi getirir. Uzun yıllardan bu yana seminerler düzenliyoruz. Mesleki olarak da gazetecilik de aşama kaydettik. Haberi objektif olarak vereceksiniz. Yorum katmadan haberi vermek gerekir” dedi. “HABER VERME BİÇİMİ ÖNEMLİDİR” Topluma haber verme biçiminin önemli olduğuna dikkat çeken Nail Güreli, “Aslında şiddet olaylarını yazmamak gerekir. Gazeteci olarak şiddet içerikli söylemlerden uzak durulması gerekir. Haberde bir kişinin veya kurumun aleyhinde durumlar varsa, o konuda suçlanan yada sorumlu olduğu iddia eden tarafın mutlaka görüşü alınmalıdır. Empatiyi daima aklımızda tutmamız lazım gelir. Cinsiyet ve ırk ayrımından mutlaka uzak durulması gerekir. Bağımsız yargıya hukukun üstünlüğüne sahip çıkmamız gerekir” diyerek konuşmasını tamamladı. “YAŞAMA HAKKI AÇISINDAN BİREYSEL SİLAHSIZLANMA, TÜRKİYE’DE DURUM VE MEDYANIN SORUMLULUĞU” Dünyada bir günde bin kişinin silahlarla öldüğünü söyleyen ilk oturumun ikinci konuşmacısı Psikiyatr Dr. Ayhan Akcan, BM’nin bu konudaki çalışmalarının sorunu çözecek noktada olmadığını belirtti. Türkiye’de her üç evden birinde bulunan silahın, evde bulunan kadına tehdit unsuru olduğunu söyleyen Acar, şöyle dedi: “Bireysel silah derken bireylerin, taşıyabileceği her türlü silaha taşıyabileceği kavramdır. Genel olarak küçük ve hafif silahlar olarak tanımlanmaktadır. Türkiye’nin karnesi bu anlamda iyi değil. Bireysel silahlanmanın yaşamı tehdit ettiğini biliyoruz. Sürdürülebilir silahsızlanma olarak asker ve polis dışında tüm alanlarda bireysel silahların yasaklanması konusunda ana hedef silahsızlanma ön plana çıkartılmasıdır. Kendini güvende hissetmek için ve ortalama 5 yıl içerisinde bir silahın kullanıldığını biliyoruz. Her gün üçüncü sayfalarda haber olan düğünlerde, törenlerde maganda kurşunlarından ölen insanlar var. Türkiye’de terör olayları ile beraber asayiş ile beraber nefret suçları da gündeme gelince bireysel silahsızlanma gündeme geldi. Özellikle kayıt dışı silahlara karşı son derece bir artış var. Şu anda 10-12 milyona yakın kayıt dışı silah var. Olayın toplumsal ve hukuksal boyutunda da ciddi veriler ortaya çıkıyor. Üstünlük kompleksi gibi, her üç evden birinde olan silahın kadına yönelik tehdit unsuru olarak karşımıza çıkıyor. Bireysel silahlanma temel uygarlık sorunudur. Eğer siz o ülkenin polis ve askerine güvenmiyorsanız, silah ediniyorsanız, toplumun her alanında sorunlar karşımıza çıkıyor. İhmal edilir bir durum değildir. Bu hepimizi ilgilendiren bir sorundur. Artık sosyal bir yara ise bunun çözülmesi gerekir. Bir günde dünyada bin kişi bu silahlarla ölüyor. Yılda 500 bin kişinin ölümüne neden oluyor. Her yıl 8 milyon silah, sivillerin hizmetine sunuluyor. Neredeyse dünyada her kişiye iki mermi, altı kişiye birer silah düşecek şekilde bireysel silah tehdidi var. Bununla ilgili BM’nde çabası var. Orada ortak bir anlaşma yapılabilir mi, veya ortak bir yasa oluşturabilir mi? Çok zor gözüküyor, ama o konuda ciddi çalışmaları var problemi çözecek noktada değil.” Dört oturum halinde gerçekleştirilen seminerin ilk oturumu tamamlandı. Seminerin ikinci oturumu “Eleştirel Gazetecilik Arayışı, Kuramlardan uygulamalara bir çerçeve kurmak” başlığı adı altında gerçekleştirildi. Av. Filiz Kerestecioğlu, Av. Fikret İlkiz ve Ragıp Duran’ın konuşmacı olarak katıldığı ikinci oturumun başkanlığını Nail Güreli yaptı
“Şiddet Haberleri, Gazetecilik Meslek İlkeleri ve Yerel Medya” başlığı adı altında gerçekleştirilen üçüncü oturumun başkanlığını Av. Fikret İlkiz yaptı. Üçüncü oturumda Dr. Recep Şahin, Gazetecilerin Şiddet Haberlerine Yaklaşımı, Gazeteci Atilla Öksüz de Şiddet Haberlerinin Değerlendirilmesi: Yerel Meduadan Deneyimler konularında fikirlerini paylaştı.
Kaynak: İHA
Umut Vakfı tarafından düzenlenen seminer, Zonguldak Dedeman Oteli Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Seminere, Umut Vakfı Kurucu Başkanı Nazire Dedeman Çağatay, Umut Vakfı Onursal Mütevellisi ve Milliyet Gazetesi Köşe Yazarı Nail Güreli, Zonguldak Vali Yardımcısı Fethi Özdemir, Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Av. Fikret İlkiz, Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Psikiyatr Dr. Ayhan Akcan, Güncel Hukuk Dergisi katılımcısı Av. Filiz Kerestecioğlu, Gazeteci-Yazar Ragıp Duran, Dr. Recep Yaşar ve gazeteciler katıldı.
Seminerin açılış konuşmasını Umut Vakfı Kurucu Başkanı Nazire Dedeman Çağatay yaptı. Çağatay, “Yaşama hakkı ihlallerinin en uç noktası şiddet uygulayarak kişinin hayatın son vermesidir. Şiddetin en uç noktası ise bireysel silahlanmadır. Medya sayesinde Türkiye’nin şiddet haritasını daha kolay görebiliyoruz. Silahlanma konusunda Türkiye 178 ülke arasında 14. Sıradadır. Son on yılda ise ateşli silahlarla işlenen suçlarda yüzde 83 artış yaşanmış. Bireysel Silahsızlanma ve Şiddet Haberleri Yerel Medya Seminerler dizisinin amacı, ülkemizde en önemli değişimci güç olan medyanın, özellikle de yerel medyanın şiddet ve bireysel silahsızlanma konusundaki olaylara ve olayları yansıtma biçimine objektif ve mesleki gereklerine uygun eleştirel yaklaşımı oluşturmaktadır. Siz gazetecilere, bu konuda çok önemli sorumluluk ve görev düşüyor. Belki de en fazla okunan, dikkat edilen şiddet haberleri, gündelik yaşamın bir parçası olarak, medya izleyicisine türlü yaşamsal tecrübeler, insan hikayeleri anlatıyor. Peki bu haberlerin ve olayların tanıkları olan gazeteci arkadaşlarımız, bir tür hikaye anlatıcısı olarak toplumsal kanaat ve davranışları şekillendirdiklerinin farkında mıdırlar? Gazeteciler, tanık oldukları olayları aktarırken taşıdıkları sorumluluğun bilincinde midirler? Bu sorular bu günkü eğitim programımızın temelini teşkil ediyor. Öncelikle gazetecilik meslek ilkeleri, medya okuryazarlığı ve insan hakları açısından şiddet haberleri konuları ele alınacak. Daha sonra şiddet haberlerinde toplumsal cinsiyet, nefret suçları ve medyanın tavrı, şiddet haberlerinde insan hakları ve şiddet haberlerinin editoryal açıdan değerlendirilmesi konularında bilgileneceğiz” diye konuştu.
Seminerin birinci oturumu ise Av. Fikret İlkiz başkanlığında başladı. İlk oturumda “Eleştirel Gazetecilik, Medya Okuryazarlığı, Şiddet Haberleri” konusu konuşuldu. İlk oturumda Umut Vakfı Onursal Mütevellisi, Milliyet Gazetesi Köşe Yazarı Nail Güreli, “Toplum sorunlarına duyarlı eleştirel gazetecilik nasıl yapılır?” konulu konuşmasını yaptı.
Güreli, “Sorumlu Gazetecilik Sabahattin ve Cem Emir gibi yapılır” diye başladığı konuşmasında, “Otelde hayatlarını kaybettiler, sırf toplumuna haber yetiştirmek için. Yerel de çok daha ağır boyutlarda sıkıntılar yaşanıyor. Sizler bunları dile getireceksiniz. Bizler sizlerden bir şeyler öğrenip yeni gerçekler göreceğiz. İki arkadaşımızın hayatlarını kaybetmesi, yıpranma paylarını gündeme geldi. Meslek örgütleri bu konuda mücadelelerini sürdürüyorlar. Umarım yıpranma paylarında olumlu sonuca varılır” dedi.
Sorumluluğun her alanda gerekli ve var olan bir kavram olduğuna dikkat çeken Güreli, “Gazetecilik her şeyden önce topluma karşı sorumludur. Gazeteciler halka karşı sorumludur. Gazeteci her yerde gazetecidir. Türkiye’nin en ücra köşesinde de mega kentinde de gazeteci halkı bilgilendirmek ve esası haberdir. Gazetecilik bu ihtiyaçtan doğmuştur. Düz gazetecilik dediğimiz yöntemde tek satır ve tek haber bile bir sorumluluğu getirir. O nedenle gazeteciliğin önünde çok çeşitli engeller giderek artan engeller var. Gazeteciliğin baş belası olan sansür geliyor. Sansürün tanımı günümüzde şekiller değiştirerek engelleyiciliğini artırmaktadır. Sorumlu gazeteciliği elbette çeşitli şartları vardır. En önemli sorunlardan biri de basının haber kaynakları ile ilgisi sorumludur. Kaynakları ile yakın ve güncel ilişki içerisinde olmalıdır ki halk haber alsın. Ama bu ilişki balıksırtındaki bir ilişkiye benzer. Haber kaynakları ile gazeteci samimiyetin ötesinde de ilişkilere de girerse bu da beraberinde farklı bir tehlikeyi getirir. Uzun yıllardan bu yana seminerler düzenliyoruz. Mesleki olarak da gazetecilik de aşama kaydettik. Haberi objektif olarak vereceksiniz. Yorum katmadan haberi vermek gerekir” dedi. “HABER VERME BİÇİMİ ÖNEMLİDİR” Topluma haber verme biçiminin önemli olduğuna dikkat çeken Nail Güreli, “Aslında şiddet olaylarını yazmamak gerekir. Gazeteci olarak şiddet içerikli söylemlerden uzak durulması gerekir. Haberde bir kişinin veya kurumun aleyhinde durumlar varsa, o konuda suçlanan yada sorumlu olduğu iddia eden tarafın mutlaka görüşü alınmalıdır. Empatiyi daima aklımızda tutmamız lazım gelir. Cinsiyet ve ırk ayrımından mutlaka uzak durulması gerekir. Bağımsız yargıya hukukun üstünlüğüne sahip çıkmamız gerekir” diyerek konuşmasını tamamladı. “YAŞAMA HAKKI AÇISINDAN BİREYSEL SİLAHSIZLANMA, TÜRKİYE’DE DURUM VE MEDYANIN SORUMLULUĞU” Dünyada bir günde bin kişinin silahlarla öldüğünü söyleyen ilk oturumun ikinci konuşmacısı Psikiyatr Dr. Ayhan Akcan, BM’nin bu konudaki çalışmalarının sorunu çözecek noktada olmadığını belirtti. Türkiye’de her üç evden birinde bulunan silahın, evde bulunan kadına tehdit unsuru olduğunu söyleyen Acar, şöyle dedi: “Bireysel silah derken bireylerin, taşıyabileceği her türlü silaha taşıyabileceği kavramdır. Genel olarak küçük ve hafif silahlar olarak tanımlanmaktadır. Türkiye’nin karnesi bu anlamda iyi değil. Bireysel silahlanmanın yaşamı tehdit ettiğini biliyoruz. Sürdürülebilir silahsızlanma olarak asker ve polis dışında tüm alanlarda bireysel silahların yasaklanması konusunda ana hedef silahsızlanma ön plana çıkartılmasıdır. Kendini güvende hissetmek için ve ortalama 5 yıl içerisinde bir silahın kullanıldığını biliyoruz. Her gün üçüncü sayfalarda haber olan düğünlerde, törenlerde maganda kurşunlarından ölen insanlar var. Türkiye’de terör olayları ile beraber asayiş ile beraber nefret suçları da gündeme gelince bireysel silahsızlanma gündeme geldi. Özellikle kayıt dışı silahlara karşı son derece bir artış var. Şu anda 10-12 milyona yakın kayıt dışı silah var. Olayın toplumsal ve hukuksal boyutunda da ciddi veriler ortaya çıkıyor. Üstünlük kompleksi gibi, her üç evden birinde olan silahın kadına yönelik tehdit unsuru olarak karşımıza çıkıyor. Bireysel silahlanma temel uygarlık sorunudur. Eğer siz o ülkenin polis ve askerine güvenmiyorsanız, silah ediniyorsanız, toplumun her alanında sorunlar karşımıza çıkıyor. İhmal edilir bir durum değildir. Bu hepimizi ilgilendiren bir sorundur. Artık sosyal bir yara ise bunun çözülmesi gerekir. Bir günde dünyada bin kişi bu silahlarla ölüyor. Yılda 500 bin kişinin ölümüne neden oluyor. Her yıl 8 milyon silah, sivillerin hizmetine sunuluyor. Neredeyse dünyada her kişiye iki mermi, altı kişiye birer silah düşecek şekilde bireysel silah tehdidi var. Bununla ilgili BM’nde çabası var. Orada ortak bir anlaşma yapılabilir mi, veya ortak bir yasa oluşturabilir mi? Çok zor gözüküyor, ama o konuda ciddi çalışmaları var problemi çözecek noktada değil.” Dört oturum halinde gerçekleştirilen seminerin ilk oturumu tamamlandı. Seminerin ikinci oturumu “Eleştirel Gazetecilik Arayışı, Kuramlardan uygulamalara bir çerçeve kurmak” başlığı adı altında gerçekleştirildi. Av. Filiz Kerestecioğlu, Av. Fikret İlkiz ve Ragıp Duran’ın konuşmacı olarak katıldığı ikinci oturumun başkanlığını Nail Güreli yaptı
“Şiddet Haberleri, Gazetecilik Meslek İlkeleri ve Yerel Medya” başlığı adı altında gerçekleştirilen üçüncü oturumun başkanlığını Av. Fikret İlkiz yaptı. Üçüncü oturumda Dr. Recep Şahin, Gazetecilerin Şiddet Haberlerine Yaklaşımı, Gazeteci Atilla Öksüz de Şiddet Haberlerinin Değerlendirilmesi: Yerel Meduadan Deneyimler konularında fikirlerini paylaştı.