`üçüncü Nesil Üniversite` Konferansı

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.

`üçüncü Nesil Üniversite` Konferansı
Dr. Yavuz Demir, OMÜ Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi`nde, "Üçüncü Nesil Üniversite" başlıklı konferans verdi.Konferansa Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sait Bilgiç, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Prof. Dr. Yavuz Demir, Sait Faik`in "Son Kuşlar" adlı hikayesinden alıntı yaparak başladığı konuşmasında, "Dünya değişiyor dostlarım. Dünyada üniversiteler de hakiki manasıyla değişiyor. Üniversiteler, Napolyon dönemi akabinde ortaya çıkan science-based modelinden, üçüncü nesil (3G) diye adlandırılan modele doğru hızlı ve kararlı bir biçimde ilerliyor" diye konuştu.Demir, konuşmasına şöyle devam etti: "Üniversiteleri üç nesil başlığı altında değerlendirebiliriz: `Ortaçağ ya da 1. nesil üniversite`, `Humboldt ya da 2. nesil üniversite` ve `üçüncü nesil üniversite`. Bu hızlı ve kararlı değişikliğin sebeplerini çeşitli başlıklar altında topladığımızda da: Birincisi, hükümetlerin verdiği bütçelerin üzerinde rakamlara mal olan araştırma projelerinin üniversiteler tarafından devam ettirilmek istenmesi; bunun için yeni alternatifler aranması ve bunun neticesinde de akademik dünyanın ve endüstrinin artık birbirine karışması, birlikte çalışmaya başlaması. İkinci gerekçe ise küreselleşme. Artık hiçbir şey üniversitenin kapısının önünden gerçekleşmiyor. Çoğu üniversite kendilerini bölgesel güç olarak görmekte idiler. Şimdi ise en iyi öğrenciyi alabilmek için çok ciddi bir yarış içindeler. En iyi öğrenciyi çekme yarışı, akademisyenlerin yarışma öznesine dönüşmeleri ve araştırma işbirlikleri mukaveleleri. İşte bu üç nokta en iyilerle daha az iyi üniversiteler arasındaki uçurumu derinleştiren en önemli etkenlerdir. Üçüncü eğilim olarak; ticari faaliyetler ulusal hükümetlerin değişen perspektifleri içerisinde yer alır. İkinci nesil üniversite kapsamı içinde, hükümetlerin üniversitelerden beklentisi bilimsel araştırma ve bilimsel eğitim tedarikidir. Şimdi ise üniversiteler hükümetler için yeni bilimin veya teknoloji esaslı ticari faaliyetlerin ana unsuru merkezidir. Dördüncü eğilim: 2G üniversitelerde araştırma genellikle monodisiplinerdi. Bugünlerde interdisipliner bir çalışma biçimi esas alınmaktadır. Beşinci gerekçe, öğrenci sayısındaki artışın akademik eğitimdeki bilimsel elemanı sulandıran kitlesel bir eğitime yol açması. Öğrenci sayısındaki 1960`lardan sonra gözüken bu olağanüstü artış, aynı zamanda hükümetlerin harcama ve kontrollerinin de artmasına neden olmuştur. Üniversiteler günümüzde en mükemmeli temin edebilmek için; özel ders ve kurslar aracılığıyla, bilimsel eğitimi Aydınlanma ve Rönesans dönemlerinin ideallerine doğru sürüklenmeye, kavuşturmaya çalışıyorlar. Bu da üniversite anlayışındaki değişimin altıncı ayağı olarak düşünülebilir."3G üniversiteleri modeli üniversitelere kendi yollarını bulmada daha fazla özgürlük tanıdığını kaydeden Prof. Dr. Yavuz Demir, onlara bu manada mücadele etmeyi teklif eden özellikleri 7 ana başlık altında sıraladı:Know-how`ın işletimi 3G üniversitelerin esas gayesi olmalıdır.3G üniversitesi uluslar arası olarak piyasada yarışır.3G üniversiteleri networkağ üniversitelerdir.Araştırmalar genellikle interdisiplinedir.3G üniversiteleri çok kültürlü organizasyonlardır. Her kültürden, değişik topluluklardan personel ve öğrenciler bulunur. Bu yönüyle en parlak akademisyen ve öğrenciler için cazip bir merkez olarak kurgulanırlar.3G üniversiteler kozmopolitan bir yapıda olup; uluslararası merkezdirler.3G üniversiteleri devletin kurallarına daha az tabidirler."Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yavuz Demir, 3G üniversitelerinin özellikle ve öncelikle her şeyin "kar" amacına yönelik olarak kurgulandığı kurumlar olmadığını, onların asıl görevinin yeni bir bilgi üretmek ve eğitimi bilgi oluşturma sürecinin bir parçası yapmak olduğunu sözlerine ekledi.Soru-cevap bölümüyle devam eden konferansın sonunda, Rektör Yardımcısı YÖK Üyesi Prof. Dr. Sait Bilgiç, Prof. Dr. Yavuz Demir`e teşekkür ederek, "Üniversiteler bir ülkenin gelişmişliğinin temel direğidir. Bu dün de böyleydi bugün de böyledir, yarın da böyle olacaktır. Gelişmiş ülkelere baktığımızda üniversite sayıları çok fazla. Sayıları fazla olduğu gibi, kaliteli olanları da fazla. Üniversite dediğimiz yapı ortaya çıktığında temel felsefe özgürlük, fikirlerin hür bir şekilde ortaya çıkarılabilmesi, onların sorgulanabilmesi, tartışılabilmesi, bütün bunlara dayalı olarak da bilginin üretilmesinin daha sağlıklı ve gerçekçi olabilmesidir" şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA