``1 İleri, 2 Geri İstikrarı``
16.
11.2011 - Barış Seçkin - (A) Milli Takım, 2002 Dünya Kupası ve 2008 Avrupa Şampiyonası`nda kazandığı üçüncülüklerden sonra iki büyük turnuvayı pas geçti
Türk futbolunun, son 11 yıllık süreci göz önüne alındığında, tarihindeki önemli başarılara bu dönemde imza atsa da, bir o kadar başarısızlığa da yine bu dönemde tanıklık ettiği görülüyor. Ay-yıldızlılar, 2002`de kazanılan dünya üçüncülüğü başarısının ardından 2004 yılında Portekiz`in evsahipliği yaptığı Avrupa Şampiyonası finalleri ve 2006 yılında Almanya`nın düzenlediği 18. Dünya Kupası finallerine, çok yaklaşmasına rağmen katılamadı. 2008`de İsviçre ile Avusturya`nın birlikte organize ettiği 13. Avrupa Şampiyonası finallerine giden (A) Milli Takım, turnuvada mucizelere imza atarak, üçüncülüğe uzanmayı başardı
Kazanılan Avrupa üçüncülüğünden sonra Güney Afrika`nın düzenlediği 19. Dünya Kupası ve son olarak bu yaz Polonya ile Ukrayna`nın birlikte evsahipliği yapacağı 14. Avrupa Şampiyonası`na katılma şansını, Hırvatistan play-off maçları ile kaçıran Türkiye`nin durumu, ``1 ileri, 2 geri`` şeklinde gözüküyor
-2004 ve 2006`da yok, 2008`de var- (A) Milli Takım, 2002 Dünya Kupası`nın ardından katıldığı 2004 Avrupa Şampiyonası elemelerinde, İngiltere ile yer aldığı 7. Grup`ta ikinci olarak play-off oynamak durumunda kalmış, bu aşamada, Letonya gibi Avrupa futbolunda o tarihe kadar iz bırakmayan bir ülkeye geçilerek, 2004 yazında Portekiz`in organize ettiği finallere gidememişti
2000 yılında Avrupa Şampiyonası ile 2002 Dünya Kupası finallerine üst üste gitmeyi başaran Türkiye, 2004 Avrupa Şampiyonası finallerine katılamayarak, büyük şok yaşadı. Ay-yıldızlılar, buradan gözünü Almanya`daki 2006 Dünya Kupası finallerine çevirmiş, Ukrayna, Danimarka ve Yunanistan gibi güçlü rakiplerin bulunduğu 2. Gruba düşmüştü. Ukrayna`nın ardından grubu ikinci sırada tamamlayan milliler, İsviçre ile oynanan play-off müsabakalarında, bir önceki Letonya kabusunun benzerini görmüş ve çok sayıda Türk`ün yaşadığı, bir anlamda ikinci evi olan Almanya`daki 18. Dünya Kupası finallerine katılamamıştı
Ay-yıldızlılar, 2008 Avrupa Şampiyonası elemelerinde de (C) Grubu`nda Yunanistan`ın arkasında kalarak, eleme grubunu ikinci sırada tamamlamış ve o seneki statüde ikinciler için play-off oynamanın gerek olmaması nedeniyle finallere doğrudan katılmaya hak kazanmıştı. Finallerde oynadığı maçlarda özellikle yaptığı olağanüstü geri dönüşlerle akıllarda iz bırakan Türkiye, yarı finalde Almanya`ya şansız bir şekilde yenilerek, turnuvayı üçüncülükle tamamlamıştı
-2010 ve 2012`de yine yok- Türkiye, Avrupa`da oldukça ses getiren üçüncülüğünün ardından yine ilk dönemdeki gibi 2010 Dünya Kupası elemelerinde oldukça kötü bir performans ortaya koydu. Son Avrupa şampiyonu İspanya ile aynı grupta yer alan Ay-yıldızlılar, İspanya`yı zorlama ümitlerinin yanına yaklaşmak bir kenara, grupta Bosna-Hersek`e geçilerek, 5. eleme grubunu üçüncü sırada tamamladı ve play-off`a dahi gidemedi
2010 Dünya Kupası finallerine katılamadıktan sonra gözlerin çevrildiği 2012 Avrupa Şampiyonası elemelerinde, Türkiye, (A) eleme grubunda Almanya ile mücadele etti. Grupta inişli-çıkışlı bir grafik çizen milliler, zorlansalar da ikinci olarak, play-off`a gitmeye hak kazandı. Play-off`ta rakibi Hırvatistan`a ilk maçta sahasında 3-0 yenilen, ikinci maçta ise 0-0 berabere kalan Türkiye, büyük turnuva özlemini gelecek şampiyonalara bıraktı
-Son 5 büyük turnuvanın sadece 1`inde var- Millilerin, 2002`deki dünya kupasından sonra oynadıkları 3 Avrupa Şampiyonası elemesi ve 2 de Dünya Kupası elemesi olmak üzere 5 büyük organizasyonun sadece birinde, 2008`deki Avrupa Şampiyonası`nda finallere katılabilmesi de dikkati çeken bir diğer unsur. Ay-yıldızlıların, son 11 yıllık süreçteki performansında, büyük bir turnuvanın finallerine katılabildiğinde son dörde kalmayı başardığı ancak finallere gitme hakkına erişemediği zaman ise önemli bir başarısızlığa imza attığı görülüyor
-Kulüp takımları, Milli Takım`ı doğrudan etkiliyor- 2002 ile 2011 yılları arasında, katıldığı biri Dünya Şampiyonası biri de Avrupa Şampiyonası finalleri olmak üzere iki dev organizasyonda, (A) Milli Takım`ın yakaladığı önemli başarıların, Türk kulüplerinin o sezon Avrupa kupalarında elde ettikleri başarılara dayandığı göze çarpıyor. Türk kulüplerinin kayda değer bir başarı yakalayamadığı yıllarda milli takımın da olumsuz etkilendiği istatistiklere yansımış durumda
Galatasaray`ın 1999-2000 sezonunda UEFA Kupası`nı kazanan kadrosunun büyük kısmı, önce Mustafa Denizli yönetimindeki milli takımın, Hollanda ile Belçika`nın evsahipliği yaptığı 2000 Avrupa Şampiyonası`nda çeyrek final heyecanının yaşamasına büyük katkı yapmıştı. Aynı kadronun öncülüğünde bu kez Şenol GÜneş tarafından idare edilen (A) Milli Takım, 2002`de Japonya ile Güney Kore`nin ortaklaşa düzenlediği 17. Dünya Kupası`nda dünya üçüncülüğünü kazanma başarısı göstermişti
Kulüpler bazında yakalanan bir diğer örnekte ise Fenerbahçe`nin, 2007-2008 sezonunda UEFA Şampiyonlar Ligi`nde çeyrek final oynaması, Fatih Terim idaresindeki Türkiye`nin, İsviçre ve Avusturya`nın ortaklaşa evsahipliği yaptığı 2008 Avrupa Şampiyonası`nda son dörde girmesinde etkili olmuştu. Her iki örnekte görüldüğü üzere kulüp takımlarının kendi maçlarını kazanış biçimlerinin, milli takıma da aynen yansıdığı dikkati çeken bir başka unsur
(BRS-ZZ)
Kaynak: AA
Türk futbolunun, son 11 yıllık süreci göz önüne alındığında, tarihindeki önemli başarılara bu dönemde imza atsa da, bir o kadar başarısızlığa da yine bu dönemde tanıklık ettiği görülüyor. Ay-yıldızlılar, 2002`de kazanılan dünya üçüncülüğü başarısının ardından 2004 yılında Portekiz`in evsahipliği yaptığı Avrupa Şampiyonası finalleri ve 2006 yılında Almanya`nın düzenlediği 18. Dünya Kupası finallerine, çok yaklaşmasına rağmen katılamadı. 2008`de İsviçre ile Avusturya`nın birlikte organize ettiği 13. Avrupa Şampiyonası finallerine giden (A) Milli Takım, turnuvada mucizelere imza atarak, üçüncülüğe uzanmayı başardı
Kazanılan Avrupa üçüncülüğünden sonra Güney Afrika`nın düzenlediği 19. Dünya Kupası ve son olarak bu yaz Polonya ile Ukrayna`nın birlikte evsahipliği yapacağı 14. Avrupa Şampiyonası`na katılma şansını, Hırvatistan play-off maçları ile kaçıran Türkiye`nin durumu, ``1 ileri, 2 geri`` şeklinde gözüküyor
-2004 ve 2006`da yok, 2008`de var- (A) Milli Takım, 2002 Dünya Kupası`nın ardından katıldığı 2004 Avrupa Şampiyonası elemelerinde, İngiltere ile yer aldığı 7. Grup`ta ikinci olarak play-off oynamak durumunda kalmış, bu aşamada, Letonya gibi Avrupa futbolunda o tarihe kadar iz bırakmayan bir ülkeye geçilerek, 2004 yazında Portekiz`in organize ettiği finallere gidememişti
2000 yılında Avrupa Şampiyonası ile 2002 Dünya Kupası finallerine üst üste gitmeyi başaran Türkiye, 2004 Avrupa Şampiyonası finallerine katılamayarak, büyük şok yaşadı. Ay-yıldızlılar, buradan gözünü Almanya`daki 2006 Dünya Kupası finallerine çevirmiş, Ukrayna, Danimarka ve Yunanistan gibi güçlü rakiplerin bulunduğu 2. Gruba düşmüştü. Ukrayna`nın ardından grubu ikinci sırada tamamlayan milliler, İsviçre ile oynanan play-off müsabakalarında, bir önceki Letonya kabusunun benzerini görmüş ve çok sayıda Türk`ün yaşadığı, bir anlamda ikinci evi olan Almanya`daki 18. Dünya Kupası finallerine katılamamıştı
Ay-yıldızlılar, 2008 Avrupa Şampiyonası elemelerinde de (C) Grubu`nda Yunanistan`ın arkasında kalarak, eleme grubunu ikinci sırada tamamlamış ve o seneki statüde ikinciler için play-off oynamanın gerek olmaması nedeniyle finallere doğrudan katılmaya hak kazanmıştı. Finallerde oynadığı maçlarda özellikle yaptığı olağanüstü geri dönüşlerle akıllarda iz bırakan Türkiye, yarı finalde Almanya`ya şansız bir şekilde yenilerek, turnuvayı üçüncülükle tamamlamıştı
-2010 ve 2012`de yine yok- Türkiye, Avrupa`da oldukça ses getiren üçüncülüğünün ardından yine ilk dönemdeki gibi 2010 Dünya Kupası elemelerinde oldukça kötü bir performans ortaya koydu. Son Avrupa şampiyonu İspanya ile aynı grupta yer alan Ay-yıldızlılar, İspanya`yı zorlama ümitlerinin yanına yaklaşmak bir kenara, grupta Bosna-Hersek`e geçilerek, 5. eleme grubunu üçüncü sırada tamamladı ve play-off`a dahi gidemedi
2010 Dünya Kupası finallerine katılamadıktan sonra gözlerin çevrildiği 2012 Avrupa Şampiyonası elemelerinde, Türkiye, (A) eleme grubunda Almanya ile mücadele etti. Grupta inişli-çıkışlı bir grafik çizen milliler, zorlansalar da ikinci olarak, play-off`a gitmeye hak kazandı. Play-off`ta rakibi Hırvatistan`a ilk maçta sahasında 3-0 yenilen, ikinci maçta ise 0-0 berabere kalan Türkiye, büyük turnuva özlemini gelecek şampiyonalara bıraktı
-Son 5 büyük turnuvanın sadece 1`inde var- Millilerin, 2002`deki dünya kupasından sonra oynadıkları 3 Avrupa Şampiyonası elemesi ve 2 de Dünya Kupası elemesi olmak üzere 5 büyük organizasyonun sadece birinde, 2008`deki Avrupa Şampiyonası`nda finallere katılabilmesi de dikkati çeken bir diğer unsur. Ay-yıldızlıların, son 11 yıllık süreçteki performansında, büyük bir turnuvanın finallerine katılabildiğinde son dörde kalmayı başardığı ancak finallere gitme hakkına erişemediği zaman ise önemli bir başarısızlığa imza attığı görülüyor
-Kulüp takımları, Milli Takım`ı doğrudan etkiliyor- 2002 ile 2011 yılları arasında, katıldığı biri Dünya Şampiyonası biri de Avrupa Şampiyonası finalleri olmak üzere iki dev organizasyonda, (A) Milli Takım`ın yakaladığı önemli başarıların, Türk kulüplerinin o sezon Avrupa kupalarında elde ettikleri başarılara dayandığı göze çarpıyor. Türk kulüplerinin kayda değer bir başarı yakalayamadığı yıllarda milli takımın da olumsuz etkilendiği istatistiklere yansımış durumda
Galatasaray`ın 1999-2000 sezonunda UEFA Kupası`nı kazanan kadrosunun büyük kısmı, önce Mustafa Denizli yönetimindeki milli takımın, Hollanda ile Belçika`nın evsahipliği yaptığı 2000 Avrupa Şampiyonası`nda çeyrek final heyecanının yaşamasına büyük katkı yapmıştı. Aynı kadronun öncülüğünde bu kez Şenol GÜneş tarafından idare edilen (A) Milli Takım, 2002`de Japonya ile Güney Kore`nin ortaklaşa düzenlediği 17. Dünya Kupası`nda dünya üçüncülüğünü kazanma başarısı göstermişti
Kulüpler bazında yakalanan bir diğer örnekte ise Fenerbahçe`nin, 2007-2008 sezonunda UEFA Şampiyonlar Ligi`nde çeyrek final oynaması, Fatih Terim idaresindeki Türkiye`nin, İsviçre ve Avusturya`nın ortaklaşa evsahipliği yaptığı 2008 Avrupa Şampiyonası`nda son dörde girmesinde etkili olmuştu. Her iki örnekte görüldüğü üzere kulüp takımlarının kendi maçlarını kazanış biçimlerinin, milli takıma da aynen yansıdığı dikkati çeken bir başka unsur
(BRS-ZZ)