Kaosa ve zülme izin vermeyiz
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye halkının haklı taleplerinin hayata geçirilmesi için Türkiye olarak ellerinden geleni yapacaklarını belirterek, "Suriye'de kaosa da izin vermeyiz zulme de izin vermeyiz. Bu bizim Suriye halkına karşı sorumluluğumuzdur" dedi.
Davutoğlu, Amman'da Ürdün Dışişleri Bakanı Nasır Cude ile görüşmelerinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında Ürdün'de kapsamlı görüşmeler gerçekleştirdiklerini söyledi.
Ürdün devletinin Van'daki depremin ilk günü kendilerini arayarak yardım teklifinde bulunduğunu belirten Davutoğlu, hassasiyetleri için Ürdün'e teşekkür ederek Ürdün'den gelen her türlü yardımın Türk halkı tarafından şükranla karşılanacağını dile getirdi.
Ürdün'de yeni kurulan hükümetin ilk günü olduğunu kaydeden Davutoğlu, yeni hükümete de başarılar diledi.
Ürdün'ün Ortadoğu'nun istikrarı için belkemiği konumunda olduğunu söyleyen Davutoğlu, Ürdün yönetiminin Arap toplumlarındaki gelişmeleri doğru tahmin ederek reform çalışması içerisine girdiğini kaydetti.
Davutoğlu, Kral II. Abdullah'ın çabalarının takdire şayan olduğunu da belirterek, Türkiye olarak Ürdün'ün hep yanında olacaklarını ifade etti.
Davutoğlu, görüşmelerde iki ülke arasında üst düzey stratejik konsey kurulması konusunda kararlılıklarını teyit ettiklerini ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Ürdün'ü ziyaret etme arzusunu dile getirdiklerini kaydetti.
Suriye konusunda Katar'da gerçekleştirdiği görüşmelere işaret eden Davutoğlu, bu konuda Suriye'nin güney komşusu Ürdün'le istişarelerin süreceğini ifade etti.
Sivillere karşı yürütülen operasyonların durdurulmadan reformların mümkün olmayacağını dile getiren Davutoğlu, Suriye için her çabayı gösterdiklerini ancak Suriye yönetiminin sert önlemler almaya devam ettiğini söyledi.
"Arap Ligi'nin teşebbüsünün etkili olmasını diliyorum. Herşeyden önce akan kanın durması lazım" diye konuşan Davutoğlu, Suriye yönetiminin yürüttüğü askeri operasyonları da durdurması gerektiğini dile getirdi.
Suriye halkının haklı taleplerinin hayata geçirilmesi için Türkiye olarak ellerinden geleni yapacaklarını dile getiren Davutoğlu, bu konuda dost ve kardeş ülke Ürdün ile de koordinasyonda olacaklarını ifade etti.
Davutoğlu, "Suriye'de kaosa da izin vermeyiz zulme de izin vermeyiz. Bu bizim Suriye halkına karşı sorumluluğumuzdur" diye konuştu.
Filistin konusundaki tutumlarının da açık ve net olduğunu dile getiren Davutoğlu, Filistin devletinin sürdürülebilir sınırlarda ve 1967 sınırlarını esas alarak kurulmasının uluslararası toplum üzerinde bir mecburiyet olduğunu kaydetti.
Bunun bir lütuf değil sorumluluk olduğunu vurgulayan Davutoğlu, Filistinlilerin artık kendi devletlerinde yaşaması gerektiğinin önemine değindi.
Türkiye'nin bu yöndeki çabalarına işaret eden Davutoğlu, BM'de Filistin devletinin tanınmasının barışın önünü açacağını düşündüklerini ifade etti.
Ankara'da Ortadoğu Dörtlüsü'nün temsilcisi Tony Blair'i ağırladıklarını anımsatan Davutoğlu, Dörtlü'nün açıklamalarının bir sene içinde sonuç alınamaması durumunda açıkta kalacağını belirterek yeni bir sürece değil bir çözüme ihtiyaç olduğunu belirtti.
Davutoğlu, Filistin konunda Ürdün'ün en temel aktör olduğunu belirterek, Ortadoğu barış süreciyle ilgili her fasılda bulunan Ürdün'ün kanaatinin büyük önem taşıdığını kaydetti.
Davutoğlu, gerek Ortadoğu barış sürecinde gerekse Filistinlilerin haklarının alınması için Türkiye'nin Ürdün'le beraber çalışacağını ifade etti.
Davutoğlu, bir gazetecinin "Suriye'ye daha ne kadar baskı yapmayı düşünüyorsunuz?" şeklindeki sorusuna karşılık, bunların baskı olarak değerlendirilmemesi gerektiğini söyledi.
Suriye halkının kaderinin bütün bölgeyi ilgilendirdiğini kaydeden Davutoğlu, buna dur demenin tarihi bir borç olduğunu dile getirdi.
-Ürdün Dışişleri Bakanı Nasır Cude-
Ürdün Dışişleri Bakanı Nasır Cude de, konuşmasında Van'da meydana gelen deprem dolayısıyla Türk hükümeti ve halkına başsağlığı diledi.
Ürdün ve Türkiye arasında tüm alanlarda tarihi güçlü ilişkilerin bulunduğunu vurgulayan Cude, bu ilişkilerin daha da güçlendirilmesi için gereken adımları ele aldıklarını kaydetti.
Cude, görüşmede Davutoğlu'na, Ürdündeki ekonomik ve sosyal reformlar hakkında bilgi verdiklerini ve anayasanın gözden geçirilmesine yönelik adımları anlattıklarını söyledi.
Bu sabah Kral II. Abdullah tarafından parlamentoda yapılan konuşmaya dikkati çeken Cude, Kral Abdullah'ın politik reformlar, yeni anayasa ve ülkede demokratik seçimlerin olması için reform hedeflerini anlattığını kaydetti.
Cude, Davutoğlu ile görüşmelerinde bölgesel gelişmelerin ele alındığını, Suriye'deki durumla ilgili Arap ülkeleri dışişleri bakanlarının görüşmelerinin takip edildiğini ifade etti.
Suriye'de akan kanın durdurulması, asayişin sağlanması ve gerekli reformların yapılmasının önemini vurguladıklarını söyleyen Cude, Libya, Mısır ve Tunus'taki gelişmeleri de ele aldıklarını ve bu konularda beraber bir program üzerinde anlaştıklarını ifade etti.
Filistin sorununun ise çok önemli diğer bir konu olduğunu dile getiren Cude, barış sürecine yönelik çabalara göz attıklarını belirterek, aktif müzakerelere başlanması gerektiğini söyledi.
Kudüs sorunu, mülteci sorunu, su sorunlarında çözüm önerilerinin getirilmesi gerektiğini ifade eden Cude, "1967 sınırlarına göre özgür, bağımsız bir Filistin devletinin kurulması gerekmektedir" dedi.
Cude, Arap Ligi'nin Suriye toplantısı sonrası bir ilerleme olup olmayacağına ilişkin soru üzerine de, Suriye konusunda kendilerinin olayların başından beri ellerinden geleni yaptıklarını söyledi.
Cude, "Biz de sivillere yapılanlara karşıyız. Halka olan baskının bir an önce durması lazım. Şu anda görüşmeler bitmeden neler olacağını tahmin edemiyoruz. Ürdün'ün duruşu bu konuda bellidir. Başka ülkelerin iç politikasına karışma gibi bir niyetimiz yok ama yine de Suriye'de olanlara karşıyız" diye konuştu.
Cude, yeni hükümet oluşturulurken Hamas'la görüşmelerde bulunulduğuna işaret edilerek bu yakınlaşmanın anlamının sorulması üzerine, Hamas'la görüşmelerinde gizli bir şey olmadığını, Başbakan Amr El Hasavne'nin Halid Meşal'le telefonda görüştüğünü söyledi.
"Hamas'la görüşmeler hiçbir zaman durmadı ki şimdi yeniden canlansın" diye konuşan Cude, Meşal'in taziye için Suudi Arabistan'a gitmesinden önce Ürdün'e uğramayı planladığını ama bunun mümkün olmadığını dile getirerek, "Tek çabamız özgür Filistin devletinin kurulması" dedi.
Ürdün devletinin Van'daki depremin ilk günü kendilerini arayarak yardım teklifinde bulunduğunu belirten Davutoğlu, hassasiyetleri için Ürdün'e teşekkür ederek Ürdün'den gelen her türlü yardımın Türk halkı tarafından şükranla karşılanacağını dile getirdi.
Ürdün'de yeni kurulan hükümetin ilk günü olduğunu kaydeden Davutoğlu, yeni hükümete de başarılar diledi.
Ürdün'ün Ortadoğu'nun istikrarı için belkemiği konumunda olduğunu söyleyen Davutoğlu, Ürdün yönetiminin Arap toplumlarındaki gelişmeleri doğru tahmin ederek reform çalışması içerisine girdiğini kaydetti.
Davutoğlu, Kral II. Abdullah'ın çabalarının takdire şayan olduğunu da belirterek, Türkiye olarak Ürdün'ün hep yanında olacaklarını ifade etti.
Davutoğlu, görüşmelerde iki ülke arasında üst düzey stratejik konsey kurulması konusunda kararlılıklarını teyit ettiklerini ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Ürdün'ü ziyaret etme arzusunu dile getirdiklerini kaydetti.
Suriye konusunda Katar'da gerçekleştirdiği görüşmelere işaret eden Davutoğlu, bu konuda Suriye'nin güney komşusu Ürdün'le istişarelerin süreceğini ifade etti.
Sivillere karşı yürütülen operasyonların durdurulmadan reformların mümkün olmayacağını dile getiren Davutoğlu, Suriye için her çabayı gösterdiklerini ancak Suriye yönetiminin sert önlemler almaya devam ettiğini söyledi.
"Arap Ligi'nin teşebbüsünün etkili olmasını diliyorum. Herşeyden önce akan kanın durması lazım" diye konuşan Davutoğlu, Suriye yönetiminin yürüttüğü askeri operasyonları da durdurması gerektiğini dile getirdi.
Suriye halkının haklı taleplerinin hayata geçirilmesi için Türkiye olarak ellerinden geleni yapacaklarını dile getiren Davutoğlu, bu konuda dost ve kardeş ülke Ürdün ile de koordinasyonda olacaklarını ifade etti.
Davutoğlu, "Suriye'de kaosa da izin vermeyiz zulme de izin vermeyiz. Bu bizim Suriye halkına karşı sorumluluğumuzdur" diye konuştu.
Filistin konusundaki tutumlarının da açık ve net olduğunu dile getiren Davutoğlu, Filistin devletinin sürdürülebilir sınırlarda ve 1967 sınırlarını esas alarak kurulmasının uluslararası toplum üzerinde bir mecburiyet olduğunu kaydetti.
Bunun bir lütuf değil sorumluluk olduğunu vurgulayan Davutoğlu, Filistinlilerin artık kendi devletlerinde yaşaması gerektiğinin önemine değindi.
Türkiye'nin bu yöndeki çabalarına işaret eden Davutoğlu, BM'de Filistin devletinin tanınmasının barışın önünü açacağını düşündüklerini ifade etti.
Ankara'da Ortadoğu Dörtlüsü'nün temsilcisi Tony Blair'i ağırladıklarını anımsatan Davutoğlu, Dörtlü'nün açıklamalarının bir sene içinde sonuç alınamaması durumunda açıkta kalacağını belirterek yeni bir sürece değil bir çözüme ihtiyaç olduğunu belirtti.
Davutoğlu, Filistin konunda Ürdün'ün en temel aktör olduğunu belirterek, Ortadoğu barış süreciyle ilgili her fasılda bulunan Ürdün'ün kanaatinin büyük önem taşıdığını kaydetti.
Davutoğlu, gerek Ortadoğu barış sürecinde gerekse Filistinlilerin haklarının alınması için Türkiye'nin Ürdün'le beraber çalışacağını ifade etti.
Davutoğlu, bir gazetecinin "Suriye'ye daha ne kadar baskı yapmayı düşünüyorsunuz?" şeklindeki sorusuna karşılık, bunların baskı olarak değerlendirilmemesi gerektiğini söyledi.
Suriye halkının kaderinin bütün bölgeyi ilgilendirdiğini kaydeden Davutoğlu, buna dur demenin tarihi bir borç olduğunu dile getirdi.
-Ürdün Dışişleri Bakanı Nasır Cude-
Ürdün Dışişleri Bakanı Nasır Cude de, konuşmasında Van'da meydana gelen deprem dolayısıyla Türk hükümeti ve halkına başsağlığı diledi.
Ürdün ve Türkiye arasında tüm alanlarda tarihi güçlü ilişkilerin bulunduğunu vurgulayan Cude, bu ilişkilerin daha da güçlendirilmesi için gereken adımları ele aldıklarını kaydetti.
Cude, görüşmede Davutoğlu'na, Ürdündeki ekonomik ve sosyal reformlar hakkında bilgi verdiklerini ve anayasanın gözden geçirilmesine yönelik adımları anlattıklarını söyledi.
Bu sabah Kral II. Abdullah tarafından parlamentoda yapılan konuşmaya dikkati çeken Cude, Kral Abdullah'ın politik reformlar, yeni anayasa ve ülkede demokratik seçimlerin olması için reform hedeflerini anlattığını kaydetti.
Cude, Davutoğlu ile görüşmelerinde bölgesel gelişmelerin ele alındığını, Suriye'deki durumla ilgili Arap ülkeleri dışişleri bakanlarının görüşmelerinin takip edildiğini ifade etti.
Suriye'de akan kanın durdurulması, asayişin sağlanması ve gerekli reformların yapılmasının önemini vurguladıklarını söyleyen Cude, Libya, Mısır ve Tunus'taki gelişmeleri de ele aldıklarını ve bu konularda beraber bir program üzerinde anlaştıklarını ifade etti.
Filistin sorununun ise çok önemli diğer bir konu olduğunu dile getiren Cude, barış sürecine yönelik çabalara göz attıklarını belirterek, aktif müzakerelere başlanması gerektiğini söyledi.
Kudüs sorunu, mülteci sorunu, su sorunlarında çözüm önerilerinin getirilmesi gerektiğini ifade eden Cude, "1967 sınırlarına göre özgür, bağımsız bir Filistin devletinin kurulması gerekmektedir" dedi.
Cude, Arap Ligi'nin Suriye toplantısı sonrası bir ilerleme olup olmayacağına ilişkin soru üzerine de, Suriye konusunda kendilerinin olayların başından beri ellerinden geleni yaptıklarını söyledi.
Cude, "Biz de sivillere yapılanlara karşıyız. Halka olan baskının bir an önce durması lazım. Şu anda görüşmeler bitmeden neler olacağını tahmin edemiyoruz. Ürdün'ün duruşu bu konuda bellidir. Başka ülkelerin iç politikasına karışma gibi bir niyetimiz yok ama yine de Suriye'de olanlara karşıyız" diye konuştu.
Cude, yeni hükümet oluşturulurken Hamas'la görüşmelerde bulunulduğuna işaret edilerek bu yakınlaşmanın anlamının sorulması üzerine, Hamas'la görüşmelerinde gizli bir şey olmadığını, Başbakan Amr El Hasavne'nin Halid Meşal'le telefonda görüştüğünü söyledi.
"Hamas'la görüşmeler hiçbir zaman durmadı ki şimdi yeniden canlansın" diye konuşan Cude, Meşal'in taziye için Suudi Arabistan'a gitmesinden önce Ürdün'e uğramayı planladığını ama bunun mümkün olmadığını dile getirerek, "Tek çabamız özgür Filistin devletinin kurulması" dedi.