Kılıçdaroğlu: Seçim Bitti Terör Başladı İzmir (a.a)

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, terörün bir partinin değil, Türkiye`nin sorunu olduğunu belirterek, ``Bütün siyasi partiler bu sorunu çözmek için katkı vermek zorundadır.

Biz bu kadar açığız`` dedi

ESİAD 28. Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı`nda konuşan Kılıçdaroğlu, çekirdek enflasyonun yükseldiğini, ekonominin döviz bazlı yükümlülüklerinin arttığını ve son birkaç ayda Merkez Bankası`nın döviz rezervinin 7 milyar dolar azaldığını, tüm bu olumsuz gelişmeleri dünyanın da izlediğini söyledi

Terörün bir partinin değil, Türkiye`nin sorunu olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, ``Bütün siyasal partiler bu sorunu çözmek için katkı vermek zorundadır. Biz bu kadar açığız. Parlamentoda her siyasal parti iki akil adamı görevlendirsin. Nasıl anayasada uzlaşma komisyonu kuruyorsun. Terörü sonlandırmak için de uzlaşma komisyonu kurarsın. Her siyasal parti iki akil adam görevlendirebilir. Bunlar eş zamanlı çalışabilirler. Çözümleri üretsinler ve biz de bu sorunu çözelim`` diye konuştu

-``Kulaklarınızı tıkarsanız``- CHP`nin terör konusunda görüşünün bulunmadığına ilişkin eleştirilerin olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: ``Kulaklarınızı tıkarsanız olmaz. İlla bizim her dediğimiz kabul görecek diye bir kural yok. Benim merak ettiğim bir olay var. AKP`nin görüşü nedir, politikası nedir bilen var mı? Bir Allah`ın kulu anlatsın ben de öyle yapayım. Ortada bir şey yok. Ne çıktı ortaya? Oslo görüşmeleri çıktı. Bakın görüşmelerin içeriğine çok fazla girmemiştim. Ama ortaya çıkan tablo Erdoğan-PKK görüşmesidir

Mektuplar yayınlandı, seçime endeksli terör örgütüne silah bıraktırdılar. Seçim bitti, terör başladı. Bunun hesabını kimden soracağız? Ya kahveci Mehmet Efendi`den ya da ülkeyi yöneten başbakandan soracağım. Öbürü `ben ülkeyi yönetiyorum` diyor. `Böyle vahim olayda siyasi iktidarlar istifa seçeneğini düşünürler` dedim. Sana bu oyu millet niçin verdi? Var olan sorunları çöz diye verdi. E, oyu alıp ben bu sorunlara talibim diye seçim meydanlarına çıktın. O zaman bu işin sorumlusu kim? İktidara biz açık çek veriyorduk. CHP olarak çözümüne destek vereceğiz diyorduk. Bir çözüm geliyor mu? Bize `fırsatçılık yapıyor` diyenler, bu hükümet fırsatçılık yapıyor. Onlar apar topar `Deniz Feneri` sanıklarını serbest bırakıyor.`` -``Böyle anlayışla ülke yönetilmez``- Hükümet baskısının iş adamları ve medya üzerinde yoğunlaştığını, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ın ``Nereye gidiyorsak, parti olarak gidiyoruz`` şeklinde ifadeler kullandığını savunan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: ``Türkiye Cumhuriyeti nerede? Beyefendi sanıyor ki AK Parti Genel Başkanı olarak gittiğinde dünya böyle saygı duyacak. Sana saygı duyulmasını sağlayan Türkiye Cumhuriyeti`nin verdiği unvandır. Hırsları o kadar aklının önüne geçmiş. Her şeyi kendisi yapıyor. Türkiye Cumhuriyeti, uluslararası kurtuluş savaşı veren bir devlettir. Ağırlığı olan bir devlettir. Kendisini Türkiye Cumhuriyeti`nin üzerinde gören bir başbakan görüyorum, Allah akıl fikir versin. Böyle bir anlayışla ülke yönetilemez. Biz belli konularda sesimizi çıkarmıyorsak, bu güzel ülkeye yazık olmasın diyedir.`` AK Partili milletvekillerinin 3 dönemdir mecliste çoğunlukta olduğunu, buna karşın kanun yerine kanun hükmünde kararname çıkardıklarını öne süren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: ``Ankara`ya giderseniz adliye binasından geçerken burnunuzu tutun. Tuz kokusu sizi rahatsız edebilir. Tuzun koktuğu yerde adalet, vicdan olmaz. Tuzun koktuğu yerde özgürlük, demokrasi olmaz. Eskiden `yerel mahkeme yanlış yapsa bile Ankara`da bozulur` denirdi. Şimdi Ankara`da yargıçlar yok. Siyasi otoritenin emrinde yargıçlar var

Bir yargıtay düşünün, 160 üyesi blok oy kullanıyor. 160 kişinin aynı oyu kullanması için beyninin tek koşullu işlemesi lazım, bir otoriteden emir alıp oy kullanması lazım. Bir anayasa mahkemesi düşünün, hülle ile yargıç tayin ediyor. Bakıyorlar yüksek dereceli bir üst düzey bürokrat alacaklar ne yapıyorlar. Önce onu alıp müsteşar yardımcısı yapıyorlar, sonra Anayasa Mahkemesi`ne üye tayin ediyorlar. Hülle ile yargıcın atandığı bir mahkeme, mahkeme olabilir mi? Orada ahlak, etik kurallar olabilir mi? Muhalefet olarak işimiz çok zor. Eskiden muhalefete, muhalefet edilmezdi iktidara muhalefet edilirdi.``
Kaynak: AA