Mısır’da ordu, şimdiye kadar gösterilere uzak kaldı
Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek karşıtı eylemlerin bugün zirve yaptığı Mısır’da ordu, şimdiye kadar polisle göstericiler arasındaki çatışmalara sessiz kaldı. Ancak 82 yaşındaki Mübarek’in gitmesini isteyen göstericilere eninde sonunda müdahale edeceği belirt
Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek karşıtı eylemlerin bugün zirve yaptığı Mısır’da ordu, şimdiye kadar polisle göstericiler arasındaki çatışmalara sessiz kaldı. Ancak 82 yaşındaki Mübarek’in gitmesini isteyen göstericilere eninde sonunda müdahale edeceği belirtiliyor. Mısırlı eylemcilerin ilham kaynağı olan Tunus’taki olaylarda ordunun, Zeynelabidin Bin Ali’yi desteklememesi, devrimin en önemli dönüm noktası olarak da görülüyordu. Bin Ali’nin, ordudan destek alamayınca yurt dışına kaçtığı belirtilmişti. Mısır’da ise durum benzer olmasa da ordu bugüne kadar olaylara müdahale etmedi. Ancak İçişleri Bakanlığı’na bağlı polislerin ve güvenlik güçlerinin göstericilerle mücadelesini izleyen generallerin, kendi seçeneklerini düşündüğü belirtiliyor. İsminin açıklanmasını istemeyen bir güvenlik yetkilisi, Reuters’e yaptığı açıklamada “İşaretler ordunun gerekirse Süveyş ve Mısır’ın diğer kesimlerinde müdahaleye hazır olduğunu gösteriyor.” dedi. Dünyanın onuncu büyük ordusu olan 468 binden fazla askerli Mısır Silahlı Kuvvetleri, 1952’deki darbenin de baş mimarı olmuştu. O zamandan bu yana görev yapan dört Mısır Devlet Başkanı, hep ordunun içinden geldi. Şu an ordunun başında ise Mareşal Muhammed Hüseyin Tantavi (75) bulunuyor. Ordu, ABD’den yılda 1,3 milyar dolar yardım alıyor. Ordudaki asker sayısı, İçişleri Bakanı Habib El Adli’ye bağlı polislerin sayısını geçti. Bu sayı özellikle 1990’lı yıllardaki “İslami devrim” hareketleri sırasında 1,4 milyona yükselmişti. Ordu ve polis, Mısır’da iktidar partisi ve kendi elit grubuyla 30 yıllık Mübarek rejiminin ana çekirdeğini oluşturuyor. Ancak ordunun, tıpkı Tunus’taki gibi olaylara müdahalesini geciktirdiği belirtiliyor. Adının açıklanmasını istemeyen yetkili, askerin önceliğini dış savunma olduğunu ve polis işi olmadığını; ancak ordunun ayaklanmayı önlemek için sokağa çıkma yasağı uygulanması ve diğer bazı sert tedbirler için hazırlık yaptığını aktarıyor. Mısırlı muhalif isimlerden Hossam Hamalawy ise orduya müdahale emri verilmesi halinde ya çok kan akacağını ya da askerlerin kendi yurttaşlarına kurşun sıkmayacağını kaydediyor. Ordunun halkla karşı karşıya gelemeyeceğini savunan Hamalawy, “Eğer bir ayaklanma olur ve buna karşı asker gönderilirse bu rejim için felaket olur, halk için değil” öngörüsünde bulunuyor. Ordu, 1977 yılında ekmek isyanlarının bastırılmasında ve 1986’da polislerin maaş protestolarının bastırılmasında kullanılmıştı. Ancak ordunun bugüne kadarki tutumu, başkanlık değişimine olan tutumu merkez alınarak değerlendirildi. Wikileaks tarafından sızdırılan belgelere göre ordunun, Hüsnü Mübarek’in yerine oğlu Cemal Mübarek’i getirmesine izin vermeyeceği belirtiliyordu. Buna gerekçe olarak ise Cemal Mübarek’in askeri bir geçmişi bulunmaması, sivil bir işadamı olması gösteriliyordu. Ancak 2009 tarihli bir başka Wikileaks belgesine göre eski bakanlardan Ali El Deen Hilal Dessouki, başkanlığın yavaş bir şekilde bir sivile geçmesine müsaade edebileceğini söylemişti. Mübarek, bugüne kadar önümüzdeki Eylül ayındaki seçimlerde aday olup olmayacağını açıklamadı. Cemal de aday olacağı iddialarını reddediyor.