Abd‘nin Nükleer Silahsızlanma Öncelikleri Ve Türkiye

 ABD‘de bazı düşünce kuruluşu uzmanları, Türkiye‘nin kendisini İran‘ın nükleer silah programının hedefi olarak görmediği, ancak nükleer silaha sahip bir İran‘dan da endişe ettiği görüşünü dile getirdi.

George Washington Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü‘nde "Türkiye‘nin ABD‘nin Nükleer Silahsızlanma Önceliklerindeki Rolünü İncelemek: Ortak, Arabulucu, İş Bozucu Mu Ya Da Üçü Birden Mi?" başlıklı konferans düzenlendi. 

James Martin Nükleer Silahsızlanma Araştırmaları Merkezi uzmanı Jessica Varnum, bölgesinde ana oyuncu haline gelmeye başlayan Türkiye‘nin sırtını batıya çevirdiği söylemlerine katılmadığını, bunun Soğuk Savaş sonrası düzenin getirdikleriyle ilgili olduğunu söyledi. 

Artık Türkiye‘nin dostları ve düşmanlarının ABD ile tamamen aynı olması gerektiğini düşünmediğini belirten Varnum, Türkiye‘nin dış politikasının Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu‘nun ortaya koyduğu "stratejik derinlik" ve "sıfır sorun" politikasına dayandığını kaydetti. Varnum, "ABD‘nin Türkiye‘yi kaybetmediğini, ancak önündeki zorluğun, Türkiye‘nin Soğuk Savaş dönemi sonrasında kendileriyle aynı dost ve düşmanlara sahip olması gerektiği fikrini kabul etmemesi" olduğunu ifade etti. 

Varnum, iki ülke arasındaki çok iyi ilişkiler nedeniyle Türkiye‘nin kendisini İran‘ın nükleer silah programının hedefi olarak görmediğini, Türkiye‘nin radar istasyonu veya füze savunma sisteminin diğer parçalarına ev sahipliği yapıp yapmayacağı konusunun da henüz belli olmadığını, gelecekte bu konunun ABD ile Türkiye arasında sorun yaratabileceğini dile getirdi.

Varnum, ancak bölgede nükleer silah istemeyen Türkiye‘nin, İran‘ın buna kavuşması halinde, bu durumun bölgedeki diğer ülkelerin de nükleer silahlanmaya gidebileceği ortamdan endişe ettiğini belirtti.

TÜRKİYE BOŞANMAK ÜZERE OLAN ÇİFTİN ARKADAŞI GİBİ

"Türkiye‘yi aynı odada bile kalmak istemeyen iki kişi veya boşanmak üzere olan çiftin arkadaşı olmaya çalışan biri gibi" tanımlayan Varnum, bunun uzun süre devam edebilecek bir durum olmadığını ve birinden birini seçmek zorunda kalacağını söyledi.

Varnum, Türkiye‘nin taraflar arasında yakınlaşma olabileceğine dair yaklaşımını yine de gerçekçi bulduğunu, ama seçim yapmak zorunda kalırsa da ABD‘yi seçeceğini savundu.

Jessica Varnum, İran ile sınır paylaşan, ekonomi ve enerji gibi alanlarda önemli ilişkileri bulunan Türkiye‘nin tamamen ABD‘nin yanında yer almasının onu İran‘ın nükleer programının hedeflerinden biri haline getireceğini ve ekonomik meselelerin yanında sınırında göçmen sorunuyla karşılaşacağını kaydetti. 

Varnum, "İran‘a olumlu veya olumsuz bir baskı yapabilmek için (ABD ve Türkiye‘nin) aynı sayfada olması gerekiyor" dedi. 

-"MODEL ORTAKLIK..."-

Varnum, Türkiye‘nin "iddialı dış politikasının ABD için tamamen kötü bir durum olmadığını, bunun Türkiye‘nin bölgesindeki etkisini artıracağını ve bölgedeki ortak çıkarlarda ABD ile sorumlulukları paylaşma imkanı vereceğini" söyledi.

ABD ile Türkiye arasındaki ilişkilerin artık Soğuk Savaş dönemindeki gibi olamayacağını belirten Varnum, ABD‘nin, kendisiyle her zaman uyuşmayacak olan Türkiye‘nin yeni dış politika tercihlerini kabul etmesi halinde, bu iki ülkenin gelecek kuşakların model ortaklığını gerçekleştirme doğrultusunda çalışabileceklerini belirtti.

ABD‘nin Türkiye ile ilişkilerini daha da artırması gerektiğini belirten Varnum, ekonomik ilişkilerin geliştirilmesinden ve iki ülke arasında öğrenci değişimi olabileceğinden örnek verdi.

-"İTİCİ GÜÇ GÜVENLİK ENDİŞELERİ"-

Kaynak: AA